[Jirou Ryu & Jin Ryoken] Nehirdeki Gizem
- Jin Ryoken
- Ishigakure
- Posts: 429
- Joined: August 31st, 2018, 5:11 am
Re: [Jirou Ryu & Jin Ryoken] Nehirdeki Gizem
Ryoken, kadının evinin 300 metre ilerisindeki bir eve uğruyordu. Evin mimari açıdan bir farkı yoktu, Ryoken'de farklı bir şey beklemiyordu zaten. Eve ulaştığında kapıyı bir süre çalıyor, kapı ise açılmıyordu. Lakin, evin karşısındaki cam açılıyor ve birisi ona bağırmaya başlıyordu.
O bağırdıktan sonra, çaldığı evin kapısı açılıyor ve içeriden bir delikanlı çıkıyor ve Ryoken'e ters bir şekilde konuşuyordu. Ryoken yavaş yavaş sinirlenmeye başlıyor, kısmen öfkesi artıyordu. Şu insanlar için bir göreve çıkıyor ve bu insanlar gecenin bir saati mıy mıy mıy yapıyordu. Ryoken onların amına koymak istiyordu, diyebiliriz aslında.
Derin bir nefes alıp verdikten sonra tekrar konuşma başlıyordu. Bu sefer Ryoken ikilinin arasında kalmış, birisi özür dilemelisin diyor, öbürüsü ise farklı şeyler atıp tutuyordu. Ama, bu kadar ukalalık Ryoken'e fazla geliyordu ve Ryoken taşmaya başlıyordu. Taşma noktası ise, karşı komşunun küfrü olmuştu. Ryoken tekrardan derin bir nefes alıp verdikten sonra amcanın gözlerine doğru bakarak konuşmaya başlıyordu.
"Burada sizlerin iyiliği için bulunuyorum. Bir daha bana küfür etmek gibi bir saygısızlıkta bulunmayı denersen, senin hayatını siker çöpe atarım. Haddini bil."
Diyor ve Shibou no Jutsu kullanarak ikisini de etkisi altına almayı planlıyor ve bu işkenceler arasında kalırlerken zihinlerinde canlanacak bir konuşma gerçekleştirmeyi planlıyordu.
"Size yardımcı olacak birilerine bir daha saygısızlık etmeyin. Bir saygısızlığınızı daha görürsem, hayat daha zor bir hal alır sizin için."
O bağırdıktan sonra, çaldığı evin kapısı açılıyor ve içeriden bir delikanlı çıkıyor ve Ryoken'e ters bir şekilde konuşuyordu. Ryoken yavaş yavaş sinirlenmeye başlıyor, kısmen öfkesi artıyordu. Şu insanlar için bir göreve çıkıyor ve bu insanlar gecenin bir saati mıy mıy mıy yapıyordu. Ryoken onların amına koymak istiyordu, diyebiliriz aslında.
Derin bir nefes alıp verdikten sonra tekrar konuşma başlıyordu. Bu sefer Ryoken ikilinin arasında kalmış, birisi özür dilemelisin diyor, öbürüsü ise farklı şeyler atıp tutuyordu. Ama, bu kadar ukalalık Ryoken'e fazla geliyordu ve Ryoken taşmaya başlıyordu. Taşma noktası ise, karşı komşunun küfrü olmuştu. Ryoken tekrardan derin bir nefes alıp verdikten sonra amcanın gözlerine doğru bakarak konuşmaya başlıyordu.
"Burada sizlerin iyiliği için bulunuyorum. Bir daha bana küfür etmek gibi bir saygısızlıkta bulunmayı denersen, senin hayatını siker çöpe atarım. Haddini bil."
Diyor ve Shibou no Jutsu kullanarak ikisini de etkisi altına almayı planlıyor ve bu işkenceler arasında kalırlerken zihinlerinde canlanacak bir konuşma gerçekleştirmeyi planlıyordu.
"Size yardımcı olacak birilerine bir daha saygısızlık etmeyin. Bir saygısızlığınızı daha görürsem, hayat daha zor bir hal alır sizin için."

► Show Spoiler
- GM - Naruto
- Game Master
- Posts: 2856
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [Jirou Ryu & Jin Ryoken] Nehirdeki Gizem
Ryu; Kadın kısık sesli hıçkırıklara dönüşen ağlamasını bastıramazken, sen de yapmak istediklerini anlattıktan sonra minik çocuğun ellerini kendi ellerinle sıkıca ancak çocuğa zarar vermeyecek şekilde kavrıyorsun. Sonrasında ise tüm inancını toplayarak chakranı çocuğa aktarmaya çalışıyorsun. Parmak uçlarına kadar gelen chakranın vücut içerisindeki döngüsüne aralıksız devam ettiğini hissetsen de çocuğa bu döngüden bir parça bile geçtiğini hissedemiyorsun. Ne var ki, küçük çocuğun inlemeleri bir anda kesiliyor. Gözleriniz birbirine değdiği anda, acı dolu çocuğun gözlerindeki tebessümü ve minnettarlığı görüyorsun. Çocuk kolunu havada tutmaktan bile yorgun düşerken “Teşekkür ederim... Vücudumun ateşler içerisinde yanması beni öldürüyor. Ama içimde yaktığın ateş bana güç veriyor.” diyor. Fakat cümlesini tamamlayan çocuğun gözbebekleri bir anda alnına doğru kayıyor ve göz bebekleri tamamen yok olurken, çocuğun bayıldığını fark ediyorsun.
