Sis bombası patladığı an, rakibine hareketlenmek üzere elin kılıcına gidiyor. Böylesi ölümcül bir hamleyi yapmadan önce yalnızca bir anlığına düşünüyorsun istemsizce. Karşındaki shinobinin düşmanın olmadığı, yalnızca sınavdaki bir rakibin olduğu geliyor aklına. Ancak daha fazla zaman kaybetme lüksün yok, bu düşünceleri bir kenara bırakmak zorunda kalıyorsun. Kararını çoktan vermiş durumdasın. Bir an sonra, stilinin getirdiği tecrübeyi ve hedefinin öksürüyor olmasının avantajını kullanarak ileri atılıyor ve keskin bir şekilde savuruyorsun kılıcını. Kılıcının ucundaki hafif basıncı hissediyorsun, yumuşak bir dokunun içerisinden geçerkenki tanıdık basınç. Sisin içinden acı bir çığlık duyuluyor. Paldır küldür sesler duyuyorsun, ancak darbeyi uyguladığın gibi içini garip bir his kaplıyor.
Sis içindeki yoğun hareketlilik sebebiyle normalden bir tık hızlı dağılıyor. Kapıya kadar olan birkaç adımı katediyorsun. Sunagakure alınbantlı çocuğun kule kapısından dışarı doğru birkaç metre ilerlemiş ve sağına doğru yere yığılmış olduğunu farkediyorsun. Sağ eliyle, boynunun solundaki kesiği tutmakta. Hafif bir kan birikintisi görebiliyorsun ve yutkunuyorsun istemsizce. Bu darbeyi bir suçluya, bir hayduta değil de senin gibi köyü için savaşan bir shinobiye vurduğunu hissediyorsun o an. Sıçrayan kanın bulaştığı metal alınbandını görüyorsun çocuğun. Kendi alınbandını düşünüyorsun istemsizce. Elemanın yarı canlı gözleri seninkilerle kesişiyor. Gözlerinde korku veya nefret yok, onun yerine ne olduğunu anlayamamış gibi. Bunu hak edecek ne yaptığını düşünüyor olmalı. Kılıcını iyice sıkıyorsun. Olan oldu artık. Buna gerek var mıydı, ondan emin değilsin.
"TOSHIYUKII!" diye bir çığlık kopuyor bir saniye bile geçmeden. Gözlerin çığlığın geldiği yere doğru dönüyor. Bir nevi donup kaldığın için, birkaç saniye boyunca izlemekle yetiniyorsun yalnızca. Hendeğin dibindeki kızın altındaki tahta kutuyu kaptığı gibi sana doğru atıldığını görüyorsun. 10 metre kadar koştuktan sonra tahta kutuyu havaya fırlattığını ve iki elini birden öne açtığını farkediyorsun. Kızla aranda 10-15 metre var. Aniden, 6 tane minik kukla fırlıyor kutunun içinden. Kolları dirsekten itibaren tantou'lar olan, birer oyuncak bebeğe benzeyen 1 metrelik kuklalar. Son hızla, sana doğru ilerliyorlar. Sana varmalarının birkaç saniye bile sürmeyeceğini hissediyorsun. Kutu kızın birkaç metre önüne büyük bir gürültüyle düşüyor. Önündeki Suna'lı shinobi'den gelen acınası seslere kuklaların tıkırtısı karışıyor.
[1. Gün - Gündüz Safhası | Sekino Teijo] Tepeler
- GM - Naruto
- Game Master
- Posts: 2811
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [1. Gün - Gündüz Safhası | Sekino Teijo] Tepeler
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
- Sekino Teijo
- Posts: 150
- Joined: November 7th, 2019, 8:18 pm
Re: [1. Gün - Gündüz Safhası | Sekino Teijo] Tepeler
Hamlem tam istediğim gibi olmasa da amacına ulaşıyor. Tek hamle ile rakibimi öldüremesem de sis perdesinin içinde katanamın hedefine ulaştığını hissediyorum. Ayrıca adamın attığı çığlık da hissettiklerimi doğruluyor. Çığlık sayesinde onu öldüremesem de yaraladığımdan emin oluyorum. Aslında başarılı olduğum için mutlu olmam lazım ama o kadar zaman üzerinde düşündükten ve eyleme geçip başarılı olduktan sonra o kadar da mutlu değilim. Sanki geçmemem gereken bir çizgiyi geçmiş gibi hissediyorum. Bölgemize izinsiz girmiş olsalar da sonuçta onlarda sınava katılmak için bizim gibi köylerinden gelen shinobiler. Direk bana zarar vereceklerini düşünerek çok agresif bir tepki verdim.
Sis yarattığımız kargaşa yüzünde hızlıca dağıldı. Adamın peşinden kuleden dışarı çıktığımda onu boynunu tutar vaziyette yerde yatarken buluyorum. Attığım kesik yüzünden yerde hafif bir kan birikintisi olduğunu fark ediyorum. Benim gibi medikal ninja olmak isteyen birisinin sınav uğruna birine böyle ölümcül bir yara açması çok ironik. Medikal ninja olabilmek için kaç kişiyi böyle kesmem gerekiyor? Adamın gözlerine baktığım zaman öfke, nefret veya korku göremiyorum. Sadece ne olduğunu anlamaya çalışıyor. Galiba planımı gerçekten kusursuz bir şekilde gerçekleştirdim. Rakibimin gözlerine baktığım zaman bunu anlayabiliyorum. Tüm bunları yapmama gerek var mıydı emin değilim.
