[1. Gün - Gündüz Safhası] Teçhizat Tentesi
Re: [1. Gün - Gündüz Safhası] Teçhizat Tentesi
Şaşırmış bir eda ile çocuğu süzerken, ellerim istemsizce saçlarıma gitti ve bir kaç tur saçlarımda gezinerek, hafifçe dağılmasına sebep oldu. Odağımı tekrardan çocuğa verdiğimde, "Sende madem bir şey kalmamış bir sigara molası mı vereyim dedin? Burada?" İmalı bir bakışla baştan aşağı onu süzerken, "İlginç. Sana bir şey diyeyim mi? Şu üç aptal benim köyden. Sorgusuz sualsiz birbirlerine daldılar, pek düşünme yetileri yok yani. Muhtemelen kazanan sana dalacak. " duraksadım ve hafif bir iç çekerken sürdürdüm konuşmamı: "Aslında seninle savaşıp seni yenersem birilerine bir şeyleri kanıtlarım diyordum ama şu görüntüye bakınca burada kime neyi kanıtlayacağım ki? Derdin savaşmak değilse çek git. Savaşmak için ortada bir şey kalmadı ve bir neden de göremiyorum...." Raiton no Yoroi'ye kapattım ve elim Wakizashi'nin kabzasına gidip, orada sabitlenirken: "Şimdilik." diyerek konuşmamı sonlandırdım. Rahat bir duruşum olmasına rağmen, bu elemanın gitmek ya da usluca durmak dışında yapacağı herhangi bir agresifliğe karşı hazır olacaktım.

I'm Kita Usagi's bitch.
- Kotegawa Chisa
- Ishigakure
- Posts: 435
- Joined: August 31st, 2018, 1:59 am
Re: [1. Gün - Gündüz Safhası] Teçhizat Tentesi
Butsuo-san'ın ortadan kaybolduğunu görmemle birlikte rahatladığımı itiraf etmem gerekiyor. Her ne kadar gelecekte herhangi bir zarar görmemesi için onu kesmem gerekiyor olmasına rağmen aslında bunu hiçte yapmak istemiyorum. Az önce katanamın vücudunun içerisinden geçtiğini hissettiğimde kalbimde bir ağırlık oluştu. Riaru ile olan savaşta hissettiklerimin aynısını, hayır daha da fazlasını hissettim. Kalbim sanki görünmez bir el tarafından sıkılıyor, parçalanmak üzere gibiydi. Yine de bu acıya başından itibaren katlanmaya hazırdım. En azından öyle olduğunu düşünüyordum. Gerçekten de beraber görev yaptığım, köyün içerisinde karşılaştığım bir dostuma katanamı doğrultmanın bu kadar acı verici olabileceğini düşünmemiştim.
Katlandığım bütün acılara rağmen yapmam gereken şeyin ne olduğunu biliyordum. Şu an hissettiğimden birkaç kat daha kötü hissedecek olsam dahi Butsuo-san'ı kesmeye kesinlikle hazırdım. Sisin içerisinde duruşumu aldıktan sonra gelecek bir saldırıya karşı hazır bir şekilde bekliyordum fakat Ryu-san'ın sözleri kulağıma ilişince içimde büyük bir öfkenin oluşmaya başladığını fark ettim. Gözlerinin önünde eleyebileceğimiz birisi olmasına rağmen hiçbir şey yapmamayı tercih etmesi bunca zamandır katlandığım acıların boşuna olduğunu hissettirdi. Hızlıca sesin geldiği kaynağa dönerek öfkeli ve hızlı adımlarla sisin içerisinden çıktım.
"Ryu-san!" Suratımda bana yakışmayan, oldukça öfkeli olduğumu belli eden bir ifade vardı. "Herkesi eleyeceğimizi, bu sayede gereksiz kan dökülmesinin önüne geçeceğimizi söylemiştim." Kısa bir süre öfkeli gözlerle Ryu-san'ın gözlerine baktıktan sonra derin bir nefes verdim. Suratıma umursamaz bir ifade yerleşti. "Tamam, ne yapıyorsanız yapın." Sitemkar bir şekilde bağdaş kurarak yere oturduktan sonra "Geceye kadar burada bekleyecek ve diskalifiye olacağım." dedim.
Ryu-san'ın söyledikleri gerçekten de çektiğim acıların boşuna olduğunu hissettirdi. Sadece Butsuo-san'ı kestiğimde değil, beyaz saçlı Kusagakure shinobisine hasar verdiğimde de büyük bir acı hissetmiştim. Ama artık umrumda değil! Eğer takım arkadaşlarıma bile güvenemeyeceksem diğerlerini eleme planımı devam ettirmeme gerek yok. Hatta bugün, burada diskalifiye olup Ishigakure'ye dönmem daha hayırlı olacaktır.
