İsim: Jirou Ryu
Yaş: 18
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.76
Kilo: 64
Köy: Ishigakure
Element: Raiton
Seviye: C - Rank
Rütbe: Chuunin
Portre
Görünüm:

Keskin yüz hatlarında dolaşan bir yılanın tehditkarlığını; salt bir ciddiyetle birleştiren Ryu, bu birleşim sonucu açığa çıkan yüzüne çok nadir bir gülümseme kondurur. Zaten o nadir durum açığa çıktığında, o gülümsemenin büyük kısmını gizleyecek siyah bir deri bez her zaman orada olacaktır. Kısmen dalgalı olan altın sarısı saçlarının bir buklesi her zaman yüzünün sağ tarafında sallanırken, geriye kalan kısmı arkaya doğru yatırılmıştır.
Alın bandını sağ belinin tam önüne görünecek bir şekilde iliştirir. Genelde siyah renklerin hakim olduğu, rahat etmesini sağlayacak elastik yapıda kıyafetler tercih eder.
Kişilik: Ryu, dışarıdan bir yılan kadar soğuk; ama içinin derinliklerinde güneşli bir yaz gününün sıcaklığını her daim barındıran bir yapıdadır. Ne tamamen bir buz adamdır ne de tamamen sıcak kanlıdır. İçi dışı bir olmayan biridir. Dışarından göründüğü kadar soğuk değildir; ama dışarıdan göründüğü kadar tehlikeli ve saldırgandır. Bir yılanın boynunu kaldırıp, tıslamaya başladığı o an, Ryu'nun uykundan uyanıp gözlerini açtığı andan itibaren edindiği tavırdır.
Patlamak için chakrayı bekleyen bir patlayıcı parşömen, silahlarını her an hazır tutmak için ellerini yoklayan bir Ryu'dan pekte farksız değildir. Alevi çabuk parlar; ama çabuk yakmaz. Bir avcı gibi hedefine kitlenir, doğru anı bekler ve o av pençelerinin arasında can verene kadar da durmaz.
Sosyal yapısı, tamamen içinde bulunduğu ortamın kıvamına bağlıdır. Oldukça cıvık bir ortamda köşesine çekilip kendi işleriyle uğraşabilir; fakat olgun bir ortamda tam tersi tamamen aktif olabilir.
Tez kanlı olmasının yanı sıra duru bir zihne sahiptir. Vücudu çabuk hareket etmesine rağmen, zihni çok daha yavaş ve sakin hareket eder. Öfkeyle hareket etmek yerine, mantıkla hareket eder. Öfkesini ise kendisine itici güç olması için kullanır.
Duyarsız biri değildir. Duyarlıdır... Etrafındaki insanlara yardım etmekten çekinmez; ama garip bir şekilde kolay kolay kendisi için birinden de yardım istemez.
Kendi özelini paylaşmayı sevmez. Ne kendi özel hayatını ilgilendiren kavgayı biriyle paylaşır ne de olayı; ama köyü ilgilendiren genel durumlarda gruplaşmaya oldukça uyumlu ve hevesli bir yapısı vardır.
Ortamına göre konuşup, sosyalliği değişkenlik gösterse de doğuştan bir kalıtsal özellik olarak ona gelen olgunluğu onun neredeyse her ortamda sivrilmesine neden olur. Arka planda kalmayı sevmeyen liderci bir tarafı olduğunun net bir kanıtıdır bu aynı zamanda.
Sabit bir takım düşünceleri olsa da, belli başlı ufak düşünceleri yaşadığı veya şahit olduğu olaylar karşısında değişecek kadar kırılgandır. Bu da tamamen kendini geliştirmeye aç olan tarafından gelen bir özelliktir.
