[2. Gün - Gündüz Safhası | Jin Ryoken - Kotegawa Chisa] Malikane

User avatar
Kotegawa Chisa
Ishigakure
Ishigakure
Posts: 440
Joined: August 31st, 2018, 1:59 am
Künye:

Re: [2. Gün - Gündüz Safhası | Jin Ryoken - Kotegawa Chisa] Malikane

Post by Kotegawa Chisa » October 12th, 2020, 11:39 pm

Meğersem Rena-chan'ın kişiliği ne kadar da karanlıkmış! Aşk meşk işlerinden pek anlamıyorum fakat hala aralarında romantik bir ortam var gibi gözüküyor. Yani Rena-chan'ın romantiklik anlayışı biraz farklı ama hepimiz farklı birer bireyiz, sevdiğimiz şeyler ve düşüncelerimiz diğerlerinden farklı olabilir. Ayy~~ Umarım bende günün birinde böyle tutkulu bir ilk görüşte aşk yaşayabilirim. İkisi de birbirine tutkulu gözlerle bakıp gülümsüyor... Hmm... Ama biraz garip... Sanki birbirlerinden nefret ediyorlar gibi gözüküyor. Gerçi Ryoken-san onu gördüğünde donakaldığını söylemişti ve ikisi de şu anda gülümsüyor. Yani birbirlerinden nefret ediyor olamazlar, değil mi?

Düşüncelerime dalmış bir şekilde, pembe yanaklarla birlikte ikiliyi izlerken Ryoken-san'ın söylediklerinden sonra biraz daha utandım. Fazla güçlü bir kıza benzediğini söylediğinde biraz fazla utandım galiba. Arkadaş olduğumuzu biliyorum ama böyle romantik konuları benim gibi genç bir kızın önünde konuşmamaları gerekir.

Ryoken-san sözlerine devam ettikçe olayların alevlenmeye başladığını hissettim. Karşındaki kızdan hoşlanıyor olmasına rağmen ona neden hakaret ettiğini merak ediyorum açıkçası... Buldum! Az önce Rena-chan ona hakaret etmişti, şimdi de Ryoken-san ediyor. Yani bu kapışma aslında ilişkide kimin baskın olacağını belirleyen bir kapışma. Aah~~ Ne kadar da romantik. Fazla romantik. Kalbim bu romantikliğe dayanamayacak.

Pembeleşmiş yanaklarım ve muzip gülümsememle birlikte konuşmaya başladım. "Rena-chan! Ryoken-san! Şiddete başvuracaksanız karışmayacağım haberiniz olsun." Ardından hızlıca Ryoken-san'a dönerek 'bende bu iş' dercesine bir el hareketi yaptım. "Rena-chan biraz garip birisine benziyor fakat aranızdaki sorunların hallolacağından adım gibi eminim." Sonrasında yavaş adımlarla geriye çekilerek olası bir saldırıya yakalanmamak için, işler kontrolden çıkarsa rahatlıkla müdahale edebileceğim bir yere geçtim.

Nasıl bu kadar romantik olabilirler aklım almıyor ama ikisinin iyi bir eşleşme olduğunu düşünüyorum. Ryoken-san'da, Rena-chan'da baskın karakterler olduklarından ötürü ilk başlarda biraz zorlanacaklardır fakat birbirlerine yakışıyorlar. İkisi de oldukça çekici insanlar. Umarım sorunlarını çözdükten sonra mutlu bir çift olmayı başarabilirler.
► Show Spoiler
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts: 2856
Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [2. Gün - Gündüz Safhası | Jin Ryoken - Kotegawa Chisa] Malikane

Post by GM - Naruto » October 13th, 2020, 10:28 pm

Ryoken kahkaha atıp alkışlarken, Sunagakureli kızın da üzerinde durmakta olduğu kocaman kutunun üzerinde hoplayıp zıpladığını ve alkışa katıldığını görebiliyorsunuz. Bir yandan da kikirdemekle meşgul. Ryoken'in alkışları yavaşlarken Rena'nın da hareketleri yavaşlıyor benzer bir ritimde. Ardından tamamen durum, yüzünde hafif bir sırıtışla izlemeye başlıyor sizi.