Ben ölüm kalım savaşı veren adamı ve yaptıklarımı düşünürken kızın attığı çığlık ile kendime geliyorum. Bana doğru koştuktan sonra sırtında taşıdığı tahta kutuyu havaya fırlatarak içinden kuklalarını çıkartıyor. 6 tane minik kuklanın hepsinde tantou var. Adamı yaraladıktan sonra duygusallaştığım için tekrar kişi sayısı olarak dezavantajlı duruma düşüyorum. Artık nasıl bir yol izleyeceğimi kesin olarak belirlemem lazım. Acımasız bir şekilde yaralı adamın işini bitirip zaten sinirli olan rakibimi daha da öfkelendirip üzebilirim. Hiç şüphesiz bu hamlemden sonra her şeyi ile benden intikam almak isteyecektir ama bu intikam isteğinin yanında hareketlerinde büyük açıklar da vereceğini tahmin ediyorum. Ya da rakibimin bu 1 metrelik kuklalarının ilk saldırısını engelledikten sonra onunla konuşmaya çalışabilirim. Az önce arkadaşına vursana da sinirlense de şimdi verdiği tepkiye bakarsak onun için önemli biri. Hatta bu sınavdan daha bile önemli olabilir. Sınavda ölenler elbet olacaktır ama bu ölenlerin bizzat sorumlusu olarak gözleri üstüme çekmek istemiyorum. Bu yüzden iki katanımı çekerek Raijin no Jutsu kullanarak ikisine de elektrik akımı verecektim. Bu kuklalarla savaşırken umarım bana avantaj sağlar. Kılıçlarıma chakramı gönderdikten sonra kıza "DUR" diye bağıracağım. Eğer onu durdurabilirsem konuşmaya devam edip "Arkadaşını hala kurtarabiliriz. Yarası ciddi olsa da beraber olursak onu tedavi edebileceğimizi düşünüyorum. Hayır. Düzeltiyorum. Tedavi edebiliriz. Şuanda sadece bir seçim yapman lazım. Arkadaşını kurtarıp sınavdan kalmak mı? Yoksa sınavdan geçmeyi çalışmayı mı deneyeceksin. Arkadaşını kurtarmaya karşılık sizdeki parşömeni ve tüm ekipmanlarınızı alarak tüm takımınızın yarın gece vakti sınavdan çekilmesin istiyorum." diyecektim. Eğer ilk bağırdığım zaman ilgisini çekemezsem kılıçlarıma elektrik akımı verdikten sonra Kendou stili kullanarak iki katanamla üzerime gelen kuklaların saldırılarından sıyrılıp karşılık verebilirsem indirebildiğim kadarını indirmeye çalışacaktım. Ardından yine yukarıda dediklerimi ona söyleyecektim. Arkadaşının boğazında delik açan birinden bu sözleri duymak onun için hiçte kolay olmayacak ama hiç değilse ilk olarak konuşmayı denemek istiyorum. En kötü dediklerim onu biraz daha sinirlendirip kontrolünü kaybederek açık vermesini sağlayabilir. Ya da en iyi ihtimalle arkadaşının hayatını ön planda tutarak savaşımızı başlamadan bitirebiliriz.
Sis yarattığımız kargaşa yüzünde hızlıca dağıldı. Adamın peşinden kuleden dışarı çıktığımda onu boynunu tutar vaziyette yerde yatarken buluyorum. Attığım kesik yüzünden yerde hafif bir kan birikintisi olduğunu fark ediyorum. Benim gibi medikal ninja olmak isteyen birisinin sınav uğruna birine böyle ölümcül bir yara açması çok ironik. Medikal ninja olabilmek için kaç kişiyi böyle kesmem gerekiyor? Adamın gözlerine baktığım zaman öfke, nefret veya korku göremiyorum. Sadece ne olduğunu anlamaya çalışıyor. Galiba planımı gerçekten kusursuz bir şekilde gerçekleştirdim. Rakibimin gözlerine baktığım zaman bunu anlayabiliyorum. Tüm bunları yapmama gerek var mıydı emin değilim.
Ben ölüm kalım savaşı veren adamı ve yaptıklarımı düşünürken kızın attığı çığlık ile kendime geliyorum. Bana doğru koştuktan sonra sırtında taşıdığı tahta kutuyu havaya fırlatarak içinden kuklalarını çıkartıyor. 6 tane minik kuklanın hepsinde tantou var. Adamı yaraladıktan sonra duygusallaştığım için tekrar kişi sayısı olarak dezavantajlı duruma düşüyorum. Artık nasıl bir yol izleyeceğimi kesin olarak belirlemem lazım. Acımasız bir şekilde yaralı adamın işini bitirip zaten sinirli olan rakibimi daha da öfkelendirip üzebilirim. Hiç şüphesiz bu hamlemden sonra her şeyi ile benden intikam almak isteyecektir ama bu intikam isteğinin yanında hareketlerinde büyük açıklar da vereceğini tahmin ediyorum. Ya da rakibimin bu 1 metrelik kuklalarının ilk saldırısını engelledikten sonra onunla konuşmaya çalışabilirim. Az önce arkadaşına vursana da sinirlense de şimdi verdiği tepkiye bakarsak onun için önemli biri. Hatta bu sınavdan daha bile önemli olabilir. Sınavda ölenler elbet olacaktır ama bu ölenlerin bizzat sorumlusu olarak gözleri üstüme çekmek istemiyorum. Bu yüzden iki katanımı çekerek Raijin no Jutsu kullanarak ikisine de elektrik akımı verecektim. Bu kuklalarla savaşırken umarım bana avantaj sağlar. Kılıçlarıma chakramı gönderdikten sonra kıza "DUR" diye bağıracağım. Eğer onu durdurabilirsem konuşmaya devam edip "Arkadaşını hala kurtarabiliriz. Yarası ciddi olsa da beraber olursak onu tedavi edebileceğimizi düşünüyorum. Hayır. Düzeltiyorum. Tedavi edebiliriz. Şuanda sadece bir seçim yapman lazım. Arkadaşını kurtarıp sınavdan kalmak mı? Yoksa sınavdan geçmeyi çalışmayı mı deneyeceksin. Arkadaşını kurtarmaya karşılık sizdeki parşömeni ve tüm ekipmanlarınızı alarak tüm takımınızın yarın gece vakti sınavdan çekilmesin istiyorum." diyecektim. Eğer ilk bağırdığım zaman ilgisini çekemezsem kılıçlarıma elektrik akımı verdikten sonra Kendou stili kullanarak iki katanamla üzerime gelen kuklaların saldırılarından sıyrılıp karşılık verebilirsem indirebildiğim kadarını indirmeye çalışacaktım. Ardından yine yukarıda dediklerimi ona söyleyecektim. Arkadaşının boğazında delik açan birinden bu sözleri duymak onun için hiçte kolay olmayacak ama hiç değilse ilk olarak konuşmayı denemek istiyorum. En kötü dediklerim onu biraz daha sinirlendirip kontrolünü kaybederek açık vermesini sağlayabilir. Ya da en iyi ihtimalle arkadaşının hayatını ön planda tutarak savaşımızı başlamadan bitirebiliriz.