Katlandığım bütün acılara rağmen yapmam gereken şeyin ne olduğunu biliyordum. Şu an hissettiğimden birkaç kat daha kötü hissedecek olsam dahi Butsuo-san'ı kesmeye kesinlikle hazırdım. Sisin içerisinde duruşumu aldıktan sonra gelecek bir saldırıya karşı hazır bir şekilde bekliyordum fakat Ryu-san'ın sözleri kulağıma ilişince içimde büyük bir öfkenin oluşmaya başladığını fark ettim. Gözlerinin önünde eleyebileceğimiz birisi olmasına rağmen hiçbir şey yapmamayı tercih etmesi bunca zamandır katlandığım acıların boşuna olduğunu hissettirdi. Hızlıca sesin geldiği kaynağa dönerek öfkeli ve hızlı adımlarla sisin içerisinden çıktım.
"Ryu-san!" Suratımda bana yakışmayan, oldukça öfkeli olduğumu belli eden bir ifade vardı. "Herkesi eleyeceğimizi, bu sayede gereksiz kan dökülmesinin önüne geçeceğimizi söylemiştim." Kısa bir süre öfkeli gözlerle Ryu-san'ın gözlerine baktıktan sonra derin bir nefes verdim. Suratıma umursamaz bir ifade yerleşti. "Tamam, ne yapıyorsanız yapın." Sitemkar bir şekilde bağdaş kurarak yere oturduktan sonra "Geceye kadar burada bekleyecek ve diskalifiye olacağım." dedim.
Ryu-san'ın söyledikleri gerçekten de çektiğim acıların boşuna olduğunu hissettirdi. Sadece Butsuo-san'ı kestiğimde değil, beyaz saçlı Kusagakure shinobisine hasar verdiğimde de büyük bir acı hissetmiştim. Ama artık umrumda değil! Eğer takım arkadaşlarıma bile güvenemeyeceksem diğerlerini eleme planımı devam ettirmeme gerek yok. Hatta bugün, burada diskalifiye olup Ishigakure'ye dönmem daha hayırlı olacaktır.

- Oita Butsuo
- Ishigakure
- Posts: 320
- Joined: September 1st, 2018, 2:42 pm
Re: [1. Gün - Gündüz Safhası] Teçhizat Tentesi
Beni bekledin, gelmedim ve hızlı adımlarla sisten çıkmaya çalışıyorsun şimdi. Ben de oturup izleyecektim Chisa'cığım, ben de oturup izleyecektim. Şu ana kadar görmediğin ve hatta şu an da göremeyeceğin yumruklar atacağım sana. O kadar uyacağım ki Juudaichi Stilinin kurallarına gören olsa şiir yazardı. Ama büyüsü zaten görünmemesinde.
Sisin dışına yönelen Chisa'ya doğru koşacağım hiç vakit kaybetmeden. İki adımlı bir hamle yapacağım. İlk adımda sol yumruğumu karın boşluğuyla buluşturup sendeletecek daha sonra bitirici darbeyi Oukashou ile desteklediğim sağ yumruğumla yüzüne vuracağım. Nereye vurduğumun önemi yok, sağlam bir yumruk nereye gelirse gelsin can yakar. İşte o yumruk benim yumruğum. Sol yumruğumla rakibimin defansını kıracağım. Gücü ayaklarımdan alarak başlayacak yumruğu atarken tüm gövdemi sola döndürerek vücudumun tüm ağırlığını aktaracağım yumruğuma. O yumruğu yese iki dakika nefesi kesilir zaten. Ama ben duracak mıyım? Yok. Sağ yumruğum sağ üstten sol alta doğru bir yol takip ederek Chisa'nın suratına inecek. Hem de Oukashou ile desteklediğim sağ yumruğum. Yetmezse bilincini kaybedene kadar ağzını burnunu kırmaya devam edeceğim. Yine de her şeyden önce dikkat etmem ve kendime hatırlatmam gereken birkaç nokta var. Bir, amacın onu öldürmek değil sadece etkisiz hale getirmek. Bunu da bilincini kaybedene kadar döverek gerçekleştireceksin. İki, tüm bunların sisin içinde gerçekleşmesini istiyorsun. Bu yüzden hem ayağını çabuk tut hem de attığın yumrukların Chisa'yı sisin dışına itmesine izin verme. Adım adım...
Sisin dışına yönelen Chisa'ya doğru koşacağım hiç vakit kaybetmeden. İki adımlı bir hamle yapacağım. İlk adımda sol yumruğumu karın boşluğuyla buluşturup sendeletecek daha sonra bitirici darbeyi Oukashou ile desteklediğim sağ yumruğumla yüzüne vuracağım. Nereye vurduğumun önemi yok, sağlam bir yumruk nereye gelirse gelsin can yakar. İşte o yumruk benim yumruğum. Sol yumruğumla rakibimin defansını kıracağım. Gücü ayaklarımdan alarak başlayacak yumruğu atarken tüm gövdemi sola döndürerek vücudumun tüm ağırlığını aktaracağım yumruğuma. O yumruğu yese iki dakika nefesi kesilir zaten. Ama ben duracak mıyım? Yok. Sağ yumruğum sağ üstten sol alta doğru bir yol takip ederek Chisa'nın suratına inecek. Hem de Oukashou ile desteklediğim sağ yumruğum. Yetmezse bilincini kaybedene kadar ağzını burnunu kırmaya devam edeceğim. Yine de her şeyden önce dikkat etmem ve kendime hatırlatmam gereken birkaç nokta var. Bir, amacın onu öldürmek değil sadece etkisiz hale getirmek. Bunu da bilincini kaybedene kadar döverek gerçekleştireceksin. İki, tüm bunların sisin içinde gerçekleşmesini istiyorsun. Bu yüzden hem ayağını çabuk tut hem de attığın yumrukların Chisa'yı sisin dışına itmesine izin verme. Adım adım...