Ryoken bu esnada konuşmaya başlıyor ve sözlerini sürdürürken, Rena'nın yüzü gitgide düşüyor. Sonlara doğru, gözlerinin hafifçe ıslandığını ve dudaklarının titremeye başladığını görüyorsunuz her ikiniz de. Az önce yaşanan her şey gibi, bu duygu karmaşasının ve ifadelerin de gerçeklik ve sahtelik arasındaki ince çizgide gidip geldiğini sezebiliyor Ryoken. Ancak hangi yönde baskın olduğuna emin olamıyor.

Ryoken sözlerini bitirdikten sonra, Chisa söze girecek gibi oluyor ancak ilk kelimesi ağzından çıktığı gibi Rena'nın bağırışıyla geri yutmak zorunda kalıyor geri kalan laflarını: "YAAAAAAA. ÇOK KA-BA-SIN." Gözlerinden yaşlar süzüldüğünü görüyorsunuz Rena'nın. "Ne güzel eğleniyorduk işte!" Karşınızda akademiye başlayacak yaşa bile gelmemiş olan mızmız bir çocuk varmış gibi hissediyorsunuz: "Tam havlayacaksın sanmıştım ağzını açtığında. Hev hev diyeceksin sanmıştım. Tam heyecanlanıyordum!" Ağlama ve ciyaklama arası garip bir ses çıkıyor ağzından. Bir koluyla burnunu sildiğini görebiliyorsunuz: "Şimdi sinirlendim işte. Gidin buradan!" Yüzü bir anda üzgün havasını terkedip karanlıklaşıyor ve gözlerindeki öfkeyi görebilir hale geliyorsunuz.

"ÇABUK TERKEDİN BURAYI! EĞLENCELİ DEĞİLSİNİZ!"
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Jin Ryoken
Ishigakure
Ishigakure
Posts: 429
Joined: August 31st, 2018, 5:11 am
Künye:

Re: [2. Gün - Gündüz Safhası | Jin Ryoken - Kotegawa Chisa] Malikane

Post by Jin Ryoken » October 14th, 2020, 8:00 pm

Bu kızın rol yeteneği iyi, aynı şekilde bana saldırmak için bir harekete dahi geçmiyor. Ancak bana köpek denilmesinin cezasını çekmeli. Benim gibi birine böyle bir şey demesinin cezasını kesinlikle çekmeli. Peki Chisa yanımdayken bunu nasıl yedirebilirim? Aslında bir bakıma basit duran, ancak Chisa'nın nasıl yorumlayacağına emin olamadığım bir planım var. Bu kızın rol yeteneğini henüz fark edemediğini anlayabiliyorum, üstelik hala durumu aşka vuruyor. Bu durumda onu bunun aşk olmadığına aydınlatmalı ve parşömeni almamız gerektiğine inandırmalıyım. Peki bunu sert bir şekilde mi yapmalıyım? Denemeliyim.

Kızın yüzü üzgünlüğü bırakıp öfkeye geçtiğinde, tekrardan samimice gülümsedim. İşte tüm rolümün başlangıcını burada atıyorum. Chisa'ya hafifçe kafamı döndürürken, "Kızın rol yeteneğini fark edemediğini biliyorum. Kendine gel, bazı insanlar kandırır. Aramızda bir aşk yok, olsaydı bile bu kız benim yanıma yakışmazdı. Şimdi, kendini toparla. Herkes sandığın kadar iyi değil ve bu kız bunun canlı bir örneği." dedim sert bir şekilde. Fazla iyi birisi olduğu için onu bu şekilde sertçe uyarmam gerekiyor. Aslında amacım kötülük değil ancak anlayabileceği bir şekilde yapmam gerekiyordu. Umarım anlayabilmiştir. Aynı zamanda canlı bir örnek olarak karşısında duruyorum. Bu yüzden ümidim biraz kısıtlı.

