[Kita Usagi] Shijo'nun Peşinde

[GM - Naruto]

Laflarından sonra Mikoto'nun suratındaki sinir ifadesi git gide şaşkınlığa, ardından tekrar anskiyeteye dönüşüyor. Resmen güzel bir espriyi piç etmiş olmanın verdiği yükün altında eziliyormuşçasına suratı kızarıyor. "Usagi-san kusura bakmayın! Ben çok kötüyümdür bu tarz şeylerde! Çok komikmiş, gerçekten!" diyor hızlı bir şekilde ve görüp görebileceğin en sahte gülümsemeyi olabilecek maksimum tedirginlikle sarf ediyor. Senin canını sıkmış olma düşüncesi Mikoto'yu yiyip bitiriyor gibi. Sen ise son kez "kusura bakma" deyip, ortamdan ayrılıyorsun. Mikoto uflayıp pufluyor senin arkandan ve sessizce "Yine yaptın yapacağını Mikoto." diyor kendi kendine. Ardından kulübeye ilerliyor.

Sen ise geçidi terk edip 15 dakika yürüme mesafesindeki Asakura kasabasına geri dönüyorsun.

Shinobi yerleşkesi ana yola yakın bir yerde, iki katlı bir bina. Ufak bir bahçesi mevcut, ancak burası genelde dinlenme alanı olarak kullanılıyor gibi görünüyor. Civarda bir kaç shinobi görmektesin, ufak bir nöbet değişimi var gibi görünüyor. Bahçeye giriyorsun ve bir kaç adımda sürgülü kapıya varıyorsun.

Binanın ilk katına girdiğinde seni içeride bir masa ve bol dolabın bulunduğu bir oda karşılıyor. Duvarlar açık maviye boyanmış. Sol tarafında üst kata çıkan bir merdiven de mevcut. İçerde bulunan bir kaç shinobi dönüp sana bakıyor, ardından işlerine devam ediyorlar. Kişisel eşyalarını dolaba bırakıyorlar ve ekipmanlarını kontrol ediyorlar.

Masanın başında ise uzun siyah saçlı bir eleman durmakta. Düz saçları aşağı doğru akıyor kafasından. Suratında kalıcı sert bir ifade var ancak sana bakıp uzaktan selam verince bunun sadece görüntüden ibaret olduğunu anlıyorsun. "Selamlar. Nasıl yardımcı olabilirim?" Enerjik bir tonda seni selamlıyor eleman. Kabaca 20'li yaşlarda olmalı. "Şef Ittoki. Ittoki Fumi."

[Kita Usagi]

Shinobi yerleşkesine tam olarak devriye değişim zamanında denk gelmişti. Bu yüzden raporlara burada olduğunun girileceğinden emindi. Bahçe tarafında bir kaç shinobi görmüştü. Göz göze geldiği shinobileri başıyla selamlayıp yoluna devam etti. Sürgülü kapıya ulaştığında ise derin bir nefes alarak sürgülü kapıyı açarak içeriye daldı.

İçeri girdiği gibi kendisine dönüp bakan shinobiler olmuştu. Dışarıda gösterdiği nezaketi burada da göstererek onları da başıyla selamlamıştı. Hemen ardından masanın başında oturmakta olan uzun saçlı shinobiye kaydı gözleri. Suratındaki sert ifadeyi gördüğü anda "Bu iş zor olacak gibi" diye geçirdi içinden. Mikoto'da yaşadığı sıkıntıyı burada da yaşamak istemiyordu. Bu yüzden burada olabildiğince profesyonel bir şekilde davranmaya çalışacaktı. Soracağı sorulara yanıt alabilmek için de mümkün mertebe gerçekleri söyleyecekti. Eğer buradan aradığı bilgileri bulabilirse dinlenmeden yola devam etmeyi planlıyordu.