Ryoken; Genç adam ukala bir şekilde senden özür beklerken, girizgah cümleni yapıyor, ardından Tora mührünü yaparak odaklanıyor ve bakışlarını genç adama dikiyorsun! Genç adamın yüzüne korku dolu bir ifade çökerken bir anda dizleri üstüne çöküyor. Sen ise konsantrasyonunu tekrar toparlayıp yaşlı adama baktığında, yaşlı adamın suratında da aynı korku dolu ifadeyi görüyorsun. Fakat bu noktada işler sarpa sarıyor ve camdaki yaşlı ihtiyar önce camdan dışarı gelecek şekilde yığılıyor, daha sonra da vücud ağır gelerek sokağa düşüyor! Zemin kat düzeyden düşmesi her ne kadar yaşlı adama fiziken çok zarar vermemiş görünse de, bu sırada dikkatin titrek bir sesle “Sen ne yaptığını sanıyorsun?” diyen gence yöneliyor. Halen daha üstündeki korkuyu atamadığı belli olan, ancak genjutsunun etkisinden de kurtulmuş olan genç ayağa kalkmaya çalışırken, bu kez de yaşlı adamın anlamsız iniltileri odağını değiştirmene neden oluyor.
Olduğu yerde doğrulmaya çalışan ihtiyarın fiziken herhangi bir yaralanması yok gibi görünse de, yerde bağdaş kurarak oturmaya çalışması ve bunu yaparken de ellerini ve kollarını başının üstünde anlamsız bir şekilde sallaması gördüğün ilk gariplik oluyor. Yaşlı adam bir şekilde oturmayı başardığında ise, ileri geri sallanarak kendince bir şeyler mırıldanıyor ve yer yer anlamsız bağırtılar şeklinde sesle çıkarıyor. Elleri kolları ile sürekli bir şeyler kovaladığı belli olan ihtiyarın bu davranışları genç adamın da dikkatini çekiyor ve hem çekingen hem de kızgın bir şekilde “Ona ne yaptın lanet olası!?” diyor.
Ryoken; Genç adam ukala bir şekilde senden özür beklerken, girizgah cümleni yapıyor, ardından Tora mührünü yaparak odaklanıyor ve bakışlarını genç adama dikiyorsun! Genç adamın yüzüne korku dolu bir ifade çökerken bir anda dizleri üstüne çöküyor. Sen ise konsantrasyonunu tekrar toparlayıp yaşlı adama baktığında, yaşlı adamın suratında da aynı korku dolu ifadeyi görüyorsun. Fakat bu noktada işler sarpa sarıyor ve camdaki yaşlı ihtiyar önce camdan dışarı gelecek şekilde yığılıyor, daha sonra da vücud ağır gelerek sokağa düşüyor! Zemin kat düzeyden düşmesi her ne kadar yaşlı adama fiziken çok zarar vermemiş görünse de, bu sırada dikkatin titrek bir sesle “Sen ne yaptığını sanıyorsun?” diyen gence yöneliyor. Halen daha üstündeki korkuyu atamadığı belli olan, ancak genjutsunun etkisinden de kurtulmuş olan genç ayağa kalkmaya çalışırken, bu kez de yaşlı adamın anlamsız iniltileri odağını değiştirmene neden oluyor.
Olduğu yerde doğrulmaya çalışan ihtiyarın fiziken herhangi bir yaralanması yok gibi görünse de, yerde bağdaş kurarak oturmaya çalışması ve bunu yaparken de ellerini ve kollarını başının üstünde anlamsız bir şekilde sallaması gördüğün ilk gariplik oluyor. Yaşlı adam bir şekilde oturmayı başardığında ise, ileri geri sallanarak kendince bir şeyler mırıldanıyor ve yer yer anlamsız bağırtılar şeklinde sesle çıkarıyor. Elleri kolları ile sürekli bir şeyler kovaladığı belli olan ihtiyarın bu davranışları genç adamın da dikkatini çekiyor ve hem çekingen hem de kızgın bir şekilde “Ona ne yaptın lanet olası!?” diyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Re: [Jirou Ryu & Jin Ryoken] Nehirdeki Gizem
Hayatından bir parça vermek istemişti bu çocuğa. Belki uyguladığı metot işe yaramamıştı; ama nedense çocuğa hayatından bir parçayı verdiğini hissediyordu. Küçük çocuğun gözlerinin içine bakarken ki gülümsemesi yerini korurken, başarısızlığa yakışmayan içten bir gülümseme, Ryu'nun parıldayan gözlerinden başlayıp yüz hatlarına doğru yayıldı. Belki bir kara delik gibi yüzünü sarmalamış olan o siyah peçeden otuz iki dişi gözükmedi; ama yukarı doğru gerilen yanaklar ve hafifçe kısılıp, parıl parıl parıldayan gözler her şeyi açıkça belli etti. Zaten belki de hayatında ilk defa bir duygusunu gizleme gayretinde bulunmadı. Küçük çocuğun gözleri, kendi gözleriyle buluştuğunda istemsizce ortaya çıktı o gülümseme. Başarılı olmaktan ya da başarısız olmaktan öte bir şeyi temsil ediyordu o gülümseme... Hâlâ içinde bir yerlerde bir çocuk büyüten Ryu'nun manevi yoksulluğunu temsil ediyordu.
Küçük bir nefesi içine çekip, verecek kadar mecali olmayan çocuğun o ışıldayan gözlerle sarf ettiği sözlere verecek bir cevabı yoktu Ryu'nun. Zaten olsa bile, usulca ellerinin arasından kayıp giden çocuğun baygınlığını buna engel olacaktı. Buna rağmen Ryu, çocuğun ellerini bırakmadı.