"Madem eğlenemeyeceğiz, ben kendimi eğlendirmek istiyorum. Üzgünüm." dedikten sonra hızlıca Tatsu Mührünü yapacak ve Shibou no Justu kullanacağım. Eğer jutsuyu yapabilirsem, hızlıca üstüne koşturacak ve sol elimle boynundan tutarak tahtanın üstüne yapıştıracağım. Sol elimle hafifçe boynunu sıkacağım, ancak acı verecek şekilde değil. Kız, genjutsu etkisinde görüntüler görürken kulağına eğilecek ve "Burada kimin havlayacağını ben seçerim." diyeceğim. Shibou no Jutsu tekniğini sonuna kadar aktif tutacağım ve teknik bitmek üzereyken, sol elimi daha çok sıkmaya başlayacağım altımdan kaçmaya çalışmaması için.

Shibou no Jutsu'da ilk görüntüyü bir kunaiyi göğüs kafesine bir kunai saplayıp, aşağı doğru yararken göstereceğim. Kemiklerinin kırıldığını ona iliklerine kadar hissettirmek istiyorum. İkinciyi görüntüyü, patlayıcı parşömen sardığım bir kunaiyi atıp, patlattığım şeklinde göstereceğim. Üçüncüyü görüntüyü katanamı boğazından sokup, ensesinden çıkarırken göstereceğim. Dördüncü görüntüyü boğazını keserken göstereceğim. Beşinci görüntü ve diğerlerinde, katanamla onu vahşice katlederken görüntüler göstereceğim.
Last edited by Jin Ryoken on October 18th, 2020, 5:17 pm, edited 1 time in total.
Image
► Show Spoiler
User avatar
Kotegawa Chisa
Ishigakure
Ishigakure
Posts: 440
Joined: August 31st, 2018, 1:59 am
Künye:

Re: [2. Gün - Gündüz Safhası | Jin Ryoken - Kotegawa Chisa] Malikane

Post by Kotegawa Chisa » October 14th, 2020, 8:28 pm

Neden bilmiyorum ama ağlayan insanları görünce kalbimde bir burukluk hissediyorum. Çocuklar alınmayan bir dondurma veya kırılan oyuncakları için ağladığında elbette böyle hissetmiyorum. Ama karşımdaki gibi bir yetişkinin ağladığını gördüğümde ve neden ağladığını bildiğimde kendimi gerçekten de kötü hissediyorum. Mesela Rena-chan'ın gözlerinden dökülen yaşların sebebini biliyorum, ilk görüşte aşık olduğu Ryoken-san'ın hiçte beklemediği gibi biri çıkmasına ağlıyor. Ryoken-san henüz bunu pek anlayabilmiş gibi gözükmüyor ama ikimiz de genç birer kız olduğumuzdan ben anlayabiliyorum! Aah~~ Rena-chan, keşke bunları yaşamak zorunda kalmasaydın.

Ryoken-san konuşmasını yaparken gözlerimdeki yaşları sakince siliyor ve oldukça romantik düşüncelerle birlikte onu dinliyordum. Yani, en azından bir süre onu bu şekilde dinledim. Aralarında herhangi bir aşk olmadığını söylediğinde ise altın rengi gözlerim faltaşı gibi açıldı. Şaşkınlıktan ötürü yavaşça açılan ağzımla birlikte birkaç saniye Ryoken-san'ın gözlerine kilitlendim. Ardından bakışlarımı hızlıca Rena-chan ve Ryoken-san arasında kaydırmaya başladım. "He?"

