Chuunin sınavını korumak üzere Konoha topraklarındaydık. Her şey oldukça ciddi geçiyordu benim için. Ciddi ve önemli. Herkesi, şehrin tüm ayrıntılarını izliyor ve zihnime becerebildiğim kadarıyla molada olmamıza rağmen kaydediyordum. Şehrin oldukça gelişmiş yapısı bana geldiğim topraklardan ne kadar uzakta olduğumu hatırlatırken kendimi buraya iyice yabancı hissediyordum. Ellerim pardösümün cebinde çevredeki insanlara koluma taktığım kusa alın bandımı gururla göstere göstere shinobilerin toplandığı yemekhaneye girdim. Çevrede hem bizden hem de diğer köylerden shinobiler masalara karışık şekilde oturup yemek yiyorlardı. Diğer köydekilerin hikayelerini duymak istemediğim için kendime boş bir yer arıyordum. Elimi ışığa karşı gözüme siper edip uç köşede tek başına oturan beyaz kazaklı çocuğu gözüme kestirdim. Sanırım burada görevli biri ya da temizlikçi falandı çünkü alın bandını göremiyordum üzerinde. Boynundaki sarı parıldayan şey altındı galiba. Öyle olsa şaşırmazdım. Sonuçta Konoha fazla elit gelmişti gözüme. Neden böyle bir temizlikçi olmasın ki?
Oğlan çocuğu olsa bile, kalabalığın gürültüsündense onun karşısında sessizce yemeğimi yiyebilirim diye düşündüm ve oranın kapılmaması için seri bir şekilde yemek tabağımı hazırlayıp oğlanın masasına yöneldim. Emin ve seri adımlarla masaya ilerleyişim oğlana yaklaştıkça yavaşladı çünkü masanın başkası için tutulup tutulmadığını bilmiyordum ve daha önce bunun olabileceğini açlıktan olsa gerek ki düşünmemiştim. Kaba biri olmadığımı düşündüğümden önce oturma izni istemeliydim oğlan çocuğundan. Bir bakıma bu durum mide bulandırıcı gelse de bu masaya oturmayı kafama koymuştum artık. Masaya vardığımda oğlanın karşında dikilip elimdeki yemek tabağını belirtircesine hafiften hareketlendirerek duygulardan arınmış nötr bir ses tonuyla "Masada yer var mı?" diye sormuştum.
[Free / Kagami - Ryoken] Tanışma
- Hirobayoshi Kagami
- Posts: 35
- Joined: December 18th, 2018, 5:02 am
- Jin Ryoken
- Ishigakure
- Posts: 421
- Joined: August 31st, 2018, 5:11 am
Re: [Free / Kagami - Ryoken] Tanışma
Chuunin sınavını korumak üzere görevlendirildiğim topraklarda boş boş takılıyordum sadece. Olayın ciddiyetine henüz varamamıştım, sonuçta bir savaş olmuyordu ve içimde yatan öfke, güç damarlarımda patlamak üzere idi. İnsanlarla sohbet etmek yerine onları izlemekle yetiniyor ve geçip gidiyordum. İnsanlarla konuşmam pekte iyi olmamıştı, aynı zamanda insanları sevdiğimde söylenemezdi. Bir dost ister miydim, isterdim lakin bunu elde etmek oldukça zordu. Dostum diyebileceğim birinin bana katlanabilmesi ve benimde onu sevebilmem gerekiyordu. İki zor şey bir araya geldiğinde ise durumlar git gide zorlaşıyordu. Bu yüzden yalnız takılmak bana daha iyi geliyordu. İnsanlarla sohbet etmem gerektiği zaman genelde rol yapan birine dönüşüyordum zaten. Şuanda beni kim doğru düzgün tanıyordu ki? Nasıl bir insan olduğumu, nelerden hoşlandığımı, neleri çok sevdiğimi, nelerden nefret ettiğimi bilen kim vardı ki... Büyük ihtimalle bir tek ağabeyim vardı ve o da artık yanımda yok. Uzunca bir sürede olmayacak zaten. Bu yüzden insanların bir şekilde kaynaştığı bu yemek masalarının bulunduğu yere girmiş ve alın bandımı elimde sallayarak oturmuştum masalardan birine.
İnsanları boş boş izlerken, rahatlamak amaçlı ayaklarımı biraz daha ileriye doğru uzatmış ve alın bandımla birlikte ellerimi de cebime sokarak boş boş etrafa bakınmaya başlamıştım. Yaptığım tek şey boş boş durmaktı. Ne bir şey düşünüyordum, ne bir şey yapmak istiyordum. Canım bir hayli sıkılıyordu. Birileriyle uğraşmak isteyebilirdim burada boş boş oturmaktansa. Bu sırada bir kız yaklaştı masama. Elindeki yemek tabağını hareketlendirerek masada yer var mı diye sorduğunda, içimden geçirdiğim ilk cümle "Kör müsün? Masada yer var bak. Bomboş duruyor." olmuştu. Sonrasında biraz daha kibar olmam gerektiğini düşünerek cevap verdim ona.