Anılar yersiz bir şekilde gelen misafir gibi, gözlerinin önünde tekrardan canlanmak için shinobi'nin ruhunun derinliklerini kamçılarken, Ryu, Bugün bu çocuk ölmeyecek, bu sefer sadece izlemeyeceğim, diye ant içti. Bir shinobi'ye yaraşır bir kıvraklıkla çocuğu kolları arasına alıp, çocukla beraber ayaklandı. Ağıt yakmakla meşgul olan çaresiz anneye sadece göz ucuyla baktı.
Savaşı kaybetmiş olmanın getirdiği bir öfkeyle, tüm yüz hatlarını ele geçiren o sert ve soğuk ifade yerini alırken, "Bugün bu çocuk ölmeyecek!" diye haykırdı. Sesi o kadar güçlü ve netti ki, bir gök gürültüsü kadar etkileyiciydi. Kadını kendine getireceğini inandığı bu hamle sonrası, "Buralarda bir yerde bir shinobi karargahı olmalı. En yakın karargah nerede? Bu çocuğa ancak bir medical shinobi yardım edebilir." diyerek kadını o çaresizlik kara bulutlarının arasından çekip kurtaracak hamlesini yapacaktı.
En yakın karargah neredeydi bilmiyordu; ama kendisine yardım edecek vefakar shinobilere ihtiyacı vardı. Hem bu çocuğu iyileştirecek hemde kasabadaki tüm halkı bilinçlendirecek shinobilere. Ne bu çocuğu geride bırakabilirdi ne de bu çocuk gibiler artmasın diye bu görevi... Ryu'nun felsefesi buydu. Eğer hayat onu bir çıkmaza iterse, kendi yolunu kendi yaratacaktı. Seneler öncesinde bunu yapamamıştı: ama şimdi, tarihin tekerrürden ibaret olmasına izin vermeyecekti. Bir kez daha arkada kalıp, yaşarken ölmeyecekti.
Küçük bir nefesi içine çekip, verecek kadar mecali olmayan çocuğun o ışıldayan gözlerle sarf ettiği sözlere verecek bir cevabı yoktu Ryu'nun. Zaten olsa bile, usulca ellerinin arasından kayıp giden çocuğun baygınlığını buna engel olacaktı. Buna rağmen Ryu, çocuğun ellerini bırakmadı.
Anılar yersiz bir şekilde gelen misafir gibi, gözlerinin önünde tekrardan canlanmak için shinobi'nin ruhunun derinliklerini kamçılarken, Ryu, Bugün bu çocuk ölmeyecek, bu sefer sadece izlemeyeceğim, diye ant içti. Bir shinobi'ye yaraşır bir kıvraklıkla çocuğu kolları arasına alıp, çocukla beraber ayaklandı. Ağıt yakmakla meşgul olan çaresiz anneye sadece göz ucuyla baktı.
Savaşı kaybetmiş olmanın getirdiği bir öfkeyle, tüm yüz hatlarını ele geçiren o sert ve soğuk ifade yerini alırken, "Bugün bu çocuk ölmeyecek!" diye haykırdı. Sesi o kadar güçlü ve netti ki, bir gök gürültüsü kadar etkileyiciydi. Kadını kendine getireceğini inandığı bu hamle sonrası, "Buralarda bir yerde bir shinobi karargahı olmalı. En yakın karargah nerede? Bu çocuğa ancak bir medical shinobi yardım edebilir." diyerek kadını o çaresizlik kara bulutlarının arasından çekip kurtaracak hamlesini yapacaktı.
En yakın karargah neredeydi bilmiyordu; ama kendisine yardım edecek vefakar shinobilere ihtiyacı vardı. Hem bu çocuğu iyileştirecek hemde kasabadaki tüm halkı bilinçlendirecek shinobilere. Ne bu çocuğu geride bırakabilirdi ne de bu çocuk gibiler artmasın diye bu görevi... Ryu'nun felsefesi buydu. Eğer hayat onu bir çıkmaza iterse, kendi yolunu kendi yaratacaktı. Seneler öncesinde bunu yapamamıştı: ama şimdi, tarihin tekerrürden ibaret olmasına izin vermeyecekti. Bir kez daha arkada kalıp, yaşarken ölmeyecekti.

I'm Kita Usagi's bitch.
- GM - Naruto
- Game Master
- Posts: 2856
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [Jirou Ryu & Jin Ryoken] Nehirdeki Gizem
Off Topic
Jin Ryoken ilk pasiflik uyarısını almıştır. Hayırlı olsun.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
- Jin Ryoken
- Ishigakure
- Posts: 429
- Joined: August 31st, 2018, 5:11 am
Re: [Jirou Ryu & Jin Ryoken] Nehirdeki Gizem
Ryoken, kendini yaşadığı olaylar karşısında adeta bir tanrı gibi hissetmeye başlıyordu. Bu sadece duygusal olan tarafıydı, aslında kendini böyle gören biri değildir biricik sarışın yakışıklımız. Sonuçta, yaşanan olayları, daha doğrusu bu olayları sizin yaşattığınızı düşünün, nasıl hissederdiniz ? Kendinizi yanlış yapan kullarınızı cezalandırıyor, veyahut cehennemin kapısını göstererek yanlışlarından döndürmeye çalışıyor gibi hissetmez miydiniz ? Doğruyu söyleyin, Ryoken gibi, sizde hissederdiniz.