Aralarında aşk yok mu? Nasıl?! İmkansız! Ryoken-san, Rena-chan'ı gördüğünde donakaldığını söylemişti. Rena-chan'da o andan itibaren bütün odağını Ryoken-san'a vermişti. Aralarında romantik diyaloglar dahi geçmişti! O halde nasıl aralarında aşk yok? Acaba aşk konusunda fazla mı deneyimsizim? Yani geçmişte herhangi birisine aşık olmadım ama okuduğum kitaplarda aşkın böyle bir şey olduğu yazıyordu... Yoksa Ryoken-san benimle dalga mı geçiyor? Arkadaşların birbirleriyle dalga geçerek şakalaştığını duymuştum fakat Ryoken-san dalga geçmek için çok ciddi duruyor. Hmm... Hmmmmmm... Neyse, çok da önemli değil sonuçta. Kendimi olayların akışına bırakmam en doğrusu olacaktır.

Ryoken-san parşömeni bulmamız gerektiğini söylediğinde olayların ciddiyetinin farkına vardım. Meğersem Ryoken-san, Rena-chan'a aşık olmamış. Aksine sadece onun masum genç kız kalbiyle oyun oynamış! Rena-chan'ı hemencecik kendine aşık ettikten sonra planlarını yapmış bile... Akıllıca olduğunu kabul ediyorum fakat biraz fazla kirli bir hareketti. Bunu kesinlikle geriye döndüğümüzde Ryoken-san'ın suratına söyleyeceğim! Belki de yolda söylerim, bilemiyorum.

Ryoken-san, Rena-chan'ın üzerine doğru koşarken sadece olduğum yerde bekledim. Ortada bir amaç olmadığı takdirde insanlara sayıca üstünlük kurarak saldırmanın doğru olmadığını düşünüyorum. Şimdi böyle deyince geçen gün yaptıklarım aklıma geldi ama orada bir amacım vardı. Herkesi bir an önce sınavdan diskalifiye ettirmek ve güvende olmalarını sağlamak istiyordum. Yani o gün yaşananlar kesinlikle şu anda yaşananlardan çok ama çok farklı.

Olduğum yerde bekleyeceğim beklemesine fakat dövüşmeye hazır bir şekilde bekleyeceğim. Eğer olurda ikilinin dövüşü adrenalinin etkisiyle kontrolden çıkarsa onları durduracağım. Dışarıdan bir müdahale gelmesine de izin vermeyeceğim. Rena-chan, Koshiro-san'ı buraya çağırmıştı. Eğer dövüşe karışmak gibi bir niyeti olursa onu engellemem gerekiyor.
► Show Spoiler
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts: 2856
Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [2. Gün - Gündüz Safhası | Jin Ryoken - Kotegawa Chisa] Malikane

Post by GM - Naruto » October 18th, 2020, 6:21 pm

Ryoken, Chisa'ya söylediği sözlerin ardından önüne dönüp Rena'ya hitaben konuşuyor ve cümlesi bittiği gibi el mührünü yaparak chakrasına odaklanıyor. Bir an sonra, Rena'nın acı bir çığlık attığını duyuyor ikili. Kız göğsünü tutmakta. Ryoken ise hiç beklemeden aradaki mesafeyi kapatmak adına koşmaya başlıyor.

Bu esnada Chisa, binanın kendisine göre sağında kalan ağaçlık kısmında hafif bir hareketlilik görüyor. Ağaçların arasından fırlayan sarı kafalı bir figür el mührü yapmakta. Ancak bir şey demesine fırsat kalmadan yabancı bir ses yükseliyor: "Daitoppa!"

Ryoken, çığlık atan ve an kıza doğru koşuyor. Aralarında 5 metre mesafe kalmışken, sağ tarafından gelen sesi duyuyor ve hemen ardından kendisini fırlatan müthiş bir güç hissediyor. Sağından gelen ve beklemediği bu rüzgar dalgası vücudunu bir yaprak misali sola doğru uçuruyor. 4-5 metre kadar havada süzüldükten sonra bir metre kadar da yerde sürüklenip durmayı başarıyor. Bu esnada acı bir çığlık daha duyuluyor kızdan.