- GM - Naruto
- Game Master
- Posts: 2811
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [1. Gün - Gündüz Safhası | Sekino Teijo] Tepeler
İkinci kılıcını çekiyorsun ve hazırlayacağın teknik için chakranı odaklıyorsun hızlıca. Ancak bir şeyi gözden kaçırmış gibisin, her iki elinde de kılıç varken nasıl el mührü yapacağından pek emin olamıyorsun. Bu karmaşa, 1 saniyene maloluyor. Farklı bir şey düşünmeye fırsatın kalmadan minik kuklalar dibinde bitiyor. Söyleyeceğin hiç bir şeyi söyleyemiyorsun, lafların adeta ağzına tıkılıyor.
İlki, sıçrayıp direkt olarak göğsüne savuruyor tantou şeklindeki iki elini birden. Sağ elindeki katanayla sol alttan sağ üste doğru bir savuruş yaparak geri fırlatıyorsun kuklayı. Bir ikincisi solundan, boynuna doğru savuruyor elini. Sol elindeki kılıçla karşılıyorsun bu saldırıyı da. Direkt olarak yerden gelen üçüncü kuklaya sağ ayağınla sağlam bir tekme koyup uçuruyorsun, ancak dördüncü ve beşinci kukla yerdeki sol bacağına her iki tantoularını da sokuyorlar. Acı dolu bir ses çıkarırken zar zor sağından saldırıya geçen altıncı kuklanın tantoularını durdurabiliyorsun katananla. Ancak onu diğerleri gibi geriye fırlatamıyorsun. Tantoular, sağ elindeki katanana baskı uygulamaktalar. Savuşturduğun diğer kuklaların ayaklandığını ve yeniden saldırıya geçmek üzere olduğunu farkediyorsun.
Sol bacağına saplı dört tantou var. Bu kuklaların yüzlerinin sana doğru baktığını görüyorsun. Korkunç katil bebeklere benziyorlar. Kız, sabit bir şekilde aynı noktada durmakta ve yüzünde korkunç bir ifade var. Sana saldırmak üzere olan üç kukla daha var.
İlki, sıçrayıp direkt olarak göğsüne savuruyor tantou şeklindeki iki elini birden. Sağ elindeki katanayla sol alttan sağ üste doğru bir savuruş yaparak geri fırlatıyorsun kuklayı. Bir ikincisi solundan, boynuna doğru savuruyor elini. Sol elindeki kılıçla karşılıyorsun bu saldırıyı da. Direkt olarak yerden gelen üçüncü kuklaya sağ ayağınla sağlam bir tekme koyup uçuruyorsun, ancak dördüncü ve beşinci kukla yerdeki sol bacağına her iki tantoularını da sokuyorlar. Acı dolu bir ses çıkarırken zar zor sağından saldırıya geçen altıncı kuklanın tantoularını durdurabiliyorsun katananla. Ancak onu diğerleri gibi geriye fırlatamıyorsun. Tantoular, sağ elindeki katanana baskı uygulamaktalar. Savuşturduğun diğer kuklaların ayaklandığını ve yeniden saldırıya geçmek üzere olduğunu farkediyorsun.
Sol bacağına saplı dört tantou var. Bu kuklaların yüzlerinin sana doğru baktığını görüyorsun. Korkunç katil bebeklere benziyorlar. Kız, sabit bir şekilde aynı noktada durmakta ve yüzünde korkunç bir ifade var. Sana saldırmak üzere olan üç kukla daha var.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
- Sekino Teijo
- Posts: 150
- Joined: November 7th, 2019, 8:18 pm
Re: [1. Gün - Gündüz Safhası | Sekino Teijo] Tepeler
Çift kılıç kullanmaya hala alışkın olmadığım için tekniğimi yaparken kullanmam gereken el mühürlerini yaparken birazcık bocaladım. Bu bocalama yüzünden minik kuklalar anında dibimde bitiverdiler. Düşündüklerimi kıza aktarmaya fırsatım bile olmadan bu ufaklıklar ile uğraşmak zorunda kaldım. İlk üç kuklada sorun yaşamadan savuşturmayı becersem de iki tanesi taşıdıkları tantouları sol bacağıma saplamayı başardılar. Sonuncu kuklanın saldırısını ise sağ elimdeki katana ile durdursam da onu geriye itemedim. Acilen bir plan yapıp uygulamam lazım. Kuklalar şimdiden kendilerini toparlamaya başladı. Kız ise konuşmaya çok da istekli değil gibi görünüyor. Zaten bu saatten sonra bende çok konuşacak havamda değilim. Bu iki davetsiz misafir sayesinde merhamet göstermenin ne kadar gereksiz bir hareket olduğunu anladım. Artık konuşmak yok. Bu gecenin sonunda ikisinin de buradan canlı ayrılmasına izin vermeyi düşünmüyorum. Kılıcımla adamı yaraladıktan sonra gereksiz yere duygusallaşmasaydım hiç bu duruma düşmezdim. Neden kimseyi öldürmeden işleri halledebileceğimi inandım ki? Onlar ilk önce beni bulsalardı sadece konuşarak parşömenimizi almaya mı çalışacaklardı? Hiç sanmıyorum. Başından beri beni öldürmek istiyorlardı. Belki de kız başından beri bu yüzden öfkeliydi. Öldürecek birini bulamadığı için sinirlenip takım arkadaşıyla kavga ediyordu. Artık endişe etmeme gerek yok. Bu kızı da arkadaki adamı da öldürüp üssümü başarılı bir şekilde koruyacağım.
Bacağımdaki tantouları şimdilik müdahile de bulunmak istemiyorum. Savaşın ortasında bunu yapmak için hem fırsatım yok hem de onları çıkardıktan sonra büyük ihtimalle baya bir kan kaybedeceğim için şimdilik biraz dişimi sıkmam gerekiyor. Öncelikle sağ katanama baskı uygulayan kuklayı halletmem gerekiyor. Sol elimdeki katanam ile Shigure stilini kullanarak kuklaya zarar vererek hemen can çekişmekte olan adamın yanına gitmeye çalışacaktım. Adamdan çok fazla uzaklaşmadığım için kuklalar bana yaklaşmadan gidebileceğimi düşünüyorum. Eğer adamın yanına gidebilirsem tereddüt göstermeden öldürücü hamleyi yaparak işini bitirmeye çalışacağım. Kız bu yaptığımı gördükten sonra bir kaç saniyeliğine sersemleyeceğini düşünüyorum. Bu açıklıktan yararlanıp ilk Bunshin no Jutsu kullanarak oluşturabileceğim maksimum sayıda klon oluşturup onlar oluşurken meydana gelen sis den faydalanıp savaşmaya başladığımızdan beri hareket etmeyen kızın bulunduğu yere hem kendim hem klonların üzerimdeki Shuriken ve Kunaileri fırlatmasını deneyeceğim. Sabit olan rakibimi bunlar sayesinde öldürücü bir yara almasını sağlar yada kuklaların kontrolünü kaybedecek kadar yaralayabilirsem bu küçük savaşımı bitirebilirim. Bunlardan sıyrılırsa da aramızdaki 10-15 metreyi herhangi bir klon kapatabilirse Kawarimi no Jutsu ile onlarla yer değiştirerek kıza adamda yaptığım gibi Iaido kullanarak ölümcül bir vuruş yapmayı deneyeceğim. Klon teknikleri ile çok haşır neşir değilim. Umarım istediğim gibi onları kullanmayı becerebilirim. Kuklalarla uğraşmak yerine kızın işini bitirerek yaram daha da kötüleşmeden bu savaşı bitirmem lazım.
