Kendini yitirmişçesine attığın kahkahanın ardından Kyuwa'ya cümleni kuruyorsun ve sonrasında saldırıya geçmek için yerinden fırlıyorsun! Kyuwa'nın koluna katananla bir hamle yapmak için yanaşmaya başladığında, sanki az önce olanların etkisinden kurtulamamış gibi duran Kyuwa, herhangi bir refleks geliştiremiyor. Bir ninjutsu saldırısı için şansı varsa da, bunu kaybetmiş gibi duran Kyuwa, senin katanan ile yapacağın hamleyi ön görerek, nodachisini savurduğunda, sol kolunla nodachiyi blokluyorsun! Sol kolun sanki metalden yapılmış gibi nodachiye tepki verirken, sen de katananı Kyuwa'nın koluna doğru savuruyorsun! Kyuwa'nın nodachisini tutan kolunda derin bir yarayı açmayı başardığın anda, Kyuwa nodachisini bırakıp birkaç adım geriye atıyor kendisini. Tam bu esnada ise, sol kolunda yine bir çakra yoğunluğu seziyorsun ve sol kolun geriye giderek uzaklaşmaya çalışan Kyuwa'yı, diğer kolundan yakalıyor! Kyuwa'yı kendine doğru çeken sol kolunun avucundan, temas ettiği noktalarda jölemsi sıvıyı bırakmaya başladığını görüyorsun. Kyuwa'nın yüzünde herhangi bir acı belirtisi bulunmuyor olsa bile, mağlubiyetinin mutlak olduğunu anlayan bir adamın çaresiz ifadesiyle sol koluna ve sana şaşkınlıkla bakınıyor. Az önceki delikanlılığından hiçbir eser kalmamış olan Kyuwa, öldürüleceğini anlamış gibi dursa da, cümlelerinden etkilenecek veya sana yalvaracak gibi de durmuyor. Sadece sol koluna karşı olan anlaşılmazlığı çözmek istercesine sana bakan Kyuwa “Yazawa'da senin gibi biri olduğundan hiç bahsedilmemişti! Sen kimsin ve bu kolun da ne? Seni genjutsumla kestim, bir insan olduğunu biliyorum, fakat kolun bir insana ait olamaz!” diyor.
[Jin Ryoken] Son veya Başlangıç (Part 2)
- GM - Naruto
- Game Master
- Posts: 2811
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [Jin Ryoken] Son veya Başlangıç (Part 2)
Sol kolunla yaptığın konuşmanın ardından, bu kolunda çakranı yoğunlaştırmaya başladığında, farklı bir hissinin içine kapılıyorsun. Her ne kadar jölemsi sıvıyı akıtmak için çakranın göndermiş olsan da, görünürde herhangi bir sıvı oluşmuyor. Sol elini yüzüne dokundurduğunda ise, yüzündeki kanın çekilir gibi olduğunu ve hissizleşmeye başladığını fark ediyorsun. Elbette bu his olumlu bir şekilde yansımıyor sana ve Kyuwa'ya kestiğin rolü devam ettirmek için, elini suratından hızla çekerken bu yaşadığın hissi de derin bir noktana gömüyorsun.
Kendini yitirmişçesine attığın kahkahanın ardından Kyuwa'ya cümleni kuruyorsun ve sonrasında saldırıya geçmek için yerinden fırlıyorsun! Kyuwa'nın koluna katananla bir hamle yapmak için yanaşmaya başladığında, sanki az önce olanların etkisinden kurtulamamış gibi duran Kyuwa, herhangi bir refleks geliştiremiyor. Bir ninjutsu saldırısı için şansı varsa da, bunu kaybetmiş gibi duran Kyuwa, senin katanan ile yapacağın hamleyi ön görerek, nodachisini savurduğunda, sol kolunla nodachiyi blokluyorsun! Sol kolun sanki metalden yapılmış gibi nodachiye tepki verirken, sen de katananı Kyuwa'nın koluna doğru savuruyorsun! Kyuwa'nın nodachisini tutan kolunda derin bir yarayı açmayı başardığın anda, Kyuwa nodachisini bırakıp birkaç adım geriye atıyor kendisini. Tam bu esnada ise, sol kolunda yine bir çakra yoğunluğu seziyorsun ve sol kolun geriye giderek uzaklaşmaya çalışan Kyuwa'yı, diğer kolundan yakalıyor! Kyuwa'yı kendine doğru çeken sol kolunun avucundan, temas ettiği noktalarda jölemsi sıvıyı bırakmaya başladığını görüyorsun. Kyuwa'nın yüzünde herhangi bir acı belirtisi bulunmuyor olsa bile, mağlubiyetinin mutlak olduğunu anlayan bir adamın çaresiz ifadesiyle sol koluna ve sana şaşkınlıkla bakınıyor. Az önceki delikanlılığından hiçbir eser kalmamış olan Kyuwa, öldürüleceğini anlamış gibi dursa da, cümlelerinden etkilenecek veya sana yalvaracak gibi de durmuyor. Sadece sol koluna karşı olan anlaşılmazlığı çözmek istercesine sana bakan Kyuwa “Yazawa'da senin gibi biri olduğundan hiç bahsedilmemişti! Sen kimsin ve bu kolun da ne? Seni genjutsumla kestim, bir insan olduğunu biliyorum, fakat kolun bir insana ait olamaz!” diyor.
Kendini yitirmişçesine attığın kahkahanın ardından Kyuwa'ya cümleni kuruyorsun ve sonrasında saldırıya geçmek için yerinden fırlıyorsun! Kyuwa'nın koluna katananla bir hamle yapmak için yanaşmaya başladığında, sanki az önce olanların etkisinden kurtulamamış gibi duran Kyuwa, herhangi bir refleks geliştiremiyor. Bir ninjutsu saldırısı için şansı varsa da, bunu kaybetmiş gibi duran Kyuwa, senin katanan ile yapacağın hamleyi ön görerek, nodachisini savurduğunda, sol kolunla nodachiyi blokluyorsun! Sol kolun sanki metalden yapılmış gibi nodachiye tepki verirken, sen de katananı Kyuwa'nın koluna doğru savuruyorsun! Kyuwa'nın nodachisini tutan kolunda derin bir yarayı açmayı başardığın anda, Kyuwa nodachisini bırakıp birkaç adım geriye atıyor kendisini. Tam bu esnada ise, sol kolunda yine bir çakra yoğunluğu seziyorsun ve sol kolun geriye giderek uzaklaşmaya çalışan Kyuwa'yı, diğer kolundan yakalıyor! Kyuwa'yı kendine doğru çeken sol kolunun avucundan, temas ettiği noktalarda jölemsi sıvıyı bırakmaya başladığını görüyorsun. Kyuwa'nın yüzünde herhangi bir acı belirtisi bulunmuyor olsa bile, mağlubiyetinin mutlak olduğunu anlayan bir adamın çaresiz ifadesiyle sol koluna ve sana şaşkınlıkla bakınıyor. Az önceki delikanlılığından hiçbir eser kalmamış olan Kyuwa, öldürüleceğini anlamış gibi dursa da, cümlelerinden etkilenecek veya sana yalvaracak gibi de durmuyor. Sadece sol koluna karşı olan anlaşılmazlığı çözmek istercesine sana bakan Kyuwa “Yazawa'da senin gibi biri olduğundan hiç bahsedilmemişti! Sen kimsin ve bu kolun da ne? Seni genjutsumla kestim, bir insan olduğunu biliyorum, fakat kolun bir insana ait olamaz!” diyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
- Jin Ryoken
- Ishigakure
- Posts: 421
- Joined: August 31st, 2018, 5:11 am
Re: [Jin Ryoken] Son veya Başlangıç (Part 2)
Ryoken, sol koluna çakrasını göndermeye başladığında çok farklı bir hisse kapılsa bile, asıl istediği olan jölemsi sıvıyı akıtamıyordu. Elini yüzüne götürdüğünde ise bir anda yüzündeki tüm kanın çekilir gibi olduğunu hissediyor ve hissizleşmeye başlıyordu. Kendisine oldukça olumsuz yansıyordu bu durum. Kolu bir anda çakrasını mı çekiyordu, bunu bilmiyordu. Bilmemesine oranla bunu cevaplayacak vakti bile yoktu zira rolüne devam etmeli ve rakibini yenmeliydi bir an önce. Bu yüzden elini yüzünden çekip rolüne devam ediyordu. Cevaplanacak çok soru vardı, lakin önce Kyuwa'nın kellesini almalıydı. Sonrasında ise, Gennosuke'nin bir kaç soruyu cevaplayabileceğini düşünüyordu.
Kahkahasını atıp, cümlelerini sarf ettikten sonra zaman kaybetmeden saldırıya geçiyordu Ryoken. Kyuwa'nın koluna bir darbe atabilmek için saldırıya geçtiğinde, olayların şokunu atlamamış gibi duran rakibi bir refleks geliştiremiyordu. Ninjutsu için olan şansını harcamış olan Kyuwa, Ryoken'in saldırısını öngörüp nodachisi ile karşı atağa geçtiğinde Ryoken onun saldırısını sol kolu ile blokluyordu. Sol kolu, nodachiyi sanki bir metalmiş gibi blokluyordu. Bunun avantajıyla Ryoken katanasını hızla Kyuwa'nın koluna doğru savuruyordu. Kyuwa'nın nodachisini tutan koluna derin bir yara açıyor, Kyuwa ise nodachisini düşürüp bir iki adım geriye atıyordu kendisini. O anda, sol kolunda tekrar bir çakra yoğunluğu başlıyor ve sol kolu kendi kendine hareket ederek uzaklaşmaya çalışan Kyuwa'yı diğer kolundan yakalıyor ve kendine doğru çekiyordu. Ryoken'den önce, sol kolu onun gitmesine veya arayı açmasına izin vermemişti. Sol kolu temas ettiği yerlerde tekrardan siyah jölemsi sıvıyı bırakmaya başlıyordu. Ryoken artık bunun kendi elinde olmadığını, sadece kolunun temas etmesiyle gerçekleştiğini düşünüyordu. Kyuwa'nın yüzünde acı belirtisi bulunmuyordu lakin kaybedeceğini anlamış olan çaresiz bir yüz ifadesiyle bir kola, birde Ryoken'e bakıyordu. Kyuwa, öldürüleceğini anlamıştı fakat yalvaracak veya sözlerinden etkilenecek gibi durmuyordu. Sol kola dair olan anlamadığı şeyleri çözmek isteyen Kyuwa, bir takım sözler sarf ettikten sonra Ryoken sadece gülümsüyordu.
Merak ettiği bir şeyi daha deneme şansı vardı vardı ve deneyecekti. Siyah jölemsi sıvıyla nodachiyi kıran bu kolu, Kyuwa'nın kolunu da kırabilirdi! Belki de daha büyük hasar verebilirdi. Ryoken, sağ elinde katanasını sıkıca kavradıktan sonra Kyuwa'nın gözlerinin içind bütün öfkesiyle bakıyor ve konuşmaya başlıyordu.
