[Jin Ryoken & Kita Usagi] Şüpheler

[Jin Ryoken]

Kita Usagi'yi pek fazla tanımasam da, onun hem bir Ishigakure shinobisi olması, hem de Sohei'nin karşısında çenesini bir anda açması, ona güvenebileceğim hissiyatını oluşturmuştu bende. Şuana kadar güvendiğim tek insan olan Okawa Ringo'ya ulaşamıyor olmak, başka insanlar aramama sebep veriyordu ve tam insanını bulmuştum. Çıktığım yolda bu şüpheleri araştırabilecek bir durumum olmayacaktı, her şey normalmiş gibi davranmak zorundaydım. Belki de, Chouwano Kagi'ye tamamen güvendiğimi bile göstermem gerekebilirdi. Ancak bunu yapmayacak, yapmak istemeyecek birisi varsa, o da kesinlikle Kita Usagi olurdu. Aklımdan geçen her bir bilgiyi paylaşmak istiyordum onunla, aslında bilgiden ziyade bunların hepsi birer şüpheden ibaret olacaktı. Sonuçta, yakın koruması olduğum kişinin tavırlarını sorguluyor olsam bile, ona konduramıyorum bir şekilde. Altı boş şüpheler de olabilir, ancak altı hiç beklemediğimiz kadar dolu da olabilir. Belki de, basit tesadüfler serisidir sorguladığım şeyler, belki de daha başka. Yine de, bunların cevabını bulmak istiyorum, şimdi ki görevimde ise bu cevapları bulamayacağımı düşündüğümden, benim yerime cevapları arayabilecek birisine aktarmak zorundayım kafamdan geçen her bir soruyu.

Usagi-san'ın kaldığı yeri birkaç küçük soruşturma ile öğrenmiş ve ilerlemeye başlamıştım Sohei'yi bıraktıktan sonra. Usagi-san'ın bana yaptığı kaş göz hareketlerinin de nedenini merak ediyordum bir yandan. O da bir şeyler hakkında konuşacak olmalıydı, yoksa beni yemeğe çıkaracak hali yok diye düşünüyorum. Neden bana bu tarz hareketler yaptığını da öğrenmem gerekiyor. Onun üzerindeki şüpheleri herhangi bir şekilde arttırmamak için, her şey doğalmış gibi davranmaya devam ettim. Kaş göz hareketleri yaptıklarını anladılarsa bile, benim ne anladığımı bilmiyor olmalıydılar. Bu yüzden, elimden geldiğince bu durumu saklamaya ve bir şey anlamamış gibi davranmaya devam ettim. Usagi-san'ın kaldığı yere geldiğimde ise, kapıyı usulca çaldım birkaç yumuşak yumruk darbesiyle. Kapıyı açtığı gibi, hafif bir şekilde gülümsedim ve "Usagi-san, içeri girebilir miyim?" diye sordum, bu konuyu ayak üstü konuşmak istemiyorum.

[Kita Usagi]

Sohei ile olan konuşmasından sonra bir an önce eve dönüp hazırlanmaya başlamıştı. Yanına alacağı çok bir şey yoktu. Yine de uzun soluklu bir görev olacağını düşünerek hazırlık yapmanın uygun olacağına kanaat getirmişti. Her ne kadar Sohei aksini söylemiş olsa da, duruma göre Shijo'nin yanında bir süre onu izlemesi gerekebilirdi. Shijo'yi yaka paça tutup köye geri getirebilecek kadar güçlü birisi değildi şu an. Shijo'nin gücü, özellikle gözünün yeteneklerini bilmiyor olmasından dolayı her türlü duruma hazırlıklı gitmenin en mantıklı hareket olduğunu düşünüyordu.

Tabi, bir de Chouwano Kagi meselesi vardı. Sohei ile Kagi nasıl bir ilişki içindelerdi bilemiyordu lakin bunu çözmesi gerektiğini düşünüyordu. Sohei'ye olan güveni çok arada kalmış olsa da, Kagi'nin de olaya dahil olması ile Sohei'ye olan güveni sarsılmaya devam ediyordu. Aralarındaki bu ilişkiyi çözerek ya Sohei'ye olan güvenini tazeleyecekti bir miktar, ya da temelli yok edecekti. Shijo'yu bulma görevi ise bu istediği arama işini askıya almasını gerektiriyordu. Yüksek ihtimalle uzun bir süre köyden uzak olacaktı. Bunun farkındaydı. Bu uzakta kaldığı süre boyunca da bu konuda herhangi bir araştırma yapamayacaktı bu konu üzerine. Bu sebeple içindeki merak duygusunu bastırması gerekecekti. İstihbarat birimi içerisinde yapacağı soruşturma sırasında bu konuyu da araştırabilirdi.