"Gördüğün gibi."
Soğuk bir ses tonuyla cevap verip, gözlerinin içine bakıyordum. Uğraşabileceğim birisi denk gelmişti belki de.
İnsanları boş boş izlerken, rahatlamak amaçlı ayaklarımı biraz daha ileriye doğru uzatmış ve alın bandımla birlikte ellerimi de cebime sokarak boş boş etrafa bakınmaya başlamıştım. Yaptığım tek şey boş boş durmaktı. Ne bir şey düşünüyordum, ne bir şey yapmak istiyordum. Canım bir hayli sıkılıyordu. Birileriyle uğraşmak isteyebilirdim burada boş boş oturmaktansa. Bu sırada bir kız yaklaştı masama. Elindeki yemek tabağını hareketlendirerek masada yer var mı diye sorduğunda, içimden geçirdiğim ilk cümle "Kör müsün? Masada yer var bak. Bomboş duruyor." olmuştu. Sonrasında biraz daha kibar olmam gerektiğini düşünerek cevap verdim ona.
"Gördüğün gibi."
Soğuk bir ses tonuyla cevap verip, gözlerinin içine bakıyordum. Uğraşabileceğim birisi denk gelmişti belki de.

► Show Spoiler
- Hirobayoshi Kagami
- Posts: 35
- Joined: December 18th, 2018, 5:02 am
Re: [Free / Kagami - Ryoken] Tanışma
Oğlan sandalyesine cıvık bir şekilde oturmasına rağmen sözleri oldukça katı gelmişti bana. "Ben en azından tarafsızlığımı korumuştum" diye içimden geçirirken göz temasını çok kısa ama bir o kadar da manalı bir şekilde "hıh!" dercesine baktıktan sonra, karşısındaki sandalyeyi yere sürtmeden kaldırıp oturabileceğim kadar yer açtım ve kalıba sığar gibi üzerine tam oturdum.
Tabağımı masaya yerleştirdikten sonra beni yemek yerken rahatsız eden boynumdaki kemeri dikkatlice çözüp pardösümün önünü açtım. Yüzüme rahatlamışçasına bir sakinlik gelmişti ki bu saniyeye kadar oğlanın gözlerine baktığımı fark ettim. Anlamlandıramadım pek çok duygunun harmanlanmasıyla beraber kaşlarım istemsizce çatıldı ve sert sayılabilecek bir şekilde kolumdaki bandı çıkarıp masaya koydum. Ardından kaşığı alıp önümdekileri acilen yemeğe başlamışken neden salak gibi onun gözlerine baktığımı sorgulayıp resmen kendimi bıçaklamak istiyordum.
Tabağımı masaya yerleştirdikten sonra beni yemek yerken rahatsız eden boynumdaki kemeri dikkatlice çözüp pardösümün önünü açtım. Yüzüme rahatlamışçasına bir sakinlik gelmişti ki bu saniyeye kadar oğlanın gözlerine baktığımı fark ettim. Anlamlandıramadım pek çok duygunun harmanlanmasıyla beraber kaşlarım istemsizce çatıldı ve sert sayılabilecek bir şekilde kolumdaki bandı çıkarıp masaya koydum. Ardından kaşığı alıp önümdekileri acilen yemeğe başlamışken neden salak gibi onun gözlerine baktığımı sorgulayıp resmen kendimi bıçaklamak istiyordum.
- Jin Ryoken
- Ishigakure
- Posts: 421
- Joined: August 31st, 2018, 5:11 am
Re: [Free / Kagami - Ryoken] Tanışma
Kız bana ilginç bir şekilde bakıyordu. Büyük ihtimalle cümlemin sertliği ona garip gelmişti. Belkide bir anda böyle sert bir cümle duymayı beklemiyordu. Bunu bilmiyorum. Karşımdaki sandalyeyi yere sürtmeden çekiyor ve bir anda oturuyordu. Gülümsememe sebep olmuştu. Uğraşabileceğim birisini bulmuş olmanın zevki yatıyordu içimde. Onu dikkatlice izlemeye başlamıştım. Hareketlerini ve yaptıklarını takip ediyordum gözlerimle. Bir yandan elimle cebimdeki alın bandımla oynuyordum. Onu rahatsız ediyormuş gibi duran boynundaki kemeri çözüp pardösüsünün önünü açtığında rahatlamış gibi duruyordu. Bu sırada gözlerime bakıyordu ve bir anda sertleşip alın bandını masaya bırakıyordu.