"Evet, bir insana ait değil. Senin gibi biri bundan kısa bir süre önce benim kolumu kaybetmemi sağladı. Aynı senin Yazawa'daki gençlere yaptığın gibi. Ben, bütün gücümü kaybettiğimi sandığımda her şey benim için yeni başlamıştı. Asıl gücümü, kolumu kaybettikten sonra aldım! Şeytanı yenmek zorunda kaldım, sonrasında onun kolunu ödünç aldım."
Diyor ve bir anda sol kolu ile Kyuwa'nın kolunu sıkarak siyah jölemsi sıvı akmış kısma verebileceği hasarı tedt etmek istiyordu. Sonrasında ise vakit kaybetmeden Kyuwa'nın kellesini uçuracak ve Gennosuke'ye o kelleyle beraber geri dönecekti. Artık Kyuwa ölmeli, merak edilen cevaplar alınmalıydı Gennosuke'den.
Kahkahasını atıp, cümlelerini sarf ettikten sonra zaman kaybetmeden saldırıya geçiyordu Ryoken. Kyuwa'nın koluna bir darbe atabilmek için saldırıya geçtiğinde, olayların şokunu atlamamış gibi duran rakibi bir refleks geliştiremiyordu. Ninjutsu için olan şansını harcamış olan Kyuwa, Ryoken'in saldırısını öngörüp nodachisi ile karşı atağa geçtiğinde Ryoken onun saldırısını sol kolu ile blokluyordu. Sol kolu, nodachiyi sanki bir metalmiş gibi blokluyordu. Bunun avantajıyla Ryoken katanasını hızla Kyuwa'nın koluna doğru savuruyordu. Kyuwa'nın nodachisini tutan koluna derin bir yara açıyor, Kyuwa ise nodachisini düşürüp bir iki adım geriye atıyordu kendisini. O anda, sol kolunda tekrar bir çakra yoğunluğu başlıyor ve sol kolu kendi kendine hareket ederek uzaklaşmaya çalışan Kyuwa'yı diğer kolundan yakalıyor ve kendine doğru çekiyordu. Ryoken'den önce, sol kolu onun gitmesine veya arayı açmasına izin vermemişti. Sol kolu temas ettiği yerlerde tekrardan siyah jölemsi sıvıyı bırakmaya başlıyordu. Ryoken artık bunun kendi elinde olmadığını, sadece kolunun temas etmesiyle gerçekleştiğini düşünüyordu. Kyuwa'nın yüzünde acı belirtisi bulunmuyordu lakin kaybedeceğini anlamış olan çaresiz bir yüz ifadesiyle bir kola, birde Ryoken'e bakıyordu. Kyuwa, öldürüleceğini anlamıştı fakat yalvaracak veya sözlerinden etkilenecek gibi durmuyordu. Sol kola dair olan anlamadığı şeyleri çözmek isteyen Kyuwa, bir takım sözler sarf ettikten sonra Ryoken sadece gülümsüyordu.
Merak ettiği bir şeyi daha deneme şansı vardı vardı ve deneyecekti. Siyah jölemsi sıvıyla nodachiyi kıran bu kolu, Kyuwa'nın kolunu da kırabilirdi! Belki de daha büyük hasar verebilirdi. Ryoken, sağ elinde katanasını sıkıca kavradıktan sonra Kyuwa'nın gözlerinin içind bütün öfkesiyle bakıyor ve konuşmaya başlıyordu.
"Evet, bir insana ait değil. Senin gibi biri bundan kısa bir süre önce benim kolumu kaybetmemi sağladı. Aynı senin Yazawa'daki gençlere yaptığın gibi. Ben, bütün gücümü kaybettiğimi sandığımda her şey benim için yeni başlamıştı. Asıl gücümü, kolumu kaybettikten sonra aldım! Şeytanı yenmek zorunda kaldım, sonrasında onun kolunu ödünç aldım."
Diyor ve bir anda sol kolu ile Kyuwa'nın kolunu sıkarak siyah jölemsi sıvı akmış kısma verebileceği hasarı tedt etmek istiyordu. Sonrasında ise vakit kaybetmeden Kyuwa'nın kellesini uçuracak ve Gennosuke'ye o kelleyle beraber geri dönecekti. Artık Kyuwa ölmeli, merak edilen cevaplar alınmalıydı Gennosuke'den.

► Show Spoiler
- GM - Naruto
- Game Master
- Posts: 2811
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [Jin Ryoken] Son veya Başlangıç (Part 2)
Kyuwa’ya doğru cümlelerini savururken, jölemsi sıvının da Kyuwa’nın kolunda giderek yayılmaya başladığını görüyorsun. Söyleyeceklerin sonlandığı anda ise, sol avucunu yumruk yaparcasına sıkıyorsun. Bu anda, sol avucunla Kyuwa’nın kolunun temas ettiği noktanın, çürümüş bir et gibi yumuşadığını ve kemiğinin de bir plastikten farkı kalmadığını görebiliyorsun. Sol avucun Kyuwa’nın kolunu sıkmaya devam ettiğinde ise, Kyuwa’nın kolunun, sol avucunla temas eden noktadan kopuyor ve boşta kalan kol parçası yere düşüyor! Sol avucunla Kyuwa’nın teması kalmadığı anda ise, Kyuwa’nın hem vücudunda kalan kolunda hem de yere düşen kol parçasında jölemsi sıvının durduğunu görüyorsun. Buna rağmen Kyuwa’nın yüzünde hiçbir acı ifadesi göremiyorsun. Aynı şekilde, kopan koldan sızan hiçbir kan da dikkatini çekmiyor. Kyuwa’nın suratına yayılan şaşkınlık ve anlamsızlık silsilesi, katanan kellesini boynunda ayırdığı anda da durmaya devam ediyor! Kyuwa’nın kopan kellesi, kopan kolunun üstüne düşüp kenara doğru yuvarlanırken, vücudu da öne doğru düşüyor ve tüm vücudunun kanla kaplanmasına neden oluyor. Bu esnada, sol koluna gelen kanlarla beraber, sol kolunun üzerindeki jölemsi sıvının yoğunlaşmaya başladığını ve sanki kolunun iştahla üzerine yapışan kanları emdiğini görüyorsun. Kolundaki bu hareketlilik, seni birkaç saniye boyunca hareketsiz kılsa da, kolun eski görünümüne ve hareketsizliğine döndüğünde, Kyuwa’nın yere yuvarlanan kellesini yanına alarak geri dönüş yoluna çıkıyorsun.
Sabahın ilk ışıklarıyla yaralarını sarmaya çalışan Yazawa’ya dönüyorsun. Elinde tuttuğun kelleyi, gecenin karanlığında ıssız yollarda taşımış olman nedeniyle kimse tarafından görülmüyor. Ancak gün aydınlandığı ve Yazawa’ya girdiğin vakitlerde, iğrenç görünümlü bir kolun tuttuğu kelle ve üstü başı kan içinde kalmış bir adam, herkesin fısıltılarla birlikte önünden çekilip kaybolmasına neden oluyor. Bu esnada sen, kolunun mu, elindeki kellenin mi yoksa üstüne bulaşmış kanların mı daha iğrenç olduğu konusunda bir fikrin olmuyor. Ancak genel itibarla, tüm bu seçeneklerin tek bir insanda toplanmış olması, zaten yaralı olan halkın korkuyla kaçması için yeterli bir sebep oluyor.
Gennosuke ile konuşmanı yaptığın ve yeni kolunu kazandığın binaya gittiğinde, etrafta senden şüphelenen kişiler bir barikatı andırırcasına binanın önüne yığılmaya başlıyor. Aranızdaki mesafe bir dövüş için yeterli düzeye indiğinde ise, bu barikatı yaran Gennosuke öne çıkıyor ve kalabalığı bastırıp dağıtmak istercesine “Bu Ryoken-san! Ishigakure’den bizim için geldi ve intikamınızı aldı! Bakın, elinde Kyuwa’nın kellesi var!” diyor. Bu anda kalabalık sanki ilk kez elindeki kellenin simasına dikkat eder gibi baktığında, herkeste bir rahatlama olduğunu görebiliyorsun. Elbette bu rahatlamadaki aslan payı Gennosuke’ye ait oluyor ve sana yanaşırken “Gel, özel konuşalım!” diyor. Hemen ardından ise, üstünden çıkardığı uzun önlüğü alıp sol kolunu sarıyor ve elindeki kelleyi olduğunuz yere bırakmanı sağlıyor. Kalabalık artık kelleye odaklandığı sırada ise Gennosuke sana eşlik ederek, seni ameliyat ettiği odaya geçiyorsunuz.
Gennosuke’nin odasına geldiğinizde, Gennosuke ilk iş olarak koluna bakıyor. Birkaç dakika boyunca, sessiz ve ilgili bir şekilde kolunu inceledikten sonra “Kyuwa’nın işini bitirdiğin için teşekkür ederim. Ancak kolunu daha çok merak ediyorum. Neler oldu, anlatır mısın? Kolunda hissettiğin bir gariplik veya sıra dışı bir şey oldu mu?” diyor ve dikkatli bir şekilde seni dinlemeye koyuluyor.
Sabahın ilk ışıklarıyla yaralarını sarmaya çalışan Yazawa’ya dönüyorsun. Elinde tuttuğun kelleyi, gecenin karanlığında ıssız yollarda taşımış olman nedeniyle kimse tarafından görülmüyor. Ancak gün aydınlandığı ve Yazawa’ya girdiğin vakitlerde, iğrenç görünümlü bir kolun tuttuğu kelle ve üstü başı kan içinde kalmış bir adam, herkesin fısıltılarla birlikte önünden çekilip kaybolmasına neden oluyor. Bu esnada sen, kolunun mu, elindeki kellenin mi yoksa üstüne bulaşmış kanların mı daha iğrenç olduğu konusunda bir fikrin olmuyor. Ancak genel itibarla, tüm bu seçeneklerin tek bir insanda toplanmış olması, zaten yaralı olan halkın korkuyla kaçması için yeterli bir sebep oluyor.