Ryoken, en başta cümlesini edip Tora mührünü yaptıktan sonra, bakışlarını öncelikle genç adama doğru yöneltiyordu. Genç adamın yüzüne korku dolu bir ifade düştüğünde, bir nebze bile olsa yaptıklarının yanlış olduğunu anlayabiliyordu Ryoken. Lakin, öfkesine hakim olmayan sarışınımız, eylemlerine başlamıştı bile. Genç adam dizlerinin üstüne düştükten sonra, konsantrasyonunu toplayıp biraz daha yaşlı olan adama geçtiğinde, olayların yönü değişiyordu. Hemde Ryoken'in beklemediği kadar.
İhtiyar, önce camdan dışarı sarkacak şekilde yığılıyor, sonrasında sokağa düşüyordu. Ryoken "Noluyor lan?" diye içinden geçirirken, dikkati ne yaptığını sorgulayan genç adama yöneliyordu. Gerçekten, ne yapıyordu ? Bir takım hatalar dizisi miydi ? Kendini kontrol edememe miydi ? Aslında saygısızlığa karşı bir cezaydı fakat, abartmamış mıydı ? Ha Ryoken, söylesen ya, abartmadın mı ?
"Bilmiyorum."
Diye cevaplıyordu iç sesini Ryoken. Aslında olay, Ryoken'in saçmalamasından ve abartmasından başka bir şey değildi. Daha küçük bir şekilde, konuşarak halledebileceği bir olayı abartıyor ve kendi başını bile yakma derecesine getiriyordu olayları. Yapacak bir şey yoktu aslında bu saatten sonra, her şeyi toparlayabilmek için bir yol düşünmeliydi. Kendisini bir şekilde aklamalı, bu kazandığı tecrübelerden ders çıkararak hayatına devam etmeliydi.
Düşüncelerini bir anda yok eden ise, genjutsudan kurtulan genç ayağa kalkarken, yaşlı adamın iniltileri oluyordu. Yaşlı adamın fiziki bir şekilde zararı yoktu lakin, zihinsel olarak çok hasar aldığı belli oluyor gibiydi. Ryoken'in ilk dikkatini çeken şey, adam bağdaş kurmaya çalışırken, ellerini ve kollarını başının üstünde sallaması idi. Sonrasında ise oturmayı başarıyordu lakin, ileri geri sallanarak kendince bir şeyler mırıldanıyor ve anlamsız bağırtılar şeklinde sesler çıkarıyordu. Ryoken adama ne olduğunu düşünmeye çalışıyordu, lakin aklında asıl olan ise, bir an önce bu boktan kurtulması gerektiğiydi.
Genç adam, çekingen ve kızgın bir şekilde kendisinin ne yaptığını sorguladığında, Ryoken'in aklına bir plan geliyordu bile. Maalesef tekrardan yeteneklerini kullanması gerekecekti. Bu sefer agresif bir biçimde değil, sadece şaşırtma yönünde. Magen: Bunshin mühürlerini tamamlayarak hem gence, hemde yaşlı adama odaklanacak ve kendi bedeninin içinden bir klon çıkartacaktı. Sanki bir yılan derisini çıkartıyormuş gibi kendi bedeninden klonunu çıkartacak ve yarattığı klon siyah saçlı, kara kaşlı kara gözlü biri olacaktı. Tamamen hayal ürünü bir surat, bir vücut ile kendi vücudu içinden çıkacak, sonrasında şu cümleleri klonuna ettirecekti.
"Ah, sizlerle oynamak ne de kolaymış. Bu kadar kolay olmasa beni hala sizin köyden biri sanacak ve boşu boşuna birinin canını yakacaktınız. Ah ah, o adamı görürseniz söyleyin, dua etsin kolay oldu. Bu kadar kolaylık eğlenceli olmuyor. Pehehehehehee."
Bu sırada Ryoken çoktan Ryu'nun olduğu eve doğru yol almaya başlarken, uzakta, görünmeyecek bir şekilde bir ağacın veya binanın arkasına geçtikten sonra klonunu kaçırtacak, klonu görünmeyecek bir yere gittiğinde hızlıca genjutsuyu iptal ederek Ryu'nun bulunduğu yere gitmeye devam edecekti. Bakalım, yakışıklımız planında başarılı olabilecek miydi ?
Ryoken, en başta cümlesini edip Tora mührünü yaptıktan sonra, bakışlarını öncelikle genç adama doğru yöneltiyordu. Genç adamın yüzüne korku dolu bir ifade düştüğünde, bir nebze bile olsa yaptıklarının yanlış olduğunu anlayabiliyordu Ryoken. Lakin, öfkesine hakim olmayan sarışınımız, eylemlerine başlamıştı bile. Genç adam dizlerinin üstüne düştükten sonra, konsantrasyonunu toplayıp biraz daha yaşlı olan adama geçtiğinde, olayların yönü değişiyordu. Hemde Ryoken'in beklemediği kadar.
İhtiyar, önce camdan dışarı sarkacak şekilde yığılıyor, sonrasında sokağa düşüyordu. Ryoken "Noluyor lan?" diye içinden geçirirken, dikkati ne yaptığını sorgulayan genç adama yöneliyordu. Gerçekten, ne yapıyordu ? Bir takım hatalar dizisi miydi ? Kendini kontrol edememe miydi ? Aslında saygısızlığa karşı bir cezaydı fakat, abartmamış mıydı ? Ha Ryoken, söylesen ya, abartmadın mı ?
"Bilmiyorum."
