[Jin Ryoken] Son veya Başlangıç (Part 3)

Gizli Kütüphane'nin tozlu raflarındaki unutulmuş hikayeler.
User avatar
Jin Ryoken
Ishigakure
Ishigakure
Posts: 421
Joined: August 31st, 2018, 5:11 am
Künye:

Re: [Jin Ryoken] Son veya Başlangıç (Part 3)

Post by Jin Ryoken » March 2nd, 2019, 10:15 pm

Geldiğim gibi dönmek istedim Yazawa'ya onca şeyden sonra. Öldürdüğüm insanları, iki çocuğu arkamda bırakıp ilerlemek istedim. Yaralarımın olması, acılarım bana bir süreliğine engel oldular. Ağrı kesicilerle idare etsem bile bir süre sonrasında vücudumun kendini bırakacağını biliyordum. Bayılacak gibi olduğum nokta bile oldu. Her şeye rağmen ilerlemeye devam ettim, gücüm için, öfkem için ilerlemeye devam ettim. Devriyelerin aylaklık yapması sayesinde kolay bir şekilde atlattım onları. Ateş ülkesi sınırlarından çıktığımda içim biraz daha rahattı, fakat heyecanlıydım. Her şeyden sonra Gennosuke'nin yanına gidiyor olmak ve koluma kavuşacağımı düşünmek beni heyecanlandırıyordu. Ateş ülkesinden çıktıktan sonra, vücudumun bağımsız bir şekilde hareket ettiğini fark etmeye başladım. Sol kolumdan gelen bir şeyin, bütün vücudumu hareket ettirdiğini anlıyordum. Bunun olması iyi bir şeydi, yoksa çok sürmeden bayılıp yarı yolda kalacaktım...

Gece saatlerine doğru Yazawa'ya dönmeyi başardım. Boş sokaklara ve bir kaç aylak insana aldırış etmeden Gennosuke ile görüştüğüm yere gitmeye çalıştım. Binaya girdiğim anda yaralarımı gören bir kaç kişi yanıma geliyorken Gennosuke herkesi durduruyor ve yanıma geliyordu. Sinsi bir şekilde beni selamladıktan sonra, tekrardan bir melekmiş gibi role bürünerek beni odasına doğru götürüyordu. Odasına doğru giderken, o şeytani yüzünü görmek zor olmuyordu. Bu adamın rolleri beni iğrendiriyor olsa bile şuanda bir şey diyemezdim. Ona ihtiyacım vardı. Her şey için, ona katlanmak zorundaydım. Konuşabilecek durumda bile olmayışım, ona ne kadar ihtiyacım olduğunu gösteriyordu.

Gennosuke'nin odasına girdikten sonra beni hızlıca önceden yatırdığı yere yatırdı. Memnun olduğunu belirten cümlelerini kurduğu anda, sağ elini sol koluma koyuyor ve kolumu geri alıyordu. Savaşın verdiği tüm acı birden vücuduma yayıldığında ise, hiçbir şey diyemeden gözlerimi kapatıyordum karanlığa.

Gözlerimi ağır ağır açtığımda, parlak ışığın odaya dolduğunu görüyor ve sabah olduğunu anlayabiliyordum. Dağınık odada bu sefer sadece ben ve yatak bulunuyordu. Burada ne olduğuna dair tam olarak bir fikrim olmasa bile içimde bir şeyler olayların kötüye gittiğini söylüyordu. Gözlerim anında koluma kayıyor, kolumun ise yerinde olduğunu gördükten sonra derin bir nefes veriyordum. Genede bu kötü hissiyatın asılsız olmadığını düşünüyordum. Hızlıca toparladıktan sonra odadan çıkış yapıyor ve yaralıların olduğu yerde olması gereken yaralı insanların yerine, onların ölü bedenlerini görmek gözlerimin fal taşı gibi açılmasına sebep oluyordu. Hiçbir şey düşünemeden hızlıca binanın dışına çıkıyordum fakat gördüğüm manzara değişmiyordu. Ben uyurken ne olmuştu? Bu esnada sokağın ötesinde Gennosuke'yi ve yanındaki bir kişiyi görüyordum. En başta, hepsini onların öldürdüğünü ve sıradakinin ben olduğumu düşünüyordum..