Gennosuke ile konuşmanı yaptığın ve yeni kolunu kazandığın binaya gittiğinde, etrafta senden şüphelenen kişiler bir barikatı andırırcasına binanın önüne yığılmaya başlıyor. Aranızdaki mesafe bir dövüş için yeterli düzeye indiğinde ise, bu barikatı yaran Gennosuke öne çıkıyor ve kalabalığı bastırıp dağıtmak istercesine “Bu Ryoken-san! Ishigakure’den bizim için geldi ve intikamınızı aldı! Bakın, elinde Kyuwa’nın kellesi var!” diyor. Bu anda kalabalık sanki ilk kez elindeki kellenin simasına dikkat eder gibi baktığında, herkeste bir rahatlama olduğunu görebiliyorsun. Elbette bu rahatlamadaki aslan payı Gennosuke’ye ait oluyor ve sana yanaşırken “Gel, özel konuşalım!” diyor. Hemen ardından ise, üstünden çıkardığı uzun önlüğü alıp sol kolunu sarıyor ve elindeki kelleyi olduğunuz yere bırakmanı sağlıyor. Kalabalık artık kelleye odaklandığı sırada ise Gennosuke sana eşlik ederek, seni ameliyat ettiği odaya geçiyorsunuz.
Gennosuke’nin odasına geldiğinizde, Gennosuke ilk iş olarak koluna bakıyor. Birkaç dakika boyunca, sessiz ve ilgili bir şekilde kolunu inceledikten sonra “Kyuwa’nın işini bitirdiğin için teşekkür ederim. Ancak kolunu daha çok merak ediyorum. Neler oldu, anlatır mısın? Kolunda hissettiğin bir gariplik veya sıra dışı bir şey oldu mu?” diyor ve dikkatli bir şekilde seni dinlemeye koyuluyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
- Jin Ryoken
- Ishigakure
- Posts: 421
- Joined: August 31st, 2018, 5:11 am
Re: [Jin Ryoken] Son veya Başlangıç (Part 2)
Kyuwa'ya karşı olan cümlelerini bitirdiğinde, deney aşamasına geliyordu sıra. Jölemsi sıvı Kyuwa'nın kolunda giderek yayılmaya başladığında sol elini yumruk yaparak sıkıyordu Ryoken. Sıktığı anda, avcunun temas ettiği yerin çürümüş bir et gibi yumuşacık olduğunu ve kemiğinin ise plastikten bir farkı olmadığını görüyordu. Olanları deney yapan bir bilim adamı edasıyla gözlemliyordu. Sol eliyle sıkmaya devam ettiğinde, Kyuwa'nın kolu sol avucuyla temas ettiği noktadan kopuyor ve boşta kalan kol parçası yere düşüyordu. Kyuwa ile sol kolunun teması kalmadığında bile Kyuwa'nın hem vücudunda hemde kopmuş kolunda, hemde yere düşen kol parçasında jölemsi sıvı duruyordu. Aynı zamanda Kyuwa'nın hiç acı çekmiyor ve kanaması olmuyor oluşu Ryoken'in garibine gidiyordu. Sonuçta bu işi ona acı çektirmek için yapıyordu fakat kolunu kopardığında bile hiçbir acı çekmiyordu. Kyuwa'nın yüzündeki şaşkınlık, kafası bedeninden ayrıldığı zamanda bile duruyordu. Kyuwa'nın kopan kafası, kopmuş kolunun üstüne düşüp kenara yuvarlanıyor, vücudu öne doğru düşüyordu. Ryoken'in vücudu ise kanlar içinde kalıyordu. Bu esnada sol koluna gelen kanlarla jölemsi sıvı yoğunlaşmaya başlıyordu. Sanki kolu kanı iştahla içiyor gibi duruyordu. Koldaki bu hareketlilik bir süreliğine Ryoken'i hareketsiz bıraksa bile, eski haline geri dönüyordu. Ryoken'de kopan kelleyi yanına alarak yolcuğuna devam ediyordu. Sıradaki güzergah Gennosuke'nin yanı idi.
Sabahın ilk ışıklarına doğru dönüyordu Yazawa'ya. Elindeki kelle ile buraya girmeyi ne kadar içten içe sorgulasa bile bu bir kanıt niteliği taşıyordu. Gece karanlığında hiç kimse tarafından görünmemiş bu kelle, sabahın ışıklarında Yazawa'ya döndüğünde oldukça kötü bir görünüm taşıyordu. Yazawa'ya girdiğinde iğrenç görünen ve çürümüş bir kola sahip ve o kolla kelleyi tutan, üstü başı kan içinde kalmış bir adamı gören herkes fısıltıyla önünden çekilip kaybolmasına sebep oluyordu. Ryoken ise insanların neden kaçtığını, kellenin mi kolunun mu, kendisinin mi yoksa hepsinin karışımının mı daha iğrenç olduğuna karar veremiyordu. Genede insanların bakışı nasıl olursa olsun, buradaki insanların intikamını almış olmanın gururunu taşıyordu. Birde kolunun yarattığı şaşkınlığı.
Gennosuke ile konuştuğu ve yeni kolunu kazandığı binaya doğru gittiğinde, kendisinden şüphelenen insanlar bir barikat gibi binanın önüne gelmeye başlıyordu. Kendilerini savunmaları çok normaldi, özellikle Kyuwa itini yeni atlatmışken böyle bir insanın şehre bir anda gelmesi onları kendilerini savunmaya itiyordu. İnsanlarla arasındaki mesafe dövüş mesafesine indiğinde, kalabalığı yaran kişi Gennosuke oluyor ve halkı dağıtmak istercesine Kyuwa'nın kellesine çekiyordu dikkati. Birde intikama. İnsanlar sanki ilk kez kelleye bakıyor gibi oluyor ve sonrasında ise bir rahatlama oluşuyordu. Sonrasında Gennosuke Ryoken'e gel konuşalım diyor ve çekiyordu. Sonrasında ise üstünden aldığı uzun önlüğü alıp sol kolunu sarıyor ve elindeki kelleyi olduğu yere bırakmanı sağlıyordu. Kalabalık kelleye odaklandığında ise Gennosuke Ryoken'e eşlik ediyor ve ameliyat ettiği odaya geçiyorlardı.
Gennosuke'nin odasına geldiklerinde Gennosuke'nin ilk işi koluna bakmak oluyordu. Bu Gennosuke'nin deneyi idi. Bir kaç dakika kolla ilgilendikten sonra cümleye giriyor ve Ryoken'in sormak istediği sorular kısmına geliyordu konu. Gennosuke'nin bir şeyleri bildiğinden emin gibiydi Ryoken, bu yüzden sorularını hiç uzatmadan soracaktı.
"Bende bunun için sabırsızlanıyordum Gennosuke-san. Senin bir şeyleri bildiğini tahmin ediyorum ve cevap bekliyorum. Bu kol aynı senin dediğin gibi, sıradan bir uzuvdan çok öte. Öncelikle sana olanları anlatacağım, sonra merak ettiğim bir kaç soruyu soracağım. Öncelikle bu kolu Kyuwa ile karşılaşmadan önce denedim, yumruk atmak gibi. Normal koldan farksız olduğunu düşünmüştüm fakat dövüştüğümüz sırada benim sonradan fark edeceğim nodachi darbesini bir anda fark etti ve kendi kendine saldırıyı durdurdu. Şöyle ki, kendi bilinci varmış gibi hareket eden bir kola sahibim. Bu olaydan sonra, siyah jölemsi bir sıvıyı tuttuğu nodachiye bıraktı ve sıktığı anda nodachiyi kırdı. Sonrasında evcumda oluşmuş olan yaradan kan gelmedi ve kendi kendine kapandı. Sonrasında elimi yüzüme götürdüm ve tüm kanım çekilir gibi oldu, sonrasında hissizleşmeye başladım. Çakram emiliyormuş gibiydi. Kolum sonrasında kaçmaya çalışan Kyuwa'yı isteğim dışında, kendi isteğiyle tuttu ve bana doğru çekti. Jölemsi sıvıyı tekrardan akıtmaya başladığında, bende onu denemek için yumruğumu sıktım. Kyuwa'nın kolu sanki çürümüş bir et ve kemik yerine plastikten oluşmuş gibiydi. Bir anda kolunu kopartmayı başardım fakat Kyuwa ne acı çekti, ne kolunda bir kanama oldu. Kyuwa'nın kellesini aldığımda, üzerime kanlar sıçradı ve bu sıçrayan kanlardan koluma gelenler oldu. İşte en garip taraflardan birisi burası ki, kolum onları iştahla emmeye başladı."
Derin bir nefes alıp tekrardan konuşmasına devam etmeden önce koluna bir bakıyor ve sonrasında Gennosuke'nin gözlerinin içine bakarak konuşmasına devam ediyordu.
"Kolum olmasaydı bu savaş daha zorlu geçecekti. Onun sayesinde kazandım. Onun diyorum çünkü kendi bilinci varmış gibi davranıyor. Sanki benim onu kullanmama izin veriyor ama zamanı geldiğinde kendi istediklerini yapıyor gibi. Bazen hayatımı kurtarıyor çünkü benim hayatım biterse onun hayatının biteceğini biliyor gibi. İşte sormak istediğim soru burada geliyor Gennosuke-san. Bana taktığınız bu kol, kime veya neye ait? Bu soruyu sormak saçma mı değil mi bilmiyorum ama kendi bilinci var mı? Bu soruların cevabını bildiğinizi düşünüyorum Gennosuke-san."
Bu kadar emin olmasının bir sebebi vardı tabiki. Gennosuke bu deneyin cevaplarını az da olsa biliyor gibiydi. Bilmese bile, tahmin ediyordu. Deneyin sonuçlarını canlı canlı öğrenmeye çalışıyordu. Tabi ki deneyde bir şeylerin cevaplarını almak zorundaydı.
"Her şey için tekrar teşekkür ederim bu arada Gennosuke-san."
Sabahın ilk ışıklarına doğru dönüyordu Yazawa'ya. Elindeki kelle ile buraya girmeyi ne kadar içten içe sorgulasa bile bu bir kanıt niteliği taşıyordu. Gece karanlığında hiç kimse tarafından görünmemiş bu kelle, sabahın ışıklarında Yazawa'ya döndüğünde oldukça kötü bir görünüm taşıyordu. Yazawa'ya girdiğinde iğrenç görünen ve çürümüş bir kola sahip ve o kolla kelleyi tutan, üstü başı kan içinde kalmış bir adamı gören herkes fısıltıyla önünden çekilip kaybolmasına sebep oluyordu. Ryoken ise insanların neden kaçtığını, kellenin mi kolunun mu, kendisinin mi yoksa hepsinin karışımının mı daha iğrenç olduğuna karar veremiyordu. Genede insanların bakışı nasıl olursa olsun, buradaki insanların intikamını almış olmanın gururunu taşıyordu. Birde kolunun yarattığı şaşkınlığı.