Sarı saçlı figür, Ryoken'in fırlamasıyla birlikte bir elinin iki parmağın kaldırıp aniden yokoluyor ve kutunun önünde beliriyor. Kıza dokunduğunu görüyor Chisa. Kız bir çığlık daha atıyor bu kez boğazını tutarak. Ryoken o esnada yerde sürüklenmekle meşgul. Sarışın shinobinin yüzünde şaşkın bir ifade beliriyor. Ardından 'ne yapalım' der gibi iki elini açıyor: "İyi genjutsuymuş, kıramadım." Hemen sonra göz kırpıyor Chisa'ya doğru: "Naber?" Kızdan bir çığlık daha yükseliyor ve gerisingeri, üzerinde durduğu büyükçe kutunun üzerinden 'KÜT' sesiyle düşüyor. Ryoken ayaklanıyor. Shinobinin el mühürlerine başladığını görüyorsunuz. Shinobi Chisa'ya doğru dönmüş durumda.

Shinobinin birebir görünümü:
Image
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Kotegawa Chisa
Ishigakure
Ishigakure
Posts: 440
Joined: August 31st, 2018, 1:59 am
Künye:

Re: [2. Gün - Gündüz Safhası | Jin Ryoken - Kotegawa Chisa] Malikane

Post by Kotegawa Chisa » October 18th, 2020, 10:06 pm

Ryoken-san, Rena-chan'dan hoşlanmadığını söylüyor olmasına rağmen ona inanmak istemiyorum. Yani az öncesine kadar inanıyordum ama bu tamamen yaşadığım şoktan ötürüydü. Şoku üzerimden attıktan sonra iyice düşündüm ve Ryoken-san'ın hala Rena-chan'dan hoşlandığına kanaat getirdim. Ryoken-san zeki birisi ve zeki olduğunu kendisi de biliyor. Büyük ihtimalle ilk görüşte aşk gibi bir şeyin saçma olduğunu düşündüğünden ötürü bunu kabullenmekte zorlanıyor. Özellikle karşımızdaki kız, yani Rena-chan, birazcık farklı birisi olduğundan ötürü kendisine yakıştıramıyor. Peki Chisa yer mi bunu? Yemez...

Rena-chan kalbini tutarak acı bir çığlık attı, Ryoken-san'da sevdiği kızı kucaklamak için üzerine doğru koşmaya başladı. Onun canını yakan kişi kendisi olmasına rağmen eminim ki Rena-chan'ın çığlıklarını duyduktan sonra buna pişman olmuştur. Aah~~ Arkadaşım için gerçekten de üzülüyorum. Hem aşık olduğunu kabullenmekte zorlanıyor, hem de aşık olduğu kişiye saldırmak zorunda hissediyor. Eeh~~ Aslında ortada pekte dövüşmelik bir sebebimiz yok. Sonuçta takımımızda kimse parşömenleri toplamayı önemsemiyor.

Ryoken-san aşk dolu koşusuna devam ederken sağ tarafımızdan gelen bir erkek sesiyle birlikte birkaç metre uzağa fırlatılıyor. Her ne kadar onu koruyacağımı, dövüşlerine kimsenin karışmadığından emin olacağımı söylesem dahi bunu pek başaramamış gibiyim. Adamın orada olduğunu bilmiyordum ama ona bakmamak benim hatam. Bir dahakine böyle bir hata yapmayacağımdan emin olmam gerekiyor.

Sarı saçlı erkek saklandığı yerden çıkarak Rena-chan'ın yanına ilerledi. Ona chakrasını aktardıktan sonra suratını şaşkın bir ifade kapladı. Ryoken-san'ın yaptığı Genjutsu'yu bu kadar rahat kıramayacağını bilmesi gerekirdi fakat Ishigakure'den olmadığından ötürü sanırım bilmemesi normal. Sonuçta bizde rakiplerimiz hakkında hiçbir şey bilmiyoruz.