Eklemeler:
- Duygu, Ryu için temelleri atılmış, ama bunlar pek sağlam temele dayandırılamamış şeylerdi. Çocuğun ölümü, o temelleri pekte sağlam olmayan duyguları ziyadesiyle sarstı ve zaten duygularını gizlemek adına ördüğü o duvarlar, kendisi içinde yavaş yavaş örülmeye başladı. Artık, insanlardan duygularını sakınan biri değildi sadece, aynı zamanda o duyguları kendisinden de sakınmaya başlamıştı. Yaşadığı travma, onu bir anda büyük bir şekilde etkilemese de, var olan Ryu'nun dengelerini bozduğu aşikardı. Yardım etmesi gereken Ryoken'i terk edip, öldürmemesi gereken birini öldürmesi bunun en büyük kanıtıydı... Değişen bir şeyler vardı; ama bunları fark etmek, henüz Ryu'nun kendisi için bile erkendi. Tek bildiği şey, duyguları olmayan biri gibi gözükmek yerine, yavaş yavaş duyguları olmayan birine dönüşüyordu ve bu dönüşümün ihtişam mı yoksa çöküş mü olduğunu görmek, herkes gibi Ryu için de bir süreçti. (viewtopic.php?f=58&t=187)
Özgeçmiş: Savaş, tüm dünyayı kasıp kavurduğunda henüz üç yaşında olan Ryu, o yaşlardaki çoğu anısını unutsada, kapının eşiğinden gidişlerini izlediği anne ve babasını bir türlü unutamadı. O yaştan sonra, her gün aynı kapının eşiğinden gelişlerini dört gözle beklediği diğer anılar gibi... Ama her güneşin doğuşunda içinde filizlenen o bekleyiş ateşi, her günün sonunda solmaya devam etti. Yıllar geçti; ama Ryu, savaşa emanet ettiği anne ve babasından bir daha haber alamadı. Ne cesetleri bulundu ne de yaşadıklarına dair bir haber. Ryu'nun canını yakan da buydu. Hiçbir zaman ne ailesini öldü kabul edebilmişti ne de yaşadıklarını. Onları bir boşlukta, ucu ölüm olmayan bir mezara gömmüştü. Topraksız, hüzünsüz boş bir mezara...
- Ryu, Kuzuryu Gawa Nehrine Kaoru'yu araştırmak için ikinci kez döndüğünde, korku ve tereddüt içindeydi. İnsanların vereceği tepkiden korkuyordu; ama o tepkilerle karşı karşıya geldikçe, bu korkusunu yendi. Hatta insanlarla yüzleşerek, bir süredir içinde bulunduğu o bunalımı atlattı.
Artık kendini suçlamaktan vazgeçti ya da bir başkalarını, sadece o olayı olmuş saydı ve önüne bakmanın kendisine getireceği kazanımları yavaş yavaş algılamaya başladı. Geçmişi değiştirilemeyeceğinin, geçmişe kafa yormanın sadece zihni bulandıracak bir zehir olduğunun farkına vardı. (Yeni bir düzen)
Kaoru'nun gücüne şahit olup, elinde kalan tek sevgi kaynağı, İshigakure'yi korumak için güçlenme arzusuyla dolup taşması ona tekrardan koruması gereken şeyleri hatırlattı. İshichou'nun sert sözleri adeta ona unuttuğu şeyleri hatırlatırken, bir kez daha dünyaya barışı sağlamak isteyen o çocuğun masum hayallerine uzandı gözleri. Umutsuzluğu ve bunalımın ağırlığını tamamen üzerinden attı. Duyguları tekrardan hissetmeye başladı. (Uzak Diyarlar)
Başa dönmenin, yeni bir başlangıcın farkında olarak, her şeye şahit olduğunu düşündüğü Kuzuryu Gawa Nehrine geri döndüğünde, esasen bu süreçte ona en büyük sıkıntı çıkartan vicdanıyla yüzleşti.