Gennosuke ile konuştuğu ve yeni kolunu kazandığı binaya doğru gittiğinde, kendisinden şüphelenen insanlar bir barikat gibi binanın önüne gelmeye başlıyordu. Kendilerini savunmaları çok normaldi, özellikle Kyuwa itini yeni atlatmışken böyle bir insanın şehre bir anda gelmesi onları kendilerini savunmaya itiyordu. İnsanlarla arasındaki mesafe dövüş mesafesine indiğinde, kalabalığı yaran kişi Gennosuke oluyor ve halkı dağıtmak istercesine Kyuwa'nın kellesine çekiyordu dikkati. Birde intikama. İnsanlar sanki ilk kez kelleye bakıyor gibi oluyor ve sonrasında ise bir rahatlama oluşuyordu. Sonrasında Gennosuke Ryoken'e gel konuşalım diyor ve çekiyordu. Sonrasında ise üstünden aldığı uzun önlüğü alıp sol kolunu sarıyor ve elindeki kelleyi olduğu yere bırakmanı sağlıyordu. Kalabalık kelleye odaklandığında ise Gennosuke Ryoken'e eşlik ediyor ve ameliyat ettiği odaya geçiyorlardı.
Gennosuke'nin odasına geldiklerinde Gennosuke'nin ilk işi koluna bakmak oluyordu. Bu Gennosuke'nin deneyi idi. Bir kaç dakika kolla ilgilendikten sonra cümleye giriyor ve Ryoken'in sormak istediği sorular kısmına geliyordu konu. Gennosuke'nin bir şeyleri bildiğinden emin gibiydi Ryoken, bu yüzden sorularını hiç uzatmadan soracaktı.
"Bende bunun için sabırsızlanıyordum Gennosuke-san. Senin bir şeyleri bildiğini tahmin ediyorum ve cevap bekliyorum. Bu kol aynı senin dediğin gibi, sıradan bir uzuvdan çok öte. Öncelikle sana olanları anlatacağım, sonra merak ettiğim bir kaç soruyu soracağım. Öncelikle bu kolu Kyuwa ile karşılaşmadan önce denedim, yumruk atmak gibi. Normal koldan farksız olduğunu düşünmüştüm fakat dövüştüğümüz sırada benim sonradan fark edeceğim nodachi darbesini bir anda fark etti ve kendi kendine saldırıyı durdurdu. Şöyle ki, kendi bilinci varmış gibi hareket eden bir kola sahibim. Bu olaydan sonra, siyah jölemsi bir sıvıyı tuttuğu nodachiye bıraktı ve sıktığı anda nodachiyi kırdı. Sonrasında evcumda oluşmuş olan yaradan kan gelmedi ve kendi kendine kapandı. Sonrasında elimi yüzüme götürdüm ve tüm kanım çekilir gibi oldu, sonrasında hissizleşmeye başladım. Çakram emiliyormuş gibiydi. Kolum sonrasında kaçmaya çalışan Kyuwa'yı isteğim dışında, kendi isteğiyle tuttu ve bana doğru çekti. Jölemsi sıvıyı tekrardan akıtmaya başladığında, bende onu denemek için yumruğumu sıktım. Kyuwa'nın kolu sanki çürümüş bir et ve kemik yerine plastikten oluşmuş gibiydi. Bir anda kolunu kopartmayı başardım fakat Kyuwa ne acı çekti, ne kolunda bir kanama oldu. Kyuwa'nın kellesini aldığımda, üzerime kanlar sıçradı ve bu sıçrayan kanlardan koluma gelenler oldu. İşte en garip taraflardan birisi burası ki, kolum onları iştahla emmeye başladı."
Derin bir nefes alıp tekrardan konuşmasına devam etmeden önce koluna bir bakıyor ve sonrasında Gennosuke'nin gözlerinin içine bakarak konuşmasına devam ediyordu.
"Kolum olmasaydı bu savaş daha zorlu geçecekti. Onun sayesinde kazandım. Onun diyorum çünkü kendi bilinci varmış gibi davranıyor. Sanki benim onu kullanmama izin veriyor ama zamanı geldiğinde kendi istediklerini yapıyor gibi. Bazen hayatımı kurtarıyor çünkü benim hayatım biterse onun hayatının biteceğini biliyor gibi. İşte sormak istediğim soru burada geliyor Gennosuke-san. Bana taktığınız bu kol, kime veya neye ait? Bu soruyu sormak saçma mı değil mi bilmiyorum ama kendi bilinci var mı? Bu soruların cevabını bildiğinizi düşünüyorum Gennosuke-san."
Bu kadar emin olmasının bir sebebi vardı tabiki. Gennosuke bu deneyin cevaplarını az da olsa biliyor gibiydi. Bilmese bile, tahmin ediyordu. Deneyin sonuçlarını canlı canlı öğrenmeye çalışıyordu. Tabi ki deneyde bir şeylerin cevaplarını almak zorundaydı.
"Her şey için tekrar teşekkür ederim bu arada Gennosuke-san."

► Show Spoiler
- GM - Naruto
- Game Master
- Posts: 2811
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [Jin Ryoken] Son veya Başlangıç (Part 2)
Gennosuke anlattığın şeyleri, büyük bir hayranlık ve ilgiyle dinlerken, bazı noktalarda başını olumlu anlamda sallıyor. Her bir kelimenin değerini bilen bir adam olarak, Gennosuke nefes aralığı verdiğin anlarda bile ilgisini kaybetmiyor. Kolunun bilinci olması ve kan emmesi, Gennosuke’yi bir hayli heyecanlandırmış gibi duruyorken, soruların başladığında, en az o anlardaki kadar heyecanlı duruyor. Senin cümlelerin sonlandığında, Gennosuke kolunu biraz daha incelemeye başlıyor, fakat bu kez, koluna temas etmekten kaçınır gibi davranıyor. Kısa bir incelemenin ardından “Sorduğun sorulara cevap almak istemeni anlıyorum. Bu kol herhangi bir insana ait değil, ancak birine de ait değil. Bunu açıklaması biraz zor, fakat anlatacağım.” diyor. Gennosuke her ne kadar bunu anlatacağını söylese de, bunu şimdi yapacak gibi durmuyor ve koluna biraz bakmasının ardından “Acı hissetmeme gibi şeyleri anlayabilirim, fakat kanı emmesi ve bilinci varmışçasına hareket etmesi beni şaşırttı. Hayır… Dehşete düşürdü demek daha doğru… Bu yüzden son bir şeyi denemek istiyorum. Eğer teorim doğruysa, seni yenilmez bir shinobiye dönüştürmemiz mümkün görünüyor!” diyor. Sesindeki heyecanı artan Gennosuke, hızlıca birkaç el mührünü yapıp elini alnına koyduğu anda, bilincinin kaybolmaya başladığı hissediyorsun bir kez daha. Gennosuke’nin “Üzgünüm, canını yanmasın.” diyerek söylediği son sözler kulağına çalınsa da, karşında duranın gerçekten Gennosuke olup olmadığına emin olamıyorsun. Ondaki değişikliği bilincini kaybetmeden fark edebiliyorsun. Ancak bunun adını koymak için yeterli zamanın olmuyor.
Gözlerini açtığında, kendini koluna kavuştuğun yatakta buluyorsun. Gözlerin hızlıca sol koluna gittiğinde ise, gözlerin fal taşı gibi açılıyor. Kyuwa’yı öldürmene bir hayli yardımcı olan sol kolunun yerinde, artık bir boşluk varken, tekrar tek kollu haline dönmüş olmak anlamlı cümleler kurmana bile engel oluyor. Bir boğaz temizleme sesiyle irkilip bakışlarını diğer taraf çevirdiğinde, Gennosuke’yi görebiliyorsun. Bakışlarındaki dinginlik kaybolmuş, yerini çılgın bir adamınkiler almışken, uzuvlarını hareket ettirmek için kendini zorluyorsun. Ancak içten gelen bir dürtü, seni yatakta hareketsiz ve savunmasız kılarken, Gennosuke sana doğru yanaşmaya başlıyor. Gözlükleri düzeltmesinin ardından yüzüne bakan ve suratında çılgıncasına bir gülümseme beliren Gennosuke “İyi uyudun mu Ryoken-kun… Yoksa sana Yazawa’nın kurtarıcısı mı demeliyim?” diyor. Sözlerindeki ima, ciğerlerini delercesine tedirgin ederken Gennosuke kafanı yavaşça okşamaya başlıyor ve “Yeni gücün hoşuna gitmiş miydi? Nasıldı tadı? Ölümsüzlük gibi bir şeydi, değil mi?” diyor. Elini olmayan sol kolunun oralarda gezdirmeye başlayan Gennosuke “Ama üzülme… Sana daha fazlasını verebilirim. Sana verdiğim emanet kolun gerçeğini istemez misin? Kyuwa’ya yaptığım şeyleri gördün, değil mi? Sen de aynısını yapmak istiyor musun?” diyor. Cümleleri ağzından kudurmuş bir hayvanınki gibi dökülen Gennosuke sonunda tekrar gözlerini seninkilere dikiyor ve “Yapman gereken sadece teklifimi kabul etmek… Sana kolunu tekrar vereceğim ve sen de benim için birini öldüreceksin. Eğer başarılı olursan, kimse senin bu işi yaptığını bile anlamayacak. Eğer sen o kişiyi öldürürsen, ben de sana kolunu, kendi kullanabileceğin şekilde sana vereceğim.” diyor. Bakışları giderek yumuşayan Gennosuke “Ginbushi-sama’n bile sana çare olamıyor, görüyorsun değil mi? Tek kollu bir çöp olarak yaşamaya devam etmek istiyorsan, teklifimi reddetmen yeterli. Ama Kyuwa’ya ettiğin afili lafları gerçekten, sadece kendine güvenerek söylemek istiyorsan, o zaman başka… Ne diyorsun Ryoken-kun? Çöp olmak mı kudretli olmak mı?” diyerek söz sırasını sana bırakıyor.