Bacağımdaki tantouları şimdilik müdahile de bulunmak istemiyorum. Savaşın ortasında bunu yapmak için hem fırsatım yok hem de onları çıkardıktan sonra büyük ihtimalle baya bir kan kaybedeceğim için şimdilik biraz dişimi sıkmam gerekiyor. Öncelikle sağ katanama baskı uygulayan kuklayı halletmem gerekiyor. Sol elimdeki katanam ile Shigure stilini kullanarak kuklaya zarar vererek hemen can çekişmekte olan adamın yanına gitmeye çalışacaktım. Adamdan çok fazla uzaklaşmadığım için kuklalar bana yaklaşmadan gidebileceğimi düşünüyorum. Eğer adamın yanına gidebilirsem tereddüt göstermeden öldürücü hamleyi yaparak işini bitirmeye çalışacağım. Kız bu yaptığımı gördükten sonra bir kaç saniyeliğine sersemleyeceğini düşünüyorum. Bu açıklıktan yararlanıp ilk Bunshin no Jutsu kullanarak oluşturabileceğim maksimum sayıda klon oluşturup onlar oluşurken meydana gelen sis den faydalanıp savaşmaya başladığımızdan beri hareket etmeyen kızın bulunduğu yere hem kendim hem klonların üzerimdeki Shuriken ve Kunaileri fırlatmasını deneyeceğim. Sabit olan rakibimi bunlar sayesinde öldürücü bir yara almasını sağlar yada kuklaların kontrolünü kaybedecek kadar yaralayabilirsem bu küçük savaşımı bitirebilirim. Bunlardan sıyrılırsa da aramızdaki 10-15 metreyi herhangi bir klon kapatabilirse Kawarimi no Jutsu ile onlarla yer değiştirerek kıza adamda yaptığım gibi Iaido kullanarak ölümcül bir vuruş yapmayı deneyeceğim. Klon teknikleri ile çok haşır neşir değilim. Umarım istediğim gibi onları kullanmayı becerebilirim. Kuklalarla uğraşmak yerine kızın işini bitirerek yaram daha da kötüleşmeden bu savaşı bitirmem lazım.

- GM - Naruto
- Game Master
- Posts: 2811
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [1. Gün - Gündüz Safhası | Sekino Teijo] Tepeler
Sağ elindeki katanaya dayanmış olan iki tantouyu ittirmek için koluna güç veriyorsun ve kuklayı uzağa doğru fırlayabiliyorsun. Ancak yapacağın diğer şeylere fırsat bulamadan, aniden üç kukla birden üzerine çullanmak üzere havaya sıçrıyor. Tam bu anda, saniyenin yarısı kadar bir zamanda bir şey daha farkediyorsun. Nereden geldiğini anlamadığın üç senbon, yerde yaralı bir şekilde yatmakta olan Sunagakure'li rakibine saplanıyor ve yeşil yeşil parlamaya başlıyor.
Üç kukla birden tantoularıyla üzerine çökmek üzereyken, kuklalarla arana bir gölge giriyor. Havada sallanan ve kuklaları sağa sola savuran, ipe bağlı bir tahta parçası görüyorsun. Hemen ardından, önündeki gölge bağırıyor: "HEMEN HERKES DURSUN VE SAKİN OLSUN. YOKSA 5 DAKİKAYA KALMADAN BU ALANDA BULUNAN KİŞİLERİN YARISI ÖLECEK."
Duyduğun ses, seni afallatıyor. Kendini akademi sıralarında, senseinden azar yiyen bir çocuk gibi hissediyorsun ve yapacağın her şeyi bırakıyorsun. Benzer bir kafa karışıklığını, sana saldırmakta olan kunoichide de görebiliyorsun. Birkaç saniyeliğine herkes duruyor. Kuklaların bile yüzlerinin aranızdaki shinobiye dönmüş olduğunu görüyorsun.

Shinobi, hepinizin durmasını fırsat bilerek elindeki nunchaku'yu hızla beline takıyor ve eğilip yerde yatan Suna'lı shinobiye yöneliyor. Suna'lı shinobiye saplı olan yeşil yeşil parlayan senbonları görebiliyorsun hala. Ancak kunoichi, durmamaya and içmiş gibi görünüyor. Gözleri senin üzerinden, nunchaku'lu shinobiye dönüyor ve öfkeyle kollarını sallayarak senin bacağına tantoularını sokan kuklalar dahil tüm kuklaları yeni gelen shinobiye doğru hareketlendiriyor. Ancak hiç beklemediğin, farklı bir ses daha duyuluyor o anda: "Rena-chan, dur. İyiyim, bir şey yapmıyor bana." Ses boğuk ve fısıltı gibi, ancak yerde yatmakta olan Suna'lı shinobiden gelmekte. Ortama yeni giren shinobi, üzerine gelen kuklalara karşı istifini hiç bozmuyor ancak kuklalar da bir noktadan sonra duruyorlar zaten. Suna'lı shinobinin az önce konuşamayacak durumda olduğuna emin olan sen, şaşırmaktan alamıyorsun kendini.