Biraz daha kendimi savunarak adımlarımı atmaya başladığımda beni fark ediyorlardı. Gennosuke'nin yüzündeki şeytani sırıtışı tekrardan gördüğümde kaşlarımı çatıyordum istemsizce. Yanındaki adamda ise, benim sahip olduğum kollardan iki tane vardı ve üstü başı kan revan içindeydi. Adamla birbirimize karşı adım atmaya başlıyorduk bir anda. Yüzümde hala bir şaşkınlık bulunuyordu bu duruma karşı. Neredeyse yüz yüze gelecekken, sendeleyerek ve tökezleyerek yürüyen adam bir anda yığılıyordu. Gennosuke ise bu duruma karşı hiçbir tepki vermeden, adamın durumu kaldıramadığından bahsediyordu. Bana karşı cümlesini kurduktan sonra kolumun benim olduğunu, üzerinde hiçbir etkisi olmadığını söylüyordu. Bu cümleler onun benimle kuracağı son cümlelermiş gibi geliyordu, aynı zamanda doğruda söylüyordu. Bunu hissedebiliyordum.

Gennosuke'den intikam alacağım zaman gelecekti. Fakat şuanda olması gereken durum bu değildi. Gennosuke'nin gözlerinin içine bakarken, dudaklarımda bir kıpırdanma oluyor ve istemsizce onun gibi gülümsemeye başlıyordum. Hala merak ettiğim bir şeyler bulunuyordu ve bunun cevabını almak zorundaydım.

"Gennosuke-san, gitmeden sana sormam gereken bir şey var. Kol, üzerine kan geldiğinde kanı neden emdi? Bilmediğini söyledin, fakat bir fikrin olmadığını söylemedin. Bir fikrin olduğunu düşünüyorum. İstiyorsan, bu cesedin kanı ile bir deney yapalım. Ne dersin?"

Cevabına göre adamın bir yerini kesip koluma süreceğim. Eğer cevabı olumsuz olursa, artık İshigakure'nin yolunu tutacağım. Yol üzerinde ise kolumda hala aynı özellikler duruyor mu deneyeceğim. Çürütmeyi, koluma küçük bir kesik atmayı deneyeceğim. Acı çekip çekmediğimi, derimin hala sert olup olmadığını görmek zorundayım. Ayrıca Konoha alın bandından bir an önce kurtulmalıyım.
Off Topic
Konoha alın bandı hakkında bir şey yazmadığımız için çıkarmadım kabul ettim ve yolda atıyorum onu.
Image
► Show Spoiler
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts: 2811
Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Jin Ryoken] Son veya Başlangıç (Part 3)

Post by GM - Naruto » March 5th, 2019, 11:11 am

Gennosuke’ye sorduğun sorunun ardından, yüzündeki sinsi gülümseme onu adeta bir şeytana çevirirken “Bu benim eserim Ryoken-san! Yıllardır uğruna harcadığım deneylerimin bir sonucu, sana anlatayım.” diyor. Bu cümlelerinin ardından yanınızda bulunan ölü adamın üzerinden henüz kurumamış kana elini sürüp, onu yeni koluna süren Gennosuke “Anlayabileceğin şekilde söylemek gerekirse, kolun bir nevi kan paktı içeriyor. Kolunun sana hizmet etmesini istiyorsan, onu kan ile beslemelisin. Elbette iş bu kadar basit değil, dediğim gibi yıllarca uğraştığım bir olay bu.” diyor. Koluna sürdüğü kan, birden kolunu hareketlendirip kanın olduğu bölgede hafif kabarcıklar oluştururken, kısa bir süre sonra kolun tüm kanı emerek stabil bir hale geliyor. Gennosuke eserinden oldukça gurur duyan bir sanatçı edasında “İnsanlık tarihi boyunca hep bir şeylerle kan paktı yaptı. Efsanevi Yaratıklarla yapılanlar bunun en bilinen örneği. Bunun dışında Shinigamilerle ve Tanrılarla da pak yapanların olduğu söylenir. Buradan yola çıkarak ölmüş insanlarla bir pakt yapıp yapamayacağımı araştırdım ve şimdiki sonuca ulaştım… İşin özü şu…” diyor birden sessizliğe gömülüyor. Kafasında olayı sana olabildiğince basitleştirerek anlatmak için cümleler kurmaya çalıştığı belli olan Gennosuke, en sonunda “Yaşayan insanlara ölü insanların uzuvlarını adapte edebilmek imkansızdır. Benim yaptığım şey ise, ölü uzuvları canlıların kullanabileceği şekilde vücutlara monte etmek. Yani benim yeteneğim sadece bu montaj işleminden ibaret. Bu teknik kapsamında uzvun canlı kalabilmesi için ise, onu kanla beslemek gerekiyor. Yani anlayacağın, bu teknik benim, senin ve ölülerin arasında bir pakt gibi. Elbette bir uzvu monte etmek başlı başına yeterli değil, bu yüzden de ölü uzvu kullanışlı bir forma sokmak daha mantıklı. Ancak bu işte de ayrıca kana ihtiyacım var. Bunu kendi kanımla denesem de, başarılı sonuç elde edemedim. Bu yüzden de başkalarının kanına ihtiyaç duyuyorum.” diyor. Durumu olabildiğince basit anlatmaya çalışan Gennosuke, sorduğun bu soruyla açılıyor ve kısa bir sessizliğe gömülüyor.