Masanın başında sert bakışlarıyla oturmakta olan kişi tahmin ettiği gibi bu yerleşkenin şefiydi. İsminin Fumi olduğunu söylemişti. Ne var ki bakışları ile konuşması aşırı tersti. Sözlerini enerjik bir tonda sarf etmişti. Usagi ise bu sorulara karşılık aynı enerjik tonda söze girecekti. "Selamlar. Ben Kita Usagi, İstihbarat biriminden. Bir görev icabı buradayım da, mümkünse size bir kaç şey sormak istiyorum." Sözlerini bitirdiğinde masaya kadar ilerleyip etrafına bakınacaktı. Oturması teklif edilirse oturacak, yoksa ayakta duracaktı. Odada bulunan diğer shinobilerin çıkmasını bekleyecekti sözlerine devam etmek için. Odada yalnız kaldıkları an girecekti kalan sözlerine. Sözlerine girişmeden önce karşısındaki kişinin konuşma sırasında duygularını anlayabilmek için Fumi'ye odaklanacaktı Gemmei-dou yeteneği ile. Gücünü merak etmiyordu, zira herhangi bir şekilde kargaşa çıkarmaya niyeti yoktu. Lakin konuşmanın gidişatına göre hislerini anlayabilmek faydalı olabilirdi.

"İzninizle hemen konuya girmek istiyorum, bu konu biraz mühim. Amemori Shijo burada görülmüş. Bu konu hakkında bilgi almak istiyordum. Tam olarak ne zaman, nasıl görüldü. Yanında birileri var mıydı? Ne tarafa doğru gitti?"

[GM - Naruto]

İstihbarat biriminden gediğini söylemenle beraber adının Fumi olduğunu öğrendiğin eleman bir kaşını kaldırıyor. Sen ise o noktada odaklanıyorsun. Biraz şüpheci, biraz da merak uyanıyor hislerinde. O esnada diğer shinobiler işlerini bitirip çıkıyorlar ve odada yalnız kalıyorsunuz. Masaya yaklaşıyorsun. Seni bir yere buyur etmiyor fakat masanın arkasından çıkıp sana yaklaşıyor ve elini uzatıyor. "Teyit edebilir miyim?" diyor.

Alın bandını istediğini biliyorsun. Standart prosedür. Alın bandını çıkarıp ona uzatıyorsun. Arkasına bakıyor. İsmini ve seri numaranı okuyor. Bu esnada hisleri şüpheden meraka doğru yönleniyor. İlgisini çektiğini anlayabiliyorsun.

Shijo'yu aradığını iletirken alın bandını sana geri veriyor. Hisleri bu noktada düşünceli bir hal alıyor ve kendi zihnini taramaya başlıyor. "Evet, Shijo-san..." diyor ve anlık tekrar duraksıyor. Ardından normalleşiyor ve dominant bir his olmadan konuşmaya başlıyor. "Bir kaç gün oluyor sanırım. Kendisi Okawa Ringo hakkında bilgi aldı. Bir çiçekçinin üst katındaki misafir evinde kaldığını söylemişti. Bir saniye..." dedikten sonra masanın arkasındaki bir dosya dolabına ilerliyor.

Bir kaç parşömen arasından ince bir tanesini çıkartıyor ve açıyor. "Evet. Sakamoto adında bir dükkan." dedikten sonra yerini tarif ediyor sana kabaca. "Nereye gittiğini ise bilmiyoruz. Giderken bir iletişime geçmedi."

Şu noktadan sonra merak hissi tekrar elemanın içerisinde yükselmeye başlıyor ve bu his artık içinde tutamadığı bir noktada geldiğinde ise "Shijo-san ile alakalı bir problem mi var? Başına bir şey mi geldi?" diyor tedirgin bir şekilde. Suratında soğuk bir ifade var, ancak mizacı böyle olsa gerek.

[Kita Usagi]

Önce alın bandını istemişti Fumi, alın bandının arkasındaki isim ve seri numarasını görünce de içindeki hisler şüpheden çok merak yönüne ilerlemeye başlamıştı. Bu iyi bir şeydi. Zira merak ettiği şeyleri öğrenmek isteyecekti. Bunun için ise bildiği şeyleri anlatması gerekecekti. Saklayacak bir şeyi yoktu muhtemelen Fumi'nin. Yine de bu merak duygusu işine yarayabilirdi.