Bir yandan hazırlıklarını tamamlayıp, bir yandan da kafasındaki düşünceleri sonuca ulaştırmaya yaklaşmışken kapının çalmasıyla irkilmişti Usagi. Yavaşça kapıya yaklaşıp delikten baktığında kapının önünde bekleyen kişinin Jin Ryoken olduğunu gördü. O anda bu araştırma işini tamamen Ryoken'e teslim edebileceğini fark etti. Sonuçta o da bu köyün bir Jounin'iydi ve Sohei'nin yakın koruması olmasından dolayı Sohei hakkında daha fazla bilgiye erişebilirdi belki. Ya da bir süre Chouwano Kagi'ye yakın temasta olacağından dolayı Kagi'nin hareketlerini ve asıl amacını anlayabilirdi. Aklındaki bu düşünceler ışığında kapıyı açtı. Ryoken'in içeri girmek istemesi üzerine, acelesi olduğu aklına geldi. "Hayır, giremezsin." diyip kapıyı Ryoken'in suratına kapattı. Hazırlığını zaten çoktan bitirmişti. Kapının hemen yanındaki dolapta duran çantasını aldı ve beline taktı. Dolaba yaslamış olduğu katanasını da alarak beline takıp kapıyı tekrar açtı. Devamında Ryoken'e gülümseyerek sözlerini sarf etti. "Lütfen benimle köy kapısına kadar yürü. Biraz acelem var yolda konuşuruz."

[Jin Ryoken]

Aldığım cevap, hiç beklemeyeceğim türden bir cevaptı. O kadar kaş göz yapmıştı, bir şeyler anlatmaya çalışıyordu ve tam anlamıyla anlamamıştım, ancak içeriye girme isteğime karşılık kapıyı yüzüme kapatmıştı. Genelde kadınlar bana böyle bir tavır takınmazdı, neden böyle bir sonuçla karşılaştığımı bilmiyordum. Kapı suratıma kapandığı anda olduğum yerde kalmıştım istemsizce, kapıyı tekrardan açacağını düşündüğümden falan değil, tamamen beni yerime zımba gibi sabitleyen bir hareket olmuştu. Alt çenemin istemsizce aşağıya doğru düştüğünden bile emindim, ancak varlığım öylesine yok olmuştu ki bunun gerçekleştiğinden emin değildim. Kapının geri açılmasına kadar geçen birkaç saniye, benim için birkaç saat gibiydi. Kafamı sağa veya sola çevirecek gücü bile bulamıyorken, kapının tekrar açılması ve acelesi olduğunu söylemesi, üzerimdeki şoku atmama yetiyordu. Kendimi hızlı bir şekilde toparlamış ve onun adımlarına eşlik etmeye başlamıştım.

"Yaptığın kaş gözlerden bir şeyler anlatmaya çalıştığını anladım, ancak ne anlattığını anlayamadım." Diyerek söze girdim. "Öncelikle, bana ne anlatmak istediğini açabilirsen, ben de sana birkaç şey söylemek istiyorum. İçimde cevaplandıramadığım sorular var ve çıkacağım görev sebebiyle bu sorulara cevap bulmam mümkün değil." Dedikten sonra biraz daha ciddi bir şekilde söze girdim. "Bu soruları sorduğumu veya cevap aradığımı da bilmelerini istemiyorum. Özellikle Sohei'nin. Sorgulamayan, tamamen güvenmiş bir emir kulu gibi görünmem lazım." Diyerek Usagi-san'ı alttan bir şekilde uyardım. Böylelikle, bu konuşmanın tamamen aramızda kalacağını da mühürlemiş oluyordum. "Ancak bu soruları güvenebileceğim birisine bırakmam gerek." Diyerek tüm konuşmamı şimdilik tamamladım ve bana ne anlatmak istediğini dinlemek için kulaklarımı hazır hale getirdim.