Suratı yaralarla kaplı olan çocuk bana göz kırptığında biraz utandığımı itiraf etmem gerekiyor. Yoksa bana aşık mı oldu? Sonuçta sadece hoşlandığın kişiye göz kırparsın değil mi? Hem Rena-chan, dün karşımdaki erkeğin benim hakkımda konuştuğunu da söylemişti. Saç rengime kadar söylemiş... Ayy~~~Ne yapsam ki şimdi?

Kendine gel Chisa! Senin ten rengin pembe ve gözlerin siyah-sarı, nasıl aşk yaşamayı umabilirsin ki! Eğer birini kendine aşık edeceksen bu dış görünüşünle değil, karakterinle olabilir ancak! Yani dış görünüşümde pek kötü değil. Göğüslerim iyi sayılabilecek büyüklükte, saçlarıma sürekli olarak özen gösteriyorum, doğal görünen sıradan bir makyaj yapıyorum, oje sürüyorum... Hayır, hayır yine de bana aşık olması mümkün değil. Yani olmamalı...

Karşımdaki adamın el mühürlerine başladığını gördüğüm anda olayın ciddiyetinin farkına vardım. Hızlıca adamın sağ çaprazına doğru koşarak Kokuangyou no Jutsu'nun mühürlerine başladım. Bu sırada bakışlarımı bir anlığına Ryoken-san'a çevirerek dövüşüme katılmamasını istediğimi belirten bir bakış attım.
► Show Spoiler
User avatar
Jin Ryoken
Ishigakure
Ishigakure
Posts: 429
Joined: August 31st, 2018, 5:11 am
Künye:

Re: [2. Gün - Gündüz Safhası | Jin Ryoken - Kotegawa Chisa] Malikane

Post by Jin Ryoken » October 19th, 2020, 4:46 pm

Her şey, tam planladığım gibi ilerliyordu aslında. Tek pürüz, yeni gelen çocuğun kıza ulaşmamı engellemesi oldu. Rena'nın o mükemmmel acı çığlıklarını duymak bir ilaç gibiydi. Ona ulaşabilseydim, sol kolumla boynunu çürütmek konusunda onu tehdit edebilirdim. Her ne kadar, bu sınavı gözetleyenlerin içerisinde her ihtimale karşı bu kolu kullanmak istemesem dahi mükemmel bir tehdit aracı olabilirdi. Rena'ya az daha ulaşıyorken, bir anda sola doğru savrulmaya başladım. 4 ya da 5 metre kadar uçurulduktan sonra, birde yerde sürüklenerek 1 metre daha uzaklaştım. Bu benim için oldukça kötü oldu, ancak hala bir plan yapabilirdim.

Rena'dan çıkan bir çığlıktan sonra, yere düştüğünü duyacak bir sese şahit oldum. Shinobi, Chisa'ya karşı el mühürlerine başladığında, Chisa'nın bu durumu idare edebileceğine güveniyordum. En azından güvenmek zorundaydım. Zaten onunla teke tek dövüşmek istediğini Chisa'dan anlamıştım. Bu durumda, yapabileceğim şey falsolu bir şekilde koşarak hızlıca kutunun arkasından kıza ulaşmak. Böylelikle kızın bir kolunu kırarak mühür yapmasını engelleyebilirdim. Bu iki elemanı da hafife almamam gerekiyor. Bu yüzden birinin mühür yapmasını engelleyebilirsem, bu iş bizim için çok daha kolay olur.