Alın bandını geri aldığı sırada çıkarmıştı baklayı ağzından. O noktadan sonra düşünceli bir duruma girerek zihnini taramaya başlamıştı Fumi. Sonrasında söylediği bilgiler sırasında anormal bir his okuyamadığı için kendisine söylenen bilgilerin doğru olduğunu anlamıştı. Bir kaç gün önce Ringo hakkında bilgi aradığını ve Sakamoto adındaki çiçekçinin üst katındaki misafir evinde kaldığını öğrenmişti. Bu iki bilgi dışında işe yarar pek bir bilgi edinememişti.

Ringo hakkında bilgi almış olması spesifik olarak buraya Ringo'yu aramaya geldiğini düşündürtüyordu. Bu da ülke sınırları dışından çıkmamış olmasını daha da yükseltiyordu zira Mikoto'dan da böyle bir bilgi almamıştı. O anda aklına ülke haritasını getirdi. Buraya en yakın gidebilecekleri yerin Chibu kasabası olduğunu anımsadı. Buradan çıktıktan sonra Sakamoto çiçekçi dükkanına yönelecekti. Oradan da aramalarına bir sonuç bulamazsa gideceği yeri Chibu kasabası olarak değiştirdi.

Sonrasında Fumi'nin içindeki merak duygusu kabardıkça kabardı. En sonunda da patlayarak beklediği bir soru yöneltilmişti kendisine. Shijo'yu aramasının nedeni. Bir kaç kez daha bu soruyu duyacağını tahmin ediyordu başkalarından. Bu yüzden burada söyleyeceği cevabı başka yerlerde de vermesi gerekecekti. Bu yalan üstüne bir miktar da olsa çalışmıştı. Bu yüzden çok beklemeden söze girecekti. "İletişimimiz kesildi kendisiyle. Bir görev icabı kendisinin yanına atandım. Onun da yolunun buraya düştüğü, sonrasında iletişim kesildiği bilgisini aldım. Bu sebeple kendisini arıyorum şu an." Çok da yalan sayılmazdı bu söyledikleri. Sonuçta bir görev icabı onun yanına atanmıştı. İletişim de tek taraflı olsa da kesilmişti. Yine de, söylediği bu yalanı aklına iyice kazıdı zira başka zamanlarda da aynı şeyi söylemesi elzemdi. Sözlerini ise başka bir soru ile bitirecekti. "Bu bahsettiğiniz çiçekçi dükkanını nasıl bulabilirim acaba?"

Söylediği sözlerden sonra kendisine soru yöneltilmezse daha fazla konuşmayı devam ettirmeyi düşünmüyordu. Buradan da alacağı bilgileri almıştı sonuçta. Bu yüzden buradaki işini bitirdiğinde Fumi'ye gülümseyerek son sözlerini söyleyecekti. "Yardımlarınız için teşekkürler Fumi-san." Sözlerini söyledikten sonra shinobi yerleşkesini hızlı bir şekilde terk edecekti. Kapanmadan yetişebilmesi durumunda Sakamoto adındaki dükkana yönelecekti. Eğer dükkan kapalı olursa yapabileceği bir şey yoktu. Orada da soruşturma yapması gerekiyordu. Bu sebeple kendisine dinlenecek bir han bulup, sabah ilk iş olarak dükkana gitmeyi planlamıştı.

[GM - Naruto]

Fumi, dediklerini dinledikten sonra düşünceli bir şekilde "Anladım." diyor. Ardından derin bir nefes verip suratına sert ama gülümser bir ifade konduruyor. "Araştırmanızda başarılar. Umarım yardımcı olmuşumdur." dedikten sonra, işine dönüyor. Sen de ortamı terk ediyorsun ve çiçekçinin yolunu tutuyorsun Fumi'nin verdiği tarif ile.

Mekânı bulman bir 5-10 dakikanı alıyor. Asakura çok büyük olmadığından pek vakit kaybetmiyorsun. Ana yoldan bir kaç sokak arkada, nispeten sakin bir sokak arasında buluyorsun mekanı. Çiçekçinin ışıkları sönük ve tezgâh içeri alınmış şekilde. Yarı modern bir evin alt katına kurulmuş. Üst kata çıkan bir merdiven var evin yan tarafında. Üst katında ışıkları yanmamakta.

