[Ishigakure - Operasyon] Yamato Ryuji & Kotegawa Ooki

Gizli Kütüphane'nin tozlu raflarındaki unutulmuş hikayeler.
Locked
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts: 2856
Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm

[Ishigakure - Operasyon] Yamato Ryuji & Kotegawa Ooki

Post by GM - Naruto » February 16th, 2019, 1:37 am


Yağmur Ülkesi, Kaçak Sagi Riaru’ya Karşı Düzenlenen Sınır Ötesi Operasyonun 2. Günü


Uykusuz bir gecenin ardından gün yavaş yavaş ışımaya başlarken, görev bölgenizde ilk günün genel kritiğini yapıp günlük istihkakınızdan bir şeyler kemirmekle meşgulsünüz. Kampın hemen dış sınırında bir ağacın tepesine tünemiş olan Momoru’yu görebiliyorsunuz. Üç kişilik shinobi koruma ekibinizin bir diğer üyesi, ancak onu tanıdığınız kadarıyla pek konuşmayı tercih eden biri olmadığının farkındasınız. Görev bölgeniz, aktif cepheye ikmal yapılan bir kamp ve kampı koruma sorumluluğu üçünüze verilmiş durumda. İlk gün ufak çapta çarpışmalar olmasına karşın ordunuzun ciddi bir direnişle karşılaşmadığı bilgisine sahipsiniz. Ve şafakla birlikte kritik bölgeleri ele geçirmek adına sınırın içlerine doğru katetmeye başladıklarını biliyorsunuz. Bildiğiniz bir diğer şey ise, ordunun ilerleyişini sürdürmesiyle birlikte çevrenizdeki yüksek güvenlikli bölgenin kalkacak olması. İkmal yolunu kesmekle görevlendirilen özel timlerin saldırısına açık olduğunuz gerçeği ise gün gibi ortada.

Momoru'yla dün gece kamp sakinken oldukça kısa bir konuşma yapma fırsatı buldunuz. Ancak bu bir sohbetten ziyade, bilgi alışverişinden ibaretti sizin açınızdan. Kendisinin ok kullanabildiğini halihazırda biliyorsunuz, ancak buna ek olarak elementinin doton olduğunu öğrendiniz. Yine de size verdiği bilgiler şuanlık sadece bunlarla kısıtılı durumda.

Kamp yavaş yavaş hareketlenip cepheye olası bir ihtiyaç durumunda götürülecek ekipmanlar milislerce büyük at arabalarına yüklenirken gözleriniz daima ufukta. Dün bütün gün boyunca yağmış olan yağmur sebebiyle her yer çamur olmuş halde, ancak şuan hava nispeten açık görünüyor. Yine de Yağmur Ülkesi hakkında duyduklarınız kadarıyla şuanki güzel havanın her an değişebileceği ve korkunç bir yağmurun bastırabileceğinin bilincindesiniz. Büyük bir sorumluluk altında olduğunuzu biliyorsunuz, ve bu sorumluluğun karşılığını vermek için elinizden gelen her şeyi yapacağınıza eminsiniz. Bir önceki görevinizin aksine, bu kez Ooki Ryuji’nin komutasında değil. En azından size verilen komutlar arasında buna dair bilgi yok. Olayların nasıl gelişebileceğini pek öngöremiyorsunuz. Shinobilik hayatınız boyunca pek çok görev yapmış olmanıza rağmen ikiniz de bu denli büyük çaplı bir operasyona katılmış değilsiniz. Her şey bu kadar belirsizken, sorumluluğunuz gözünüzde büyüdükçe büyüyor. Yine de, bölgeden sorumlu kalifiye shinobiler olarak güvensizlik belirtileri göstermenizin sözkonusu dahi olamayacağının farkındasınız.

Off Topic
GM'iniz bendeniz Maxdown. Her türlü soru ve sorununuzda ulaşabilirsiniz. İyi eğlenceler dilerim.

RP'lerinizde "İttifak" konusunun son GM mesajını irdelemeyi unutmayın.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Kotegawa Ooki
Posts: 160
Joined: August 31st, 2018, 10:46 pm

Re: [Ishigakure - Operasyon] Yamato Ryuji & Kotegawa Ooki

Post by Kotegawa Ooki » February 16th, 2019, 5:35 pm

İshi-cho binasındaki toplantı sonunda yapacağımız operasyonun planları detaylandırılmıştı. Chuuninlerle Jouninler arasında bir fark oluşturmaları beni biraz rahatsız etsede böyle uç bir durumda bu tarz şeylere takılacak kadar küçük biri değildim.

Planın detaylarını dinledikçe canım iyice sıkılmıştı. İlk olarak at hırsızı Ryu ile kardeşimin bir olması beni rahatsız etmişti. 7/24 kardeşimin yanında olmak gibi bir gayem olmasada onun yanındaki kişinin Emo Cho'su olmasını istemezdim. O çocuğa hiç güvenmiyordum. Mal mal şeyler yapıp bir Shinobiyi görev sırasında ölüme terk ettiğini duymuştum. Bu velet, kardeşimin olası bir yaralanması durumunda onla ilgilenmek yerine nasıl havalı gözükürüm diye saçma sapan aforizmalar kasardı.

Beni rahatsız eden bir diğer konuda geri göreve gönderilmemdi. Operasyonun en önünde yer alıp Rairu'nun suratını onun adamlarının kanı ve Amenin çamuruyla ıslanmış botlarımla ezmek istiyordum ama bana verilen mevcut görev bunu imkansız hale getirmişti. Saldırı kısmı Usagi ile beyaz saçlı raitoncu çocuktaydı.

Son olarak görevde yanıma, mevcut kişilerden kardeşim dışında bir kişi seçmek zorunda olsam kızıl saçlı Uzumaki veledini seçerdim ama onun yerine Ryudan bile daha büyük bir at hırsızı tipindeki Momoru ile birlikteydim. Ha birde Ryuji vardı.

Köyümün en iyisini düşüneceğini tahmin ederek görevimi kabul etmiştim. Şimdi itiraz zamanı değildi. Elimden geldiğimin en iyisini yapıp bana verilen bu görevi layıkıyla tamamlamam gerekiyordu.

Her şey konuşulup ayarlandıktan sonra kardeşim yanıma gelip bana sarılmış ve bir şeyler söylemişti. Bir kaç saniye süren sarılmamız bittikten sonra kulağına eğilip çok alçak bir ses tonunda " Bak..." diyip Ryu'ya dönüp " buna dikkat et. Uyku tulumundayken taciz etmeye falan çalışabilir. " diye fısıldayacaktım. Kardeşime fısıldarken ne olur ne olmaz diye elimle ağzımı kapatmayı planlıyordum.

*
*
*


Görevimiz için yol alıp kampa ulaştıktan sonra kampta boş boş dolanmıştım. Yardımıma falan ihtiyaç olursa onla ulaşıyordum. Sorunsuz bir yolculuğumuz olsada Ame'nin yağmurlarının, İshinin taş ve kumları kadar yaygın olması alışık olmadığım bir durumda. Buna yazın bitişide eklenince biraz üşüyordum. Her ne kadar o amaçla üretilmemiş olsada, standart kıyafetlerimin altına giymiş olduğum deri zırhım beni diğerlerine göre bir miktar daha sıcak tutuyordu. Bu yüzden kendimi şanslı hissediyordum.

Akşam kamp göreceli olarak sakinleştiğinde benim dışındaki iki Shinobi ilede konuşma fırsatı bulmuştuk. Momoru çok konuşkan biri olmadığı için konumuz ağırlı olarak kimin ne tarz yeteneklerinin olduğu üstüneydi. Ben bildiğim tüm jutsuları , ki buna yakın zamanda öğrendiğim gizli olanda dahil, diğerlerine iletip işlevlerinide açıklamıştım. Bunlara ek olarak Judaichi konusundaki becerimi ve genel hatlarıyla fiziksel özelliklerimide dile getirmiştim.