Kızın bayılıp bayılmadığı hakkında hiçbir fikrim yok, tek bildiğim şey yere düştüğü. Ancak nasıl toparlanacak, bir anda ayağa kalkacak mı bilmiyorum. Bu yüzden hızlı bir şekilde kutunun arkasına geçecek şekilde koşturmaya başladım. Bu shinobiyle Chisa ilgilenirken oraya varabileceğimi düşünüyorum. Vardığımda, kız baygın durumdaysa sağ kolunu bileğinden tutacak ve dümdüz hale getireceğim. Getirdikten sonra dirseğinden tekmeyi vurarak kolunu kırmaya çalışacağım. Umarım, bu kızı etkisiz hale getirebilirim.
Image
► Show Spoiler
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts: 2856
Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [2. Gün - Gündüz Safhası | Jin Ryoken - Kotegawa Chisa] Malikane

Post by GM - Naruto » October 21st, 2020, 1:02 am

Chisa rakibinin sağ çaprazına doğru koşup el mühürlerine başladığı anda, aniden Koshiro'nun sesi yükseliyor yeniden: "Kebudan no Jutsu!" Ryoken Koshiro'nun Chisa'ya doğru tazyikli bir şekilde toz üflemeye başladığını görüyor ilk adımını atarken. Chisa, aniden hızla üzerine gelmeye başlayan toz bulutunun gözlerine girmesini engellemek için ister istemez gözlerini kırpıp hafifçe başını eğiyor. Toz bulutunun içine gizli minik taşların cildini kestiğini hissedebiliyor ancak ciddi bir hasar almış değil, yalnızca dikkat dağıtıcı düzeyde bu hasarlar.

Ryoken, birkaç metre ilerlemişken aniden tepeden biri iniyor koşu yoluna. Kızın tam önünde duran kişi, şuan Chisa'ya teknik uygulamakta olan Koshiro'nun tıpatıp aynısı. Ryoken istemsizce, aniden kızla arasına giren kişiye bakıyor ve tam o esnada tüm vücudu karanlık bir korku dalgasıyla uyuşuyor. Ölümün nefesini ensesinde hissediyor adeta. Bu daha önce belki de hiç tatmadığı kadar karanlık bir duygu. Tüm uzuvları aniden boşalıyor ve vücudu oyuncak bir bebekmişçesine savruluyor öne doğru. Ancak bir şekilde yalnızca sendelemekle yetiniyor ve düşmüyor. Ancak hareket edebilecek bir konumda değil. Kendisinden başka hiç bir şeyi düşünemeyecek haldeyken, önündeki Koshiro'nun yeniden bir çığlık patlatan kızı hızla omzuna aldığını ve ilerideki ağaçlıklara doğru koşmaya başladığını görüyor.

Chisa ise çevresini kaplayan toz bulutu sebebiyle bu olayların hiçbirinden haberdar değil. Yalnızca Rena'nın çığlığını duyuyor yeniden. Görüş açısı sıfıra yakın. El mühürlerini bitirmiş ve chakrasını yoğurmuş durumda, ancak şuan kimseyi göremiyor olduğu için tekniğini aktifleştiremiyor. Tekniğinin işlevsiz hale gelip chakrası israf olmadan önce aktifleştirebilmek için 1-2 saniyesi kaldığını hissediyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Jin Ryoken
Ishigakure
Ishigakure
Posts: 429
Joined: August 31st, 2018, 5:11 am
Künye:

Re: [2. Gün - Gündüz Safhası | Jin Ryoken - Kotegawa Chisa] Malikane

Post by Jin Ryoken » October 21st, 2020, 2:16 pm

Chisa'nın üzerine doğru gelen tozlar Chisa'yı engellemeye yetmişti. Aslında onun bu durumu aşabileceğine olan inancım hala devam ederken, birkaç metre koşuşumun ardından tepeden birinin inmesi beni oldukça şaşırtmıştı. Bu durumun sadece şaşırtmayla biteceğini sanıyorken, önüme inen o çocuğa baktığımda oldukça kötü bir sonuç aldım. Ölümü, oldukça yakınımda hissediyordum. Daha öncesinde birkaç kez ölümle yüz yüze gelmiş biri olarak, hiç bu kadar karanlık hissetmemiştim kendimi. Bu ölüm hissiyatı, tüm vücudumu kaplarken hiçbir şey diyemeden sendeledim bir anlığına. Bu sendelemek ise en iyi yapabileceğim şeylerdendi, zira düşeceğimi hissetmiştim ancak bir şekilde toparlanarak ayakta durmayı başardım. Bu çocuk, beni sağlam bir şekilde zımbalamıştı olduğum yere.