- Jin Ryoken
- Ishigakure
- Posts: 421
- Joined: August 31st, 2018, 5:11 am
Re: [1. Gün - Gündüz Safhası] Teçhizat Tentesi
Ahh! Gene görüşüm kesildi ve bu durum beni oldukça sinirlendirmeye başladı. Tekrardan Butsuo tarafından genjutsu atamadım, üstüne birde sisin içerisinde kaldım. Bu makinenin bana ne yapabileceği hakkında hiçbir fikrim yok, üstelik görmediğim bir rakibe karşılık ne yapabileceğimi bile bilmiyorum. Bu yüzden çok acil bir şekilde çıkmam gerekiyor sisten. Hızlı bir şekilde sisten çıkmak için geriye doğru koşturmaya başladım. Koşarken katanamı çıkartacak, bir harekete geçmeden önce hızlıca ortamda neler döneceğine bakacağım. Bir sonraki hareketimi ortamı iyice inceledikten sonea yapacağım. Eğer sisten çıkmışsa gözlerimi Butsuo'nun üzetinde tutacağım.

► Show Spoiler
- GM - Naruto
- Game Master
- Posts: 2811
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [1. Gün - Gündüz Safhası] Teçhizat Tentesi
Haru: Ağaçların arasından alanı izlemeye ve sessizliğini korumaya devam ediyorsun. Geçen her bir saniye, vücudun ve zihnindeki ağırlık hissi artmayı sürdürüyor. Anın adrenaliniyle hissetmediğin pek çok şeyi yeni yeni farketmeye başlıyorsun. Nefes alışverişinin son derece düzensiz olduğunu, sırtının terden sırılsıklam olduğunu ve alnında boncuk boncuk ter damlalarının biriktiğini hissediyorsun. Güçlü bir rakiple birebir dövüştükten sonra arka arkaya genjutsulara ve çokça zihinsel acıya maruz kalmış olman seni yormuş durumda. Biraz daha şanssız olsaydın, o alandan bu kadar kolay kurtulamayacağını oldukça net bir şekilde biliyorsun. Dövüşemeyecek bir halde olmadığın aşikar, gelgelelim üssüne dönmeyip alanı izlemeyi sürdürmen halinde içine girme ihtimalin olan olası büyük bir kapışmanın sende nasıl etkiler bırakacağından emin olamıyorsun.
Ryu: "Koshiro ben bu arada." diyor sarı saçlı çocuk sen Raiton no Yoroi'yi kapattıktan hemen sonra. "Suna'lıyım, alınbandı takmayı pek sevmiyorum. Koluma takıyordum bi ara da, kolunu mu koruyacaksın falan dediler. Biliyorsun işte 'alın'bandı ya. Alnı korumak içinmiş. Neyse." Boş geyik yapacak gibi görünüyor bir süre: "Ondan cebimde taşıyorum, bak." Sol elini cebine atıyor ve az önce sigara pakedini ararken yaptığı gibi biraz sallanıyor aranırken. Ani bir saldırı ihtimaline karşılık hafifçe geriliyorsun. Ancak gerçekten de, Sunagakure sembolünün olduğu bir alınbandı çıkıyor elemanın cebinden: "Bu sis de tadımı amma kaçırdı be. Ne güzel iki üç ninjutsu, gizli teknik falan görecektik. Neyse, dağılır herhalde birazdan. Ben de çok durmayacağım zaten, bi sigara daha içeyim de." Elini sağ cebine atıyor ve bu kez daha kolay bir şekilde sigara pakedine ulaşıp ağzından çıkardığı bitmek üzere olan izmaritle yakıyor. Pakedi ise sana doğru uzatıyor. Ağzındaki sigaranın etkisiyle boğuk bir şekilde: "Yakar mısın?" diye soruyor.