Ryuji'yi zaten önceden az çok bildiğimden onun anlatacaklarınıda biliyordum. Asıl merak ettiğim Momoru'nun yetenekleriydi. Okçu olduğundan ve Doton kullandığından bahsetmişti. Büyük ihtimalle Yumi-Do'cuydu. Birde izcilik becerisi yüksektir diye tahmin ediyordum ama arkadaş bize fazla detay vermemişti. Mesela kaç jutsu biliyor? Bunlar neler falan.

Momoru her ne kadar uyumsuz biri olsada iz sürme, ava çıkma, izcilik yapma ve benzeri konularda yetenekli birine benziyordu. Doğal olarak onun gibi birinin yanımızda olması güven vericiydi. İz sürme yetenekleri sayesinde düşmanlar bize yaklaşmadan çok önce onları tespit edebileceğini tahmin ediyordum.

Görevimizin ikinci gününde bize verilen yiyecekleri tüketmekteydim. Başka bir ülkenin topraklarında operasyonda olduğumuzdan köyde alışık olduğum sıcak ve kaliteli yemekleri burada bulamıyordum ama yinede verdikleri bisküvit, yemek barı ve benzeri şeylerin tadı kötü değildi. Kötü olsalar bile doyurucuydular. Yinede bir kase pirinç pilavına hayır demezdim.

Yeme içme faslım bitince kampı gezecektim. Önce kampın içini daha sonrada çevresini turlayıp kaç kişiyiz, stoklarımızda neler var onlara bakacaktım. Eğer sorumlu birini bulursam bir kaç tane patlayıcı parşömen ve kunai isteyecektim. Normalde biz Shinobilere standart olarak 3 kunai, 5 shruiken, 2 sis bombası ve 1 patlayıcı parşömen verilirdi. Stoklardan ekstra bir şeyler alabilirsem görev açısından iyi olurdu. Patlayıcı parşömen sarılı kunailer bir Shinobinin en iyi silahıydı. Bu tarz bir silahla, bir Chuunin bir Jounin'i bile alt edebilirdi.

İstediklerimi aldıktan sonra veya alamadıktan sonra, kamp civarında devriye gezecektim. Şu an için yapacak daha iyi bir şeyim yok gibi duruyordu.
Image
Künye
► Show Spoiler
Motivasyon/Komplikasyon/Özellik
► Show Spoiler
Profil
► Show Spoiler
Beceri
► Show Spoiler
Ninjutsu
► Show Spoiler
Taijutsu
► Show Spoiler
Genjutsu
► Show Spoiler
Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar Standart
► Show Spoiler
User avatar
Yamato Ryuji
Posts: 65
Joined: November 8th, 2018, 11:06 pm

Re: [Ishigakure - Operasyon] Yamato Ryuji & Kotegawa Ooki

Post by Yamato Ryuji » February 16th, 2019, 7:35 pm

Konferans salonundaki coşku, çevremdeki insanların aralarından büyük kısmını ölüme götürecek savaş kararını bu kadar büyük bir sevinçle karşılamaları karşısında beni hayrete düşürmüştü. Ağzımı istemsizce aralamış, etrafımdakilerin heyecanını gözetliyordum. Shinobilerin ağzından dökülen Ishigakure güzellemeleri, suratlarındaki kararlı ifadeler, öbür yandan kustukları nefret boşuna değildi; biliyordum. Ortamı çığlıklarıyla boğan herkes, köyümüzün çektiği zorlukların en kısa sürede son bulmasını istiyordu. Düşeyazdığım dehşeti zihnimden yok edip suratıma kendimden emin bir ifade yerleştirdim. Shinkai Kurumi'nin doğru kararlar vereceğine olan güvenim, güvenimiz, tamdı.

Arkadaşlarımla ettiğimiz kısa sohbet sayesinde öğrendiğim kadarıyla aramızda Ishichou'nun bahsettiği Ogawa Kaoru ve Arita Sanraku kişileriyle karşılaşanlar vardı. Kaoru; Chisa ve Ryu'ya merhamet etmiş, hayatta kalmalarına izin vermişti. Yaşadıkları tecrübe korkunç olmalıydı. Jirou Ryu gibi becerikli bir shinobinin son görevinden döndüğünden beri ağzından çıkan kelimelerin sayısındaki azalmanın ve ne zaman kendisini görsem uzaklara bakarak düşüncelere dalmış olmasının nedenini şimdi anlamıştım. Sanraku ise Kazuo ve Butsuo'ya, oldukça zorlu geçtiğini köydeki hemen herkesin bildiği görevlerinde yardımcı olmuştu. Bahsedilen yardımın ne kadar spesifik olduğunu bilmesem de Butsuo'dan aldığım bakışlar epey ciddi bir süreci işaret ediyordu.

Seido hakkında bana anlatılanlar, olumlu yanlarıyla birlikte karmaşık zihinlerini de betimliyordu. Düşünce yapıları hakkında kimsenin tahminde bile bulunamaması, onlar kadar bizimkilerin de zihnini karıştırmışa benziyordu. Açıklanmamış hedeflerinin ne olduğuna yönelik hiçbir ipucu bırakmayan kelimeler, hem arkadaşlarıma hem de Ginbushi'ye, daha büyük çıkarlarına yönelik bu savaşta yanımızda olduklarını aktarmıştı. Şu anda sahip olduğum bilgiyle çözüme ulaşmaktan çok uzakta olduğumdan zihnimin daha fazla bulanmasına izin vermeden bu konuyu bir kenara bırakacaktım. Önümde odaklanmam gereken bir savaş vardı.

Rütbelerimize göre ayrıldığımız brifing seansında, Yajima Juzo köyün chuuninlerini üçerli gruplara ayırıp bizi görev yerlerimize atıyordu. Her grubu isimlendirdiği sırada adını söylediği shinobileri bakışlarıyla birkaç saniye süzmesi, bana grupların önceden belirlenmediğini anlatmıştı. Üslerin güvenliği, medic-ninlerin muhafızlığı, savaş alanında çarpışılması, düşman ikmal hatlarına yapılacak sabotaj, düşman üslerine sızılması... Herkesin görevi kritikti. Bir grubun başarısızlığını, başka bir grubun başarısıyla tölere edemezdik.

Ekibim, Kotegawa Ooki ve Sugawara Momoru'dan oluşuyordu. Ooki ile önceki görevimizde neredeyse her fikrimiz uyuşmuştu ve bunun neticesinde doğru kararları verip Otake Takeru gibi önemli bir figürü kurtarabilmiştik. Ara sıra saçma bulduğum fikirleri olsa da bu fikirlerini ortaya koyan düşünce yapısını anlayabiliyordum. Yakın geçmişte bıraktığı kadar bana zorbalık etmek ve bulabildiği her açığımla dalga geçmek hobisini hala unutmamış olsam da kendisinden şikayetim yoktu. Momoru'ya gelince; önceki Ishichou Murano Rikyu sayesinde aramızda bulunan oldukça kabiliyetli arkadaşlarımdandı. Senelerdir birlikte aldığımız eğitimler, görevler, nöbetler birbirimize yakın olduğumuzu hissettirse de ağzından çıkan en fazla beş cümle duymuşumdur. Geçmişte yaşadıklarını köydeki herkes bildiği için, insanlar genelde onunla iletişim kurarken acıyan surat ifadelerini takınırlar. Ben ise, geçmişteki benzer tecrübelerim sayesinde Momoru'yla empati kurabiliyordum. Belki de kendisini yakın hissetmemi sağlayan, aynı jenerasyonun shinobisi olmaktansa yaşadıklarımızın getirdiği aramızdaki bu sessiz iletişimdi.

