[4. Gün - Gündüz Safhası | Oita Butsuo - Kasumikage Teki] Göl
- GM - Naruto
- Game Master
- Posts: 2811
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [4. Gün - Gündüz Safhası | Oita Butsuo - Kasumikage Teki] Göl
Kendi aranızda konuşarak izlemeyi sürdürüyorsunuz. Bu esnada, gözetlemekte olduğunuz ekibin de kendi aralarında muhabbet ediyor olduğunu görebiliyorsunuz. Ancak muhabbetin konusu veya samimiyet düzeyi hakkında bir fikir edinemiyorsunuz doğal olarak. Dörtlü, gölün batı sahilinde yerleştirilmiş olan 5 yıkık dökük kulübeye doğru ilerliyor ve bir noktadan sonra görüş açınızdan çıkıyorlar. Konumunuz ve binaların dik yerleşimi sebebiyle kulübelerin aralarındaki boşlukları göremeyeceğiniz bir açıda bakıyorsunuz ortama. Bu sebeple binaların arkasında ne olup bittiğine dair bir fikriniz yok. Bu esnada, Teki Hiyaki'yi çağırıyor. "Naber?" oluyor Hiyaki'nin ortamda belirdiği andaki ilk sözü.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
- Kasumikage Teki
- Kusagakure
- Posts: 398
- Joined: October 22nd, 2018, 2:54 am
Re: [4. Gün - Gündüz Safhası | Oita Butsuo - Kasumikage Teki] Göl
Hedefleri görüş alanından çıktığı gibi Kuchiyose no Jutsu'yu kullanarak tahtadaki ilk hamlesini yapmıştı Teki. Oluşan duman bulutunun ardından altın tüylü dostu ile tekrar karşılaşmışlardı.
"Bu sefer gizli takip gününde gibiyiz Hiyaki."
Elini uzatmıştı ortağına. Altın maymun hemen Teki'nin amacını anladığı için belinde asılı duran ikinci matarayı kavrayarak Teki'nin uzatmakta olduğu eline tutuşturmuştu.
Matarayı aldığı gibi içindeki ılık sudan iki yudum almıştı Teki. Eğer aksiyona doğru ilerleyeceklerse susuz kalmaması gerektiğinden emindi.
"Turuncu Takım üssündeyiz... Sadece Oita-san, sen ve ben. Sunagakure Takımı da buraya gelmiş. Az önce Turuncu Takım'daki pembe kız Chisa ile uzaklaştılar. Gizli gizli takip etmemiz gerekiyor."
Matarayı Hiyaki'ye geri uzatmıştı.
"En az 1 tane kuklacıya karşı olabiliriz. Doğru bir anda Mizuame Nabara ile onları yere mıhlarsan işimiz çok kolaylaşabilir. Fakat birincil önceliğimiz aralarındaki ilişkinin ne olduğunu anlayabilmek."
Bakışlarını Oita-san'a doğru çevirmişti birden. Yüzüne yerleşen gülümseme ile;
"Hareketlerini kısıtlamayı başarırsak geriye sadece Oita-san'ın şov yapmasını izlemek kalır."
"Bu sefer gizli takip gününde gibiyiz Hiyaki."
Elini uzatmıştı ortağına. Altın maymun hemen Teki'nin amacını anladığı için belinde asılı duran ikinci matarayı kavrayarak Teki'nin uzatmakta olduğu eline tutuşturmuştu.
Matarayı aldığı gibi içindeki ılık sudan iki yudum almıştı Teki. Eğer aksiyona doğru ilerleyeceklerse susuz kalmaması gerektiğinden emindi.
"Turuncu Takım üssündeyiz... Sadece Oita-san, sen ve ben. Sunagakure Takımı da buraya gelmiş. Az önce Turuncu Takım'daki pembe kız Chisa ile uzaklaştılar. Gizli gizli takip etmemiz gerekiyor."
Matarayı Hiyaki'ye geri uzatmıştı.
"En az 1 tane kuklacıya karşı olabiliriz. Doğru bir anda Mizuame Nabara ile onları yere mıhlarsan işimiz çok kolaylaşabilir. Fakat birincil önceliğimiz aralarındaki ilişkinin ne olduğunu anlayabilmek."