Chisa, Ryu'nun sesini duymasıyla birlikte aniden kesme hamlesini yarıda bırakıyor ve sisin dışına çıkmak üzere hareketleniyor. Butsuo, Chisa'nın bu dikkatsiz hamlesini değerlendirmek için onu son gördüğü yere doğru hareketleniyor. Sahip olduğu sensör özellikleri, chakra akımlarını hissetmeye meyilli olduğu için o anda dışarı yürümek dışında hiç bir şey yapmıyor olan Chisa'nın yerini tam anlamıyla kestiremiyor. Bu, kafasında kurduğu planın büyük bir kısmını gerçekleştirememesine sebep oluyor. Chisa sisin sınırına birkaç metre uzaklıktayken; Butsuo'nun yumruğu sol arka kısmına, beline isabet ediyor. Hiç beklemediği bu darbe karşısında Butsuo'nun öngördüğü üzere gerçekten ileri ve hafif sağa doğru sendeliyor Chisa. Ancak Butsuo, rakibinin darbe karşısında ne derece ve ne yöne sendeleyeceğini tahmin edemiyor analitik kapasitesi çok da yüksek olmadığı için. Chisa hiç beklemediği darbenin etkisiyle sisin dışına savruluyor ve kafasında kurduğu tüm cümleler aklından uçup gidiyor. Şaşkın şaşkın sisin içine bakmaya başlıyor. Ryoken ise sisten dışarı çıkmak için sağa ve ileri doğru koşmaya başlıyor. Çok kısa bir süre sonra ise kendisini açık havada buluyor. Katanası elinde.
Son halde, Butsuo hala sisin içinde. Chisa, sis bombasının 5 metre çaplı alanının doğusunda ve sınırın tam dışında bulunmakta. Ryoken, onunla aynı hizada ve 5-6 metre kadar gerisinde. Ryu ve Koshiro, daire şeklindeki genişçe alanın kuzeydoğu kısmındalar. Haru ise alanın dışında, ağaçlıkların içinde ortamı izlemekle meşgul.
Ryu: "Koshiro ben bu arada." diyor sarı saçlı çocuk sen Raiton no Yoroi'yi kapattıktan hemen sonra. "Suna'lıyım, alınbandı takmayı pek sevmiyorum. Koluma takıyordum bi ara da, kolunu mu koruyacaksın falan dediler. Biliyorsun işte 'alın'bandı ya. Alnı korumak içinmiş. Neyse." Boş geyik yapacak gibi görünüyor bir süre: "Ondan cebimde taşıyorum, bak." Sol elini cebine atıyor ve az önce sigara pakedini ararken yaptığı gibi biraz sallanıyor aranırken. Ani bir saldırı ihtimaline karşılık hafifçe geriliyorsun. Ancak gerçekten de, Sunagakure sembolünün olduğu bir alınbandı çıkıyor elemanın cebinden: "Bu sis de tadımı amma kaçırdı be. Ne güzel iki üç ninjutsu, gizli teknik falan görecektik. Neyse, dağılır herhalde birazdan. Ben de çok durmayacağım zaten, bi sigara daha içeyim de." Elini sağ cebine atıyor ve bu kez daha kolay bir şekilde sigara pakedine ulaşıp ağzından çıkardığı bitmek üzere olan izmaritle yakıyor. Pakedi ise sana doğru uzatıyor. Ağzındaki sigaranın etkisiyle boğuk bir şekilde: "Yakar mısın?" diye soruyor.
Chisa, Ryu'nun sesini duymasıyla birlikte aniden kesme hamlesini yarıda bırakıyor ve sisin dışına çıkmak üzere hareketleniyor. Butsuo, Chisa'nın bu dikkatsiz hamlesini değerlendirmek için onu son gördüğü yere doğru hareketleniyor. Sahip olduğu sensör özellikleri, chakra akımlarını hissetmeye meyilli olduğu için o anda dışarı yürümek dışında hiç bir şey yapmıyor olan Chisa'nın yerini tam anlamıyla kestiremiyor. Bu, kafasında kurduğu planın büyük bir kısmını gerçekleştirememesine sebep oluyor. Chisa sisin sınırına birkaç metre uzaklıktayken; Butsuo'nun yumruğu sol arka kısmına, beline isabet ediyor. Hiç beklemediği bu darbe karşısında Butsuo'nun öngördüğü üzere gerçekten ileri ve hafif sağa doğru sendeliyor Chisa. Ancak Butsuo, rakibinin darbe karşısında ne derece ve ne yöne sendeleyeceğini tahmin edemiyor analitik kapasitesi çok da yüksek olmadığı için. Chisa hiç beklemediği darbenin etkisiyle sisin dışına savruluyor ve kafasında kurduğu tüm cümleler aklından uçup gidiyor. Şaşkın şaşkın sisin içine bakmaya başlıyor. Ryoken ise sisten dışarı çıkmak için sağa ve ileri doğru koşmaya başlıyor. Çok kısa bir süre sonra ise kendisini açık havada buluyor. Katanası elinde.
Son halde, Butsuo hala sisin içinde. Chisa, sis bombasının 5 metre çaplı alanının doğusunda ve sınırın tam dışında bulunmakta. Ryoken, onunla aynı hizada ve 5-6 metre kadar gerisinde. Ryu ve Koshiro, daire şeklindeki genişçe alanın kuzeydoğu kısmındalar. Haru ise alanın dışında, ağaçlıkların içinde ortamı izlemekle meşgul.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Re: [1. Gün - Gündüz Safhası] Teçhizat Tentesi
Duraksayan bakışlarım, adını yeni öğrendiğim shinobi'nin üstüne yapışırken, ifadesiz bir bakışla dinledim onu. Sunagakure shinobisi olduğunu söylediğinde, bu adamı pataklama hissim bir kaç kat daha arttı, ama açık konuşmak gerekirse bunu yapmak istemedim. Sebebi basitti. Bu sınavda bir kaç yabancı shinobi'yi tokatlayınca, insanlara aslında "İshigakure güçlü bir köymüş." demeyecekti. Söyleseler bile, bu çoğu şeyi değiştirmeyecekti.