Dövüş potansiyeli açısında baktığımda görevimize en uygun yeteneklere sahip olan Momoru'ydu. Keskin görüşü sayesinde tehlikeyi hepimizden önce fark edebilirdi. Ayrıca uzun menzilli saldırılarının etkisi, Ooki'nin ön safta oyalayacağı düşmanların işini bitirmek için biçilmiş kaftandı. Grubumuzun kaslısı Ooki, iş bitiricisi Momoru'ydu. Ben de bu durumda joker eleman oluyordum. Her yere yetişebilmek için yeterince hızlı sayılırdım. Kafamda çizdiğim kompozisyonu beğenmiştim. Mükemmel olmasa da yeterliydi.

Off Topic
“Tanrı düşmanlarıma acısın ve merhamet göstersin; çünkü ben göstermeyeceğim.„
—George S. Patton

Hazırlıklar tamamlanmış, gece yarısı konferans salonunda bulunan herkes görev yerlerine varmış, savaş fiilen başlatılmıştı. Bilgilendirildiğimiz kadarıyla orduyu yavaşlatacak bir gelişme yaşanmamıştı. Küçük çapta çatışmalarla sınırın ötesindeki ilerleyiş tüm hızıyla devam ediyordu. Bu da demek oluyordu ki Yeni Amegakure, savaş için yeterli tedbiri alamadan gafil yakalanmıştı. Ayrıca aramızdaki bilgi akışını karşı tarafa sızdıracak sıçanlar da yoktu. Her şey çok iyi başlamıştı. Yaşayacağımız beklenmedik komplikasyonların çok büyük olmayacağını umuyordum.

Bize gelince... Ordunun ilerlemesi, ikmal hatlarının uzaması demekti ve ordunun arkasına sarkıp ikmal kamplarına sabotaj yapmakla görevlendirilen düşmanlara karşı destek istenmesi durumunu imkansız hale getiriyordu. Ön saflarda yaşanacak karşılaşmaların uzaması durumunda, yani ilerleyişe rağmen savaşın bitirilmediği her an gerideki hatlar daha büyük tehlike altındaydı. İkmal hatlarının kesilmesiyse durumu savaşın kaybedilmesine kadar götürebilirdi. Her an tetikte olmalıydık.

Kampta ikmal hazırlıkları henüz başlamamışken koruma ekibi olarak genel bir toplantı yapmıştık. Birbirimizin dövüş yetenekleri hakkında edindiğimiz bilgiler doğrultusunda kafamdaki kompozisyonları genişletme fırsatı bulmuştum. Zaten bildiklerimin yanısıra Ooki çok güçlü etkisi olan yakıcı bir teknikten bahsetmişti. İkmal kampına verilebilecek zarardan dolayı bunu çok zorda kalmadıkça kullanmamasını tembih ettim. Kullanılması gerektiğinde ön safı kendisinden devralıp ona yeterli zamanı sağlayabilirdim. Muhtemelen bu ikmal kampı işlevini yitirene kadar işimize yaramayacak ama açık alanda yapacağımız herhangi bir çatışmada mabadımızı kurtarabilecek bir gelişmeydi Ooki'ninki. Momoru ise doton kullanıcısı olduğunu söylemişti. Sahip olduğunu bildiğim yetenekleriyle bağdaştıramamıştım. O da muhtemelen benim gibi minimal seviyede ninjutsu kullanıyordu. Bu yüzden pek üstünde durmadım. Sıra bana geldiğinde öğrendiğim yeni tekmeyle birlikte ekipman antrenmanlarımda edindiğim pozitif etkileri anlattıktan sonra toplantımızı sonlandırdık ve belirlediğimiz nöbet alanlarına yöneldik.

Ülke sınırına girdiğimizden beri yağan yağmur önce sinirlerimi bozmuştu. Bir süre ilerlemeyi devam ettirdikten sonra damlaların çarptıkları yerde yarattığı sesler normalleşmeye başladı. Beynimdeki sürekli ses çıkaran saat durmuş, kulaklarım rahat etmişti. Fakat hala ıslanıyordum, ben ıslandıkça hızımın düştüğünü görüp daha da sinirleniyordum. Öfkemi kontrol altına almam zor olmasa da ruhsal olarak yaşadığım ara geçişler biraz yıpranmama sebep olmuştu. Her sinirlendiğimde birkaç kez nefesimi tutup ona kadar saydıktan sonra ıslanmaya da alışmıştım. Küçük bir detay olarak soğuk kapıp hastalanmamaya dikkat etmem gerekecekti. Onun da üstesinden gelebilirdim. Ama bu sefer de bastığım her yerden "şap-şup" sesleri çıkmasına takmıştım. Her adımımda üzerime sıçrayan çamurun pisliğini dert etmesem de katılaştıktan sonrasını dert etmiştim kendime. Neyse ki kamp alanına vardığımda orada da her yerin çamur olması, bu durumdan kurtulamayacağımı anlamama sebep olmuştu ve ona da zorunda kalarak alışmıştım. Lanet ettiğim şeyleri içselleştirmiş, kendi içimden durumlara çevirmiştim. Her şey yolundaydı.

Kendimle anlaştığım, hava koşulları ve hava koşullarının neden olduğu durumlar yüzünden sinirlenmemin anlamsızlığını anladığım anda gökyüzündeki bulutlar dağılmaya başlamıştı. Sırıttım. Evren gerçekten de ben bakarken soyunamıyordu.
Image
Künye


İsim: Yamato Ryuji
Yaş: 16
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Para: 両 70.000
Prestij: 2 PP
Ün: 10
Kullanılabilir GP: 5

Motivasyon:
Ryuji için shinobi olmak, eskiden kafasını stabil tutmaya yarayan tek uğraşı olduğu için kendisini zorlayarak yataktan kaldıran öpücükken yakın geçmişte fark ettiği büyüme, gelişme, özgüven duyguları annesinden beri iyi hissetmesini sağlayan tek neden olmuştur. Kişisel tatminini bu şekilde sağlamanın olumsuz yanları olup olmadığı düşünecek yaşa henüz erişmemiştir.

Özellikler -
Image
Profil


Güç: 6
Çeviklik: 7
Kondisyon: 6
Potansiyel: 4
Varlık: 3
Zeka: 4

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 3 (Favori)
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1
Image

Ninjutsu

(A-Rank) Raiton no Yoroi
Taijutsu

(Stil|B-Rank) Rinjoushou
(B-Rank) Shoufuu
(C-Rank) Reppuu

(Stil|D-Rank) Ninja Ekipman Ustalığı
Ekipmanlar

Ekipman Çantası
(Normal Kalite) 1 Kunai
(Normal Kalite) 2 Shuriken
(Normal Kalite) 4mt. Sentetik Misina
(Normal Kalite) 2 Patlayıcı Parşömen
(Normal Kalite) 2 Sis bombası
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts: 2856
Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Ishigakure - Operasyon] Yamato Ryuji & Kotegawa Ooki