Gözlerini açtığında, kendini koluna kavuştuğun yatakta buluyorsun. Gözlerin hızlıca sol koluna gittiğinde ise, gözlerin fal taşı gibi açılıyor. Kyuwa’yı öldürmene bir hayli yardımcı olan sol kolunun yerinde, artık bir boşluk varken, tekrar tek kollu haline dönmüş olmak anlamlı cümleler kurmana bile engel oluyor. Bir boğaz temizleme sesiyle irkilip bakışlarını diğer taraf çevirdiğinde, Gennosuke’yi görebiliyorsun. Bakışlarındaki dinginlik kaybolmuş, yerini çılgın bir adamınkiler almışken, uzuvlarını hareket ettirmek için kendini zorluyorsun. Ancak içten gelen bir dürtü, seni yatakta hareketsiz ve savunmasız kılarken, Gennosuke sana doğru yanaşmaya başlıyor. Gözlükleri düzeltmesinin ardından yüzüne bakan ve suratında çılgıncasına bir gülümseme beliren Gennosuke “İyi uyudun mu Ryoken-kun… Yoksa sana Yazawa’nın kurtarıcısı mı demeliyim?” diyor. Sözlerindeki ima, ciğerlerini delercesine tedirgin ederken Gennosuke kafanı yavaşça okşamaya başlıyor ve “Yeni gücün hoşuna gitmiş miydi? Nasıldı tadı? Ölümsüzlük gibi bir şeydi, değil mi?” diyor. Elini olmayan sol kolunun oralarda gezdirmeye başlayan Gennosuke “Ama üzülme… Sana daha fazlasını verebilirim. Sana verdiğim emanet kolun gerçeğini istemez misin? Kyuwa’ya yaptığım şeyleri gördün, değil mi? Sen de aynısını yapmak istiyor musun?” diyor. Cümleleri ağzından kudurmuş bir hayvanınki gibi dökülen Gennosuke sonunda tekrar gözlerini seninkilere dikiyor ve “Yapman gereken sadece teklifimi kabul etmek… Sana kolunu tekrar vereceğim ve sen de benim için birini öldüreceksin. Eğer başarılı olursan, kimse senin bu işi yaptığını bile anlamayacak. Eğer sen o kişiyi öldürürsen, ben de sana kolunu, kendi kullanabileceğin şekilde sana vereceğim.” diyor. Bakışları giderek yumuşayan Gennosuke “Ginbushi-sama’n bile sana çare olamıyor, görüyorsun değil mi? Tek kollu bir çöp olarak yaşamaya devam etmek istiyorsan, teklifimi reddetmen yeterli. Ama Kyuwa’ya ettiğin afili lafları gerçekten, sadece kendine güvenerek söylemek istiyorsan, o zaman başka… Ne diyorsun Ryoken-kun? Çöp olmak mı kudretli olmak mı?” diyerek söz sırasını sana bırakıyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
- Jin Ryoken
- Ishigakure
- Posts: 421
- Joined: August 31st, 2018, 5:11 am
Re: [Jin Ryoken] Son veya Başlangıç (Part 2)
Gennosuke anlattığı her şeyi hayranlıkla ve büyük bir ilgiyle dinliyordu. Her kelimenin anlamını bilen bir adam olarak Gennosuke her şeyi sonuna kadar dinliyordu. Kolun bilinci ve kan emme kısmı onu bir hayli heyecanlandırmış olmalıydı. Ryoken sorularını sormaya başladığında o andaki gibi heyecanlı duruyordu. Sorulardan sonra Gennosuke tekrardan kolu incelemeye başlıyor fakat bu sefer temastan kaçınır gibi duruyordu. Kısa süren incelemeden sonra bu kolun ne bir insana ne bir şeye ait olmadığını söylüyordu. Açıklamasının zor olduğunu belirttiğinde Ryoken bir hayli şaşırıyordu. Gennosuke tekrardan söze girip, bu durumlara şaşırdığını belirtiyordu. Sonrasında bir şeyi daha denemek istediğini belirtiyor ve teorisi doğru ise yenilmez bir shinobi olacağını belirtiyordu. Sesindeki heyecan artan Gennosuke hızlıca bir kaç el mührü yaptıktan sonra elini Ryoken'in alnına koyuyor ve Ryoken'in tekrardan bilinci kayboluyordu. Gennosuke'nin son sözleri kulağına geldiğinde, karşısındakinin Gennosuke olup olmadığını anlayamıyordu. Onda bir değişiklik vardı fakat, bunu adlandıracak kadar zamanı olmamıştı...
Gözlerini tekrardan açtığında, ameliyat olduğu odada buluyordu kendini. Gözleri hızlıca sol koluna gidiyordu ve orada istediği şeyi bulamıyordu! Kyuwa'yı öldürmesine yardımcı olan sol kolu yerine tekrardan bir boşluk bulunuyordu! Her şeyin güzel gitmesine ve kolunun gücüne alışmışken orada tekrardan bir boşluk görmesi cümle kurmasına bile engel oluyordu. Bir boğaz temizleme sesiyle irkiliyor ve bakışlarını diğer tarafa çevirdiğinde Gennosuke'yi görüyordu. Bakışları dingin bir insandan, çılgın bir insanınkine dönmüştü. Bu sırada Ryoken uzuvlarını hareket ettirmeye çalışsa bile işe yaramıyordu. İçinden gelen bir dürtü onu hareketsiz kılıyorken Gennosuke ona yaklaşıyordu. Gözlüklerini düzeltiyor ve ardından çılgınca bir gülümsemeyle konuşmaya başlıyordu. Kurduğu cümlelerdeki imalar Ryoken'in ciğerlerini delip geçiyordu adeta. Bu sırada Gennosuke Ryoken'in kafasını okşamaya başlıyor ve konuşmasına devam ediyordu.
Emanet verilen kolun gerçeğini almak...
Kyuwa'yı yenmesini sağlayan kol, bir emanetti. Bunun gerçeğini elde etmek için daha fazla şey ödemek zorundaydı. Kudurmuş bir hayvan gibi konuşan Gennosuke cümlelerine devam ettikçe Ryoken'in öfkesi içten içe artıyordu. Kolu tekrar geri alacak, birini öldürecek ve sonrasında bunun gerçeğini alacaktı. Bakışları gittikçe yumuşayan Gennosuke, kendisine çöp olmak veya kudretli olmak arasında bir seçim yaptırtıyordu. Seçimini yapmak zorundaydı. Tek kollu bir insan olmaktansa, birini daha öldürmeyi tercih ederdi. İçinden Gennosuke'ye iyi bir şekilde sövmüş olsa dahi, teklifini kabul etmek zorundaydı.
"Gennosuke-san. Bana sadece isim, yer ve bilgi ver. Bir daha beni kandırmayacağına inanıyorum."
Diyordu keskin bakışlarıyla.
Gözlerini tekrardan açtığında, ameliyat olduğu odada buluyordu kendini. Gözleri hızlıca sol koluna gidiyordu ve orada istediği şeyi bulamıyordu! Kyuwa'yı öldürmesine yardımcı olan sol kolu yerine tekrardan bir boşluk bulunuyordu! Her şeyin güzel gitmesine ve kolunun gücüne alışmışken orada tekrardan bir boşluk görmesi cümle kurmasına bile engel oluyordu. Bir boğaz temizleme sesiyle irkiliyor ve bakışlarını diğer tarafa çevirdiğinde Gennosuke'yi görüyordu. Bakışları dingin bir insandan, çılgın bir insanınkine dönmüştü. Bu sırada Ryoken uzuvlarını hareket ettirmeye çalışsa bile işe yaramıyordu. İçinden gelen bir dürtü onu hareketsiz kılıyorken Gennosuke ona yaklaşıyordu. Gözlüklerini düzeltiyor ve ardından çılgınca bir gülümsemeyle konuşmaya başlıyordu. Kurduğu cümlelerdeki imalar Ryoken'in ciğerlerini delip geçiyordu adeta. Bu sırada Gennosuke Ryoken'in kafasını okşamaya başlıyor ve konuşmasına devam ediyordu.
Emanet verilen kolun gerçeğini almak...
Kyuwa'yı yenmesini sağlayan kol, bir emanetti. Bunun gerçeğini elde etmek için daha fazla şey ödemek zorundaydı. Kudurmuş bir hayvan gibi konuşan Gennosuke cümlelerine devam ettikçe Ryoken'in öfkesi içten içe artıyordu. Kolu tekrar geri alacak, birini öldürecek ve sonrasında bunun gerçeğini alacaktı. Bakışları gittikçe yumuşayan Gennosuke, kendisine çöp olmak veya kudretli olmak arasında bir seçim yaptırtıyordu. Seçimini yapmak zorundaydı. Tek kollu bir insan olmaktansa, birini daha öldürmeyi tercih ederdi. İçinden Gennosuke'ye iyi bir şekilde sövmüş olsa dahi, teklifini kabul etmek zorundaydı.
"Gennosuke-san. Bana sadece isim, yer ve bilgi ver. Bir daha beni kandırmayacağına inanıyorum."
Diyordu keskin bakışlarıyla.

► Show Spoiler
- GM - Naruto
- Game Master
- Posts: 2811
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [Jin Ryoken] Son veya Başlangıç (Part 2)
Gennosuke’ye cümlelerini söylemenin ardından, yüzünde şeytani bir gülümseme beliren Gennosuke “Seni kandırmak mı? Kolun konusunda hiçbir zaman yapmadım ki…” diyor. Eliyle gözlüklerini düzeltmesinin ardından “Sana protez bir kol da takabileceğimi söyledim, ancak bunu kabul etmedin. Ben de sana deney aşamasında olan bir kol teklif ettim. Kulağa kaba gelebilir, fakat sen de bir kobay olmayı kabul ettin. Senin iradenle hiçbir zaman oynamadım.” diyor. Yüzündeki gülümseme giderek artıp neredeyse kulaklarına varacak şekle geldiğinde ise “Bilirsin, kobaylara ilk önce sahte bir materyal verirler ve verecekleri tepkiye göre gerçeği ile devam ederler. Senin durumunda bundan farksız değil.” diyor. Bu cümlelerinin ardından yüzünü daha dingin bir tona getiren Gennosuke “Bu yüzden seni kandırmayacağıma emin olabilirsin. Ayrıca, yeminim bir kan paktı olduğu için seni kandırmak istesem bile bunu yapamam.” diyerek cümlelerini sonlandırıyor.
Vücudun hala daha üzerindeki uyuşukluğu atamamışken, Gennosuke kol kolunun bulunduğu tarafa geçiyor ve “Seni kandırdığım tek nokta, tüm bu ameliyat zırvalarıydı.” diyor. Ardından kopmuş kolunun kesik kısmına, masanın üstünde duran bir neşterle çizik atan Gennosuke, fışkırmaya başlayan kana hayran hayran bakmaya başlıyor. Hafif bir acı ile vücudun hareketsiz bir şekilde dururken, Gennosuke kendi avucunun içine de bir çizik atarak kanının akmasını sağlıyor. Tıpkı seninkinde olduğu gibi, kendi kanına da bir süre hayran hayran bana Gennosuke, avucundaki kesik ile senin koluna attığı kesiği birleştiriyor ve ardından “Sana geçici kolunu geri veriyorum, ancak kanım üzerine yemin ederim ki, görevini başarıyla gerçekleştirdiğinde, sana benzer bir gücü vereceğim!” diyor. Bu cümlelerinin ardından ise, avucunu hızla geri çekiyor ve ikinizin birbirine giren kanı sanki bir hamur gibi Gennosuke’nin avucu ile kolun arasında uzuyor. Hemen ardından ise, artık alıştığın siyah jölemsi sıvı birden kolunu kaplamaya başlıyor ve birkaç saniye sonunda, tekrar koluna kavuşuyorsun. Gennosuke’nin avucu ile temasın kesildiği anda, Gennosuke neredeyse salyalar akıtarak koluna bakıyor. Gennosuke’nin şaheserini aşık olmuş bir sanatçının bakışlarıyla, bir psikopatın bakışlarının birleşimini andıran bakışları, en basit tabirle korku verici duruyor.