Bunu niye yaptığını anlamıyordum. Beni bir shinobi olarak görmemiş miydi? Sonuçta alın bandım yerinde değildi. Ya da tamamen farklı bir sebeptendi. Yemeğini hızlıca yemeğe başladığında, onunla uğraşmanın zamanı geldiğini anlamıştım. Cebimdeki alın bandını çıkartıp boynuma bağlarken, bir yandan cümleye giriyordum.
"Komik bir şeye benziyorsun ha sen."
Ses tonumdaki ukalalık her zamanki seviyedeydi. Ne bir fazla, ne bir az. Tamda insanların benden uzaklaştığı tarzda. Alın bandını bağlamayı bitirdikten sonra parmaklarımla ritim tutmaya başlamıştım masaya vurarak. Parmaklarımın ritmi ondan cevap beklediğimi belli ediyordu sanki. Konuşmanın devamının nasıl olacağını merak ediyordum çünkü kendisiyle çok bir şey konuşabileceğimi de düşünmüyordum. Bu konuşmanın devamı gelmeyecek gibi duruyordu fakat bunu görmek için zamanım vardı henüz.
Bunu niye yaptığını anlamıyordum. Beni bir shinobi olarak görmemiş miydi? Sonuçta alın bandım yerinde değildi. Ya da tamamen farklı bir sebeptendi. Yemeğini hızlıca yemeğe başladığında, onunla uğraşmanın zamanı geldiğini anlamıştım. Cebimdeki alın bandını çıkartıp boynuma bağlarken, bir yandan cümleye giriyordum.
"Komik bir şeye benziyorsun ha sen."
Ses tonumdaki ukalalık her zamanki seviyedeydi. Ne bir fazla, ne bir az. Tamda insanların benden uzaklaştığı tarzda. Alın bandını bağlamayı bitirdikten sonra parmaklarımla ritim tutmaya başlamıştım masaya vurarak. Parmaklarımın ritmi ondan cevap beklediğimi belli ediyordu sanki. Konuşmanın devamının nasıl olacağını merak ediyordum çünkü kendisiyle çok bir şey konuşabileceğimi de düşünmüyordum. Bu konuşmanın devamı gelmeyecek gibi duruyordu fakat bunu görmek için zamanım vardı henüz.

► Show Spoiler
- Hirobayoshi Kagami
- Posts: 35
- Joined: December 18th, 2018, 5:02 am
Re: [Free / Kagami - Ryoken] Tanışma
Yaşadığım garip duygularla beraber yemeğin ilk lokmalarını ağzıma atarken elinde tuttuğu alın bandını boynuna götürüyordu. Shinobi olduğu açığa çıkan çocuğun bandındaki Ishigakure'ye amblemi de nereli olduğunu belli etmişti. O an yanlış masada olduğumu, kalabalığa karışıp gürültüyü yakından dinlemeyi tercih etmem gerektiğini düşünüp yerimden kalkacaktım ki o sözleri duydum. Çocuk alın bandıma karşılık kendikininkini göstermiş ve beni öfkelendirecek sözler söylemişti bana. Başka yerde olsak o an masayı kaldırıp suratına fırtacak olsam da buraya bir görev için geldiğimizin ve bunu en iyi şekilde yapmam gerektiğinin farkındaydım. Bu yüzden bu savaşı daha önce yapmadığım bir şekilde devam ettirmem gerekiyordu. Hakkımda kötü şeyler söyleyen çocukları dövdükten sonra konuşmayı tercih ederdim ama bununki ukalalıktı. "Sen kimsin ulan!" diye bağırmak istesem de karşılığım ilk etapta öfkeli, ciddi bir bakış oluyordu. Halim hiç de komik biri olmadığım mesajını vermek istercesineydi. Erkek fatma olmadığım için masaya belli sert hareketlerle hakim olmak yerine gözlerimi hafifçe kısıp hafifçe öne eğilerek "Senin gibisiyle ilk defa karşılaşmadım. Sonuncusu olmayacağına da eminim, Ishigakureli. Nerem komiğe benziyormuş söyle." dedim soğuk bir tonda.
O an çocuğa daha dikkatli bakma şansım da doğmuştu. Çocuk sarı saçlı mavi gözlü bir şeydi. Dişleri oldukça düzgün ve fit bir vücuda sahipti. Bakımından eksik etmediği belli olan çocuğun shinobilikten de geri kalmayacağını düşünüyordum. Buraya o da görev için gönderilmişti sonuçta ve boş birilerini göndereceklerini de sanmıyordum.
O an çocuğa daha dikkatli bakma şansım da doğmuştu. Çocuk sarı saçlı mavi gözlü bir şeydi. Dişleri oldukça düzgün ve fit bir vücuda sahipti. Bakımından eksik etmediği belli olan çocuğun shinobilikten de geri kalmayacağını düşünüyordum. Buraya o da görev için gönderilmişti sonuçta ve boş birilerini göndereceklerini de sanmıyordum.