Post by GM - Naruto » February 19th, 2019, 12:24 am

Gün oldukça sıradan ilerlerken, ordunun da hareket etmesiyle birlikte hareketlilik nispeten azalıyor ve kamp alanını daha rahat bir şekilde gözlemleme fırsatı buluyorsunuz ikiniz de. Yaklaşık 300 metrekarelik bu alanda çok sayıda küçüklü büyüklü çadır kurulmuş durumda. Merkezde diğerlerine kıyasla nispeten daha büyük bir çadır mevcut. Burasının ana silah deposu olduğunu biliyorsunuz. Sandıklara istiflenmiş kunailer, shurikenler, misinalar, sis bombaları, diğerlerine kıyasla daha az sayıda olsalar da tantou ve katana gibi çeşitli daha özel ekipmanlar. Bu büyükçe çadırın hemen dibinde ise, ayrı olarak bulunan ve başında bir milisin beklediği ayrı bir çadır mevcut. Burasının patlayıcı parşomenlere ayrılmış olan çadır olduğunu biliyorsunuz. Bu çadırın özellikle korunması gerektiğinin, herhangi bir şekilde alev alması durumunda korkunç olaylar yaşanabileceğinin farkındasınız her ikiniz de. Diğer çadırların aksine burasının bir güvenlik görevlisinin olmasının sebebi de oldukça aşikar görünüyor. Bunlar dışındaki çadırlar daha çok çeşitli erzaklara ayrılmış durumda; günlük yemekler ve sargı bezi gibi basit şeyler. Aynı zamanda alanda dağılmış şekilde 5 farklı at arabası da bulunuyor. Atlar ise sınıra yakın bir yere kurulmuş bir yalakta su içip saman yemekle meşguller. Kampın çevresinde çok yoğun bir ağaç topluluğu yok, tek tük. Birine ise Momoru el koymuş durumda. Kampın yerleşim yerinin özellikle bu şekilde seçildiğini biliyorsunuz, böylece olası saldırıların olabildiğince açık alandan gelmesi amaçlanmış durumda. Ancak bu durum aynı zamanda kampın açık alanda olmasına da sebep oluyor. İki ucu keskin bir bıçak. Ayrıca sadece Momoru’nun gözlem için yeterli olmadığını kolaylıkla farkedebiliyorsunuz. Olabildiğince dikkatli bir şekilde çevreye göz gezdiriyor sürekli, ancak alanın bu kadar geniş olması sizin için bir dezavantaj yaratıyor. Havanın kapanması, ve daha da kötüsü sağanak yağmurun başlaması ihtimalinde görüşünüz oldukça kısıtlanabilir ve beklenmedik bir saldırıyla karşı karşıya kalabilirsiniz.

Ooki: Kampı geziyor ve kampta sizin dışınızda görevli kişileri kontrol ediyorsun. Her biri, savaş için gönüllü olmuş ve normalde çeşitli yörelerde koruculuk, gece bekçiliği gibi çeşitli görevleri olan siviller. Sizin dışınızda herhangi bir shinobi göremiyorsun. Kamp alanında toplamda 10 adet sivil var. Bunların biri diğerlerini koordine etmek üzere orada bulunan şefleri, beşi arabalar yüklendikten sonra götürmek üzere hazır bekleyen şoförler, bir kişi patlayıcı parşomenlerin depolandığı çadırın özel güvenliği ve kalan üç kişi de yükleme işlerinden sorumlu olanlar. Devriye gezerken karşılaştığın sivillerden bazıları sana selam duruyor. Çok resmi değil, ancak shinobilere saygı duyduklarını belli eden bir tavırda. Ekstra birkaç ekipman istemek üzere milislerin şefi olan, adının Kiyoshi olduğunu bildiğin adama yaklaşıyorsun. Kiyoshi ortalama boylarda, kafası kelleşmiş ve yalnızca başının yan kısmında kır saçları kalmış, yaşlıca bir adam. Buna rağmen oldukça dinç ve sert görünüyor. Sen ona yaklaşırken hafif bir baş selamı veriyor sana: “Ooki-dono.” Sen isteklerini belirtirken, sakin bir ifadeyle seni dinliyor adam, cevaplamakta da gecikmiyor: “Tabii, ekipmanlar büyük oranda sayılı ve koca bir kasayı size vermem sorumluluklarımı kötüye kullanmak olur ancak abartı olmadığı müddetçe istediğiniz kadarını alabilirsiniz. Birazdan ilk arabayı yüklemeye başlayacağız, o esnada kasalardan istediklerinizi seçersiniz.”

Ryuji: Sen de aynı şekilde kampı geziyor ve kafanda olası mücadele planları üzerinde çalışıyorsun. Bu esnada ekstra herhangi bir şey olmuyor. Şimdilik etraf temiz gibi görünüyor, güneş hala yerinde ve etrafta bulut yok. Ancak bildiğin kadarıyla, Yağmur Ülkesi’nde hava gerçekten çok değişken ve bir anda yağmurun bastırabileceğine eminsin. Sen etrafı kolaçan ederken, görevlilerin bir kısmı yavaş yavaş ilk arabayı doldurmaya başlıyorlar.
Off Topic
Out: Yağmur Ülkesi’ndeyiz, Amegakure’de değil. Bu hususa dikkat etmenizi rica edeceğim.

Ooki dilediği sayıda ekipmanı alıp imzasına ekleyebilir, imzasına eklenmemiş ekipmanlar üzerinde yokmuş gibi davranılacaktır. Dikkatli bir takip yapalım bu konuda karşılıklı olarak.

Son olarak, pasiflik sınırı 24 saattir. Ekstrem bir durum olmadığı sürece aksatmamanızı rica edeceğim, ve ben de bizzat buna dikkat edeceğim.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Kotegawa Ooki
Posts: 160
Joined: August 31st, 2018, 10:46 pm

Re: [Ishigakure - Operasyon] Yamato Ryuji & Kotegawa Ooki

Post by Kotegawa Ooki » February 19th, 2019, 1:33 pm

Kamp çevresinde ve içinde yaptığım kısa bir gözlemden sonra savunma anlamında hem avantajlı hemde avantajsız bir konumda olduğumuzu fark etmiştim. Etrafımızın çoğunlukla açık olması gizlice yaklaşacak bir düşmanın başarısını düşürüyordu ama aynı şekilde bizi de oldukça görünür bir şekilde ortada bırakıyordu. İşin bir diğer kötü yanı da olası bir yağmur yada sis olurdu. Böyle bir şeyin bastırması durumunda görüş mesafemiz düşecek ve sahip olduğumuz görüş avantajı yok olurken rakiplerimizin gizlenmesi de kolaylaşacaktı. O yüzden yağmur yağar yada sis basarsa bir kaç kat daha dikkatli olmam gerekecekti. Yoksa kötü şeyler olabilirdi.

Ne insan sayısı olarak nede genişlik açısından, kampımız çok büyük değildi. Doğal olarak bir şeyleri korumak daha kolaydı. Kurulan çadırlarda daha çok ekipman, erzak ve benzeri malzemeleri depolamak içindi. Zaten buradaki 10 kişinin yarısı ilerleyen zamanlarda kamp dışına gidecek at arabası sürücüleriydi.

Bakışlarımı Momoru'ya çevirdiğimde elinden geldiğince, tünediği bir ağaçtan etrafı gözlediğini fark etmiştim ama tek başına bu konuda yetersiz kalıyordu. Bu görev için en uygun kişinin ,yani Momuru'nun, bize verildiğini düşünsem de, sayımızın az olduğu kanaatindeydim. En azından 3-5 milisin daha burada olması işleri kolaylaştırırdı. Elbette askeri gücümüzün büyük bir bölümü saldırı ile ilgilenmeliydi ama burasının düşmesi üç yönden bizim için felaket olurdu.

Birincisi ikmal hattımız yalan olurdu ve bu savaş becerimizi düşürürdü. İkincisi düşman bizim ekipmanlarımızı alıp bize karşı kullanabilirdi. Üçüncüsü ise burayı ele geçiren bir düşman gizliliğe de önem verirse bizimkilerin kılığında arkadan öncü birliklere saldırabilirdi. Yani göreceli olarak sakin bir görev almış olsam da, yaptıklarımla daha doğrusu yaptıklarımızla savaşın kaderini kökten değiştirebilecek bir pozisyondaydık.

Kampı incelemeyi bitirdikten sonra kamptaki gönüllü sivillerden sorumlu Kiyoshi'nin yanına gidip ekipman talebimi iletmiştim. Bu sırada aldığım saygı dolu selamlar Takeru itinin kurtarılması ile beraber adımın temizlenmiş olduğunu gösteriyordu.