Derin bir nefes alırken, uzattığı sigaraya kısa bir an kayan bakışlarım, oradan sisli alana doğru döndü. Butsuo, bir tık kirli dövüşüyordu, ama ikiye bir dövüştüğünü göz önüne alırsak idare ediyor gibiydi. Öte yandan Chisa ile Ryoken uyumsuz gibilerdi. Bunu Kusalı shinobi ile savaştıklarında da sezebilmiştim. Birbirlerinin hamlelerini bozuyorlar, bir shinobi'ye yakışmayacak şekilde tamamen içgüdüsel dövüşüp, çoğul avantajını kullanamıyorlardı.
Butsuo'yu biraz tanıyorsam, bu ikiliyi yenebilirdi ve bu durum beni şaşırtmazdı.
Tekrardan bakışlarım, savaş alanından uzaklaşıp, Koshiro ile buluştuğunda, "Jirou Ryu. İshi'liyim." diyerek kendimi taktim ettim ve sigaradan özellikle uzak duran ellerimi adeta ağzımda dile getirip, "Kullanmıyorum." diyerek geri çevirdim teklifini. "Saf değilsin değil mi? En azından boş bir adam değilsin." Ciddileşen bakışlarım, keskin bir kılıç gibi göz bebeklerine ulaştığında, "İkinci sigaranı, geri dönüş yolunda içebilirsin. Sonuçta burada bir tiyatro oynamıyor, değil mi?" diyerek, soru sormaktan çok, sorgular nitelikte sözlerimi aktardım. "Ya da, Sunagakure shinobileri, bizleri aptal mı sanıyor?" Daha da ciddileşen bakışlarım, kabzayı tutan elime de yansıyıp, kabzayı daha da sıkı tutmama sebep olurken, "Neden, öylece tüm sırlarımızı görmene izin vereyim ki?"
Adeta bakışlarım gitmezse, burada kalmasının yeterli bir savaş sebebi olacağını söylerken, "Şimdi seni uğurlamama izin verirsen, şu manasız savaşı bitireceğim." Ağzımdan çıkanlar da, nispeten gözlerimdeki o yaman ifadeyi destekliyordu.
Derin bir nefes alırken, uzattığı sigaraya kısa bir an kayan bakışlarım, oradan sisli alana doğru döndü. Butsuo, bir tık kirli dövüşüyordu, ama ikiye bir dövüştüğünü göz önüne alırsak idare ediyor gibiydi. Öte yandan Chisa ile Ryoken uyumsuz gibilerdi. Bunu Kusalı shinobi ile savaştıklarında da sezebilmiştim. Birbirlerinin hamlelerini bozuyorlar, bir shinobi'ye yakışmayacak şekilde tamamen içgüdüsel dövüşüp, çoğul avantajını kullanamıyorlardı.
Butsuo'yu biraz tanıyorsam, bu ikiliyi yenebilirdi ve bu durum beni şaşırtmazdı.
Tekrardan bakışlarım, savaş alanından uzaklaşıp, Koshiro ile buluştuğunda, "Jirou Ryu. İshi'liyim." diyerek kendimi taktim ettim ve sigaradan özellikle uzak duran ellerimi adeta ağzımda dile getirip, "Kullanmıyorum." diyerek geri çevirdim teklifini. "Saf değilsin değil mi? En azından boş bir adam değilsin." Ciddileşen bakışlarım, keskin bir kılıç gibi göz bebeklerine ulaştığında, "İkinci sigaranı, geri dönüş yolunda içebilirsin. Sonuçta burada bir tiyatro oynamıyor, değil mi?" diyerek, soru sormaktan çok, sorgular nitelikte sözlerimi aktardım. "Ya da, Sunagakure shinobileri, bizleri aptal mı sanıyor?" Daha da ciddileşen bakışlarım, kabzayı tutan elime de yansıyıp, kabzayı daha da sıkı tutmama sebep olurken, "Neden, öylece tüm sırlarımızı görmene izin vereyim ki?"
Adeta bakışlarım gitmezse, burada kalmasının yeterli bir savaş sebebi olacağını söylerken, "Şimdi seni uğurlamama izin verirsen, şu manasız savaşı bitireceğim." Ağzımdan çıkanlar da, nispeten gözlerimdeki o yaman ifadeyi destekliyordu.

I'm Kita Usagi's bitch.