Bakışlarını Oita-san'a doğru çevirmişti birden. Yüzüne yerleşen gülümseme ile;
"Hareketlerini kısıtlamayı başarırsak geriye sadece Oita-san'ın şov yapmasını izlemek kalır."

毒
► Show Spoiler
- Oita Butsuo
- Ishigakure
- Posts: 320
- Joined: September 1st, 2018, 2:42 pm
Re: [4. Gün - Gündüz Safhası | Oita Butsuo - Kasumikage Teki] Göl
Hiyaki-san dumanlar arasında varlığa geldikten sonra hafifçe kafamı eğerek selamladım onu. Bir yandan da Teki'nin söylediklerini dinliyor, yaptıklarını izliyordum. Su içtiğini görünce benim de aklıma hazırlıklarımı tamamlamam gerektiği geldi. Çok da bir şey yok aslında, Domu'yu aktive edeceğim o kadar. Sonra da sessiz sessiz peşlerine yazılacağız diğer ekibin.
Yerlerine mıhlanmış rakiplere karşı dövüşmek... Normalde sıkıcı derdim ama Yeşil Takım'ın baskınının hırsını hala atamadım. Yerine sabitlenen bir rakip olursa ona öyle bir yapıştıracağım ki köyüne kadar geri uçacak. Chisa ve diğer Turuncu Takım üyeleri hariç. Belki Ryu'ya da o tarz yapıştırabilirim gerçi, sırf geyik için.
Teki'nin gülümsemesine kafamı hafifçe göğe çevirdikten sonra ellerimi açıp gözlerimi kapayarak karşılık verdim. Dua ettim Kami-sama'ya bu zavallı aciz kulunun dileklerini çok görmemesi için. Sonrasında ben de sırıtıp şaka yaptığımı belirttim tabii. Dua etmenin bizi çok bir yere getireceğini düşünmüyorum, yanlış bir mesaj vermek istemem. Hazır olduğumuz zaman olabildiğince sessiz ve gizlice operasyondaki yerimi alacağım.
Yerlerine mıhlanmış rakiplere karşı dövüşmek... Normalde sıkıcı derdim ama Yeşil Takım'ın baskınının hırsını hala atamadım. Yerine sabitlenen bir rakip olursa ona öyle bir yapıştıracağım ki köyüne kadar geri uçacak. Chisa ve diğer Turuncu Takım üyeleri hariç. Belki Ryu'ya da o tarz yapıştırabilirim gerçi, sırf geyik için.
Teki'nin gülümsemesine kafamı hafifçe göğe çevirdikten sonra ellerimi açıp gözlerimi kapayarak karşılık verdim. Dua ettim Kami-sama'ya bu zavallı aciz kulunun dileklerini çok görmemesi için. Sonrasında ben de sırıtıp şaka yaptığımı belirttim tabii. Dua etmenin bizi çok bir yere getireceğini düşünmüyorum, yanlış bir mesaj vermek istemem. Hazır olduğumuz zaman olabildiğince sessiz ve gizlice operasyondaki yerimi alacağım.
- GM - Naruto
- Game Master
- Posts: 2811
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [4. Gün - Gündüz Safhası | Oita Butsuo - Kasumikage Teki] Göl
Hiyaki, Teki'nin söylediklerine karşılık olarak hafifçe başını sallıyor ve harekete geçmeye hazırlanıyor. Butsuo da bu esnada Domu'yu aktifleştiriyor. Kimse harekete geçme komutu vermediği için, beklemeyi ve izlemeyi sürdürüyorsunuz.
Bu esnada, Butsuo'nun Chisa olduğuna emin olduğu bir kunoichi binaların arasından fırlayıp gölün üzerinden diğer kıyıya doğru koşmaya başlıyor. 30 metre kadar ilerleyip gölü aşağı yukarı yarılamışken aniden durduğunu ve arkasını dönerek el mührü yapmaya başladığını görüyorsunuz.