Normalde saygı eklerine ve benzeri şeylere çok dikkat eden biri değildim. Tabi bu Daicho'nun yanına gidip " Naber Koçum? " demem demek değildi ama gerçekten saygı duymadığım yada sevmediğim insanlara -san, -kun yada benzeri ekleri kullanmazdım. Tabi bu konuda tek bir istisna o kişilerin bana olan hitabıydı. Eğer onlar bana saygılı davranıyorsa doğal olarak bende onlara saygılı davranırdım. Kiyoshi'nin bana bu şekilde hitabet etmesi sebebiyle bende ona benzer bir şekilde hitabet edecektim.

Adamın söylediklerini dinledikten sonra başımı dediklerini onaylarcasına sallayıp " Kiyoshi-san istersen son gidecek parti'nin içinden istediklerimi alayım. Eğer bir sorun çıkmazsa aldıklarımı o parti giderken yerine koyarım, yok çıkarsa zaten kampı korumak için elimin altındaki her şeyi kullanmam gerekir." dedikten sonra bakışlarım patlayıcı parşömenlerin olduğu yere gitmişti. Orayı bir kaç saniye inceledikten sonra tekrar konuşmaya başlamıştım.

" Patlayıcı parşömenleri çadırlara dağıtmak daha güvenli olmaz mı? Yani bir çadırda 100 tane yerine 10 çadırda 10 tane. Hatta buradaki bir kaç kişiye de üstünde taşıması için bir kaç tane verilebilir. Böylelikle orası patlatılsa bile patlamanın etkisi düşük olacağı gibi orayı kaybetmemiz durumunda elimizdeki tüm patlayıcı parşömenleri kaybetmemiş oluruz. " diyecektim.

İzlediğim filmler arasında, içinde herhangi bir tür patlayıcının yada patlayıcı özelliği olan bir şeyin gösterildiği tüm filmlerde o şey yada şeyler bir şekilde patlardı. Bu bazen malın birinin unutup sigarasını falan oraya atması, bazen kötü veya iyi adamların oraya saldırması bazen ise şimşek düşmesi gibi tamamen tesadüfi sebeplerle olurdu. Buranın patlamasının yaratacağı sorunları düşününce bende bu konuda hafif bir paranoya oluşmuştu. Filmlerdeki bu klişeye düşmek istemiyordum. O yüzden bu konuda mantıklı gördüğüm bir öneri yapmıştım.

Adamın verdiği cevabı da dinledikten sonra " 9 Shuriken, 9 Kunai ve 9 patlayıcı parşömen lazım. Biraz fazla olduğunun farkındayım ama bunları Momoru, Ryuji ve kendim arasında pay edeceğim. Hem dediğim gibi kullanma ihtiyacımız olmazsa geri bırakırız ama en kötü 3'e bölünebilecek şekilde bize verebileceğin kadar kunai, shuriken ve patlayıcı parşömen ver. " dedikten sonra cevabını bekleyecektim.

Sonrasında ise " Yüklemede yardım lazım mı? Göründüğümden daha güçlüyümdür. " diyip yardım teklifinde bulunacaktım. Burada iki amacım vardı. İlki işleri hızlandırmak istiyordum. Giden her araba ile birlikte burayı kaybetmemizin yaşatacağı sorunlar ve buraya saldırmanın cazibesi azalacaktı. İkincisi ise at arabalarının da korunmasını düşündüğümdendi.

Eğer teklifimi kabul ederse söylediğim gibi yardımda bulunacaktım. Eğer teklifimi kabul ederse yükleme işi bittikten sonra, etmezse hemen elimdeki tüm patlayıcı parşömenleri kunailere saracak ve aynı anda da Momoru'nun yanına gidecektim.

Adamın yanına gittiğimde Şef'ten almış olduğum ekipmanların üçte birini ona verecek ve " Şeften aldım. Kullanmazsan görev sonu iade et. Ryujiye de kendi payına düşenleri verdikten sonra... " diyip parmağımla atların olduğu yeri gösterip " Orada nöbet tutacağım. " diyecek ve yanından ayrılacaktım.

Ryujinin yanına gittiğimde ise Momoru'ya verdiğim gibi onun payına düşen ekipmanları verecektim. Aynı anda " Ben atların oradayım. " diyecektim atları sol işaret parmağımla göstererek " Sende ben ve Momoru'nun bakmadı bir yerde dur. Ayrıca..." diyip yine aynı parmağımla patlayıcı parşömenlerin olduğu çadırı göstererek " şuraya da arada bir bak. Patlayıcı parşömenler varmış. Bende nöbet tutacağım yerden mümkün olduğunca bakacağım. Haa! Unutmadan, eğer sana verdiklerimi kullanmazsa görev sonu iade et. " dedikten sonra bana bir şey demez ise atların yanına gidip nöbet tutmaya başlayacaktım.

Aldığım ekstra ekipmanların bana düşen kısımlarını üstümde kolay erişebileceğim yerlere koyacaktım.

Eğer kabul edilirse 9 Kunai, 9 Shuriken ve 9 patlayıcı parşömen almış oldum. Patlayıcı parşönleri kunailere sardım (Kendi sahip olduğum dahil.). 3 Patlayıcı Parşömen sarılı Kunai (Kendiminki dahil toplam 4.) ve 3 Shuriken (Kendiminki dahil toplam 8.)'i kendime saklayıp, kalanları Momoru ve Ryujiye verdim. Yani eşyaların 1/3'ü bana, 1/3'ü Momoruya ve 1/3'ü Ryujiye gitti.

Adamın kaç tane vereceğini kesin bilmediğimden, bir sorun olmazsa hepsini sonraki tur imzama geçireceğim.
Image
Künye
► Show Spoiler
Motivasyon/Komplikasyon/Özellik
► Show Spoiler
Profil
► Show Spoiler
Beceri
► Show Spoiler
Ninjutsu
► Show Spoiler
Taijutsu
► Show Spoiler
Genjutsu
► Show Spoiler
Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar Standart
► Show Spoiler
User avatar
Yamato Ryuji
Posts: 65
Joined: November 8th, 2018, 11:06 pm

Re: [Ishigakure - Operasyon] Yamato Ryuji & Kotegawa Ooki

Post by Yamato Ryuji » February 19th, 2019, 11:33 pm

Beynime kampın bir krokisini çizmek amacıyla çadırların arasında dolaşıyordum. Acil durumlara en hızlı şekilde karşılık verebilmek için kamptaki bölümlere ve çadırlara kendimce isimler koyarak bunları ekip arkadaşlarımla da paylaşacaktım. Parşömen çadırı, büyük depo gibi basit isimler yeterli olacaktı. Bunlara göre daha küçük olan çadırlar içinse isimlendirmek saçma olacağından, büyük çadırlara göre bulundukları yönlerle tarif etmek daha mantıklı olacaktı: büyük deponun güneyi gibi.

Kampın en kritik noktası patlayıcı parşömenlerin bulunduğu 'parşömen çadırı'ydı. Ooki'nin yeni öğrendiği tekniğini kullanmaması için ekstra bir neden ortaya çıkarırken aynı zamanda görev için önceden üzerine düşünülmüş planlar kurmamı gerektiren en büyük etkendi. Kamp görevlileri dışında kimsenin yanına yaklaşmasına izin vermeyecek olmamız akla gelen ilk güvenlik yöntemiydi. Fakat daha etraflıca düşünmeliydim. Mesela, uzaktan gelebilecek herhangi bir yakıcı saldırıya karşı yapabileceğimiz bir şey yoktu. Shinobi ekipmanlarına bağlanmış patlayıcı parşömenleri bir ihtimalle havada sektirerek önleyebilirdik ama katon bazlı ninjutsulara karşı resmen savunmasızdık. Üzerimize gelecek ateş toplarını önceden fark ederek tekniğin tamamlanmasını önlemek sadece zor değil, ütopik bir tedbirdi.