Sen tam umudu kesmişken, dükkanın içerisinden 40'lı yaşlarda ve boyu resmen 1.50, kısa, kafasının arka tarafı kelleşmiş bir amca çıkıyor. Dükkanı kitliyor ve derin bir nefes veriyor. Arkasını dönüyor, kahverengi hakamasını düzeltiyor, ellerini arkaya atıyor ve yürümeye başlıyor. Suratında yorgun ancak tatminkâr bir ifade var. "Bu günü de atlattık şükür..." diyor kendi kendine. Seni fark etmiş gibi değil.

[Kita Usagi]

Fumi'nin yanından ayrılıp yola koyulmuştu. Mekanın yerini bilmesi ve Asakura'nın çok da büyük bir yerleşke olmamasından dolayı fazla süre kaybetmeden bulabilmişti. Çiçekçiyi uzaktan görmeye başlamıştı ara sokaklardan birisinde. Işıkları sönüktü ve önünde çiçeklerin sergilendiği tezgah yoktu. Hüzünlü bir şekilde "Kapatmış" diye geçirdi içinden. O arada ise dükkana bakmaya devam ediyordu. Üst kata çıkan merdivenleri de o zaman gördü. Gözleri bir umut üst kata kaydı, orada açık ışık görmek umuduyla. Ne yazık ki üst kattaki evin de ışıkları kapalıydı. Umudunu kesip hana döneceği sırada çiçekçinin içinden yaşlı bir adam çıkmıştı. O an yüzünde hafif bir tebessüm belirdi ve hızlı bir şekilde yaşlı adama doğru yürümeye başladı.

Adam onu fark etmemişti. Bu sebeple adamı korkutmamak için sakin bir ses tonuyla seslenecekti. "Pardon, bakar mısınız?" Sonrasında adama hızlıca yaklaşmaya devam edecekti. Adamın kendisini duyup döneceğini umarak. Adamı yakaladığında ise çok beklemeden tekrar söze girecekti. "Merhabalar, ben Kita Usagi. Nasılsınız efendim?" Biraz kibarlığın kapıyı tamamen açmasa da biraz aralayabileceğini düşünüyordu. Bu sayede adama daha güvenilir ve cana yakın gelebilirdi. Bu tutumunu desteklemek için yüzüne masum bir gülümseme konduracak ve adamın cevabını bekleyecekti. Nasıl bir cevap alacağından tam emin değildi. Terslerse özür dileyerek girecekti sözlerine, terslemez de karşılık olarak nasıl olduğunu sorarsa teşekkür ederek sözlerine devam edecekti. "Kusura bakmayın, rahatsız etmek istemiyorum sizi. Bir kaç soru sorma imkanım var mı acaba? Bir arkadaşım geçen günlerde sizin evinizin üst katında kalıyormuş. Amemori Shijo. Mavi saçlı, benden bir kaç yaş büyük bir shinobi kendisi. Çok önemli bir konu var da ulaşmam gerekiyor kendisine. Buralarda mı kendisi acaba hala? Ya da gittiği yeri biliyor musunuz?" Sözlerini söylerken yüzündeki gülümsemeyi eksik etmeyecekti. Huysuz olmadıkları zamanlarda genelde bu tarz masumane ve dostça yaklaşan gençlere karşı yardımsever olduklarını biliyordu kendinden yaşça büyük kişilerin. Usagi de buna inanarak harekete geçmişti. Öyle ya da böyle Shijo'nun nereye gittiğini öğrenecekti. Ya güzelce sorarak, ya da zorla o eve girerek.

[GM - Naruto]

Adam sen konuşmaya başlayınca yavaaaaş yavaş kafayı kaldırıyor. Ardından suratını ekşitiyor, seni zor duyuyor gibi görünüyor. Yakından baktığında adamın en az 50-55 yaşlarında olduğunu kavrıyorsun. Uzaktan nispeten genç gösterse de hayatın sillesini yemiş bir çehresi var.

Seni dinledikten sonra derin bir nefes veriyor. "Kami-sama mübarek, insan önce ismimi sorar..." diyor bıyık altından, ardından kafasını sana kaldırıyor. "Tabii evet. Hatırladım. Bir kaç gün önce ayrıldı. Gittiği yeri söylemedi ama." dedikten sonra anlık duraksıyor. Sonrasında ağır bir şekilde tekrar lafa giriyor. "Bu iş eşyalarıyla mı alakalı? Bırakıp giderse satacağımı söylemiştim. Mesuliyet kabul etmiyorum." diyor ve anlam veremediğin bir hususa sinirlenmiş bir şekilde suratını tekrar ekşitiyor.