Diye cevaplıyordu iç sesini Ryoken. Aslında olay, Ryoken'in saçmalamasından ve abartmasından başka bir şey değildi. Daha küçük bir şekilde, konuşarak halledebileceği bir olayı abartıyor ve kendi başını bile yakma derecesine getiriyordu olayları. Yapacak bir şey yoktu aslında bu saatten sonra, her şeyi toparlayabilmek için bir yol düşünmeliydi. Kendisini bir şekilde aklamalı, bu kazandığı tecrübelerden ders çıkararak hayatına devam etmeliydi.
Düşüncelerini bir anda yok eden ise, genjutsudan kurtulan genç ayağa kalkarken, yaşlı adamın iniltileri oluyordu. Yaşlı adamın fiziki bir şekilde zararı yoktu lakin, zihinsel olarak çok hasar aldığı belli oluyor gibiydi. Ryoken'in ilk dikkatini çeken şey, adam bağdaş kurmaya çalışırken, ellerini ve kollarını başının üstünde sallaması idi. Sonrasında ise oturmayı başarıyordu lakin, ileri geri sallanarak kendince bir şeyler mırıldanıyor ve anlamsız bağırtılar şeklinde sesler çıkarıyordu. Ryoken adama ne olduğunu düşünmeye çalışıyordu, lakin aklında asıl olan ise, bir an önce bu boktan kurtulması gerektiğiydi.
Genç adam, çekingen ve kızgın bir şekilde kendisinin ne yaptığını sorguladığında, Ryoken'in aklına bir plan geliyordu bile. Maalesef tekrardan yeteneklerini kullanması gerekecekti. Bu sefer agresif bir biçimde değil, sadece şaşırtma yönünde. Magen: Bunshin mühürlerini tamamlayarak hem gence, hemde yaşlı adama odaklanacak ve kendi bedeninin içinden bir klon çıkartacaktı. Sanki bir yılan derisini çıkartıyormuş gibi kendi bedeninden klonunu çıkartacak ve yarattığı klon siyah saçlı, kara kaşlı kara gözlü biri olacaktı. Tamamen hayal ürünü bir surat, bir vücut ile kendi vücudu içinden çıkacak, sonrasında şu cümleleri klonuna ettirecekti.
"Ah, sizlerle oynamak ne de kolaymış. Bu kadar kolay olmasa beni hala sizin köyden biri sanacak ve boşu boşuna birinin canını yakacaktınız. Ah ah, o adamı görürseniz söyleyin, dua etsin kolay oldu. Bu kadar kolaylık eğlenceli olmuyor. Pehehehehehee."
Bu sırada Ryoken çoktan Ryu'nun olduğu eve doğru yol almaya başlarken, uzakta, görünmeyecek bir şekilde bir ağacın veya binanın arkasına geçtikten sonra klonunu kaçırtacak, klonu görünmeyecek bir yere gittiğinde hızlıca genjutsuyu iptal ederek Ryu'nun bulunduğu yere gitmeye devam edecekti. Bakalım, yakışıklımız planında başarılı olabilecek miydi ?

► Show Spoiler
- GM - Naruto
- Game Master
- Posts: 2856
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [Jirou Ryu & Jin Ryoken] Nehirdeki Gizem
Ryu; Çocuğu kucağına almanla birlikte, gözü yaşlı anne de olduğu yerde doğruluyor. Ağlamasını henüz dindirememiş olsa da, cümlelerin kadına ulaştığı anda, en azından iletişim kurabilecek düzeye geliyorsunuz. Sorduğun soru üzerine şaşkın bakışlar ile sana bakan kadın, yanaklarına dökülen gözyaşlarını beceriksizce silerken “Bil-bilmiyorum... Buraya arada bir shinobiler gelir, ama yanılmıyorsam, buraya yaklaşık yarım gün uzaklıkta bulunan bir kasabada shinobiler toplu halde bulunuyor. Belki de bahsettiğin yer oradadır.” diyor.
Ryoken; Genç adamın sorduğu soruya el mühürlerinle cevap veriyorsun ve ardından orijinal vücudundan görüntüsünü değiştirmeyi başardığın bir klon çıkıyor. Genç adam için bu manzara bir korku filminden farksızken, yaşlı adamın genjutsunun etkisi altında olmadığını fark ediyorsun. Zaten yaşlı adamı göz ucunla kestiğinde, hala daha ileri geri sallanmaya devam ettiğini ve kollarını aşağı yukarı hareket ettirmeye başladığını görüyorsun.
Klonun kendisine tembihlenen cümleleri tekrar ederken, sen de bulunduğun noktadan ayrılıyorsun. Genç adam bu anda gözlerin klonundan sana çevirirken, yüzündeki dehşeti görebiliyorsun net bir şekilde. Her ne kadar agresiflikten uzak bir hamle düşünmüş olsan da, klonunun var oluş şeklini düşünüldüğünde, sıradan bir birey için oldukta korkunç olduğunu söylemek mümkün. Bu yüzden genç adamın yüzündeki dehşet her geçen saniye artarken, gidişin adamı bilinmezliğe sürüklüyor.
Olay yerinden uygun uzaklıkta bir binanın ardına geçtiğinde, klonun da bulunduğu noktadan kaçmaya başlıyor. Sen de olay yerinden makul bir uzaklığa ulaştğında genjutsuyu bozuyorsun ve Ryu'ya doğru hareket ediyorsun.
Ryoken; Genç adamın sorduğu soruya el mühürlerinle cevap veriyorsun ve ardından orijinal vücudundan görüntüsünü değiştirmeyi başardığın bir klon çıkıyor. Genç adam için bu manzara bir korku filminden farksızken, yaşlı adamın genjutsunun etkisi altında olmadığını fark ediyorsun. Zaten yaşlı adamı göz ucunla kestiğinde, hala daha ileri geri sallanmaya devam ettiğini ve kollarını aşağı yukarı hareket ettirmeye başladığını görüyorsun.