- Kotegawa Chisa
- Ishigakure
- Posts: 435
- Joined: August 31st, 2018, 1:59 am
Re: [1. Gün - Gündüz Safhası] Teçhizat Tentesi
Birkaç saniye önce 'öldürmeye' çalıştığım Butsuo-san'a arkamı dönmek aptalca bir hareketti fakat sisin içerisinde beni bulabileceğini düşünmemiştim. Bir anda belimin sol arka kısmında hissettiğim inanılmaz güçle birlikte sisin dışarısına fırladığımda gözlerim şaşkınlıktan ötürü büyümüştü. Nasıl yerimi tespit ettiğini, nasıl bu kadar çabuk bir şekilde bana yanaştığını, nasıl onu fark edemediğimi ve nasıl bana bu kadar rahat vurduğuna anlam veremiyordum. Acaba öfkeden kendimi kaybettiğimden ötürü mü onu fark edemedim?
Butsuo-san'ın bu kadar güçlü olduğunu bilmiyordum. Eğer darbeyi yüzüm dönük bir şekilde karın boşluğuma yeseydim çok daha büyük bir acı içerisinde olabilirdim. Ama şimdi bunları düşünmenin sırası değil, Butsuo-san'a dövüşmek gibi bir niyetim olmadığını söylemem gerekiyor.
Sisle aramdaki mesafeyi katanamın ulaşabileceği mesafeye çektikten sonra duruşumu alarak konuşmaya başladım. "Butsuo-san! Az önce sana saldırdığımı biliyorum ama artık dövüşmek gibi bir niyetim yok."
Gerçekten de artık bu sınavda bulunmanın bir anlamı olduğunu düşünmüyorum. Zira Ryu-san'ın söylediklerinden sonra onunla işbirliği yapamayacağımı anlamış oldum. Butsuo-san'ı ikna ettikten sonra alanda bulunan kişilere amacımın ne olduğunu söyleyerek bana karışmalarını engelleyebilirim.
Her ne kadar Butsuo-san ile dövüşmek istemesem dahi durduk yere dayak yemek gibi bir niyetim yok. Eğer olurda bana saldırmaya karar verirse sisten çıktığı anda katanamla boynuna saldıracağım. Modum aktif olduğundan ötürü Butsuo-san'ın herhangi bir hasar almayacaktır. Hem artık sınavda durmayı düşünmediğimden ötürü baygın olduğu süre boyunca Butsuo-san'ı diğerlerinden koruyabilirim. Tabii bir kez daha yineleyeyim, bunun yaşanmasını istemiyorum.
Butsuo-san'ın bu kadar güçlü olduğunu bilmiyordum. Eğer darbeyi yüzüm dönük bir şekilde karın boşluğuma yeseydim çok daha büyük bir acı içerisinde olabilirdim. Ama şimdi bunları düşünmenin sırası değil, Butsuo-san'a dövüşmek gibi bir niyetim olmadığını söylemem gerekiyor.
Sisle aramdaki mesafeyi katanamın ulaşabileceği mesafeye çektikten sonra duruşumu alarak konuşmaya başladım. "Butsuo-san! Az önce sana saldırdığımı biliyorum ama artık dövüşmek gibi bir niyetim yok."
Gerçekten de artık bu sınavda bulunmanın bir anlamı olduğunu düşünmüyorum. Zira Ryu-san'ın söylediklerinden sonra onunla işbirliği yapamayacağımı anlamış oldum. Butsuo-san'ı ikna ettikten sonra alanda bulunan kişilere amacımın ne olduğunu söyleyerek bana karışmalarını engelleyebilirim.
Her ne kadar Butsuo-san ile dövüşmek istemesem dahi durduk yere dayak yemek gibi bir niyetim yok. Eğer olurda bana saldırmaya karar verirse sisten çıktığı anda katanamla boynuna saldıracağım. Modum aktif olduğundan ötürü Butsuo-san'ın herhangi bir hasar almayacaktır. Hem artık sınavda durmayı düşünmediğimden ötürü baygın olduğu süre boyunca Butsuo-san'ı diğerlerinden koruyabilirim. Tabii bir kez daha yineleyeyim, bunun yaşanmasını istemiyorum.

- Kurosawa Haru
- Kusagakure
- Posts: 340
- Joined: October 12th, 2018, 9:09 pm
Re: [1. Gün - Gündüz Safhası] Teçhizat Tentesi
Lanet olası Ishigakure'lilerin onu uğrattığı ansızın saldırı sonucunda yaşadığı ufak travmayı hala zihninden atabilmiş değildi Haru. Hazırlıksız yakalanmış, tuzağa düşmüştü. Aldatılmış hissediyordu, korkuyordu da. Düşündü, eğer ki Butsuo'yu kurtarabilmek için alana girecek olsa, belki savaşırdı da. Ama o sarı saçlı veledin durmadan üst üste Genjutsu uygulayabilme kapasitesi, Haru'yu oldukça zor durumda bırakıyordu. Ne yapması gerektiğini düşündü sessizce.