Büyük tehlikeyi önceden görebilmiş olmak bir adım ileride olmamı sağlasa da zihnimi rahatlatmıyordu. Çünkü henüz çözüm üretememiştim. Kampın ortasında sağ elimi tik işareti şekline sokup çeneme dayamış, ayağımla metronom tutarak aklımdaki düşünceleri süzgeçten geçiriyordum. Ooki veya benim verebilecek karşılığım olmaması, Momoru'dan başkasından medet umamayacağım anlamına geliyordu. Doğru ya, doton kullanıcısı olduğunu söylemişti. Belki çamurun altında kalan sert toprağa erişebilir ve uzaktan gelmesi muhtemel olan saldırılara karşı bir kalkan oluşturabilirdi. Hiç vakit kaybetmeden arkadaşımın mesken edindiği ağaca yönlendim. Aramızda konuştuklarımızın milisler tarafından duyulması güven ortamını sarsabileceğinden ses tonumu ayarlamak için birkaç küçük öksürüğün ardından söze girecektim: "Momoru-kun, parşömenlerin olduğu çadıra gelebilecek uzun menzilli yakıcı bir saldırıya karşılık verebilecek tek kişi sensin."

Sözler ağzımdan dökülürken dağınık saçlarımdan gözümün ortasına damlayan bir damla su sayesinde perspektifimin bir anda genişlediğini hissettim. Adını sürekli yağan sağanaklardan alan bir ülkedeydik. Belki biraz fazla panik yapmıştım. Fakat savaş anında her şey mümkündü, paniğim gereksiz yere değildi. Hem gözden kaçırdığım büyük detay, hem de konuşmakla ilgili huyu yüzünden Momoru'dan cevap almayı ummuyordum. Yine de düşüncelerimin verdiği molayı aksatmadan sözlerimi bitirmeliydim. "Ya da gökteki kara bulutlar."

Arkamı dönüp nöbetini tutacak kampı geniş açıdan gören bir alan bulmak üzere yürümeye başlamıştım. Sırıttım. Yaşadığım küçük rezil oluşun ardından bazen meselelerin detayına gereğinden fazla dalıp, daha geniş açıda durumu basitleştirecek şeyleri görememek kronikleşmeden bu düşünce yapısından vazgeçmem gerektiğini fark ettim. Kendimi gülünç bulduğum için suratım şu anki şeklini almıştı.

Gelmesi muhtemel saldırılar için açık alanda konumlandırılmış kampımız için aradığım özelliklerdeki yerlerin başında etraftaki birkaç ağaçtı. Bu tip saldırılarda, eğer yeterince profesyonel bir ekiple karşılaşırsak ilk hedefleri gözcüyü yok etmek olacaktı. Eğer ben de Momoru gibi ağaçlardan birine tünersem, bu kez ikimiz birden birincil hedef olacaktık. Ayrıca aşağıda bulunmak, benim için, saldırı haberinin alındığı anda daha hızlı müdahalede bulunabilmek demekti. Seçimimi ağaçlardan yana kullanmayacaktım ama Momoru'yu görebileceğim bir yerde bulunmaya gayret edecektim.

İstediğim gibi bir nöbet alanı bulmaya çalışırken yanıma gelen Ooki, zaten haberim olan durumlardan bahsederken kendisine kısa kelimlerle yanıt veriyordum. Zira aklımda oluşturduğum kriterlere uygun bir yer bulmakla meşguldüm. "Evet.", "Tamam.", "Doğru.", "Biliyorum." Belki gerekli olur diye getirdiği ekipmanlarsa kendisinden beklemediğim bir incelikti. Gerçi ekipmanları köyün savaş istihkakından aldığını düşününce bu hareket pek de incelik sayılmazdı ama yine de birlikte çıktığımız bir önceki göreve göre düşünce yapısındaki gelişmeyi görebilmiştim. "Teşekkür ederim.", "Anlaşıldı." Aldığım ekipmanları düzgünce çantamdaki benzerlerinin yanlarına yerleştirdikten sonra ayırdığım iki kunaiyi kol yenlerime acil durumda hızlıca çekebileceğim şekilde birer adet saklayacaktım. Bu küçük düzenlemenin ardından Momoru'ya arada bir göz atabileceğim, diğer ekip arkadaşlarımın görüş alanıyla birleştiğinde karanlık nokta bırakmayacak bir nöbet alanı tespit etmek üzere yürüyüşüme devam edecektim.
Image
Künye


İsim: Yamato Ryuji
Yaş: 16
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Para: 両 70.000
Prestij: 2 PP
Ün: 10
Kullanılabilir GP: 5

Motivasyon:
Ryuji için shinobi olmak, eskiden kafasını stabil tutmaya yarayan tek uğraşı olduğu için kendisini zorlayarak yataktan kaldıran öpücükken yakın geçmişte fark ettiği büyüme, gelişme, özgüven duyguları annesinden beri iyi hissetmesini sağlayan tek neden olmuştur. Kişisel tatminini bu şekilde sağlamanın olumsuz yanları olup olmadığı düşünecek yaşa henüz erişmemiştir.

Özellikler -
Image
Profil


Güç: 6
Çeviklik: 7
Kondisyon: 6
Potansiyel: 4
Varlık: 3
Zeka: 4

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 3 (Favori)
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1
Image

Ninjutsu

(A-Rank) Raiton no Yoroi
Taijutsu

(Stil|B-Rank) Rinjoushou
(B-Rank) Shoufuu
(C-Rank) Reppuu

(Stil|D-Rank) Ninja Ekipman Ustalığı
Ekipmanlar

Ekipman Çantası
(Normal Kalite) 1 Kunai
(Normal Kalite) 2 Shuriken
(Normal Kalite) 4mt. Sentetik Misina
(Normal Kalite) 2 Patlayıcı Parşömen
(Normal Kalite) 2 Sis bombası
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts: 2856
Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Ishigakure - Operasyon] Yamato Ryuji & Kotegawa Ooki

Post by GM - Naruto » February 20th, 2019, 3:04 am

Ooki: Senin isteklerine karşı Kiyoshi’nin yüzünde hafif şüpheci bir bakış beliriyor başta, halihazırda isteğini kabul etmiş olmasına rağmen bu denli çok malzeme istemiş olmandan pek memnun değil gibi. Ancak yine de birkaç saniyelik duraksamanın ardından kafasını hafifçe sallıyor: “Kasaların ve yerleşimin düzeni belli Ooki-dono. Malzemeleri size ilk yüklenenlerden sağlayacağım. Arabalar imkan buldukça sürekli gidip gelecekler, bu sebeple son postanın ne zaman olacağı konusunda kimse bir yorum yapamaz.” Yavaş yavaş taşınmaya başlıyor kasalar. Önce içinde kunailerin olduğu büyükçe bir kasayı taşıyarak getiriyorlar iki milis, ve at arabasının üzerine yerleştiriyorlar. O ikisi başka bir kasayı taşımak üzere çadıra geri dönerken, istihkakların bir kısmının tutulduğu çadırdan çıkıyor bir üçüncüsü elinde nispeten daha hafif görünen bir kasayla. Bu esnada Kiyoshi’nin kendisi patlayıcı parşomen çadırına ilerleyerek diğerlerine göre daha korunaklı gözüken, ve çok daha küçük bir kutuyu alıp geri çıkıyor: “Tüm saygımla, Ooki-dono. Ancak istif düzeni senelerin getirdiği bir tecrübe olmasının yanısıra stratejisyenler tarafından belirlenir. Askeri nizamın bir parçasıdır. Benim ya da sizin-“ sırasıyla bakışları senin, Ryuji’nin ve Momoru’nun üzerinde geziyor. “-karar verebileceğimiz bir şey değil. Birkaç patlayıcı parşomen bile çadırdaki tüm erzağı yok edebilecek kadar güçlüyken her çadırda bulundurmamız mantıklı değil. Ayrıca bu kutular daha korunaklı olarak yapılmıştır, kolay kolay yanmazlar.”