Klonun kendisine tembihlenen cümleleri tekrar ederken, sen de bulunduğun noktadan ayrılıyorsun. Genç adam bu anda gözlerin klonundan sana çevirirken, yüzündeki dehşeti görebiliyorsun net bir şekilde. Her ne kadar agresiflikten uzak bir hamle düşünmüş olsan da, klonunun var oluş şeklini düşünüldüğünde, sıradan bir birey için oldukta korkunç olduğunu söylemek mümkün. Bu yüzden genç adamın yüzündeki dehşet her geçen saniye artarken, gidişin adamı bilinmezliğe sürüklüyor.
Olay yerinden uygun uzaklıkta bir binanın ardına geçtiğinde, klonun da bulunduğu noktadan kaçmaya başlıyor. Sen de olay yerinden makul bir uzaklığa ulaştğında genjutsuyu bozuyorsun ve Ryu'ya doğru hareket ediyorsun.
Off Topic
Ryoken Ryu'ya doğru ilerleme halinde olduğu için, bu tur sadece Ryu yazacaktır. Ryoken'in konuya gireceği zaman GM mesajında bildirilecektir.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Re: [Jirou Ryu & Jin Ryoken] Nehirdeki Gizem
Elleri arasındaki küçük çocuğun hissiyatı, o kadar değerli ve ulaşılamaz hissettiriyordu ki ona, bu hissiyatı kaybetmek istemiyordu. Ne külçe külçe altınlarla dolu bir torba o hissiyatı yaşatabilirdi ne de elleri arasına aldığı çok gizli bir jutsunun parşömeni... Uzun zaman önce kaybettiği; ama tam olarak hatırlamakta zorlandığı bir şeyi andırıyordu bu hissiyat. Tüm varlığı... Hatta tüm hayatı pahasına bu çocuğu korumak istiyordu. Her bir hücresi bu duyguyla dolup taşıyordu. İnsanlara karşı ördüğü duvar, bu duygu selinin oluşturduğu su birikintisinin altına her geçen saniye biraz daha gömülüyordu. Bir gölge gibi her zaman onu takip eden ve ve bir sülük kadar yapışkan olan o gizemli, soğuk buz kütlesi, sıcak bir hava dalgası ile her geçen saniye biraz daha eriyordu.
Ryu'nun bile alışık olmadığı bir saydamlık bedenini ele geçirirken, buna ayak uydurmak bile ilgisini çekmiyordu. Öyle ki, içinde bir yerlerde yaşam kalım mücadelesi veren emekleri ve bugünkü Ryu'yu oluşturan temelleri bile göz ardı ediyordu. Sadece ileriye bakıyordu.
İçi aradığı şeyi onca yıl sonra bulmuş bir avarenin çocuksu heyecanı ile dolup taşarken, aynı zamanda onu kaybedecek olmanın getirdiği bir endişe de kök salıyordu. Bardağın dolu tarafına değil de, boş tarafına odaklanan genç shinobi'nin her geçen saniye, hareketleri biraz daha hızlanıyor ve anlamsız öfkesi biraz daha belirginleşiyordu. Derin bir nefes almıştı kadının cevabı sonrasında. Yarım gün uzun bir mesafeydi, hele ki elleri arasında ölmek üzere olan güçsüz bir bedeni taşıyorken; ama vakit öldürüp, anlamsızca hayıflanmak çok daha beterdi; ama oraya vardığında, bir medic-nin kullanan shinobi bile bulamayabilirdi. Büyük bir riskti; fakat bu noktada riskler, alınmaya değer ihtimallerden ötesi değildi Ryu için. Kararını vermişti ve kararından dönmek gibi de bir niyeti de yoktu.
Tek problem kadındı; ama ona da çabucak bir çözüm bulmuştu. Hızlıca kadına, "Ne tarafta bu kasaba?" diye sormuştu. Cevabı aldıktan hemen sonra ise, "Beni yavaşlatırsın. Yanımdaki Shinobi'yi al ve onu da gittiğim yere getir. Çocuğunu sağlığına kavuşturmak için varımı yoğumu ortaya koyacağımdan emin olabilirsin." diyecekti. Bu ayrıca bir tazı gibi koşmadan önceki son sözleri olacaktı. Zira kadının cevabını beklemeden, tüm hızıyla koşmaya başlayacaktı. Ölüm peşlerindeydi ve silahı da zamandı.
Ryu'nun ise yenilmek gibi bir niyeti yoktu.
Ryu'nun bile alışık olmadığı bir saydamlık bedenini ele geçirirken, buna ayak uydurmak bile ilgisini çekmiyordu. Öyle ki, içinde bir yerlerde yaşam kalım mücadelesi veren emekleri ve bugünkü Ryu'yu oluşturan temelleri bile göz ardı ediyordu. Sadece ileriye bakıyordu.
İçi aradığı şeyi onca yıl sonra bulmuş bir avarenin çocuksu heyecanı ile dolup taşarken, aynı zamanda onu kaybedecek olmanın getirdiği bir endişe de kök salıyordu. Bardağın dolu tarafına değil de, boş tarafına odaklanan genç shinobi'nin her geçen saniye, hareketleri biraz daha hızlanıyor ve anlamsız öfkesi biraz daha belirginleşiyordu. Derin bir nefes almıştı kadının cevabı sonrasında. Yarım gün uzun bir mesafeydi, hele ki elleri arasında ölmek üzere olan güçsüz bir bedeni taşıyorken; ama vakit öldürüp, anlamsızca hayıflanmak çok daha beterdi; ama oraya vardığında, bir medic-nin kullanan shinobi bile bulamayabilirdi. Büyük bir riskti; fakat bu noktada riskler, alınmaya değer ihtimallerden ötesi değildi Ryu için. Kararını vermişti ve kararından dönmek gibi de bir niyeti de yoktu.