Kendine biraz daha gelmeye başladığın anlarda, Gennosuke eski yerine dönüyor ve kısa bir süre seni izliyor. Kolunu yavaşça oynatıp hareket ettirebileceğin kıvama geldiğinde, “Kyuwa’yı öldürdüğün kol ile aynı. Yani kolunda benden bir parça taşıyorsun. Bu yüzden, eğer talimatlarımın dışında bir şey yaparsan, bu kolla seni çok rahat öldürebilirim. Elini yüzüne koyduğunda olanları hatırlıyorsun değil mi? Veya Kyuwa’nın koluna olanları… Sadece birkaç saniye canını almam için yeterli. Ancak eğer sen de sözüne sadık kalırsan, hiçbir problemimiz olmayacaktır.” diyerek uyarılarında bulunuyor. Açık tehdit barındıran bu uyarıları anlaman için bir süre bekleyen Gennosuke “Eğer ikimiz de anlaşmamıza mutabık kalırsak, ikimize de güzel bir son yazılmış olacak. Sen yeni koluna kavuşacaksın ve ben de bir nebze de olsa huzura ereceğim.” diyor.
Gennosuke kafasında cümlelerini toparlamak için kısa bir süre bekledikten sonra “Yıllar önce… Bir dostum vardı. Hatta kardeşim… Benim gibiydi, ama benden daha iyiydi… Ne var ki sonu hiç istemediğim gibi bitti. Ben ise, ettiğim yemin nedeniyle intikamını alamadım. Bunu ne kadar istesem de yapamadım. Hep benim yerime intikamımı alacak birileri aradım, ancak bunu yapabilecek birini bulamadım. En azından intikamımı almamı çılgınca bulmayan birini… Tabi bugüne kadar…” diyor. Üzgünlük ve delirmişlik arasında gidip gelen yüz hatlarıyla kendisini toparlamaya çalışan Gennosuke “Bunun neden çılgınca olduğuna gelirsek… Hedefimdeki kişi bir Konohalı… Durum böyle olunca Uzumaki Naruto ve Uchiha Sasuke nedeniyle herkes korkakça davranıyor. Biliyor musun, onlara tanrı gibi davranılıyor olması midemi bulandırıyor. İnsanların bu sebeple onlardan korkması ise tiksinç… Neyse…” diyor ve konudan kopmamak için kısa bir mola veriyor. Cümlelerini bir kez daha toparlayan Gennosuke “Eğer işi doğru yaparsın bu sahte tanrıların hiçbir şeyden haberi olmayacak. Ama yanlış adımlar atarsan, olacakları bilemem…” diyor. Bu andan sonra esas konuya gireceği belli olan Gennosuke “Konoha’nın basit bir araştırma görevi için kurduğu bir takım bulunuyor. Bu takımın içerisinde iki Chuunin ve iki tane de Genin bulunuyor. Sana zor anlar yaşatırlar mı bilemiyorum, ancak rakibin toplamda dört kişi… Senden istediğim ise, hepsini öldürmen.” diyor. Anlattıklarını anlaman ve hazmetmen için konuşmasına kısa bir duraksama veren Gennosuke “Değişen bir durum olduğu takdirde, zaten kolun vasıtasıyla iletişime geçmemiz mümkün olacak. Eğer buraya kadar anlaşmamızda bir sıkıntı yoksa, sana gideceğin koordinatları vereceğim. Merak etme, takım Konoha’dan uzak bir yerde olduğu için, kolay kolay müdahale olmayacaktır.” diyerek konuşmasını sonlandırıyor.
Vücudun hala daha üzerindeki uyuşukluğu atamamışken, Gennosuke kol kolunun bulunduğu tarafa geçiyor ve “Seni kandırdığım tek nokta, tüm bu ameliyat zırvalarıydı.” diyor. Ardından kopmuş kolunun kesik kısmına, masanın üstünde duran bir neşterle çizik atan Gennosuke, fışkırmaya başlayan kana hayran hayran bakmaya başlıyor. Hafif bir acı ile vücudun hareketsiz bir şekilde dururken, Gennosuke kendi avucunun içine de bir çizik atarak kanının akmasını sağlıyor. Tıpkı seninkinde olduğu gibi, kendi kanına da bir süre hayran hayran bana Gennosuke, avucundaki kesik ile senin koluna attığı kesiği birleştiriyor ve ardından “Sana geçici kolunu geri veriyorum, ancak kanım üzerine yemin ederim ki, görevini başarıyla gerçekleştirdiğinde, sana benzer bir gücü vereceğim!” diyor. Bu cümlelerinin ardından ise, avucunu hızla geri çekiyor ve ikinizin birbirine giren kanı sanki bir hamur gibi Gennosuke’nin avucu ile kolun arasında uzuyor. Hemen ardından ise, artık alıştığın siyah jölemsi sıvı birden kolunu kaplamaya başlıyor ve birkaç saniye sonunda, tekrar koluna kavuşuyorsun. Gennosuke’nin avucu ile temasın kesildiği anda, Gennosuke neredeyse salyalar akıtarak koluna bakıyor. Gennosuke’nin şaheserini aşık olmuş bir sanatçının bakışlarıyla, bir psikopatın bakışlarının birleşimini andıran bakışları, en basit tabirle korku verici duruyor.
Kendine biraz daha gelmeye başladığın anlarda, Gennosuke eski yerine dönüyor ve kısa bir süre seni izliyor. Kolunu yavaşça oynatıp hareket ettirebileceğin kıvama geldiğinde, “Kyuwa’yı öldürdüğün kol ile aynı. Yani kolunda benden bir parça taşıyorsun. Bu yüzden, eğer talimatlarımın dışında bir şey yaparsan, bu kolla seni çok rahat öldürebilirim. Elini yüzüne koyduğunda olanları hatırlıyorsun değil mi? Veya Kyuwa’nın koluna olanları… Sadece birkaç saniye canını almam için yeterli. Ancak eğer sen de sözüne sadık kalırsan, hiçbir problemimiz olmayacaktır.” diyerek uyarılarında bulunuyor. Açık tehdit barındıran bu uyarıları anlaman için bir süre bekleyen Gennosuke “Eğer ikimiz de anlaşmamıza mutabık kalırsak, ikimize de güzel bir son yazılmış olacak. Sen yeni koluna kavuşacaksın ve ben de bir nebze de olsa huzura ereceğim.” diyor.
Gennosuke kafasında cümlelerini toparlamak için kısa bir süre bekledikten sonra “Yıllar önce… Bir dostum vardı. Hatta kardeşim… Benim gibiydi, ama benden daha iyiydi… Ne var ki sonu hiç istemediğim gibi bitti. Ben ise, ettiğim yemin nedeniyle intikamını alamadım. Bunu ne kadar istesem de yapamadım. Hep benim yerime intikamımı alacak birileri aradım, ancak bunu yapabilecek birini bulamadım. En azından intikamımı almamı çılgınca bulmayan birini… Tabi bugüne kadar…” diyor. Üzgünlük ve delirmişlik arasında gidip gelen yüz hatlarıyla kendisini toparlamaya çalışan Gennosuke “Bunun neden çılgınca olduğuna gelirsek… Hedefimdeki kişi bir Konohalı… Durum böyle olunca Uzumaki Naruto ve Uchiha Sasuke nedeniyle herkes korkakça davranıyor. Biliyor musun, onlara tanrı gibi davranılıyor olması midemi bulandırıyor. İnsanların bu sebeple onlardan korkması ise tiksinç… Neyse…” diyor ve konudan kopmamak için kısa bir mola veriyor. Cümlelerini bir kez daha toparlayan Gennosuke “Eğer işi doğru yaparsın bu sahte tanrıların hiçbir şeyden haberi olmayacak. Ama yanlış adımlar atarsan, olacakları bilemem…” diyor. Bu andan sonra esas konuya gireceği belli olan Gennosuke “Konoha’nın basit bir araştırma görevi için kurduğu bir takım bulunuyor. Bu takımın içerisinde iki Chuunin ve iki tane de Genin bulunuyor. Sana zor anlar yaşatırlar mı bilemiyorum, ancak rakibin toplamda dört kişi… Senden istediğim ise, hepsini öldürmen.” diyor. Anlattıklarını anlaman ve hazmetmen için konuşmasına kısa bir duraksama veren Gennosuke “Değişen bir durum olduğu takdirde, zaten kolun vasıtasıyla iletişime geçmemiz mümkün olacak. Eğer buraya kadar anlaşmamızda bir sıkıntı yoksa, sana gideceğin koordinatları vereceğim. Merak etme, takım Konoha’dan uzak bir yerde olduğu için, kolay kolay müdahale olmayacaktır.” diyerek konuşmasını sonlandırıyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
- Jin Ryoken
- Ishigakure
- Posts: 421
- Joined: August 31st, 2018, 5:11 am
Re: [Jin Ryoken] Son veya Başlangıç (Part 2)
Öfke, o doğduğunda bir vücutta canlanabileceğini biliyordu. Beraber büyüdüler. Ryoken'in yaşı arttıkça öfkesi arttı. Öfkesi güç istedikçe Ryoken'in güce olan açlığı arttı. Güçlendi, güçlendi ve daha fazlasını istedi. Güçlendikçe öfkesini daha çok salmaya başladı. Damarlarında fokurdayan öfkesi onu iyice sarhoş ediyordu. Birine, bir şeye karşı değildi öfkesi, saf bir öfke besledi içinde yıllarca. Öfkesi onun akıl hocasıydı. İçinde barınan ve asla gitmeyecek olan bir akıl hocası.
Kyuwa'yı alt edişine sevinmesi gerekirken geri dönüşüyle beraber öfkesi tekrardan açığa çıkıyordu damarlarında. Gücün aslında Gennosuke'ye ait oluşunu dinledikçe, kolunun gerçeğini alabilmesi için birilerini daha öldürmesi gerektiğini dinledikçe kuduruyordu öfkesi. Aynı zamanda Ryoken'de. Lakin Ryoken gücünü geri almak için Gennosuke'nin dediklerini yapması gerektiğini biliyordu. Kendisini kandırdığını söyledikten sonra, Gennosuke'nin ettiği cümlelere hak veriyordu. O bir kobaydı, bu deneyi kendisi kabul etmişti. Tek bir kelime bile etmeden dinlemeye devam ediyordu Gennosuke'yi. Baştan beri cümlelerine bir şeytan gibi gülümseyerek devam eden Gennosuke, tekrardan dingin bakışlarla kandıramayacağını söyleyerek noktalıyordu cümlelerini.