Kaslı çocuğun ona saldırma ihtimali hala sıfır değildi, zira onun gibi "delifişek" birinin hızını alamayıp birden üzerine çullanması durumu hala mevcuttu, bundan çekiniyordu da. Peki... O kendini savunabilir miydi? Yeni peydah olan çocuklar aynı anda kaslı çocuğa saldırsa, Haru'nun gücü onu korumaya yeter miydi? Sanmıyordu. Kaslı çocuk onurlu bir savaşçıydı, Haru'yu etkileyebilecek kadar onurlu bir savaşçıydı hem de. Ama bazen, onuru bir kenara bırakmak ve bir sonraki gün savaşabilmek için uzaklaşmak en mantıklısıydı. Haru böyle durumlarda mantığının sesini dinlerdi. Geri çekilmek de bir taktikti. Öyle yapacaktı o da, geri çekilecekti.
Arkasını döndü ve edindiği yeni çantasıyla beraber kendi takım bölgesine doğru koşmaya başladı, varana kadar ise hiç durmayacaktı.
Kaslı çocuğun ona saldırma ihtimali hala sıfır değildi, zira onun gibi "delifişek" birinin hızını alamayıp birden üzerine çullanması durumu hala mevcuttu, bundan çekiniyordu da. Peki... O kendini savunabilir miydi? Yeni peydah olan çocuklar aynı anda kaslı çocuğa saldırsa, Haru'nun gücü onu korumaya yeter miydi? Sanmıyordu. Kaslı çocuk onurlu bir savaşçıydı, Haru'yu etkileyebilecek kadar onurlu bir savaşçıydı hem de. Ama bazen, onuru bir kenara bırakmak ve bir sonraki gün savaşabilmek için uzaklaşmak en mantıklısıydı. Haru böyle durumlarda mantığının sesini dinlerdi. Geri çekilmek de bir taktikti. Öyle yapacaktı o da, geri çekilecekti.
Arkasını döndü ve edindiği yeni çantasıyla beraber kendi takım bölgesine doğru koşmaya başladı, varana kadar ise hiç durmayacaktı.
- Oita Butsuo
- Ishigakure
- Posts: 320
- Joined: September 1st, 2018, 2:42 pm
Re: [1. Gün - Gündüz Safhası] Teçhizat Tentesi
İlginç... Chisa'ya istediğim gibi saldıramamam isabet olmuş, tabi beni kandırmaya çalışmıyorsa. Yine de elime geçen fırsatı kullanmalıyım.
"Ne? Yalan söylemediğini nereden bileyim?" diyeceğim sisin içinden herkesin duyabileceği bir şekilde. Kısacık bir aradan sonra da ekleyeceğim. "Derdin ne bilmiyorum ama bir dakikanız var. Bir dakika sonra kaldığım yerden devam edeceğim. O zamana kadar kararını verip ortalıktan çekilirsen memnun olurum." Ne devam edeceğim, savaşacak ne kaldı ki? Ryoken nerede bilmiyorum ama risk alıp kaçmam lazım. Ses çıkarmadan Chisa'nın tersi yönde yürümeye başlayacağım. Biraz uzaklaştıktan sonra da hala sessiz olmaya çalışarak Chisa'nın tam tersi yönde koşmaya başlayıp kendimi ormana atacağım. Her şey istediğim gibi giderse sis perdesi kaçışımı saklayacaktır. Medikal çantanın olduğu tenteye ulaşmak istiyorum. Sonrasında hala zamanım varsa gıda işini de düşünebilirim, çünkü aç gözlüyüm. Bir de tekrar bu hengameye kendimi atmak konusunda cevaplamam gereken sorular var. Şimdilik kaçsam yeter.
"Ne? Yalan söylemediğini nereden bileyim?" diyeceğim sisin içinden herkesin duyabileceği bir şekilde. Kısacık bir aradan sonra da ekleyeceğim. "Derdin ne bilmiyorum ama bir dakikanız var. Bir dakika sonra kaldığım yerden devam edeceğim. O zamana kadar kararını verip ortalıktan çekilirsen memnun olurum." Ne devam edeceğim, savaşacak ne kaldı ki? Ryoken nerede bilmiyorum ama risk alıp kaçmam lazım. Ses çıkarmadan Chisa'nın tersi yönde yürümeye başlayacağım. Biraz uzaklaştıktan sonra da hala sessiz olmaya çalışarak Chisa'nın tam tersi yönde koşmaya başlayıp kendimi ormana atacağım. Her şey istediğim gibi giderse sis perdesi kaçışımı saklayacaktır. Medikal çantanın olduğu tenteye ulaşmak istiyorum. Sonrasında hala zamanım varsa gıda işini de düşünebilirim, çünkü aç gözlüyüm. Bir de tekrar bu hengameye kendimi atmak konusunda cevaplamam gereken sorular var. Şimdilik kaçsam yeter.