Gennosuke kolunu inceleyerek geçirdiği bu sessizlik döneminin ardından “Aslında tüm bunlar, bir ölümsüzün kopan uzuvlarını güçlendirmek adınaydı. Her seferinde onun kopan uzuvlarını yerine dikmek oldukça zahmetliydi ve bunun bir sonu da yoktu. Öyle bir şey elde etmeliydim ki, ölümsüzün uzuvları da ölümsüz olmalıydı. İşte her şeyin başlangıcı da bu oldu…” diyor. Bu anda birden konuşmayı kesen Gennosuke “Sana dönelim…” diyerek odağını tekrar sana verirken “Artık özgürsün ve yolu kesişen iki kişiden ibaretiz. Kolunun özellikleri aynen devam ediyor, ancak kan ile kolunu beslemelisin. Açlığı ne zaman ortaya çıkar ve ne kadar kan gerekir bilemiyorum, bu tamamen kolunu ne kadar kullandığına bağlı. Zaten bunları kendin de çözersin.” diyor. Bu cümlelerinin ardından yerdeki ölü adamdan iki kolunu alan Gennosuke “Kendine iyi bak Ryoken-san.” diyerek binaya doğru ilerlemeye başlıyor.

Ishigakure’ye doğru ilerlemeye başladığında, kolunu deniyor ve temel özelliklerinin aynen durduğunu görüyorsun. Konoha alınbandını da kuytu bir alana atmanın ardından, olabildiğince hızlı bir şekilde Ishigakure’ye dönüyorsun. Akşam vakitlerine denk gelen bu varışın sırasında, üstüne başına yeni giysiler alıyor ve kolunu da sargı beziyle sararak herkesin görmesini engelliyorsun. Köydeki shinobi nüfusunun azlığı, senin için oldukça dikkat çekiciyken, Ishichou Binası’nda bulunan Ishichou’nun odasında cılız bir ışığın yanmakta olduğunu görüyorsun. Kolun şu anda stabil bir şekilde duruyor ve Gennosuke’nin bahsettiği haliyle, herhangi bir kan ihtiyacı yok gibi duruyor.
Off Topic
Kolunun genel özelliklerini konu sonunda detaylıca yazacağım, o yüzden şimdilik temel özellikleri aynı olarak belirttim.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Jin Ryoken
Ishigakure
Ishigakure
Posts: 421
Joined: August 31st, 2018, 5:11 am
Künye:

Re: [Jin Ryoken] Son veya Başlangıç (Part 3)

Post by Jin Ryoken » March 5th, 2019, 8:57 pm

Bir şeytanla anlaşma yapıyor olmak, üstelik bunun farkında olmak içimdeki öfkeyi arttırıyordu. Bir yandan, kendimi daha farklı hissetmeye başlıyordum Gennosuke konuşmaya devam ettikçe. Kanla yapılan bir anlaşma sayesinde koluma sahibim. Onu beslemek içinse, kan vermem gerekiyor. Ona dediğim gibi küçük bir deney yapıyor ve koluma kan sürüyordu. Kolum, kısa bir süre içinde kanı emerek tekrar eski haline dönüyordu. Gennosuke, sanatına bakan bir sanatçı gibi ilgileniyordu kolumla. Üstelik onun deneyi olmak ve başarılı olmuş olmasını sağlamak ona zevk veriyor olmalıydı. Onun sayesinde koluma kavuşmak ise, benim hem öfkemi arttırıyor hemde güçlü olduğumu hissettiriyordu. İntikamım için köye daha güçlü dönecektim. Kaoru denen itin boğazına yapışmak için köye dönmeme az bir vakit kalıyordu...