Ryoken, ne kadar inanmalıydı kendi bile bilmiyordu. Sadece dinliyordu. İshichou-sama ona bir şans vermişti, Ryoken'in tek yapması gereken ihtimallerini sonuna kadar zorlamak olmalıydı. Kyuwa'yı öldürmekte bunlardan bir tanesi idi. Kolunu alıp, köyüne daha güçlü dönebilmek ve köyüne daha iyi hizmet verebilmek için birini daha öldürebilirdi. Buna ne öfkesi, ne kendisi bir sıkıntı görmüyordu. Gennosuke sol kolunun o tarafa geçip, tek kandırdığı noktanın ameliyat konusu olduğunu söylüyordu. Ryoken'in bakışları sol koluna döndüğünde, Gennosuke kopuk kısma bir kesik atıyor ve fışkıran kana hayran hayran bakıyordu. Ryoken aynı hayranlıkla bakamıyordu, sadece Gennosuke'nin ne yaptığını izlemekle yetiniyordu. Hafif bir acıyla birlikte olduğu yerde kalmaya devam ediyordu Ryoken. Gennosuke bu sırada kendi avcuna bir çizik atıyor ve kendi akan kanına dahi hayran hayran bakıyordu. Ryoken, bu adamın içten içe bir psikopat olduğunu düşünmeye başlıyordu. Gennosuke, kendi avcundaki kesik ile Ryoken'in kolundaki kesiği birleştiriyor ve geçici kolunu geri verdiğini söylüyordu. Görevi başarırsa, Ryoken'e "benzer" bir gücü vereceğini söylüyordu.
Bu cümlesinden sonra avcunu hızla geri çekiyor ve Gennosuke ile Ryoken'in birbirine giren kanı bir hamur gibi Gennosuke'nin avcu ile kolu arasında uzanıyordu. Sonrasında tekrardan o siyah jölemsi sıvı kolunu kaplamaya başlıyordu ve koluna kavuşuyordu Ryoken. Gennosuke'nin avcu ile teması kesildiğinde, Gennosuke kola salyalarını akıtırcasına bakıyordu. Gennosuke'nin bakışları bir seri katilin sanat için öldürdüğü insanları görüş şekli gibi korkutucu duruyordu.
Ryoken kendine gelmeye başladığında Gennosuke uzaklaşıp onu izliyordu. Ryoken hafifçe parmaklarını oynatıyor ve tekrar kolunun olduğunun bir daha farkına varıyordu. Bu sefer hissederek varıyordu. Gennosuke sonrasında Ryoken'e ihanet etmemesi gerektiğini ve öyle bir durum olursa canını saniyeler içinde alacağından bahsediyordu. Ryoken bu sözleri gülümseyerek dinliyordu. Fakat bu gülümseme, öfkesinin yarattığı bir yansımaydı. Öfkesi kolunu geri alması ile tekrardan kudurmaya başlamıştı. Sonrasında Gennosuke anlaşmaya uyulduğunda iki tarafında bu durumdan mesut olacağını söylüyordu. Ryoken koluna kavuşacak, Gennosuke ise kendince huzura erecekti.
Gennosuke asıl konuya giriş yapıyordu sonunda.
Bir dost. Dostun intikamı alınacak. Fakat onun bu isteğini söylediği kişiler çılgınca görmüş. Ben görmüyorum. Yemini yüzünden kendisi yapamıyor. Onun intikam için kolu benim. Hedefimdeki kişi, bir konohalı...
Gennosuke'nin söylediklerini kendince tekrar eden Ryoken bu kısma duruyor ve daha dikkatli dinlemeye başlıyordu. Konohalı birilerini öldürmesi gerekiyor olması içinde hafiften bir ürperti uyanıyordu. Kısa süreli ürpertiden sonra Gennosuke'nin Uchiha Sasuke ve Uzumaki Naruto ile olan cümleleri nefret barındırıyordu. O ikisine böylesine nefret duymasının sebeplerinden biri de insanların onlardan korkup bu intikam isteğini kabul etmemeleri idi büyük ihtimalle. Bu iki isim Ryoken'i de içten içe korkutmuştu fakat kendi gücüne kavuşmak için bu tür şeyleri görmemek zorundaydı.
Doğru adımlarla beraber kimsenin bu olaydan haberi olmayacağını söylüyordu Gennosuke. Tamda böyle olmalıydı. Ryoken köyüne geri dönmek istiyordu ve köyüne bela götüremezdi. Fakat içinden bir ses, bu olaydan sonra bir daha köyüne geri dönemeyeceğini söylüyordu. Konoha'nın basit bir araştırma için takım topladığını söyleyen Gennosuke, bu takımdaki iki chuunin ve iki genini öldürmesi gerektiğini söylüyordu. Ryoken iki chuunin'İn kendisine sıkıntı yaratabileceğini düşünüyordu. Konoha'dan uzakta oldukları için bir müdahale olmayacağını belirten Gennosuke, sonrasında bir şey olursa kolu vasıtasıyla iletişime geçeceklerini söylüyordu. Bu ana kadar oldukça sessiz kalan Ryoken, merak ettiklerini ve söylemek istediklerini aktarmak için konuşmaya başlıyordu.
"Aynı kol dediğinde göre, Kyuwa'ya yaptığım her şeyi bu kolla yapabileceğimi düşünüyorum. Sana bir kaç sorum olacak. Birincisi, bana hedefimdeki kişi Konohalı dedin. Lakin hedef dört kişi. Hedefin bu dört kişiden biri olup olmadığını bilmek istiyorum. Yoksa hedefin olan kişiye içerden bir yara mı açmaya çalışıyoruz? Birde burada patlayıcı parşömen ve kunai var mı? Kyuwa'yı öldürürken hepsini kullandım belki işime yarar."
Dedikten sonra kolunu kaldırıp avuç içine doğru bakıyor ve konuşmaya devam ediyordu.
"Ayrıca bu gücün benzerini değil, aynısını arzuluyorum Gennosuke-san."
Gennosuke'nin diyeceği bir şey yoksa veya parşömen, kunai vermeyecekse gitmek istediğini belirterek yola çıkacaktı. Zaman kaybı yaşamak istemiyordu.
Kyuwa'yı alt edişine sevinmesi gerekirken geri dönüşüyle beraber öfkesi tekrardan açığa çıkıyordu damarlarında. Gücün aslında Gennosuke'ye ait oluşunu dinledikçe, kolunun gerçeğini alabilmesi için birilerini daha öldürmesi gerektiğini dinledikçe kuduruyordu öfkesi. Aynı zamanda Ryoken'de. Lakin Ryoken gücünü geri almak için Gennosuke'nin dediklerini yapması gerektiğini biliyordu. Kendisini kandırdığını söyledikten sonra, Gennosuke'nin ettiği cümlelere hak veriyordu. O bir kobaydı, bu deneyi kendisi kabul etmişti. Tek bir kelime bile etmeden dinlemeye devam ediyordu Gennosuke'yi. Baştan beri cümlelerine bir şeytan gibi gülümseyerek devam eden Gennosuke, tekrardan dingin bakışlarla kandıramayacağını söyleyerek noktalıyordu cümlelerini.
Ryoken, ne kadar inanmalıydı kendi bile bilmiyordu. Sadece dinliyordu. İshichou-sama ona bir şans vermişti, Ryoken'in tek yapması gereken ihtimallerini sonuna kadar zorlamak olmalıydı. Kyuwa'yı öldürmekte bunlardan bir tanesi idi. Kolunu alıp, köyüne daha güçlü dönebilmek ve köyüne daha iyi hizmet verebilmek için birini daha öldürebilirdi. Buna ne öfkesi, ne kendisi bir sıkıntı görmüyordu. Gennosuke sol kolunun o tarafa geçip, tek kandırdığı noktanın ameliyat konusu olduğunu söylüyordu. Ryoken'in bakışları sol koluna döndüğünde, Gennosuke kopuk kısma bir kesik atıyor ve fışkıran kana hayran hayran bakıyordu. Ryoken aynı hayranlıkla bakamıyordu, sadece Gennosuke'nin ne yaptığını izlemekle yetiniyordu. Hafif bir acıyla birlikte olduğu yerde kalmaya devam ediyordu Ryoken. Gennosuke bu sırada kendi avcuna bir çizik atıyor ve kendi akan kanına dahi hayran hayran bakıyordu. Ryoken, bu adamın içten içe bir psikopat olduğunu düşünmeye başlıyordu. Gennosuke, kendi avcundaki kesik ile Ryoken'in kolundaki kesiği birleştiriyor ve geçici kolunu geri verdiğini söylüyordu. Görevi başarırsa, Ryoken'e "benzer" bir gücü vereceğini söylüyordu.
Bu cümlesinden sonra avcunu hızla geri çekiyor ve Gennosuke ile Ryoken'in birbirine giren kanı bir hamur gibi Gennosuke'nin avcu ile kolu arasında uzanıyordu. Sonrasında tekrardan o siyah jölemsi sıvı kolunu kaplamaya başlıyordu ve koluna kavuşuyordu Ryoken. Gennosuke'nin avcu ile teması kesildiğinde, Gennosuke kola salyalarını akıtırcasına bakıyordu. Gennosuke'nin bakışları bir seri katilin sanat için öldürdüğü insanları görüş şekli gibi korkutucu duruyordu.
Ryoken kendine gelmeye başladığında Gennosuke uzaklaşıp onu izliyordu. Ryoken hafifçe parmaklarını oynatıyor ve tekrar kolunun olduğunun bir daha farkına varıyordu. Bu sefer hissederek varıyordu. Gennosuke sonrasında Ryoken'e ihanet etmemesi gerektiğini ve öyle bir durum olursa canını saniyeler içinde alacağından bahsediyordu. Ryoken bu sözleri gülümseyerek dinliyordu. Fakat bu gülümseme, öfkesinin yarattığı bir yansımaydı. Öfkesi kolunu geri alması ile tekrardan kudurmaya başlamıştı. Sonrasında Gennosuke anlaşmaya uyulduğunda iki tarafında bu durumdan mesut olacağını söylüyordu. Ryoken koluna kavuşacak, Gennosuke ise kendince huzura erecekti.
Gennosuke asıl konuya giriş yapıyordu sonunda.
Bir dost. Dostun intikamı alınacak. Fakat onun bu isteğini söylediği kişiler çılgınca görmüş. Ben görmüyorum. Yemini yüzünden kendisi yapamıyor. Onun intikam için kolu benim. Hedefimdeki kişi, bir konohalı...
Gennosuke'nin söylediklerini kendince tekrar eden Ryoken bu kısma duruyor ve daha dikkatli dinlemeye başlıyordu. Konohalı birilerini öldürmesi gerekiyor olması içinde hafiften bir ürperti uyanıyordu. Kısa süreli ürpertiden sonra Gennosuke'nin Uchiha Sasuke ve Uzumaki Naruto ile olan cümleleri nefret barındırıyordu. O ikisine böylesine nefret duymasının sebeplerinden biri de insanların onlardan korkup bu intikam isteğini kabul etmemeleri idi büyük ihtimalle. Bu iki isim Ryoken'i de içten içe korkutmuştu fakat kendi gücüne kavuşmak için bu tür şeyleri görmemek zorundaydı.