Hareket edemeyeceğimi çok iyi biliyordum ve içimde hala dolanan bu karanlık duygudan bir an önce çıkmam gerekiyordu. Nasıl yapacağım konusunda bir fikrim olmadığı gibi, bana uygulanan bu jutsunun devamında ne olacağını bilmiyordum. Tek bildiğim, çocuğun Rena'yı omuzlayıp ağaçlıklara doğru koşmaya başlaması. Bu durumda sadece kendimi düşünürken, ağzımdan çıkacak kelimelere dikkat etmem gerekiyor. Chisa'nın o çocuğun peşinden koşmasını sağlayabilirsem, o giderken bu karanlık duygudan ve hareketsizlikten kurtulabileceğimi düşünüyorum. Çakra akışımı kesmeyi deneyeceğim en başta.

"Chisa, ilerideki ağaçlıklar! Chisa, ilerideki ağaçlıklar! Chisa, ilerideki ağaçlıklar! Chisa, ilerideki ağaçlıklar! Chisa, ilerideki ağaçlıklar!"

O karanlık duyguyla beraber ağzımdan çıkanlar sadece 3 kelimeden ibaret oldu. Umarım Chisa bunları anlar, anlayabileceğini biliyorum. Çakra akışımı kesmek işe yaramazsa, en mantıklı yol kendime zarar vermeyi denemek olacak. Sağ elimle aldığım katanamı sol elimle kavrayacak ve avcumu kesmeye çalışacağım. Umarım bu durumdan kurtulmayı başarabilirim.
Image
► Show Spoiler
User avatar
Kotegawa Chisa
Ishigakure
Ishigakure
Posts: 440
Joined: August 31st, 2018, 1:59 am
Künye:

Re: [2. Gün - Gündüz Safhası | Jin Ryoken - Kotegawa Chisa] Malikane

Post by Kotegawa Chisa » October 21st, 2020, 3:38 pm

Koshiro-san'ın dudaklarından çıkan toz bulutu nedeniyle bir anlığına da olsa başımı önüme eğmek ve gözlerimi kapatmak zorunda kaldım. Tenimin hemen hemen her bölgesine dokunan çakıl taşları herhangi bir hasar vermiyor olmasına rağmen gözlerimi tam anlamıyla açmamı engelliyor. Yine de önemli değil, tek yapmam gereken ileriye doğru ilerlemek.

İleriye doğru koşmaya başlayacağım anda Ryoken-san'ın sesini duydum. Ağaçlıklara ilerlememi söylüyordu, ben de takım arkadaşıma güvenerek ağaçlıklara ilerlemeye karar verdim.

Yönümü hızlıca ağaçlıklara doğru çevirdim. Yoğurduğum chakranın boşa gitmemesi için sadece birkaç saniyem var fakat zamanında yetişebilirim gibi hissediyorum.

Toz bulutunun içerisinden çıktıktan sonra "Zukokku!" diye bağırarak Koshiro-san'ın bana bakmasını sağlamayı planlıyorum. Yaptığım şey biraz sinsice ama üzerine doğru devasa bir alev kütlesinin gördüğünü sanarsa bana bakacağını düşünüyorum. Ama olur da bakmazsa yapacak bir şey yok, Ryoken-san'ın yanına dönerim. Fakat jutsumun etkisine girdiğini fark edersem sonuna kadar onu takip etmeyi planlıyorum.
► Show Spoiler
Locked

Return to “Turuncu Takım Özel Alanı”