İnsanlık tarihinden bahseden Gennosuke, sonunda asıl konuya geliyor ve dikkatimi tamamen üzerinde toplamayı başarıyordu. Ölü uzuvları canlıların kullanabileceği şekilde monte etmek. Canlı kalması içinse, kan paktı, yani kanla beslemek gerekiyor. Bunu kendi kanıyla yapamayan Gennosuke, başkalarının kanına ihtiyaç duyduğunu söylediğinde içime biraz ürperme gelse bile hemen alışıyordum duruma. Kısa bir sessizlikte gözüm koluma kayıyor ve tüm anılar gözlerimin önünden geçmeye başlıyordu. Kyuwa ile olan savaşım, iki genini öldürmek, diğer Konoha shinobilerine saldırmak. Bunların hepsi sayesinde, kanla beslenen ölü bir uzvu elde ediyordum. Bir şeytanın celladı olmak, beni hem güçlü, hem garip hissettiriyordu.

Bir ölümsüzün kopan uzuvlarını güçlendirmek adına yapılan bir durumdan, ölümsüzün uzuvlarını da ölümsüz yapan Gennosuke'nin başarısını, hırsı beni etkiliyordu. Bir ölümsüzün uzvunu kullanıyor olmak, başlı başlına farklı bir durumdu. Bunun kime ait olduğunu merak ediyor olsam bile ona sormadım. Bunu bilmemek benim açımdan belkide daha iyi olacaktır. Sonrasında konuyu bana çevirip, "yolu kesişen iki kişiden" ibaret olduğumuzu ve kolumu kanla beslemem gerektiğini söylüyordu. Ne zaman ve ne kadar kan isteyeceğini bilmeyen Gennosuke, bu durumun kolu ne kadar kullandığımla alaklı olacağını belirtiyordu. Sonrasında ise, yerdeki adamdan iki kolu da alıp, kendine iyi bak diyerek ilerliyordu. İleride tekrardan yolumun kesişeceği şeytan, binaya doğru ilerlemeye başlıyordu.

İshigakure'ye giden yolda kolumu tekrardan deniyor ve eski özelliklerinin olup olmadığını test ediyordum. Özelliklerinin aynen duruyor olması beni sevindiriyordu. Böylesine bir gücü tatmak ve sahip olmak, mükemmel bir öfkeye ulaşmanın yollarından biriydi. Konoha alın bandını avcuma alıp bir süre baktıktan sonra, kuytu bir köşeye fırlattım. Yaşadığım her şeyi arkamda bırakarak adımlarımı emin bir şekilde atmaya başladım.

Akşam vakitleri gibi İshigakure'ye vardığımda yeni giysiler alıyor ve kolumu bandajla sarıyordum. Henüz bunu birilerinin görmesi pek hoş olmayacaktı. Köydeki shinobi nüfusunun az olması en dikkat çekici şeylerden biri oluyordu. Akşam vakitleri olduğu için az olduklarını düşünmüyordum, lakin bu da bir ihtimaldi. Bir toplantı veya başka bir şey olabilirdi. Hepsini İshichou'dan öğrenebileceğimi düşünüyordum. İshichou binasında, İshichou'nun odasında cılız bir ışık yanıyordu. Kolum ise, henüz kana ihtiyaç duruyor gibi durmuyordu. İhtiyaç duysa bile, nereden kan elde edeceğim hakkında hiçbir fikrim yoktu. Yüksek ihtimalle, bir hayvanı kesmek zorunda kalacaktım.

Adımlarımı İshichou'ya doğru yönlendirmeye başladım. Ona geldiğimi haber etmeli, başımdan geçenleri "bilmesi kadarıyla" anlatmalıydım. Gereksiz detayları bilmemeli. Hastahanede beni tek ziyaret eden kişi Shijo-san'a da bir selam vermeliydim. Onda olan hatıram, alın bandımı geri almam da gerekiyordu fakat her şeyden önce İshichou'yu görmeliydim. Bu yüzden İshichou'nun odasına gideceğim.
Off Topic
Kıyafetleri betimleme şansınız var mıdır?
Image
► Show Spoiler
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts: 2811
Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Jin Ryoken] Son veya Başlangıç (Part 3)

Post by GM - Naruto » March 6th, 2019, 9:56 am

Yol üstünde denk geldiğin bir dükkandan aldığın, alelade, herhangi bir ekstra özelliği bulunmayan, dışarıdan bakıldığında sıradan denilebilecek uzun kollu bir üst ile pantolondan ibaret kıyafetlerinle, Ishichou ile görüşmek için Ishichou Binası’nın yolunu tutuyorsun. Kısa bir süre sonra binaya varmanın ardından Ishichou’nun odasına doğru hareketleniyor ve burada gördüğün, yüzü tanıdık ancak ismini bilmediğin bir Chuunine Ishichou ile görüşmek istediğini iletiyorsun. Chuunin derhal Ishichou’nun odasına girip çıktıktan sonra sana kapıyı açarak içeriye girebileceğini söylüyor.