Bu yüzleşmeden kazanan taraf kendisi çıkınca artık her şeyi yapabilecek o kusursuzluk hissinden arındı. Hata yapabileceğini kabullendi ve geçmişteki hatalarını ders çıkarması gereken kaynaklar olarak görmeye başladı. Duyguları ile hedefleri arasına ise derin bir çizik attı. Ne olursa olsun duygularının, hedeflerini ve zihnini etkilememesi için yaptı bunu; zira artık ne yaparsa yapsın bunu insanların nasıl düşünür diye değil de, kendi istediği için yapmanın hem kendine hemde insanlara daha yararlı bir eylem olacağın düşünmeye başladı. En sonunda ulaştığı noktada Ryu, olabildiğince sade, olabildiğince kontrollü ve olabildiğince hırslı bir haldeydi. Büyük bir amaç uğruna, bir çok hata yapılabileceğinin farkında olacak kadar stabil, fakat o hataları tekrarlamayacak kadar da keskin bir hale büründü. (Ay ışığının altında)
O mezar, aynı zamanda küçük yaşlardan beri edindiği olgun ve soğuk görünümün sebebi oldu. Ailesinin öldüğü düşüncesi dış görünümüne vurdu. Soğuk ve sert bir micaz edindi; ama ailesinin hâlâ yaşadığına dair duyduğu o sıcak ve net umut içinde bir yerlerde hâlâ bir insan olarak kalmasına neden oldu.
Onu büyüten büyükbabası oldu. Aynı annesi ve babası gibi, eski bir shinobi olan dedesi disiplinli biriydi. Karısını gençlik yıllarında kaybetmesinden ötürü yıllarca derin bir yarayla yaşamış, karısının yokluğunu hiçbir şeyle dolduramamış huysuz bir adamdı. Görev sırasındayken, eve giren bir hırsızın karısını öldürmesi sonucu Shinobi'likten nefret etmeye başlamıştı. Ve gelini ile oğlunu da bu Shinobilik denen saçma yapının acımasızlığına feda edince, elinde kalan torunun da Shinobi olmaması için elinden geleni yapmıştı.
Ama kader yazısı, anne ve babasının izinden gitmesi için çoktan yazılmıştı. Akademiye yazılan Ryu'nun aklında tek bir şey vardı: anne ve babasını bulmak; fakat akademiden mezun olup, genin olarak geçirdiği bir yıl sonrası bu fikir evrimleşti. Onun yerine daha genel, daha komplike bir şey edindi. Dünyadaki tüm savaşı sonlandırmak için, dünyadaki tüm insanları tek bir çatının altında toplama fikri... Böylelikle hiçbir çocuk, kendi yaşadığı deneyimleri tatmayacaktı. Bunun için bir savaş daha çıkarmaya hazırdı; ama o savaşın son savaş olacağından emin olacaktı.
Bu fikirle alevlendi gençliği. Güçlenmek için, tüm dünyayı savaşsız bir geleceğe sokmak için, parçalanmış bu köy sistemini yok etmek istiyordu.
Shinobiliğe yatkın genleri, antremanla pekişince başarılı bir Chuunin oldu. Ve namını duyurduğu ilk an ise geçen seneki Chuunin sınavı oldu. O sınavda görev aldı ve bizzat üst yetkili kişiler tarafından tebrik edildi; ama önemli değildi. Bir gün İshikagure'nin başına geçecekti ve sonrasında, tüm dünyanın...
Motivasyon:
Tek adam olmak: Tüm dünyayı tek bir çatı altında toplama hedefi onun motivasyonudur. Bu sayede dünyadaki tüm gereksiz savaşları sonlandıracağına inanmaktadır ve gerekirse bunun için bir savaş daha çıkartmaya hazırdır.
Komplikasyon:
Kanayan yara: Ailesinin ölüp ölmediğini bilmemek onun kalbine saplanmış bir hançer gibidir. Sürekli kanamasına, sürekli acımasına sebep olmaktadır. Her zaman aklının ucunda bu soruyla yaşamasına sebep olmaktadır ve kim bilir belki bu soru onun sonu olacaktır.
Profil
Güç: 5
Çeviklik: 7
Kondisyon: 5
Potansiyel: 5
Varlık: 4
Zeka:4