Bir an sonra, derin bir nefes çekiyor ve ağzından minik bir alev kütlesi fırlatıyor pembe saçlı kunoichi. Minik alev kütlesi geldiği yolun yaklaşık yarısını katettikten sonra korkunç bir gürültüyle patlıyor. Bir anda, yaklaşık 30 metre çaplı devasa bir alev küresi oluşuyor gölün üzerinde. Patlamanın basıncı sizi hareket ettirecek kadar güçlü değil, ancak rüzgarını hissedebiliyorsunuz yüzünüzde. Size herhangi bir zarar vermiyor bulunduğunuz konum gereğince.
Alev topu birkaç saniye sonra yavaşça sönümlenerek kayboluyor gerisinde buharlaştırdığı sudan hafif bir sis bulutu bırakarak. Sis çok yoğun veya çok geniş değil, görmenizi engelleyecek bir tarafı yok. Chisa'nın olduğu yerde durmakta olduğunu farkediyorsunuz alevler sönümlenince. Farkettiğiniz bir diğer şey, diğer takım üyeleri olarak tahmin ettiğiniz üçlünün az önce arkalarında kayboldukları binanın arkasından fırlayıp koşmaya başladıkları. İkisinin sırtında az önce varolmayan birer şey asılı olduğunu görebiliyorsunuz. Aranızdaki 150 metrelik mesafe gittikçe artıyor rakipleriniz koşarken.
Bu esnada, Butsuo'nun Chisa olduğuna emin olduğu bir kunoichi binaların arasından fırlayıp gölün üzerinden diğer kıyıya doğru koşmaya başlıyor. 30 metre kadar ilerleyip gölü aşağı yukarı yarılamışken aniden durduğunu ve arkasını dönerek el mührü yapmaya başladığını görüyorsunuz.
Bir an sonra, derin bir nefes çekiyor ve ağzından minik bir alev kütlesi fırlatıyor pembe saçlı kunoichi. Minik alev kütlesi geldiği yolun yaklaşık yarısını katettikten sonra korkunç bir gürültüyle patlıyor. Bir anda, yaklaşık 30 metre çaplı devasa bir alev küresi oluşuyor gölün üzerinde. Patlamanın basıncı sizi hareket ettirecek kadar güçlü değil, ancak rüzgarını hissedebiliyorsunuz yüzünüzde. Size herhangi bir zarar vermiyor bulunduğunuz konum gereğince.
Alev topu birkaç saniye sonra yavaşça sönümlenerek kayboluyor gerisinde buharlaştırdığı sudan hafif bir sis bulutu bırakarak. Sis çok yoğun veya çok geniş değil, görmenizi engelleyecek bir tarafı yok. Chisa'nın olduğu yerde durmakta olduğunu farkediyorsunuz alevler sönümlenince. Farkettiğiniz bir diğer şey, diğer takım üyeleri olarak tahmin ettiğiniz üçlünün az önce arkalarında kayboldukları binanın arkasından fırlayıp koşmaya başladıkları. İkisinin sırtında az önce varolmayan birer şey asılı olduğunu görebiliyorsunuz. Aranızdaki 150 metrelik mesafe gittikçe artıyor rakipleriniz koşarken.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
- Kasumikage Teki
- Kusagakure
- Posts: 398
- Joined: October 22nd, 2018, 2:54 am
Re: [4. Gün - Gündüz Safhası | Oita Butsuo - Kasumikage Teki] Göl
Aksiyon silsilesi sonunda yüzünü göstermişti iki Kusagakure shinobisi ve altın maymuna.
Durdukları yerde harekete geçmek için beklemeye devam ederlerken birden binaların arasından Chisa'nın fırlaması ile kasları gerilmişti Teki'nin. "Dikkatli olun." demişti hemen takım arkadaşlarına. Bakışlarını Chisa'nın üstünde kilitlemişti Teki. Pembe kızı inceliyordu başarabildiği kadar. Göl üstünde koşup, el mühürleri yapmaya başlayana kadar devam ettirmişti bunu. Sonrasında ise pembe kızın küçük bir alev topu püskürttüğünü görmüş, içten içe "Pehh... Çok küçük." diye geçirirken alev topunun genişleyip, patlaması ile gözlerini kapatmak zorunda kalmıştı.