Adam sabırsızca ayağını yere vurmaya başlıyor hafifçe, fakat gitmek veya konuyu kestirip atmak gibi bir girişimde de bulunmuyor. Sana doğru bakmakta.

[Kita Usagi]

Adam kafasını kaldırdıkça, yaşını daha net çıkarabilmişti Usagi. Önceden düşündüğü yaşın üzerine bir on yaş daha koydu. Tabi bu adamın gerçek yaşı da olmayabilirdi zira suratından, hayatı boyunca yaşadığı zorlukların ağırlığı okunabiliyordu. Yaşadığı onca şey arasında, günün birinde Shijo ve Usagi gibi insanlarla uğraşmak zorunda kalacağını tahmin etmiş miydi acaba.

Adam bıyık altından Usagi'ye bir adab-ı muaşeret dersi vermişti hızlıca. Hemen ardından Usagi'nin sorularına yanıt vermişti hızlıca. Shijo'nun bir kaç gün önce ayrıldığını, gittiği yeri söylemediğini belirtmişti. Bir an duraksadıktan sonra tekrar söze girerek iş eşyaları ile alakalı gelip gelmediğini sormuştu. Shijo'ya eşyaları bırakması halinde satacağını, bu konuda sorumluluk kabul etmediğini söylediğini belirtmişti Usagi'ye. O anda Usagi'nin kafasında bir şimşek çaktı. Böyle bir konuya girdiğine göre bu iş eşyalarını buralarda bırakmış olmalıydı. İçinde bulabileceği önemli bilgiler olabilirdi. O eşyaları ele geçirmenin mantıklı bir hareket olacağına karar verdi.

Öncelikli olarak adamdan özür dileyerek söze girecekti. "Kusura bakmayın çok haklısınız. İsminizi öğrenebilir miyim rica etsem?" Adamın söze girmesi için süre tanıyacaktı. O arada da yüzündeki gülümsemeyi silmemeye gayret gösterecekti. Birazdan söyleyeceği yalanların anlaşılıp anlaşılmadığını anlamak için de Gemmei-dou kullanarak adamın hislerinde gezinecekti. "Evet iş eşyaları ile alakalı, Shijo bu konularda biraz savsakdır. Gelişi güzel hareket eder." diyerek yüzündeki gülümsemeyi mahcup bir gülümsemeye çevirecekti. "Ben de onun eşyalarını nerede bıraktığını arıyordum. Sonradan öğrendiğimize göre Kaya Ülkesi için önemli olacak bir kaç bilgi varmış içinde. Ishi-chou tarafından şahsen o eşyaları almak için gönderildim." Yüzündeki gülümsemeyi hafiften silmeye başlayacaktı burada. Konuyu biraz da olsa ciddi bir noktaya getirmeye çalışıyordu. "Eşyalar hala sizdeyse eğer, o eşyaları vererek ülkenize büyük bir hizmet edeceğinizi belirtmek isterim. Sizde değilse de kime sattığınızı söyleyerek de yardım edebilirsiniz. Merak etmeyin, bu yardımınız sonrasında ödüllendirilmeniz için bizzat ben ileteceğim isminizi Daimyo-sama ve Ishi-chou-sama'ya." Ülke güvenliği mevzusunu araya sokarak bir nebze de olsa hızlıca o eşyaları bulabileceğini umuyordu. Eh, bulamazsa da zaten Shijo gittiği yer ile alakalı herhangi bir şey söylememişti. Pek bir şey kaybedecek değildi.

[GM - Naruto]

"Sakamoto." diyor adam olabilecek en kuru tonda. Bu bir soy ad mı, direkt adı mı, yoksa takma ad mı, hiç bir fikrin yok. Dükkanın adı ile aynı sadece, onu seçebiliyorsun. Duvar gibi suratı ile seni dinlemeye devam ediyor. Laflarını sıralıyorsun. Sen bu sözlerini söylerken adamda sıkkınlık ve bıkkınlık hislerinin başlıca tetiklendiğini algılıyorsun. Uzun uzadıya sıraladığın yalan silsilesi bittiğinde adam derin bir nefes veriyor ve ruh halinde genel bir değişim olmuyor.