Ishichou’nun odasına girdiğin anda, dağınık manzara seni karşılıyor. Odadaki loş ışık, içinde bulunduğu kaotik duruma bir hayli uyarken, Ishichou’nun yüz hatlarını belli başlı seçebiliyorsun. Gözlerindeki parıltının iki kolunun da olduğunu görmesinden ileri geldiğini düşünen Ishichou yorgun, ancak mutlu bir ses tonuyla “Evine hoş geldin Ryoken-san! Senin buraya iki kolla döneceğini biliyordum!” diyerek sana olan inancını ve mutluluğunu dile getirirken “Yorgun görünüyorsun, dilersen başka bir zaman konuşabiliriz.” diyor. Aslında yorgunluğu seninkinden katbekat fazla duran Ishichou’nun bu nazikliği, ona karşı ufak bir sempati tohumu daha ekiyor içinde. Bu anda Ishichou, senden gelecek cevabı beklemeye koyuluyor. Aynı zamanda, başından geçenleri anlatmak istersen, bunu sonuna kadar dinleyeceğini de kestirebiliyorsun.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Jin Ryoken
Ishigakure
Ishigakure
Posts: 421
Joined: August 31st, 2018, 5:11 am
Künye:

Re: [Jin Ryoken] Son veya Başlangıç (Part 3)

Post by Jin Ryoken » March 6th, 2019, 5:13 pm

Binaya vardıktan sonra ismini hatırlamadığım fakat tanıdığım bir Chuunin'e İshichou ile görüşmek istediğimi belirttim. Bu Chuunin İshichou'nun odasına girip çıktıktan sonra içeri girebileceğimi belirtiyordu. Bende onun ardından kapıyı açarak içeri giriyordum. Loş ışığın kaotik bir ortama eşlik ettiği dağınık bir manzara ile karşılaşıyordum. İshichou'nun yüz hatlarını zar zor seçiyordum. Gözlerindeki o parıltıyı gördükten sonra, yorgun ama mutlu bir ses tonunu duymak biraz garip geliyordu. Benden daha yorgun olan ve bu durum belli olan İshichou, benim yorgunluğumu düşünerek beni bir hayli etkiliyordu. İstersem çekip gidebilirdim, fakat istersem beni sonuna kadar dinleyeceğini biliyordum. Ona sadece bilmesi gerekenleri aktarmak zorundayım diye düşünüyordum.

"İshichou-sama, benden daha yorgun bir halde olduğunuzu görebiliyorum. Nazikliğiniz için çok teşekkür ederim.."


Dedikten sonra sol elimi yumruk yapıp ona bakmaya başladım. Sırlarımı paylaşmam ne kadar doğru olur diye düşünmekten alıkoyamıyordum kendimi. Eninde sonunda öğrenecek olsa bile, sadece onun bilmesi benim için yeterli olabilirdi. Fakat bu durumun ne kadar doğru olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu aynı zamanda.

"Sizi çok fazla tutmayacağım. Buraya iki koldan fazlasıyla geldim. Hemde çok fazlasıyla..."

Dedikten sonra üstümdeki kıyafeti çıkarttım. Vücudumla kolumun farkını daha iyi görebilmesini istiyordum. Üstümdekini yere bıraktıktan sonra hızlıca kolumun bandajlarını açtım. Çürük kolumu birazcık yukarı kaldırdıktan sonra, parmaklarını teker teker oynattım ve tekrardan cümleye girdim.

"Bu kol, normal bir kol değil. Görünüşü gibi, çok farklı bir kol. Kendi özellikleri, kendi güçleri bulunuyor. Bunları size daha sonra birebir aktaracağım. Şuanda tek istediğim, neye sahip olduğumu bilmeniz. Benim hakkımda bir bilinmemezlik yaşamanızı istemiyorum. Ama bu bir sır olarak kalırsa, çok mutlu olurum. Henüz insanların bilmesi gerektiğini düşünmüyorum."