Tek problem kadındı; ama ona da çabucak bir çözüm bulmuştu. Hızlıca kadına, "Ne tarafta bu kasaba?" diye sormuştu. Cevabı aldıktan hemen sonra ise, "Beni yavaşlatırsın. Yanımdaki Shinobi'yi al ve onu da gittiğim yere getir. Çocuğunu sağlığına kavuşturmak için varımı yoğumu ortaya koyacağımdan emin olabilirsin." diyecekti. Bu ayrıca bir tazı gibi koşmadan önceki son sözleri olacaktı. Zira kadının cevabını beklemeden, tüm hızıyla koşmaya başlayacaktı. Ölüm peşlerindeydi ve silahı da zamandı.
Ryu'nun ise yenilmek gibi bir niyeti yoktu.

I'm Kita Usagi's bitch.
- GM - Naruto
- Game Master
- Posts: 2856
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [Jirou Ryu & Jin Ryoken] Nehirdeki Gizem
Ryu; Kadına shinobilerin bulunduğu kasabanın ne tarafta olduğunu sorduğunda, kadın eliyle yerleşkeye girdiğiniz noktanın tam karşı istikametini gösteriyor. Senin için yeterli olan bu cevaptan sonra ise kadına diğer cümlelerini söylüyor ve var gücünle koşmaya başlıyorsun.
Genel; Ryu kucağındaki çocuk ile var gücü ile koşarken, Ryoken de Ryu'nun koş istikametinde geri dönüş yapmaya hazırlanıyor. Bu noktada Ryoken Ryu'nun kucağında çocukla hızla koştuğunu görüyor, ancak Ryu, yaşadığı duygu karmaşası içerisinde Ryoken'i fark edemiyor ve yerleşkenin çıkış noktasına doğru ilerlemeye devam ediyor.
Genel; Ryu kucağındaki çocuk ile var gücü ile koşarken, Ryoken de Ryu'nun koş istikametinde geri dönüş yapmaya hazırlanıyor. Bu noktada Ryoken Ryu'nun kucağında çocukla hızla koştuğunu görüyor, ancak Ryu, yaşadığı duygu karmaşası içerisinde Ryoken'i fark edemiyor ve yerleşkenin çıkış noktasına doğru ilerlemeye devam ediyor.
Off Topic
Bu tur ilk RP'yi Ryoken yazmak zorundadır. Ryoken Ryu'nun arkasından koşup ona yetişmeyi tercih ederse, Ryu da RP yazacaktır. Ancak Ryoken kadınla konuşmayı tercih ederse, Ryu RP yazmayacak ve ilerlemesine devam ediyor varsayılacaktır.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
- Jin Ryoken
- Ishigakure
- Posts: 429
- Joined: August 31st, 2018, 5:11 am
Re: [Jirou Ryu & Jin Ryoken] Nehirdeki Gizem
Ryoken, kafasında kurduğu planı olduğu gibi işletebiliyordu. Kendi vücudundan bir klon çıkarttıktan sonra, amacı tamamiyle kendi klonunu düşman gösterip, sanki Ryoken'i kullanıyormuş hissiyatını adama verebilmekti. Karşısında yetenekli birisi olsaydı büyük ihtimal bu pek işe yaramayacaktı lakin, karşısındaki insan yetenekli değildi. Bu yüzden kurduğu planı iyi bir şekilde işletebiliyor ve ardından yaptığı hatayı düzeltmek için bir adım atıyordu.
Aslında her ne kadar agresif bir jutsu sergilememiş olsa bile, genç adam için bu yeterince korku verici idi. Sonuçta bu tür şeylerle pek karşılaşmıyordu, Ryoken ise ne olduğunu biliyordu. Yaşlı adam ise genjutsu etkisinde gözükmüyordu, zaten hala eski genjutsunun etkisinde gibi görünüyordu.
"Kendine geldiğinde genç olan bu durumu ona anlatacaktır."
Diye geçirdi içinden. Yaşlı adam kollarını yukarı aşağı sallamaya başladığında, Ryoken klonuna istediği cümleleri ettiriyordu. Adam, gözlerini klondan ayırıp Ryoken'le göz göze geldiğinde, Ryoken onun yüzündeki dehşeti hissedebiliyordu. Hissetmekten öte, görünüyordu. Normal birinin gündelik hayatında yaşamayacağı bir olayı yaşıyordu belkide. Ryoken bu durumları takamazdı, bu yüzden hızlı bir şekilde kaçarken, adam hala yüzündeki korkuyla orada duruyordu.
Ryoken, kendine uygun bir nokta bulduğunda hızla klonuda kaçıyordu ve uygun bir mesafeye getirdiğinde genjutsuyu iptal ediyordu. İptal ettikten sonra Ryu'nun olduğu yere gitmeye başlıyor ve derin bir nefes alıp veriyordu.
"Umarım bu numarayı yemiştir, yoksa başımız belada."
Diye geçiriyordu içinden. Ryu'nun yanına giderken, Ryoken onun kucağında bir çocukla hızlıca koştuğunu görüyordu. Lakin Ryu onu görmüyordu, neden böyle hızlı bir şekilde kaçıyordu anlamamıştı lakin, önemli bir şey olmalıydı. Çocuk ölüyor olabilirdi, acilen hastahaneye gitmek zorunda olabilirdi. Ryoken, sağ elini saçlarına attıktan sonra hızlı bir şekilde kadınla konuşmaya gidiyordu.