[Kita Usagi]

Köy kapısından biraz uzakta oturuyordu, bu sebeple Ryoken ile oraya yürürken konuşmak için yeterince zamanları olacağına inanıyordu. Biraz da tenha yolları seçerek ilerleyecekti, başkalarının ikiliyi yanyana konuşurken görmesini istemiyordu. Ryoken ile yan yana görünmek derdi değildi şu an. Asıl derdi konuşmalarının duyulmasıydı. Evde de konuşabilirlerdi bu konuyu lakin Shijo'yu yakalamak istiyorsa acele etmeliydi. Şu an Ryoken ile yan yana yürümelerinin nedeni de buydu.

Ryoken konuşmaya başlamıştı. Odada yaptığı hareketlerden şüphelenip gelmişti. Hareketleri anlamamış olsa da amacına ulaşmıştı. Ryoken ile bu konuyu yalnız konuşma fırsatı yakalamıştı. Buna ek olarak Ryoken'in de söylemek istediği şeyler olduğunu öğrenmişti. Muhtemelen onun konuşmak istediği şeyler de bu konu hakkındaydı. O yüzden lafı fazla gevelemeden direkt olarak konuya girmenin en mantıklısı olduğuna karar verdi.

"Bir şeyler dönüyor Ryoken-san. Chouwano Kagi'nin bingo kitabından çıkartıldıktan çok kısa bir süre sonra köye giriş yapmış olması, Ginbushi ve Juzo'nun ortadan kaybolması..." Sesini biraz kısıp etrafına bakınmıştı. Bu kısmı söyleyip söylememek konusunda kararsız kalmıştı. Eğer Ryoken'e güvenmek istiyorsa söylemek zorunda olduğunu da biliyordu. Biraz sıkılarak da olsa sözlerine devam etti. "...Shijo'nun görevini bırakması." Bir kaç saniye bekleyip Ryoken'in bu sözleri bilgileri sindirmesini beklemişti. Hemen ardından Ryoken'in konuşmasına fırsat vermeden devam etti. "Bak, siz çıktıktan sonra Sohei ile bazı şeyleri konuştuk. Gidişat iyi değil. İstihbarat biriminin içinde ayrışmalar var. Kagi'nin ülkeye girişini geçtim, köye girişini bile İstihbarat biriminden öğrenmemişler. Devriye raporlarından ulaşmış masasına. İki ihtimal üzerinde duruyorum. Ya şu anki yönetime bağlı olmayı kabul etmiyorlar, ya da içeride bir köstebek grubu var. Tek kişilik bir iş olduğunu sanmıyorum bunun." Konuşmasına devam etmeden önce derin bir nefes almıştı bıkkınlıkla. "Bir yandan da Shijo meselesi var. Direkt Kageyasu-sama'dan gelen bir görevi yarıda terk edip Asakura geçidine gitmiş. Nedeni bilinmiyor. Bu bilgi de aynı şekilde İstihbarat biriminin masasından geçmemiş ama mevzu bu değil. Shijo'nun bir şeyler çevirdiğinden şüpheleniyorum. Sohei'ye onu ikna edememem durumunda yardım teklif edeyim mi diye sordum. '...yanında durmanı veya ne yaptığını öğrenmeni tavsiye etmiyorum' diye bir cevap aldım. Buna ek olarak Shijo'yu köye geri getirememem durumunda ikimizin de sıkıntıya gireceğini söyledi. Sohei ile benim yani." Bu noktada sözlerini bitirip Ryoken'in bütün bilgileri işlemden geçirmesine izin verecekti.

Sözü Ryoken'e bırakmadan son sözlerini de sarf etti. "Yani diyeceğim o ki gidişat iyi değil, Kagi olayından sonra Sohei'ye de güvenim baya bi sarsıldı. Sohei'de bir işler çeviriyor. Bunları öğrnememiz gerek. Neden bu iş için Kagi'ye güvendiğini öğrenmemiz gerek. Gözünü üstünden ayırma ve öğrenebildiğin kadar bilgi öğren. Hem aradığınız şeyle alakalı, hem Kagi ve Sohei'nin bağlantısı ile alakalı. Ne bulabilirsen işimize gelir." Sözlerini bitirdikten sonra derin bir nefes daha aldı. Düşüncelerini paylaşabileceği birisini bulduğu için omuzlarından yük kalkmış gibi hissediyordu. Ryoken'e neden bu kadar güvendiğinden de tam olarak emin değildi lakin sırtından bıçaklanmayacağını umuyordu. Eh, bıçaklansa da okları kendi üstünden kolayca atacak yöntemleri vardı.