- Jin Ryoken
- Ishigakure
- Posts: 421
- Joined: August 31st, 2018, 5:11 am
Re: [1. Gün - Gündüz Safhası] Teçhizat Tentesi
Görüşümü kesen her şeyden nefret etmeye başlayacağım artık. Eğer bana sıkıntı çıkarsaydı göz kapaklarımı bile saniyelik bir durumla görüşümü kapattığı gerekçesiyle keserdim. Bu sınav, bana aynen bunu düşündürtmeye başladı. İki saldırımda görüşüm kesildiği için heba oldu. Sisten hızlı bir şekilde kaçmam gerektiğinin farkındaydım, Butsuo'nun sisler içinden çıkan yüzünü bir anlığına görsem bile her şey benim için çok kötü olabilirdi. O yüzden sağa doğru koşturmaya başladım elimden geldiğince. Butsuo ile olacak dövüşün dışarıda gerçekleşmesi gerekiyor. Tabi sisi avantajına kullanıp kaçmaya kalkışmaz ise. Katanam elimde sisten çıktığımda, Chisa'nın da çıktığına şahit oldum. 5 ya da 6 metre ilerimde duruyordu.
Chisa'nın mesafe alıp kurduğu cümlelerini duyunca, ne yapacağını anlayamadım bir süreliğine. Neden dövüşü bırakıyordu? Sonuçta herkesi elemeyecek miydik? Kar tanesi ellerimizden kaçmış olabilir ancak Butsuo hala burada duruyor. Üstelik Chisa'nın istediği gibi, onu öldürmeyecek sadece bayıltacaktık. Şimdi neden karar değiştiriyor hiç anlamış değilim. Tekrardan düşünmeye başladım, bu durumda hızlıca Chisa'nın yanına gitmem gerekiyordu. Sağ elimde tuttuğum katanamla hızlıca Chisa'nın yanına varacağım. Butsuo bu sözlerden sonra sisten çıkacak mı bilmiyorum ancak yine de katanamı her ihtimale karşı tetikte tutmam gerek. Bu yüzden biraz daha yukarı kaldırdım katanamı ileriye doğru tutarken. Bu duruşumla birlikte, herhangi bir ihtimale karşı Chisa'nın da rahat edebileceği bir şekilde pozisyon alıyordum yanında. Sisin her bir tarafını incelemeye çalışıyordum. Chisa'nın duyabileceği bir şekilde "Senin dövüşmeye niyetin olmayabilir, ancak onun olabilir. Tetikte kalman iyi olur. Yoksa ikimizin yerine ben kalmaya devam edeceğim." cümlelerimi oldukça samimi söylemeye çalışıyordum. En azından rol icabı, bunu yapmak durumundaydım.
Butsuo'nun ne yapacağı belli değil. Bu yüzden beş saniye kadar bekleyeceğim. Sisten çıkmadığını gördüğüm takdirde Chisa'nın yanında katanamı yerine koyacak ve kunaiye patlayıcı parşömen saracağım. Her ihtimale karşılık, sisin içine fırlatmam ve patlamam gerekebilir. Ne kadar istemesem de, onun gittiğini görmeden bu sise karşı temkinli olmam gerek. Bu kunaiyi sisin içine fırlatmam gerekirse diye, patlayıcı parşömeni hızlıca sarmalıyım.
Chisa'nın mesafe alıp kurduğu cümlelerini duyunca, ne yapacağını anlayamadım bir süreliğine. Neden dövüşü bırakıyordu? Sonuçta herkesi elemeyecek miydik? Kar tanesi ellerimizden kaçmış olabilir ancak Butsuo hala burada duruyor. Üstelik Chisa'nın istediği gibi, onu öldürmeyecek sadece bayıltacaktık. Şimdi neden karar değiştiriyor hiç anlamış değilim. Tekrardan düşünmeye başladım, bu durumda hızlıca Chisa'nın yanına gitmem gerekiyordu. Sağ elimde tuttuğum katanamla hızlıca Chisa'nın yanına varacağım. Butsuo bu sözlerden sonra sisten çıkacak mı bilmiyorum ancak yine de katanamı her ihtimale karşı tetikte tutmam gerek. Bu yüzden biraz daha yukarı kaldırdım katanamı ileriye doğru tutarken. Bu duruşumla birlikte, herhangi bir ihtimale karşı Chisa'nın da rahat edebileceği bir şekilde pozisyon alıyordum yanında. Sisin her bir tarafını incelemeye çalışıyordum. Chisa'nın duyabileceği bir şekilde "Senin dövüşmeye niyetin olmayabilir, ancak onun olabilir. Tetikte kalman iyi olur. Yoksa ikimizin yerine ben kalmaya devam edeceğim." cümlelerimi oldukça samimi söylemeye çalışıyordum. En azından rol icabı, bunu yapmak durumundaydım.
Butsuo'nun ne yapacağı belli değil. Bu yüzden beş saniye kadar bekleyeceğim. Sisten çıkmadığını gördüğüm takdirde Chisa'nın yanında katanamı yerine koyacak ve kunaiye patlayıcı parşömen saracağım. Her ihtimale karşılık, sisin içine fırlatmam ve patlamam gerekebilir. Ne kadar istemesem de, onun gittiğini görmeden bu sise karşı temkinli olmam gerek. Bu kunaiyi sisin içine fırlatmam gerekirse diye, patlayıcı parşömeni hızlıca sarmalıyım.

► Show Spoiler