"Hanımefendi, arkadaş o çocukla nereye gidiyor ? Önemli bir durum mu var, çocuğunuzun durumu geçecek gibi hatırlıyordum. Acil bir şey mi oldu ?"
Diyecek ve duruma göre ne yapacağına karar verecekti.
Aslında her ne kadar agresif bir jutsu sergilememiş olsa bile, genç adam için bu yeterince korku verici idi. Sonuçta bu tür şeylerle pek karşılaşmıyordu, Ryoken ise ne olduğunu biliyordu. Yaşlı adam ise genjutsu etkisinde gözükmüyordu, zaten hala eski genjutsunun etkisinde gibi görünüyordu.
"Kendine geldiğinde genç olan bu durumu ona anlatacaktır."
Diye geçirdi içinden. Yaşlı adam kollarını yukarı aşağı sallamaya başladığında, Ryoken klonuna istediği cümleleri ettiriyordu. Adam, gözlerini klondan ayırıp Ryoken'le göz göze geldiğinde, Ryoken onun yüzündeki dehşeti hissedebiliyordu. Hissetmekten öte, görünüyordu. Normal birinin gündelik hayatında yaşamayacağı bir olayı yaşıyordu belkide. Ryoken bu durumları takamazdı, bu yüzden hızlı bir şekilde kaçarken, adam hala yüzündeki korkuyla orada duruyordu.
Ryoken, kendine uygun bir nokta bulduğunda hızla klonuda kaçıyordu ve uygun bir mesafeye getirdiğinde genjutsuyu iptal ediyordu. İptal ettikten sonra Ryu'nun olduğu yere gitmeye başlıyor ve derin bir nefes alıp veriyordu.
"Umarım bu numarayı yemiştir, yoksa başımız belada."
Diye geçiriyordu içinden. Ryu'nun yanına giderken, Ryoken onun kucağında bir çocukla hızlıca koştuğunu görüyordu. Lakin Ryu onu görmüyordu, neden böyle hızlı bir şekilde kaçıyordu anlamamıştı lakin, önemli bir şey olmalıydı. Çocuk ölüyor olabilirdi, acilen hastahaneye gitmek zorunda olabilirdi. Ryoken, sağ elini saçlarına attıktan sonra hızlı bir şekilde kadınla konuşmaya gidiyordu.
"Hanımefendi, arkadaş o çocukla nereye gidiyor ? Önemli bir durum mu var, çocuğunuzun durumu geçecek gibi hatırlıyordum. Acil bir şey mi oldu ?"
Diyecek ve duruma göre ne yapacağına karar verecekti.

► Show Spoiler
- GM - Naruto
- Game Master
- Posts: 2856
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [Jirou Ryu & Jin Ryoken] Nehirdeki Gizem
Ryoken; Kadının evinin hemen önünde Ryoken kadın ile karşılaşıyor ve ona cümlelerini söylüyor. Kadının ağlak ve bir o kadar da korkmuş suratı şimdiden Ryoken'e felaket senaryoları fısıldamaya başlıyor. Dili tutulmuş gibi olan kadın birkaç kez cümleye girmeye çalışsa da, gözyaşları kendisine mani oluyor ve bu çabası denemeler olarak kalıyor. Olduğu yere yığılan kadın neredeyse ciğerleri patlarcasına ağlamaya başladığında, Ryoken çaresiz bir şekilde kalakalıyor. Kadının ağlaması giderek daha da yükselirken, en sonunda ağzından “Çocuğum... götürdü... ölecek... karargah... ayak bağı... ölecek... çocuğum... götürdü...” şeklinde belli bir cümle kalıbına sığmayan kelimeler dökülüyor. Ancak Ryoken bu cümleleri kafasında birleştirebiliyor ve birbirinden anlamsız gibi duran kelimeler doğru bir cümleye dönüşüyor. Bu sayede Ryoken, çocuk ile ilgili biraz önceki düşüncelerinin yerinde olduğunu fark ediyor. Ne var ki, kadının ağlaması mahalleyi inletmeye başlarken, evlerin ışıkları yanmaya başlıyor. Bir cam açıldığında, camdan çıkan bir kadın ürkek bir şekilde “N'oluyor?” demekle yetiniyor. Etraftan gelen sesler giderek artarken, biraz sonra insanların sokağa ineceğini tahmin edebiliyorsun.
Ryu; İlerlemeni olabildiğince hızlı bir şekilde yapmaya devam ediyorsun. Çocuğun durumunda herhangi bir değişiklik bulunmuyor. Bulunduğunuz kasabadan çıkıyor ve ağaçlık bir alanda, daha önceden kullanıldığı için normal zeminden daha yıpranmış toprak zemin üzerinden ilerliyorsun. Önünde ne kadar yol olduğu konusunda bir fikrin yok ve ufukta herhangi bir ışık da şimdilik gözüne çarpmıyor.
Ryu; İlerlemeni olabildiğince hızlı bir şekilde yapmaya devam ediyorsun. Çocuğun durumunda herhangi bir değişiklik bulunmuyor. Bulunduğunuz kasabadan çıkıyor ve ağaçlık bir alanda, daha önceden kullanıldığı için normal zeminden daha yıpranmış toprak zemin üzerinden ilerliyorsun. Önünde ne kadar yol olduğu konusunda bir fikrin yok ve ufukta herhangi bir ışık da şimdilik gözüne çarpmıyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.