Doğru adımlarla beraber kimsenin bu olaydan haberi olmayacağını söylüyordu Gennosuke. Tamda böyle olmalıydı. Ryoken köyüne geri dönmek istiyordu ve köyüne bela götüremezdi. Fakat içinden bir ses, bu olaydan sonra bir daha köyüne geri dönemeyeceğini söylüyordu. Konoha'nın basit bir araştırma için takım topladığını söyleyen Gennosuke, bu takımdaki iki chuunin ve iki genini öldürmesi gerektiğini söylüyordu. Ryoken iki chuunin'İn kendisine sıkıntı yaratabileceğini düşünüyordu. Konoha'dan uzakta oldukları için bir müdahale olmayacağını belirten Gennosuke, sonrasında bir şey olursa kolu vasıtasıyla iletişime geçeceklerini söylüyordu. Bu ana kadar oldukça sessiz kalan Ryoken, merak ettiklerini ve söylemek istediklerini aktarmak için konuşmaya başlıyordu.
"Aynı kol dediğinde göre, Kyuwa'ya yaptığım her şeyi bu kolla yapabileceğimi düşünüyorum. Sana bir kaç sorum olacak. Birincisi, bana hedefimdeki kişi Konohalı dedin. Lakin hedef dört kişi. Hedefin bu dört kişiden biri olup olmadığını bilmek istiyorum. Yoksa hedefin olan kişiye içerden bir yara mı açmaya çalışıyoruz? Birde burada patlayıcı parşömen ve kunai var mı? Kyuwa'yı öldürürken hepsini kullandım belki işime yarar."
Dedikten sonra kolunu kaldırıp avuç içine doğru bakıyor ve konuşmaya devam ediyordu.
"Ayrıca bu gücün benzerini değil, aynısını arzuluyorum Gennosuke-san."
Gennosuke'nin diyeceği bir şey yoksa veya parşömen, kunai vermeyecekse gitmek istediğini belirterek yola çıkacaktı. Zaman kaybı yaşamak istemiyordu.

► Show Spoiler
- GM - Naruto
- Game Master
- Posts: 2811
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [Jin Ryoken] Son veya Başlangıç (Part 2)
Konuşmasını sonlandırıp sözü sana bırakmış olan Gennosuke, yüzündeki çılgın ifadeden ödün vermeksizin seni dinlerken, gözlerindeki parıldamayı fark ediyorsun. İnce bir detayın yakalanmış olduğunu anlayan bir adamın duyduğu hazzı simgeleyen bu parıldama sonunda, biraz sesli ve hırıltılı bir kahkaha atan Gennosuke arzuladığın kolla ilgili cümlenin ardından başını hafifçe sallamakla yetiniyor. Bu hareketin olumlu veya olumsuz bir cevap mahiyetinde olup olmadığı konusunda bir fikrin olmasa da, Gennosuke’nin senin isteğini net bir şekilde anlamış olduğunu kavrayabiliyorsun.
Cümle kurma sırasının kendisine geldiğini anlayan Gennosuke “Hedefimdeki kişi bir Konohalı, bu doğru. Ancak bilirsin, intikam için direk birinin boğazına çökmek çok da tat vermiyor. Ufak ufak, derinden açılan yaralar her zaman daha güzeldir. Hele ki bu yaralar bol kanlıysa…” diyor hırıltılı bir kahkaha atarak. Gözü dönmüşlüğün verdiği çılgınca tavırlarını sergilemekte hiçbir sıkıntı görmediği her halinden belli olan Gennosuke “Sana bahsettiğim grup içerisinde biri var, esas onun ölmesi arzumdur. Ama her şeyin net bir şekilde belli olmasını da sevmiyorum. Bu olayın daha en başından kişisel bir mesele olduğu çözülürse, işin zevki kaçar. Bu yüzden hepsini öldür ve sen koluna kavuş, ben de keyfime bakayım.” diyor. Bu konuyla ilgili olarak başkaca bir açıklama yapacak gibi görünmeyen Gennosuke “Sana ekipman ayarlarım, sıkıntı yok. Ama kol konusunda, o tam olarak benim elimde değil. Yani vücudun ne kadarını kaldırırsa, o kadarı senin olur. Kaptın mı?” diyerek konuşmasını sonlandırıyor. Bunlar, Gennosuke’nin bu aşamada söyleyeceği son cümleler gibi duruyor.
Cümle kurma sırasının kendisine geldiğini anlayan Gennosuke “Hedefimdeki kişi bir Konohalı, bu doğru. Ancak bilirsin, intikam için direk birinin boğazına çökmek çok da tat vermiyor. Ufak ufak, derinden açılan yaralar her zaman daha güzeldir. Hele ki bu yaralar bol kanlıysa…” diyor hırıltılı bir kahkaha atarak. Gözü dönmüşlüğün verdiği çılgınca tavırlarını sergilemekte hiçbir sıkıntı görmediği her halinden belli olan Gennosuke “Sana bahsettiğim grup içerisinde biri var, esas onun ölmesi arzumdur. Ama her şeyin net bir şekilde belli olmasını da sevmiyorum. Bu olayın daha en başından kişisel bir mesele olduğu çözülürse, işin zevki kaçar. Bu yüzden hepsini öldür ve sen koluna kavuş, ben de keyfime bakayım.” diyor. Bu konuyla ilgili olarak başkaca bir açıklama yapacak gibi görünmeyen Gennosuke “Sana ekipman ayarlarım, sıkıntı yok. Ama kol konusunda, o tam olarak benim elimde değil. Yani vücudun ne kadarını kaldırırsa, o kadarı senin olur. Kaptın mı?” diyerek konuşmasını sonlandırıyor. Bunlar, Gennosuke’nin bu aşamada söyleyeceği son cümleler gibi duruyor.
Off Topic
Gennosuke'yle veya kasaba ile ilgili başka bir etkileşimin olmayacaksa, yeni konuya geçeceğiz. Gennosuke'nin verdiği görevle ilgili olarak koordinat bilgileri gibi diğer gerekli bilgiler, diğer konuda verilecektir. Bu yüzden RP'ni kasabadan ayrıldığın şeklinde bitirebilirsin.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
- Jin Ryoken
- Ishigakure
- Posts: 421
- Joined: August 31st, 2018, 5:11 am
Re: [Jin Ryoken] Son veya Başlangıç (Part 2)
Ryoken cümlelerini sıralarken Gennosuke yüzündeki çılgın ifadeden ödün vermiyordu. Cümlelerinin devamında ise, Ryoken onun gözünde bir parıldama seziyordu. İnce bir detayın yakalanmış olduğunu fark eden birinin duyduğu zevk gibi bir parıldama idi bu. Bu durumla ilgili biraz sesli ve hırıltılı bir kahkaha attıktan sonra, Ryoken'in kolla ilgili cümlesine ise kafasını sallamakla yetiniyordu. Gennosuke Ryoken'in isteğini net bir şekilde anlamış olsa bile, bu kafa sallamanın olumlu mu olumsuz mu olduğunu anlamıyordu Ryoken.
Cümle kurma sırası Gennosuke'ye geçtiğinde, tamda Ryoken'in beklediği cevapları veriyordu. Hedefi bu dörtlüden birisi değildi, fakat onunla çok yakın bir bağı olmalıydı. Oğlu, kızı, torunu olabilirdi. Bu sırada Gennosuke ise gözü dönmüş bir şekilde konuşmaya devam ediyor ve grupta asıl birinin olduğunu ve onun ölmesi gerektiğini söylüyordu. Sonrasında ise olayların net bir şekilde belli olmasını istemediğini, bu durumun intikam olarak gözükmesini istemediğini söylüyordu. Bu yüzden dördünü birden öldürmek zorundaydı. Sonrasında ise Ryoken'e ekipman ayarlayacağını söyleyen Gennosuke, kol hakkında ise Ryoken'in kaldırabileceği kadarını elde edebileceğini söylüyordu. Ryoken bu durumu kafasıyla onayladıktan sonra, bir süre düşünüyordu.
Kendisi gibi bir köy için çalışan dört kişiyi, üstelik ikisi genin olan dört kişiyi öldürmek zorundaydı. Kendi köyünün geninlerini ileride eğitmek ve güçlendirmek isteyen biri için epey vicdan zorlayıcı bir durum gibi gözüküyordu. Genede öfkesi vicdanına ağır basan bu adam, neyin doğru olduğunu düşünmekten alıkoyamıyordu kendini. Kendi köyü ve gücü için bu dört kişiyi gözü kapalı bir şekilde öldürdükten sonra ne yapmalıydı? Köyüne bir bela getirmemek için uzak mı durmalıydı, yoksa tamda köyünün içinde mi bulunmalıydı? Bu soruların cevabını, ancak ve ancak görev sırasında verebileceğini düşünüyordu. Bir an önce ekipmanlarını Gennosuke'den almalı ve onları öldürmek için yola koyulmalıydı...
Cümle kurma sırası Gennosuke'ye geçtiğinde, tamda Ryoken'in beklediği cevapları veriyordu. Hedefi bu dörtlüden birisi değildi, fakat onunla çok yakın bir bağı olmalıydı. Oğlu, kızı, torunu olabilirdi. Bu sırada Gennosuke ise gözü dönmüş bir şekilde konuşmaya devam ediyor ve grupta asıl birinin olduğunu ve onun ölmesi gerektiğini söylüyordu. Sonrasında ise olayların net bir şekilde belli olmasını istemediğini, bu durumun intikam olarak gözükmesini istemediğini söylüyordu. Bu yüzden dördünü birden öldürmek zorundaydı. Sonrasında ise Ryoken'e ekipman ayarlayacağını söyleyen Gennosuke, kol hakkında ise Ryoken'in kaldırabileceği kadarını elde edebileceğini söylüyordu. Ryoken bu durumu kafasıyla onayladıktan sonra, bir süre düşünüyordu.
Kendisi gibi bir köy için çalışan dört kişiyi, üstelik ikisi genin olan dört kişiyi öldürmek zorundaydı. Kendi köyünün geninlerini ileride eğitmek ve güçlendirmek isteyen biri için epey vicdan zorlayıcı bir durum gibi gözüküyordu. Genede öfkesi vicdanına ağır basan bu adam, neyin doğru olduğunu düşünmekten alıkoyamıyordu kendini. Kendi köyü ve gücü için bu dört kişiyi gözü kapalı bir şekilde öldürdükten sonra ne yapmalıydı? Köyüne bir bela getirmemek için uzak mı durmalıydı, yoksa tamda köyünün içinde mi bulunmalıydı? Bu soruların cevabını, ancak ve ancak görev sırasında verebileceğini düşünüyordu. Bir an önce ekipmanlarını Gennosuke'den almalı ve onları öldürmek için yola koyulmalıydı...

► Show Spoiler