Yeni gelen shinobinin ellerinde yeşil bir ışık parlamaya başlıyor. Bu, senbonların üzerinde parlayan yeşil ışıkla tamamen aynı. Shousen jutsu. Shinobi hayatındaki en büyük hedeflerinden biri. Ellerini yerde yatan shinobinin boynuna koyuyor artık medic-nin olduğuna emin olduğun yeni gelen. Kuklacı kız ise, çoktan size doğru koşmaya başlamış durumda. Kuklaların ruhları gitmiş birer oyuncak gibi yere düştüğünü görüyorsun. Medic-nin kendi kendine söyleniyor: "Hangi çağdayız ben anlamadım ki, 20 sene öncesinde miyiz? Millet kafasına göre birbirini kesiyor. Yamyam mısınız, kabile misiniz? Sınav lan bu, savaş değil!" Ortama bakmakla yetinebiliyorsun sadece. Sol bacağındaki dört farklı yaradan derin derin kan sızıyor, canın felaket acıyor. Suna'lı kızın gözleri yaşlı bir şekilde takım arkadaşının yanına çöktüğünü görüyorsun: "Toshiyuki-kun. Söz veriyorum Toshiyuki-kun, bu kez evlenme teklifini kabul edeceğim. Sana bir daha vurmayacağım söz." Karşında çok, çok garip bir manzara var. Ortama son gelen ve her şeyin akışını bir anda değiştiren shinobi omzunun üzerinden sana bakıyor: "Birazdan yaralarına bakacağım. Bir şeylerle tampon yap."
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
- Sekino Teijo
- Posts: 150
- Joined: November 7th, 2019, 8:18 pm
Re: [1. Gün - Gündüz Safhası | Sekino Teijo] Tepeler
Sağ elimdeki katanaya baskı yapan kuklayı ittirmeyi başararak onu uzağa doğru fırlattım. Kuklayı fırlattıktan sonra vakit kaybetmeden planladığım şekilde yaralı adamın işini bitirmek için hamle yapacağım sırada kızın üç kuklası birden üzerime çullanmak için havaya sıçradıklarını gördüm. Üzerime gelen bu kuklalar varken istediklerimi yapabileceğimi sanmıyorum. Ne yazık ki planımı uygulamaya geçirmeden önce ilk olarak bu şirin kuklalardan kurtulmam gerekiyor. Onlardan nasıl kurtulacağımı dair düşünmeye dahi fırsatım olmadan nereden geldiğini anlamadığım üç senbonun yaralı adama saplandığını fark ettim. Üssümüz an itibariyle adeta yolgeçen hanına dönmüş. Bir tane daha davetsiz misafirimiz var ve işin kötü tarafı hamle yapana kadar onu fark edemedim. Yaralı adama attığı senbonlar yeşil yeşil parlamaya başladıktan sonra hala bunu kimin yaptığını bilmiyorum. Olası diğer düşmanım hakkında düşünürken kuklalarda bana doğru gelmeye devam ediyorlar. Tam üzerime atlayacakları sırada kuklalar ile aramda bir gölge belirerek ipe bağlı bir tahta parçası ile kuklaları sağa sola savurdu. Ardından kızla bana bağırarak durmazsak alandaki kişilerin yarısının öleceğini söyleyerek ikimizin de durmasını söyledi.
Açıkçası denkleme yeni bir bilinmez girdiği için hiçte memnun değilim. Bu yeni arkadaşın dost mu düşman mı olduğunu kestiremiyorum. Adamın sesi ve söyledikleri yüzünden ne yapacağım konusunda emin değilim. Zaten dedikleri yüzünden de iyice kafam karıştı. Sözleri adeta beni geçmiş günlere götürdü. Sanki yapmamam gereken bir şey yapmışımda senseim tarafından azarlanıyormuş gibi hissediyorum. Onun kim olduğunu bilmesem de şimdilik bulaşmamam gereken birisi olduğunu düşünüyorum. Zaten bacağımda 4 tane tantou varken varlığını hamle yapana kadar hissetmediğim birini karşıma alarak 2v1 bir savaşa girmek konusunda hiç istekli değilim. Bu yüzden adamın dediklerinden sonra itaatkâr bir biçimde katanalarımı kınlarına sokarak neler olacağını görmek için beklemeye başladım. Katanlarımı kınlarına soksam da yine de ne olur ne olmaz tetikte olacaktım. Olası bir sürpriz saldırı durumunda Iaido kullanarak bana gelebilecek saldırıları engelleyebilirim. Hem belki bu adam dikkatimi dağıtıp gardımı düşürmeye çalışan bir sunalı olabilir.
Karşımdaki kız da yeni gelen arkadaşı gördükten sonra ilk başta benim kadar sersemleyerek ne yapacağını bilemedi. Hazır ikimizin de kafası karışmışken bu durumu fırsat olarak değerlendiren yeni arkadaşımız ise elindeki nunchakusunu beline takarak hızlıca yerde yatan boğazından yaralı adama yöneldi. Adamın ne yapacağı konusunda bir fikrim yok ama işlerin giderek ilginçleşeceğinden eminim. Çünkü kız adamın yaptığı hareket den sonra bana küçük bir bakış atarak hedef değiştirip tüm kuklalarını adama doğru yönlendirdi. Tam işler kızışmaya başlamışken farklı bir ses duydum. Bu az önce boğazını yaraladığım sunalı adamdı. Ölmek üzere olduğundan emin olduğum için bu ses beni baya bir şaşırtıyor. Ben hiçbir şey yapmasam bile çocuğun öleceğinden emindim. Nasıl oluyor da hala konuşabiliyor? Üstüne üstlük bir de kızı sakinleştirmeye çalışıyor. Kız da çocuğun sesini duyduktan sonra yelkenleri indirip kuklalarını durduruyor. Artık bu saatten sonra savaşma isteğinin kaldığını düşünmüyorum.