Ryuji: Kafanda dans etmekte olan düşüncelerle birlikte kamp alanını daha iyi incelemek üzere birkaç tur atıyorsun. Tam sayısal değerler hakkında fikir sahibi olmasan da, kamp yerleşiminin yaklaşık bir dikdörtgen gibi göründüğünü farkediyorsun. Bir kenarı, diğerinin yaklaşık iki katı. Kısa kenar yaklaşık 11-12 metreyken, uzun kenar 24-25 metrelik bir uzunlukta. Sol üst köşesi kuzeybatıya denk gelirken, sağ alt köşesi güneydoğuda. Kuşbakışı bakıldığında, tam merkezde diğerlerinden daha büyük olan çadır konuşlandırılmış durumda. Güneydoğu tarafında nispeten daha minik olan çadır var. Bunun dışında alana farklı şekillerde dağıtılmış 5 çadır daha mevcut. Spesifik herhangi bir yön tayini yapılabilecek konumda değiler, ancak basit bir şekilde kuzeybatıda üç çadır, güneydoğuda iki çadır olduğu söylenebilir. Mamoru’nun tünediği ağaç Kuzeydoğu kenarında. Atlar güneybatı bölümündeki sınırdalar. Kafanda krokiyi az çok oturttuktan sonra Momoru’nun olduğu yere ilerliyorsun. Söylediklerini dinleyerek, hafifçe kafasını sallıyor Momoru. Bunun dışında bir tepki vermiyor. Huzursuz bir şekilde gökyüzüne, ileriye doğru bakmakla meşgul. Senin de istemsizce gözlerin kayıyor o noktaya, kara bulutların birikmeye başladığını görebiliyorsun.

Paint için kusura bakmayın, bu saatte bu kadar oldu :lol:

Image
Ooki: Kiyoshi, kutuyu narin bir şekilde açarak istediğin sayıda parşomeni alıp sana uzatıyor. Hemen sonrasında geri kapatıyor kutuyu, ve konuşmasını sürdürüyor: “Ayrıca, her ihtimali düşünmeniz pektabii iyi, ancak çok büyük bir alanda değiliz. Patlayıcı parşomenlerin merkezde olmasının bir sebebi var. Çadırlardan birinin serseri bir ateş altında kaması durumunda beş metre ötedeki başka bir tanesinin etkilenmemesi pek akıl karı değil.” Diğer kasalardan istediğin sayıda ekipmanı çıkarıyor ve sana uzatırken sürdürüyor konuşmasını: “Siz shinobilere her daim güvenmişimdir Ooki-dono, çadırların başına herhangi bir şey gelmemesini sağlayacağınıza eminim.” Başka bir şey söylemeden kasaları yerleştirmek üzere gelen adamlara komut vermeye başlıyor. Sen de, konuşmanızın bittiğini farkederk araçtan uzaklaşıyorsun. Kafandan yardım teklifi geçse de, bununla zaman kaybetmek yerine tetikte olman gerektiğini hatırlayınca vazgeçiyorsun bu düşüncenden. Birkaç saniyenin bile önemli olduğunun bilincindesin. Ekipmanları sırayla ekip arkadaşlarına dağıtıyorsun ve planladığın şekilde konum alıyorsun.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Kotegawa Ooki
Posts: 160
Joined: August 31st, 2018, 10:46 pm

Re: [Ishigakure - Operasyon] Yamato Ryuji & Kotegawa Ooki

Post by Kotegawa Ooki » February 20th, 2019, 10:11 pm

Kiyoshi'den istediğim 9 Kunai, 9 Patlayıcı Parşömen ve 9 tane Shuriken onu gereksiz yere germişti. İstediğimin fazla olduğunu biliyordum ama önceden söylediğim gibi kullanmazsak iade edecektik. Zaten kullanma gibi bir durumumuz olursa, görevin başarılı olmasını sağladıkça üçmüş beşmiş yüzmüş pek önemi yoktu. Söz konusu bu kampın düşmesi ile düşmemesi olduğundan bir kaç ekipmanın lafı edilmemeliydi.

Verdiğim tavsiyeler ise çeşitli sebeblerden geçersiz kalmıştı. Söylediği bazı şeyler mantıklı olsada patlayıcı parşömen konsunda ona katılmıyordum. Şu an tüm patlayıcı parşömenler tek bir yerde toplanmıştı. Böyle büyük çaplı bir operasyonu düşündüğümüzde orada yüz civarı hatta belkide çok daha fazla parşömen olduğunu varsaymak abartı olmazdı. Böyle bir yerin patlaması sonucunda tüm kamp etkilenirdi. Benim dediğim yapılmış olsa patlamanın şiddeti azaltılmış olurdu. 10 tane patlayıcı parşömenin patlamasıyla kampın tamamının yok alacağını sanmıyordum ki düşmanlar patlatma amacı güdüyorlarsa ilk saldıracakları yer sağda soldaki çadırlar değil ortada olan ve patlayıcı barındıran çadır olurdu.

Adamdan ekipmanları aldıktan sonra planladığım gibi kunailere patlayıcı parşömen sarıp görevdeki diğer Shinobi arkadaşlarıma iletmiştim. Gitmeden " Ben atların orada nöbet tutacağım. Momoru şu... " diyip onun üstüne konduğu ağacı gösterecek ve " ağacın üstüne tünemiş durumda. Ryujide bir yerle duruyordur. Bir şey olursa çağırırsınız. " diyecek ilerlemeye başlayacaktım. Yükleme konusunda ise yardım etmekten vazgeçip kendi işime bakmıştım.

Atların yanına varınca etrafı kolaçan etmeye başlamıştım. Atlara veya onların çekeceği arabalara bir şey olursa savaşın ortasında onları yenilememiz mümkün olmazdı. Bu durumda da düşman kampı ele geçirmese bile ikmal hattını yok etmiş olurdu.
Image
Künye
► Show Spoiler
Motivasyon/Komplikasyon/Özellik
► Show Spoiler
Profil
► Show Spoiler
Beceri
► Show Spoiler
Ninjutsu
► Show Spoiler
Taijutsu
► Show Spoiler
Genjutsu
► Show Spoiler
Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar Standart
► Show Spoiler
User avatar
Yamato Ryuji
Posts: 65
Joined: November 8th, 2018, 11:06 pm

Re: [Ishigakure - Operasyon] Yamato Ryuji & Kotegawa Ooki

Post by Yamato Ryuji » February 21st, 2019, 12:51 am

Korumakla görevli olduğum alanı iyice tanıdığımdan emin olmuştum. Merkezde 'büyük depo' vardı. Onun hemen güneyinde öngörebildiğim en tehlikeli durumu yaratabilecek 'parşömen çadırı' konumlandırılmıştı. Geri kalan çadırlar, iki isimli çadırın kendi aralarındaki mesafeye kıyasla biraz daha uzakta kalıyordu. Doğuda tek başına dikili olan çadırın bir de uzak güneyinde kalan çadırımız vardı. Kampın batısına da üç farklı çadır ayrık şekilde dağıtılmıştı. Güney-güneybatıda mühimmat ikmali yapmak üzere bekleyen arabalar, kuzey-kuzeydoğu yönünde de Momoru'nun gözlem kuleleri olarak nitelendirilebilecek birkaç ağacımız duruyordu.

Bulunduğumuz konuma dair keşfini yapabildiğim tüm bilgi, zihnimde yerini edinmişti. Potansiyel tehditlere karşı hazırlıklı olmak için elimdeki imkanlarla aklıma gelen fikirleri çarpıp sonucu bulmuştum. Önümdeki zaman dilimi, gözlerimi dört açıp nöbetimi devam ettirmeye ayıracaktım.