Dedikten sonra, bandajımı sarmaya başlayacak ve ardından üstümü giyecektim. Bunu yaparken bir yandan kafamdaki soruyu soracaktım.

"Bu kadar yorgun olmanıza ve etrafta hiç shinobi olmamasına sebep olan durum nedir İshichou-sama?"


Bu iki soruyu da çok merak ediyordum.
Image
► Show Spoiler
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts: 2811
Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Jin Ryoken] Son veya Başlangıç (Part 3)

Post by GM - Naruto » March 7th, 2019, 9:40 am

Konuşmaya başlamanla birlikte seni dikkatli bir şekilde dinlemeye başlayan Ishichou, kolunun bandajlarını açmaya başladığında daha da dikkatli bir şekilde sana bakmaya başlıyor. Sonunda karşılaştığı manzara ise, herkes gibi onun açısından da şok edici oluyor ve yüzünde hafif beliren bir iğrenme duygusunu göz ucuyla yakalayabiliyorsun. Ishichou’nun yüzündeki bu ufak mimiğin yerini merak hızla almaya başlarken, kolunu tekrar sarıyor ve sorunu yöneltiyorsun.

Ishichou bakışlarını hala kolunun üzerinde tutmaya devam ederken “Bir savaşa girdik Ryoken-san… Sonunun nereye gideceğini bilmediğimiz bir savaşa. Elbette gerekli olursa, bu savaşa sen de dahil olacaksın.” diyor derinden gelen bir ses tonuyla. Fakat sanki bu cümleleri, asıl olayların bu olmadığını da sana anlatıyor gibi. Ishichou hızla yerinden kalkıp sol tarafına doğru gelirken, bakışlarını hala kolunda tutmaya devam ediyor. Bir bilinmezliğin getirdiği merakı gözlerinden okuyabildiğin Ishichou “Ama önce anlat Ryoken-san… Gennosuke-san’ın sana bu kolu nasıl verdiğini, bu kolun neler yapabildiğini… Her şeyi anlatmanı istiyorum.” diyor gizleyemediği bir heyecan ve merakla.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Jin Ryoken
Ishigakure
Ishigakure
Posts: 421
Joined: August 31st, 2018, 5:11 am
Künye:

Re: [Jin Ryoken] Son veya Başlangıç (Part 3)

Post by Jin Ryoken » March 7th, 2019, 9:52 am

Herkes gibi, o da bu durumdan iğrendi. Görünüşü iğrenç olan koluma başka bir tepki beklemiyordum zaten. İğrençlik duygusunun yerini meraka bırakan İshichou, bir savaşa girdiğimizi söylüyordu. Ne ara, kiminle bir savaşa girmiştik? Tabi ki ben de dahil olmalıydım, bu savaşta köyümde oturup pinekleyemezdim.

"Hah, Gennosuke-san..."

Dedikten sonra istemsizce öfke doldu gözlerime. Bana bu kol için yaptırdıkları, yaptıklarım aklıma geldi. Sonrasında hafifçe tebessüm edip konuşmama devam ettim.

"Bu kol, çürütebiliyor. Avcundan akan bir sıvı sayesinde çürütebiliyor. Gördüğüm, daha doğrusu kendi yüzüme koyduğum zaman deneyimlediğim kadarıyla fiziksel bir temasta tüm gücünüzü emip insanı bayıltacak duruma getirebiliyor. Kolay kolay kesilmiyor, hatta metal gibi tepki veriyor. Ayrıca, kan paktı bulunduğundan onu kanla beslemem gerekiyor."


Dedikten sonra kolumu biraz daha oynattım. Onu ya düşman cesediyle ya da hayvan cesediyle beslemem gerekecekti. Başka hiçbir şansım bulunmuyordu. Köyüme ve köydeki shinobilere zarar vermeden halletmem gerekiyor bu durumu.

"Nasıl geldiğini tam bilmiyorum İshichou-sama, ama anladığım kadarıyla bir ölümsüzün, ölü uzvunu kullanıyorum..."

Dedikten sonra sessizliğe büründüm. Gözlerimi biraz kısıp, tekrardan sordum.