Yeni gelen shinobi adamın yanına gittikten sonra senbonların üzerinde olduğu gibi ellerinin üzerinde de yeşil ışık parlamaya başladı. Bu yeşil ışığın ne olduğunu hemen anlıyorum. Benim nihai hedefim “Shousen Jutsu”. Artık bu gizemli davetsiz misafir medic-nin olduğundan eminim. Medic kendi kendine söylenerek çocuğun boğazını tedavi ederken kız da olanları gördükten sonra kuklalarının kontrolünü bırakarak yaralı arkadaşının yanına geldi. Artık üs de bulunan herkesin nihayet bir araya geldiğini düşünüyorum. Umarım çalıların arasından ya da hendeğin dibinden başka biri daha çıkmaz. Kız adamın yanı başında bir yandan ağlayıp bir yandan çocukla konuşuyordu. Ben yaralı bacağımın acısına dayanmaya çalışarak neler olduğunu izliyordum. Bu sırada medic bacağıma tampon yapmamı isteyerek birazdan benimle ilgileneceğini söyledi. Bir anda ortaya çıkıp savaşımızı durdurarak herkesi iyileştirmeyi misyon edinmiş bu arkadaşa güvenmiyorum. Az önceki tekniğine bakarsam bir medikal Ninja olduğu doğru ama onun dışında hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Bu bilgiyi de gözlemlerim sonucu kendim ulaştım. Adam oldukça fazla konuşmasına rağmen kendisi hakkında bize hiçbir bilgi vermedi. Sınav görevlilerinden biri mi? Yoksa başka bir kamptan katılımcı mı? Ne olduğunu bilmiyoruz. Temari-san sınav konuşmasını yaparken sınavın ölümcül olacağı konusunda uyarıda bulunmuştu. Ayrıca ne olursa olsun kimsenin sınava karışmayacağını söylemişti. Temari-san ın dediklerin doğru hatırlıyorsam ciddi bir problemimiz var. Bu çocuk kim? Yaptıkları şeyler gerçekten bizim iyiliğimiz için mi? Çocuğun boğazını iyileştirip konuşacak seviyeye gelmesini sağladı. Evet, bu doğru ama ya bilerek çocuğu birazcık iyileştirip bizim dikkatimizi dağıtmaya çalışıyor olabilir. Eğer böyle bir amacı varsa bu konuda oldukça başarılı. Çünkü kız gardını indirip tüm dikkatini sevgilisine vermiş durumda. Yaralı adam da az önce 1-2 kelime konuşsa da olası bir çatışmada bir şeyler yapabileceğini pek sanmıyorum. Bu arada medic arkadaşımız şimdide benim dikkatimi dağıtmaya çalışarak bacağıma tampon yapmamı söylüyor. Onun yardımı olmadan da üsse giderek medikal çantalardan birini kullanıp kendimi iyileştirebilirim.
Yeni arkadaşımızın dediklerinden sonra kanayan yaramı durdurmak için etrafta tampon yapacak bir şey var mı diye bakmaya başlayacaktım. Eğer temiz olduğunu düşündüğüm bir şey bulabilirsem yarama tampon yapmaya başlayacaktım. Bu sırada yeni çocuğa cevap vererek "Teşekkür ederim ama kendi başıma idare edebilirim. Bana yardım etmek istiyorsanız işinizi bitirdikten sonra hızlıca üssümüzü terk edebilirsiniz." diyecektim. Ardından kıza seslenerek üzgün ve mahcup bir şekilde "Kusura bakma ikiye karşı bir olduğum için birazcık sert bir karşılık verdim. Durumun bu noktaya gelmesini istemiyordum." diyecektim. Aslında o kadar da fazla üzgün değilim. Dost bir shinobiyi kazayla da olsa öldürmeye çok yaklaşmama rağmen tahmin ettiğim kadar çok üzülmedim. Neden böyle hissettiğim konusunda emin değilim. Yine de medic-nin ortaya çıkmadan önce yaptığım planı şimdi düşününce istemsizce tüylerim diken diken oluyor. Önce yaralı bir adamı öldürüp sonra bu açıklığı kullanarak kızı öldürmeye çalışacaktım. Sadece bir sınav uğruna bu kadar acımasız olmama gerek yok. Çok basit bir şeymiş gibi insanları öldürmeye çalışmamam gerekiyor. Bu sadece bir sınav. Karşımdakiler düşmanım değiller. Şuan rakip olsak da sonuçta hepimiz dost shinobileriz. Planımı gerçekleştiremesem de bunları düşünmem bile korkunç. Ben bu kadar kötü birisi değilim. Ya da öyle miyim?
Açıkçası denkleme yeni bir bilinmez girdiği için hiçte memnun değilim. Bu yeni arkadaşın dost mu düşman mı olduğunu kestiremiyorum. Adamın sesi ve söyledikleri yüzünden ne yapacağım konusunda emin değilim. Zaten dedikleri yüzünden de iyice kafam karıştı. Sözleri adeta beni geçmiş günlere götürdü. Sanki yapmamam gereken bir şey yapmışımda senseim tarafından azarlanıyormuş gibi hissediyorum. Onun kim olduğunu bilmesem de şimdilik bulaşmamam gereken birisi olduğunu düşünüyorum. Zaten bacağımda 4 tane tantou varken varlığını hamle yapana kadar hissetmediğim birini karşıma alarak 2v1 bir savaşa girmek konusunda hiç istekli değilim. Bu yüzden adamın dediklerinden sonra itaatkâr bir biçimde katanalarımı kınlarına sokarak neler olacağını görmek için beklemeye başladım. Katanlarımı kınlarına soksam da yine de ne olur ne olmaz tetikte olacaktım. Olası bir sürpriz saldırı durumunda Iaido kullanarak bana gelebilecek saldırıları engelleyebilirim. Hem belki bu adam dikkatimi dağıtıp gardımı düşürmeye çalışan bir sunalı olabilir.
Karşımdaki kız da yeni gelen arkadaşı gördükten sonra ilk başta benim kadar sersemleyerek ne yapacağını bilemedi. Hazır ikimizin de kafası karışmışken bu durumu fırsat olarak değerlendiren yeni arkadaşımız ise elindeki nunchakusunu beline takarak hızlıca yerde yatan boğazından yaralı adama yöneldi. Adamın ne yapacağı konusunda bir fikrim yok ama işlerin giderek ilginçleşeceğinden eminim. Çünkü kız adamın yaptığı hareket den sonra bana küçük bir bakış atarak hedef değiştirip tüm kuklalarını adama doğru yönlendirdi. Tam işler kızışmaya başlamışken farklı bir ses duydum. Bu az önce boğazını yaraladığım sunalı adamdı. Ölmek üzere olduğundan emin olduğum için bu ses beni baya bir şaşırtıyor. Ben hiçbir şey yapmasam bile çocuğun öleceğinden emindim. Nasıl oluyor da hala konuşabiliyor? Üstüne üstlük bir de kızı sakinleştirmeye çalışıyor. Kız da çocuğun sesini duyduktan sonra yelkenleri indirip kuklalarını durduruyor. Artık bu saatten sonra savaşma isteğinin kaldığını düşünmüyorum.