[Jin Ryoken]

Usagi-san konuşmaya başladığında, dikkatli bir şekilde dinlemeye başladım. Olayların birbiri üstüne geldiğinden söz etmeye başladı önce, Kagi'nin bingo kitabından çıkarıldıktan bir süre sonra köye giriş yapmış olması, Ginbushi ve Juzo'nun kaybolması ve bir diğer önemli olay, Shijo'nun görevini bırakması. Bu bilgiye sahip değildim, ancak bunların hepsinin birbiri ardına gelmesi garip tesadüfler serisi miydi, yoksa bir şeylerin başlangıcı mıydı, bilmiyorum. İstihbarat biriminin içinde ayrışmalar olduğundan söz ediyordu, Kagi'nin köye girişini İstihbarat biriminden öğrenmemişler. Devriye raporlarından ulaşmış. Bu durumun üstüne, Usagi-san iki ihtimal üzerinde duruyordu, ya köstebek grubu vardı ya da yönetime bağlı olmayı kabul etmiyorlardı. Shijo ise direkt olarak şuanki Ishichou'nun emirlerine karşı çıkarak Asakura geçidine gitmiş ve nedeni de bilinmiyormuş. Usagi-san, Sohei'ye sorduğu sorunun ardından ise garip bir cevap almış, yanında durmasını veya ne yaptığını öğrenmesini tavsiye etmiyormuş. Shoji'yi köye getiremezse, Sohei ile birlikte büyük sıkıntıya gireceklermiş. Garip.

Sohei'nin de bir işler çevirdiğini düşündüğünü söylemesiyle daha da ciddi bir hal aldı durum benim için. Belli ki, benim söyleyeceklerimden sonra işler daha kaos dolu bir hal alabilirdi. "Usagi-san, dediğim gibi benim araştırma yapacak konumum mevcut değil. Şimdilik, içerde olmam gerekiyor. Yani sorularımı çok gizli kapaklı bir şekilde sormalıyım, cevapları bulduğumu kimse bilmemeli. Sohei'nin güvenini her zaman elimde tutmam lazım. Ancak..." Derin bir nefes aldım. Birkaç saniye sessizlikten sonra devam ettim. "Kagi geldiği zaman onu direkt olarak tanıdım. Sohei de öyle, ancak ben Bingo Kitabından tanıyorken, Sohei'nin nereden tanıdığını anlayamadım ve ona 'Arkış' olarak hitap etti. Bunlar şimdilik önemli değil ama, Kagi 'Bütün Ishigakure sanki beni bekliyor ve tanıyormuş gibi.' diyerek beynimdeki soruların kıvılcımını attı. Sonrasında ise, 'Arkışlık üzere gönderildim.' Dedi ve ekledi, 'Niye buradayım, niye buradasınız?'." Bilgileri hızlı hızlı veriyorken, araya kısa bir es verdim.

"Sohei, bir Arkış geleceğini biliyordu, üstelik bu Arkış'ın sözlerine göre, tüm Ishigakure onu bekliyor ve tanıyormuş gibi davranıyordu. Üstelik, Arkışlık üzerine gönderilmişti, birileri tarafından gönderilmiş ve Sohei tarafından karşılanmıştı. Birileri onu Sohei'ye gönderdi. Diğer bir konu ise, Sohei neden buradasınız sorusunu cevaplamadı. Cevaplanmayacak bir soru değildi, ancak neden cevaplamadı? Kagi'yi iyi tanıdığı da belliydi, yeteneklerinden haberdardı. Kendi şüphelerine bunları da eklemeni istiyorum Usagi-san. Aradığın cevapların yanında, bunların cevabını da bulman gerekebilir. En önemli sorulardan birisi, Kagi kim tarafından Arkışlık etmek üzere yollandı ve neden Sohei'ye yollandı?" Cümlelerim bittiğinde, hepsini sindirmesi için biraz vakit tanıdım Usagi-san'a. Sonrasında söze girdim son bir kez daha. "Dediğim gibi, bu soruları sorduğum ve cevap aradığım aramızda kalmalı. Ben, elimden geldiğince içeride kalmak zorundayım. Güvenini kaybedersem, bu sefer hiçbir şeye cevap bulamam." Dedim sakince. Beni anlayabileceğini düşünüyorum.