"Kiminle, ne için savaştayız? Ben hemen gidemez miyim?"
Image
► Show Spoiler
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts: 2811
Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Jin Ryoken] Son veya Başlangıç (Part 3)

Post by GM - Naruto » March 8th, 2019, 2:01 pm

Verdiğin cevapların ve sorduğun soruların ardından, içine düştüğü merak duygusu yerini bir öfkeye bırakmaya başladığı anlarda Ishichou “Ryoken-san… Şu an uğraştığım yeteri kadar şey var ve bir de senin ağzından laf almak için kerpeten kullanamayacağım! Köyden gittiğinden beri kaç gün geçti ve sana sorduğum soruyu da gayet anlıyorsun. Şimdi kalkıp bana nasıl oldu bilmiyorum mavralarını okuma! Savaşa gitmek mi istiyorsun? O zaman köyden gidişinden başlayarak, köye tekrar bu kolla dönüşüne kadar başına gelen her şeyi anlat!” diyor. Ses tonundaki ciddiyeti fazlasıyla hissedebildiğin Ishichou verdiğin geçiştirme cevapla pek ikna olmuş gibi durmuyor.
Off Topic
Sanırım bir durumu yanlış anlamışsın. Kolun bir ölümsüzün uzvu değil. Gennosuke sana bir ölümsüzün uzuvlarının da ölümsüz olması gerektiğini, bunun için de bu ölümsüze ölümsüz olabilecek uzuvlar yapmaya çalıştığını söyledi. Yani normal sıradan uzuvlar üzerindeki deneyler sonucu elde edilmiş bir kola sahipsin.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Jin Ryoken
Ishigakure
Ishigakure
Posts: 421
Joined: August 31st, 2018, 5:11 am
Künye:

Re: [Jin Ryoken] Son veya Başlangıç (Part 3)

Post by Jin Ryoken » March 8th, 2019, 4:31 pm

Merak duygusunun yerini öfke alıyordu İshichou'nun. Burada öfkelenmesi gerkeen asıl kişi bendim. Yinede sakinliğimi korudum. Derin bir nefes alıp verdikten sonra, Konoha hariç başımdan geçen her şeyi anlatmam gerektiğine karar verdim. Başkalarının intikamını nasıl aldığımı ve kendi intikamım için geri döndüğümü...

"Pekala İshichou-sama. Size bu "Umut" denilen yolculuğun nasıl bir yola dönüştüğünü anlatayım.."

Hafifçe tebessüm ettim. Sonrasında tekrardan konuşmaya başladım.

"Öncelikle bana söylenilen güzergahta yoluma devam ettim. Yolda hastalığa kapıldım. Basit bir şeydi, yıkılmış inşaatlarda kalmam sebebiyle boğazım kötüleşti. Amegakure'nin kontrolünde olan bir kasabada durdum ve yardım istedim. Kendilerine bir gezgin olduğumu ve yolculuğumda bu hastalığın çattığını söyledim. Bir shinobi bana yardım etti ve iyileştirdi. Sonrasında yolculuğuma devam ettim. Sonrasında Shijo-san'ın bahsettiği büyük kasabaya vardım. Burada dinlenmem gerekiyordu. Orta halli bir handa yemek yedikten sonra dinlenirim diye düşünerek içeri girdim. Samuray kılıklı tipler bana sataştılar. Burada kendimi korumam oldukça zor olacaktı. Bir kadının sayesinde onlardan kurtuldum. Kaçmam için bana bir yol sağladı ve kaçtım. Sonrasında Gennosuke-san'a ulaşmak için yoluma devam ettim."

Derin bir nefes alıp verdikten sonra, yüzümdeki hatları biraz olsun düşürmem gerekiyordu. Benim gibi duruma düşmüş insanları görmek, güzel bir olay değildi. Üstelik şimdi İshichou'nun duyacakları bile güzel olmayacaktı.

"Onun yanına gittiğimde, bir sürü insanla karşılaştım İshichou-sama. Uzuvları kopmuş, benden daha kötü halde olup yaşama tutunmaya çalışanları gördüm. Onların acılarını izledim. Bütün gün boyunca onların acı çekmelerini ve bazılarının hayattan kopmalarını izledim. Gennosuke-san en son bana baktığında, bir kol ya da protez verebileceğini söyledi. Ancak anlaşmanın şartları bulunuyordu. Bunu yapan kişiden intikam almam gerekiyordu. Önümde duran insanların acısını ona çektirmem gerekiyordu.."

Ses tonum oldukça sakin ve soğuktu. Gözlerimi İshichou-sama'nın gözlerine dikerek konuşmaya devam ettim.

"Anlaşmayı kabul ettim. Kendi intikamımı henüz alamamışken, onların intikamını almak istedim. Benim durumuma düşenlerin intikamını. Masaki Kyuwa denilen kişinin karargahına gittim. Onunla savaştık. Sonrasında ise.."