Yeni gelen shinobi adamın yanına gittikten sonra senbonların üzerinde olduğu gibi ellerinin üzerinde de yeşil ışık parlamaya başladı. Bu yeşil ışığın ne olduğunu hemen anlıyorum. Benim nihai hedefim “Shousen Jutsu”. Artık bu gizemli davetsiz misafir medic-nin olduğundan eminim. Medic kendi kendine söylenerek çocuğun boğazını tedavi ederken kız da olanları gördükten sonra kuklalarının kontrolünü bırakarak yaralı arkadaşının yanına geldi. Artık üs de bulunan herkesin nihayet bir araya geldiğini düşünüyorum. Umarım çalıların arasından ya da hendeğin dibinden başka biri daha çıkmaz. Kız adamın yanı başında bir yandan ağlayıp bir yandan çocukla konuşuyordu. Ben yaralı bacağımın acısına dayanmaya çalışarak neler olduğunu izliyordum. Bu sırada medic bacağıma tampon yapmamı isteyerek birazdan benimle ilgileneceğini söyledi. Bir anda ortaya çıkıp savaşımızı durdurarak herkesi iyileştirmeyi misyon edinmiş bu arkadaşa güvenmiyorum. Az önceki tekniğine bakarsam bir medikal Ninja olduğu doğru ama onun dışında hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Bu bilgiyi de gözlemlerim sonucu kendim ulaştım. Adam oldukça fazla konuşmasına rağmen kendisi hakkında bize hiçbir bilgi vermedi. Sınav görevlilerinden biri mi? Yoksa başka bir kamptan katılımcı mı? Ne olduğunu bilmiyoruz. Temari-san sınav konuşmasını yaparken sınavın ölümcül olacağı konusunda uyarıda bulunmuştu. Ayrıca ne olursa olsun kimsenin sınava karışmayacağını söylemişti. Temari-san ın dediklerin doğru hatırlıyorsam ciddi bir problemimiz var. Bu çocuk kim? Yaptıkları şeyler gerçekten bizim iyiliğimiz için mi? Çocuğun boğazını iyileştirip konuşacak seviyeye gelmesini sağladı. Evet, bu doğru ama ya bilerek çocuğu birazcık iyileştirip bizim dikkatimizi dağıtmaya çalışıyor olabilir. Eğer böyle bir amacı varsa bu konuda oldukça başarılı. Çünkü kız gardını indirip tüm dikkatini sevgilisine vermiş durumda. Yaralı adam da az önce 1-2 kelime konuşsa da olası bir çatışmada bir şeyler yapabileceğini pek sanmıyorum. Bu arada medic arkadaşımız şimdide benim dikkatimi dağıtmaya çalışarak bacağıma tampon yapmamı söylüyor. Onun yardımı olmadan da üsse giderek medikal çantalardan birini kullanıp kendimi iyileştirebilirim.
Yeni arkadaşımızın dediklerinden sonra kanayan yaramı durdurmak için etrafta tampon yapacak bir şey var mı diye bakmaya başlayacaktım. Eğer temiz olduğunu düşündüğüm bir şey bulabilirsem yarama tampon yapmaya başlayacaktım. Bu sırada yeni çocuğa cevap vererek "Teşekkür ederim ama kendi başıma idare edebilirim. Bana yardım etmek istiyorsanız işinizi bitirdikten sonra hızlıca üssümüzü terk edebilirsiniz." diyecektim. Ardından kıza seslenerek üzgün ve mahcup bir şekilde "Kusura bakma ikiye karşı bir olduğum için birazcık sert bir karşılık verdim. Durumun bu noktaya gelmesini istemiyordum." diyecektim. Aslında o kadar da fazla üzgün değilim. Dost bir shinobiyi kazayla da olsa öldürmeye çok yaklaşmama rağmen tahmin ettiğim kadar çok üzülmedim. Neden böyle hissettiğim konusunda emin değilim. Yine de medic-nin ortaya çıkmadan önce yaptığım planı şimdi düşününce istemsizce tüylerim diken diken oluyor. Önce yaralı bir adamı öldürüp sonra bu açıklığı kullanarak kızı öldürmeye çalışacaktım. Sadece bir sınav uğruna bu kadar acımasız olmama gerek yok. Çok basit bir şeymiş gibi insanları öldürmeye çalışmamam gerekiyor. Bu sadece bir sınav. Karşımdakiler düşmanım değiller. Şuan rakip olsak da sonuçta hepimiz dost shinobileriz. Planımı gerçekleştiremesem de bunları düşünmem bile korkunç. Ben bu kadar kötü birisi değilim. Ya da öyle miyim?
► Show Spoiler

- GM - Naruto
- Game Master
- Posts: 2811
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [1. Gün - Gündüz Safhası | Sekino Teijo] Tepeler
Sen etrafa bacağına tampon yapabileceğin bir şeyi aramak üzere bakınırken, yeniden kafasını çevirip omzunun üzerinden sana bakıyor shinobi: "Alınbandın. İş görür." diyor. Cevaben uyguladığı tedaviyi istemediğini belirttiğinde ise sen bilirsin der gibi kafasını hafifçe yana eğiyor. Sen ikinci cümleni kurmaya henüz fırsat bulamamışken yeniden başlıyor konuşmaya: "Adım Urata Kei, Tanigakure kafilesindenim. Siz birbirinizi öldürmeye karar vermeden önce gizlenip ortamı izliyordum. Belki fırsattan istifade parşomeninizi alırım falan diye ama..." Derin bir nefes veriyor memnuniyetsizce. "Neyse, olan oldu. Bu saatten sonra haydi dostça cenk edelim de parşomeni kimin kazanacağına karar verelim demek olmaz. Bu günlük bu kadar aksiyonun hepimize yeteceğini düşünüyorum. Sanırım Suna'lı dostlarımız da aynı şekilde düşünüyordur." Tehditkar bir gözle sırayla üçünüze de bakıyor. Kimseden cevap alamıyor, ancak yeterince tatmin olmuş gibi.
Sen bu esnada, Suna'lı kıza hitaben ikinci cümleni kuruyorsun. Suratını buruşturarak sana dil çıkarmakla yetiniyor. Fiziksel olarak yetişkin biri gibi gözükse de, aynı olgunluğa sahip olmadığına emin olabiliyorsun.
Bir beş dakika kadar daha aynı pozisyonlarınızda kalıyorsunuz. Suna'lı kız, sakinleşmiş gibi duruyor. En azından ağlamıyor artık. Sen ise bacağındaki kanamayı tamponladığın için nispeten kanamayı azaltabiliyorsun. Ancak bir tedavi şart gibi görünüyor.