"Siz shinobileri zaten sürekli Ishichou göndermiyor mu? Başka kim gönderecek ki zaten?" diyor can sıkıntısını dışa vuran bir tonda. "Aman, verme adımı. İstemez." Suratını ekşittikten sonra kısa bir nefes alıp tekrar konuşuyor. "Sattım eşyalarını. Tadakoro adında bir tüccar geldi hepsini aldı bir kaç saat önce. Çok bir eşyası yoktu zaten. Bir kutuya doldurup götürdü. Git onunla çöz meseleni. Ana yol çıkışındaki kervansaraylardan birindedir muhtemelen." Son cümlesini söylerken elini seni başından savarcasına hareket ettiriyor. Ardından ağır adımlarla yürümeye başlıyor. Eğer bir şey yapmayacaksan, ortamdan ayrılacak gibi.

[Kita Usagi]

Adam ismini söyledikten sonra başını onaylarcasına sallamıştı Usagi. Yapabileceği pek bir şey de yoktu zaten bu noktadan sonra. Adamda okuduğu sıkkınlık ve bıkkınlık hisleri sonrası adamın kendisini başından savmak için istediği bilgileri vereceğini az çok tahmin etmişti. Tahmininde yanılmamıştı da, her ne kadar en başta düşündüğü şekilden farklı da olsa alabilmişti aradığı cevapları.

Üstündeki bıkkınlığı tasdik edercesine sarf ettiği cümleleri dinlerken Usagi'nin yüzü istemsizce düşmüştü. Bir süre sonra duvar gibi bir surat ile adama baktığının farkına varmıştı. Tekrardan gülümsemeye çalışarak vaktini harcamayacaktı bu noktada. Sonuçta adam istediği bilgileri veriyordu ve üzerindeki bıkkınlık sağolsun, gülümsese bile pek bir şey değişmeyecekti. Bunu anladığı noktada suratındaki bütün duyguları silip adamın sözlerini bitirmesini beklemişti.

Adam sözlerini bitirip arkasını döndüğünde duyduklarını beyin süzgecinden geçirdi Usagi. Tadakoro adında bir tüccara satmıştı adam Shijo'nun eşyalarını. Bir kutuyu anca dolduracak kadar az bir eşya bırakmıştı geride. Son olarak da ana yol çıkışındaki kervansaraylardan birisinde onu bulabileceği bilgilerini almıştı. Bu bilgiler şu an aradığı bilgilerdi lakin önemi olup olmadığını bilemiyordu. Shijo gibi birisinin, gittiği yeri belli edecek bilgileri saklayan eşyalarını geride bırakacak kadar dikkatsiz olmadığını düşünüyordu. Bu yüzden burada boşa kürek çekiyormuş gibi hissediyordu. Burada geçirdiği her an, Shijo'dan daha da uzaklaşıyor gibi hissediyordu. Shijo'yu bulup, Ringo ile birlikte ne işler çevirdiğini öğrenmek istiyorsa gerçekten acele etmesi gerektiğinin farkındaydı. Bu sebeple adam arkasını dönüp ilerlemeye başladığı anda kendisi de yönünü ana yol çıkışına doğru çevirmişti.

Sakamoto'dan edindiği bilgiler ışığında planına hızlıca bir kaç ekleme yaptı. Ana yol çıkışındaki kervansaraylara gidecek, hancılara Tadakoro'nun orada olup olmadığını soracaktı. Bulabilirse ne ala. Eğer bulamazsa daha fazla vakit kaybetmemek için yolunu Chibu kasabasına çevirecekti. Asakura'dan ülke içine doğru giderken uğrayabilecekleri ilk yer Chibu kasabasıydı. Belki oradaki shinobi yerleşkesinden bir şeyler öğrenebilirdi.

Lakin şimdilik, Shijo'nun eşyalarını bulabilme umuduyla Tadakoro'yu arayacaktı.