Dedikten sonra katanamı çıkarttım. Madem ki her şeyi bilmek istiyordu, bunu görmek zorundaydı. Yapabildiğim bir şeyi daha görmek zorundaydı. Sol elimin avcu ile katanamın metal kısmının ortasından tuttum. Katanama çakramı vererek, aynı Kyuwa'da yaptığım gibi onu eriterek kıracaktım. Bunu yaptıktan sonra ise konuşmaya devam edecektim.

"İntikamı aldım ve kolumla birlikte geri döndüm. Şimdi ise, karşınızda duruyorum. Bu katanama yaptığım ise, size az önce bahsettiğim çürütme olayından ibaret."

Bu intikam için ne diyeceğini hiç bilmiyordum fakat söylemek zorundaydım.

"İshichou-sama, tamamen köyüm için güçlenerek geri geldim. Yolda karşılaştığım her şeyi bağlı olduğum köyüm için göğüsledim. Şimdi ise köyümün bana ihtiyacı varsa savaşmak istiyorum. Shinobi arkadaşlarımın ve hepinizin yanında olmak isterim.."

Diyerek konuşmamı sonlandıracaktım.
Image
► Show Spoiler
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts: 2811
Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Jin Ryoken] Son veya Başlangıç (Part 3)

Post by GM - Naruto » March 11th, 2019, 11:32 am

Tüm anlattıklarını her bir kelimene önem verircesine dinlediğini gösteren Ishichou, senin katananı çıkarmanla bir nebze şaşırıyor. Katananın metal kısmını sol elinle kavramanın ardından çakranı koluna yönlendiriyor ve elinden çıkan siyah jölemsi sıvı, bu noktada katanayı sarmaya başlıyor. Metalin yavaşça yumuşamaya başladığını hissederek katananı kırmak için beklemeye koyuluyorsun. Katananın metalini çürütmek, Kyuwa ile dövüştüğün sıradakinden çok daha fazla sürerken, koluna çok daha fazla çakra yönlendiriyor ve bir dakika kadar sonra katananın kırılacak kıvama gelmesi neticesinde, katananı tuttuğun noktadan parçalıyorsun! Tüm bu süreci büyük bir merakla izleyen Ishichou, sonunda katananın kırılmasıyla daha da şaşırırken, senin konuşmaya başlamanla odağını tekrar sana yönlendiriyor.

Konuşmanın sonlanmasının ardından Ishichou “Beklenenden fazlasıyla dönmüşsün.” dedikten sonra şaşırmış ifadesini yenilerken “Hem de bir hayli fazlasıyla.” diyor. Ne var ki Ishichou’nun yüzünde oluşan kuşkucu bir tavır, söyleyeceklerinin bitmediğini ve sorularının olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Hala koluna dikkatle bakmaya devam eden Ishichou, bu yüz halini cümlelere dökerken “Ancak kafama takılan bazı noktalar var. Handa seni kurtaran kadın kimdi? Seni neden kurtardı? Seni kurtarmak istemesinin sebebi neydi?” diyor. Ishichou’nun sorularının bitmediğini rahatlıkla anlayabildiğin bir haldeyken Ishichou “Gennosuke’nin Kyuwa denilen adamı öldürerek intikam alman karşılığında sana bu kolu verdiğini söylüyorsun. Eğer Gennosuke’yi tanımasaydım bu konuda şüphelerim olmazdı.” diyor. Bu anda bakışları birden keskinleşen Ishichou “Fakat Gennosuke’yi tanırım. Onun intikam denilen şeyle işi olmaz. Düşmanını bile hayatta tutmaya yemin etmiş biridir ve sırf birilerine zarar vermemek adın kendisini dünyaya adamıştır. Zamanında kendisini öldürmeye çalışanlara bile yardım etmiş birinden bahsediyorum. Oysa sen, aynı adamın intikam için senden birilerini öldürmeni istediğini söylüyorsun.” diyor. Ansızın cümlesini kesen Ishichou, işin içinde anlattıklarından daha fazlası olabileceğini gösteren bir ifadeyle sana bakarken “Gerçekten Gima Gennosuke ile konuştuğuna emin misin? Nasıl bir tipti?” diyor sana.
Off Topic
İmzadaki Konoha alın bandını ve katanayı silmen gerekiyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Locked

Return to “Role Play Arşivleri”