Nihayetinde, yeşil ışık hüzmesi yavaşça kayboluyor ve olduğu yerde dikeliyor. Dikildiği gibi de, geri çökmesi bir oluyor. Bunun sebebi, az önce adının Rena olduğunu öğrendiği kunoichi tarafından kafasına sağlam bir yumruk yemesi: "APTAL! Korkuttun beni! Senin arkanı mı toplamakla uğraşacağım be!" Yaralı shinobi kafasını tutarak konuşuyor: "Rena-chaaaan, senin vurduğun yerde sakura biter Rena-chan. Bensiz gitme, bekle beni!" Ayaklanıyor hızlıca. Ancak ayağa kalktıktan sonra hafifçe sendeliyor. Medic-nin hızlı bir hareketle tutup dengesini sağlamasına yardımcı oluyor Suna'lının: "Çok kan kaybettin, dikkatli yürü derim." Hafifçe sırıtıyor bir yandan. Kız, iki elini birden aynı anda sallayarak tüm kuklalarını çantasına toplarken Suna'lı shinobi yavaş adımlarla ona doğru ilerlemeye başlıyor. Kız, çantasını sırtına taktığı gibi: "HIH!" diyerek çenesini dikiyor ve ilk geldikleri yöne doğru ilerlemeye başlıyor. Peşinden giden shinobi kız kadar hızlı değil, ancak sesleri yavaş yavaş uzaklaşıyor sizden: "Rena-chaaan. Beklesene beni Rena-chan." Eski hallerine dönmüş gibi gözüküyorlar.
Tanigakure'li shinobi, üstünde biriken tozu toprağı silkeliyor ayağa kalkarken, sen hala aynı pozisyondasın ancak ne olur ne olmaz diye savunmaya hazır bir hale geliyorsun. Ancak tehlike arzeden bir şey yapmıyor shinobi: "Memnun oldum tanıştığıma bu arada. Yarın yeni bir gün, yeni bir sayfa. Bugünü unutalım ve bir yerlerde karşılaşırsak birbirimize ne kadar iyi olduğumuzu kanıtlayalım!" Gaza gelmiş gibi görünüyor, ancak bir yandan da öğrencilerini gazlayan bir sensei havası seziyosun. Yavaşça arkasını dönüp uzaklaşmaya başlıyor. Sen ise, nöbet yerine dönmek üzere hareketleniyorsun.
Gün sona ererken, herkesin üsten uzaklaştığına emin oluyorsun. Çevrede kimse yok. Parşomeniniz ise hala üste.
Sen bu esnada, Suna'lı kıza hitaben ikinci cümleni kuruyorsun. Suratını buruşturarak sana dil çıkarmakla yetiniyor. Fiziksel olarak yetişkin biri gibi gözükse de, aynı olgunluğa sahip olmadığına emin olabiliyorsun.
Bir beş dakika kadar daha aynı pozisyonlarınızda kalıyorsunuz. Suna'lı kız, sakinleşmiş gibi duruyor. En azından ağlamıyor artık. Sen ise bacağındaki kanamayı tamponladığın için nispeten kanamayı azaltabiliyorsun. Ancak bir tedavi şart gibi görünüyor.
Nihayetinde, yeşil ışık hüzmesi yavaşça kayboluyor ve olduğu yerde dikeliyor. Dikildiği gibi de, geri çökmesi bir oluyor. Bunun sebebi, az önce adının Rena olduğunu öğrendiği kunoichi tarafından kafasına sağlam bir yumruk yemesi: "APTAL! Korkuttun beni! Senin arkanı mı toplamakla uğraşacağım be!" Yaralı shinobi kafasını tutarak konuşuyor: "Rena-chaaaan, senin vurduğun yerde sakura biter Rena-chan. Bensiz gitme, bekle beni!" Ayaklanıyor hızlıca. Ancak ayağa kalktıktan sonra hafifçe sendeliyor. Medic-nin hızlı bir hareketle tutup dengesini sağlamasına yardımcı oluyor Suna'lının: "Çok kan kaybettin, dikkatli yürü derim." Hafifçe sırıtıyor bir yandan. Kız, iki elini birden aynı anda sallayarak tüm kuklalarını çantasına toplarken Suna'lı shinobi yavaş adımlarla ona doğru ilerlemeye başlıyor. Kız, çantasını sırtına taktığı gibi: "HIH!" diyerek çenesini dikiyor ve ilk geldikleri yöne doğru ilerlemeye başlıyor. Peşinden giden shinobi kız kadar hızlı değil, ancak sesleri yavaş yavaş uzaklaşıyor sizden: "Rena-chaaan. Beklesene beni Rena-chan." Eski hallerine dönmüş gibi gözüküyorlar.
Tanigakure'li shinobi, üstünde biriken tozu toprağı silkeliyor ayağa kalkarken, sen hala aynı pozisyondasın ancak ne olur ne olmaz diye savunmaya hazır bir hale geliyorsun. Ancak tehlike arzeden bir şey yapmıyor shinobi: "Memnun oldum tanıştığıma bu arada. Yarın yeni bir gün, yeni bir sayfa. Bugünü unutalım ve bir yerlerde karşılaşırsak birbirimize ne kadar iyi olduğumuzu kanıtlayalım!" Gaza gelmiş gibi görünüyor, ancak bir yandan da öğrencilerini gazlayan bir sensei havası seziyosun. Yavaşça arkasını dönüp uzaklaşmaya başlıyor. Sen ise, nöbet yerine dönmek üzere hareketleniyorsun.
Gün sona ererken, herkesin üsten uzaklaştığına emin oluyorsun. Çevrede kimse yok. Parşomeniniz ise hala üste.
- Konu Sonu
Off Topic
Bacak yaralanması:
Karakterin sol bacağı yaralanmıştır. Bir medikal çanta ile iyileştirilebilecek gibi görünen bu yara, karakterin o ayağı üzerine tam anlamıyla basamamasına sebebiyet vermektedir. Karakter sol ayağı ile dengede duramaz, ona çok fazla ağırlık koyamaz.
Karakterin sol bacağı yaralanmıştır. Bir medikal çanta ile iyileştirilebilecek gibi görünen bu yara, karakterin o ayağı üzerine tam anlamıyla basamamasına sebebiyet vermektedir. Karakter sol ayağı ile dengede duramaz, ona çok fazla ağırlık koyamaz.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.