Bekleyişin zorladığı beyin kıvrımlarım, kendimi reflekslerime yönlendirmeme rağmen beni düşünmeye sevk ediyordu. Karşımıza çıkabilecek başka ne tehditler olabileceği yönündeki sorular aklımı kurcalayıp duruyordu. Kendimi, görüş yeteneğimi sonuna kadar kullanabilmeye zorlayarak soruları pas geçiyordum. Fakat zihnim, her zaman olduğu gibi vücuduma galip geliyordu.

Direkt saldırılara karşı tamamen hazırlıklıydık. Ancak savaş, doğrudan yapılan hamlelerle kazanılabilecek bir olgu değildi. Asıl gözcümüzü kaybetmenin doğuracağı sonuç, burada yaşanılması mümkün olacak arbedede gafil avlanmamız olacaktı. Bu yüzden nöbet tuttuğum alanı batı çadırlarının olduğu bölge olarak seçmiştim. Düşman tehlikesinin gelebileceği uzaklığı gözlerimle tarayarak bölgede voltalar atıyor, çadırların tam ortasına her geldiğim ve en kuzeydeki çadırı her geçtiğimde ağaçlıkların olduğu bölgede Momoru'ya göz atıyordum. Atların olduğu taraf görüş alanıma sıkça girmese de diğer ekip arkadaşım olan Ooki'yi de arada bir gözlüyordum.

Nöbet için bulunduğumuz konumlardan mutluydum. Kuzey ve doğu yönlerini, görüşü kapatacak engel sayısının azlığı nedeniyle Momoru'ya emanet etmiştik. En büyük alan, en iyi gözcünün olmuştu. Yeteneklerimiz düşünüldüğünde gayet mantıklı ve adil bir paylaşım yapmıştık. Ooki ise güney tarafında, yine doğuda oluşabilecek komplikasyonları fark edebilecek bir yerdeydi. Böylece batıdaki sınır da bana kalmıştı.

Çevreyi gözetlediğim sırada zihnimde oluşan karmaşayı susturamıyordum. Bu yüzden düşünelerin akışına eşlik etmeyi kabullenmiştim. Savaşın kirli yüzünü anlatan onlarca kelime kafatasımın içinde yankılanıyordu. Sabotaj, katliam, suikast, darbe, istihbarat... Casusluk! Bir sürü kelimenin döndüğü düşünce akışımın içinden algımı seçen kelime buydu, casusluk.

Zihnimin beni yine derinlere götürüp karşımdaki durumla bütün olarak ilgilenmemi engelliyordu. Durdurmaya çalıştım, düşüncelerim yine üstün çıkıyordu. Kafamdaki tilkilerin dönüşüne engel olmak istesem de olamıyordum. Fakat bu sefer farklıydı. Kendi kendimi düşürdüğüm tuzağı bu kez idrak edebilmiştim. Akış yönüne irademle müdahale edeceğim kelimelerin ardının gelmesine müsaade ettim.

Shinobi arkadaşlarımdan şüphe duymak yersizdi. Momoru zaten bu köy sayesinde yetiştirilmiş, minnet dolu bir adamdı. Ooki'den pek emin olamıyordum ama birlikte geçirdiğimiz seneler boyunca köye zarar vermek gibi hiçbir niyeti olmamıştı. Zararı olsa da bunu hep istemsiz gerçekleştirdiğini biliyordum. Yanımızdaki milisler de köyümüzün sarsılmaz otoritesi tarafından atanmış kimselerdi. Kimseye karşı güvenimi yıpratacak lüksüm yoktu, zaten oldukça zorlu bir durumdaydık... Ancak yine de arada bir, nöbet tuttuğum alan izin verdikçe ne yaptıklarını gözetleyecektim.
Image
Künye


İsim: Yamato Ryuji
Yaş: 16
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Para: 両 70.000
Prestij: 2 PP
Ün: 10
Kullanılabilir GP: 5

Motivasyon:
Ryuji için shinobi olmak, eskiden kafasını stabil tutmaya yarayan tek uğraşı olduğu için kendisini zorlayarak yataktan kaldıran öpücükken yakın geçmişte fark ettiği büyüme, gelişme, özgüven duyguları annesinden beri iyi hissetmesini sağlayan tek neden olmuştur. Kişisel tatminini bu şekilde sağlamanın olumsuz yanları olup olmadığı düşünecek yaşa henüz erişmemiştir.

Özellikler -
Image
Profil


Güç: 6
Çeviklik: 7
Kondisyon: 6
Potansiyel: 4
Varlık: 3
Zeka: 4

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 3 (Favori)
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1
Image

Ninjutsu

(A-Rank) Raiton no Yoroi
Taijutsu

(Stil|B-Rank) Rinjoushou
(B-Rank) Shoufuu
(C-Rank) Reppuu

(Stil|D-Rank) Ninja Ekipman Ustalığı
Ekipmanlar

Ekipman Çantası
(Normal Kalite) 1 Kunai
(Normal Kalite) 2 Shuriken
(Normal Kalite) 4mt. Sentetik Misina
(Normal Kalite) 2 Patlayıcı Parşömen
(Normal Kalite) 2 Sis bombası
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts: 2856
Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Ishigakure - Operasyon] Yamato Ryuji & Kotegawa Ooki

Post by GM - Naruto » February 21st, 2019, 1:16 am

Siz nöbetinizi sürdürürken, ilk araba yavaş yavaş yüklenmesini tamamlıyor ve hazır hale getiriliyor. Atlardan biri arabaya bağlanıp hazır hale getirildikten sonra şoför de konumunu alıyor ve araba harekete geçiyor. Bu esnada az önce Momoru ve Ryuji’nin farketmiş olduğu bulutlar iyiden iyiye gökyüzünü kaplamaya başlıyor. Henüz hava tamamen kararmış değil, yağmur da yok gibi görünüyor ancak her an büyük bir gürültüyle sağanağın başlayabileceğinin farkına varıyorsunuz. Pek bir şey olmuyor, nöbet yerlerinizi koruyup çevreyi gözlemlemeyi sürdürüyorsunuz. Arada genç milisler kendi aralarında şakalaşırken Kiyoshi tarafından azarlanıyorlar, şahit olduğunuz tek farklılık bu belki de.

İlk arabanın kalkışından yaklaşık yarım saat sonra, Momoru’nun hafifçe kafasını kaldırıp ufuğa baktığını farkediyorsunuz ikiniz birden. Siz de istemsizce kafalarınızı o yöne çeviriyorsunuz, ancak başta bir şey göremiyorsunuz. Birkaç dakika sonra, ufukta kampa doğru yaklaşmakta olan bir at arabası beliriyor. Koşar adımlarla değil, ancak hızlı bir şekilde ilerlemekte at. Dikkat kesildiğinizde, bunun kamptaki araçların birebir aynısı olduğunu görebiliyorsunuz. Ishigakure’ye bağlı, üzerinde basit ancak yıpranmış ve yer yer yırtılmış bir bayrak bulunan bir araba. Atın farklı olmasından, bunun kısa bir süre yolcu ettiğiniz araba olmadığına eminsiniz. Tentesi yok. Araba yaklaştıkça, şoforü de seçebilmeye başlıyorsunuz. Yerinde oldukça sabit duruyor, geriye doğru yaslanmış ve elleri iplere kilitlenmiş. Yüzündeki ifadeyi seçebilmeniz için fazla uzakta hala. Araba ilerleyişini sürdürüyor, Momoru’nun ayağa kalktığını görüyorsunuz, hemen sonraysa mırıldandığını: “Yaralılar.” Araç kampa gittikçe yaklaşmakta, 100 metre kadar mesafe var aranızda.


Bayrağın temsili görseli:

Image
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Locked

Return to “Role Play Arşivleri”