[Kita Usagi]

Ryoken'in bilgileri analiz edişini izlemişti bir yandan da köy kapısına doğru yürürken. Analiz edilecek, üzerine düşünecek fazlaca bilgi vermişti. Şimdi sırada Ryoken vardı. Ryoken'in de bir kaç bilgi vermesini bekliyordu. Karşılıklı bilgi alışverişi yaparak önlerindeki karanlık yolu bu bilgiler ışığında aydınlatabileceklerini umuyordu. Bu karanlık yolun sonu, bir müdahale yapılmazsa Ishigakure için iyi görünmüyordu zira. Usagi'nin ise yapabileceği tek şey Shijo'yu bulup neler döndüğünü öğrenmesiydi.

Ryoken konuşmaya başladığında bütün dikkatini Ryoken'e yönlendirmişti. Verdiği bilgileri kelimesi kelimesine aklına kazıyor, bütün hepsini tek tek süzüyordu. Tek bir kelimenin bile zamanı geldiğinde büyük işler başardığını öğrnemişti son iki yılda. Bu sebeple hiçbir kelimeyi atlamamak için özen gösterdi. Öncelik olarak Sohei ile Kagi'nin bir bağı olduğunu anlamıştı. Ryoken'in verdiği bilgiler ışığında Bingo kitabından tanımadığını, "Arkış" olarak hitap ettiğini öğrenmişti. Bu hitap şekli ikisinin bir hukuku olduğunun işaretiydi. Devamında duydukları ise Usagi'nin bir kaşının istemsizce kalkmasına sebep olmuştu. Arkışlık üzere birileri tarafından gönderilmiş ve Sohei tarafından karşılanmış. Üzerine çok fazla düşünmesine gerek yoktu. Sohei'nin gönül bağı bir tek Ishigakure ya da Kageyasu'ya karşı değildi. Köy dışı, belki de ülke dışı bağlı olduğu kişiler vardı ve bu kişiler ile işbirliği yapıyordu. Bu işbirliğinin Ishigakure'nin iyiliğine mi yoksa kötülüğüne mi olduğunu şimdilik bilmiyordu. Lakin hazırlıklarını Ishigakure'nin kötülüğüne çalışıyormuş gibi yapması gerekiyordu. Bu tarz bir durumda hazırlıksız yakalanmak hiç de iyi sonuçlar doğurmazdı.

Ryoken sözlerini bitirdikten sonra bir süre düşündü. Köy kapısı görüş alanlarına girdiğinde "Hmm." şeklinde bir ses çıkartarak Ryoken'e aktif olarak düşündüğünü belli etmek istemişti. Sessizliğin garip olmaması için. Kapıya iyice yaklaşmaya başladıklarında ise son sözlerini söyledi.

"Aktif olarak bir şeyler araman doğru olmaz. Haklısın. Sen düşündüğün gibi hareket etmeye devam et. Sadece, olabildiğince çok gözlem yap ve öğrenebildiğin her şeyi aklının bir köşesine not et." Bir kaç saniye bekleyecekti. Son cümlelerinin ağzından gelişi güzel çıkmasını istemiyordu. "Söylediğin bilgileri de not ettim. Bu arayışta bir kaç kişi daha bulabileceğimi düşünüyorum. Benim bu konular hakkında pek bilgim yok ama bu konular hakkında bilgisi olabilecek birisi geliyor aklıma. Onunla denk geldiğimde ona da bu bilgileri ileteceğimden emin olabilirsin." Konu ile alakalı son sözlerini söyledikten sonra Ryoken'in konuşmasını dinledi. Ardından arkasını dönüp köyden çıkmadan hemen önce Ryoken'e el sallayarak veda cümlesini sarf etti. "Döndüğümüzde bi kahve içelim. Başımızdan geçenleri anlatırız."