Göl suyunun buharlaşması ile ortalığı ince bir sis tabakasının kapladığı fark etmişti gözlerini açtığında. Çevreyi görmesine engel değildi fakat kirli bir gözlük takıyormuş gibi hissettiriyordu. Chisa halen aynı yerde durmaktaydı. Amacını anlayamamıştı pembe kızın. Diğer elemanların nerede olduğunu düşünüyordu o sırada. Cevabını ise hızlıca almıştı. O kadar hızlı almıştı ki kendisi bile şaşırmıştı bu duruma. Sunagakure'li olduğunu düşündüğü üçlü birden az önce Chisa'nın fırladığı binanın arka tarafında belirerek, koşmaya başlamıştı. O anda birden yerinden fırlamıştı Teki. Suratına yerleştirdiği büyük gülümseme ile vücudundan zehir salgılamaya başlamış ve Oita'ya dönerek "Pembe kız sende. Biz kaçakları tutalım. Sanırım piyangoyu tutturduk!" demişti.
Zehir kaplı sağ eli ile Kitsune'yi kınından çekmiş ve Hiyaki'ye "Shunshin ile diplerine girdikten sonra kuklacılar bize ne yapabilir ki?" diyerek gülümsemişti.
Hiyaki ile beraber kaçmakta olan Sunagakure ninjalarının arasına girmeyi planlıyordu Shunshin ile. Vücudunu zehirle kapladığı için zırh refleksini rahatlıkla savaşta kullanabilirdi. Eğer bu shinobiler gerçekten de kuklacı ise yakın dövüşte onları yenebileceğini düşünüyordu. Tek başına olsaydı belki başaramazdı fakat yanında Hiyaki varken onları indirebilirlerdi... Ve eğer sırtlarında taşıdıkları şeyler kuklaları değil de, sınav parşömenleri ise... İşte o zaman sahiden harika bir gün geçirecekti.
Elini korkak alıştırmayacaktı. Shinobilerin arasına planladığı gibi dalmayı başarabilir ise hemen rakiplerinin uzuvlarına saldırarak hareketlerini kısıtlamaya ve kukla kullanımlarını zorlamaya oynayacaktı. Hiyaki'nin de benzer düşünceler ile sıvı silahlarını kullanacağını biliyordu.
Durdukları yerde harekete geçmek için beklemeye devam ederlerken birden binaların arasından Chisa'nın fırlaması ile kasları gerilmişti Teki'nin. "Dikkatli olun." demişti hemen takım arkadaşlarına. Bakışlarını Chisa'nın üstünde kilitlemişti Teki. Pembe kızı inceliyordu başarabildiği kadar. Göl üstünde koşup, el mühürleri yapmaya başlayana kadar devam ettirmişti bunu. Sonrasında ise pembe kızın küçük bir alev topu püskürttüğünü görmüş, içten içe "Pehh... Çok küçük." diye geçirirken alev topunun genişleyip, patlaması ile gözlerini kapatmak zorunda kalmıştı.
Göl suyunun buharlaşması ile ortalığı ince bir sis tabakasının kapladığı fark etmişti gözlerini açtığında. Çevreyi görmesine engel değildi fakat kirli bir gözlük takıyormuş gibi hissettiriyordu. Chisa halen aynı yerde durmaktaydı. Amacını anlayamamıştı pembe kızın. Diğer elemanların nerede olduğunu düşünüyordu o sırada. Cevabını ise hızlıca almıştı. O kadar hızlı almıştı ki kendisi bile şaşırmıştı bu duruma. Sunagakure'li olduğunu düşündüğü üçlü birden az önce Chisa'nın fırladığı binanın arka tarafında belirerek, koşmaya başlamıştı. O anda birden yerinden fırlamıştı Teki. Suratına yerleştirdiği büyük gülümseme ile vücudundan zehir salgılamaya başlamış ve Oita'ya dönerek "Pembe kız sende. Biz kaçakları tutalım. Sanırım piyangoyu tutturduk!" demişti.
Zehir kaplı sağ eli ile Kitsune'yi kınından çekmiş ve Hiyaki'ye "Shunshin ile diplerine girdikten sonra kuklacılar bize ne yapabilir ki?" diyerek gülümsemişti.
Hiyaki ile beraber kaçmakta olan Sunagakure ninjalarının arasına girmeyi planlıyordu Shunshin ile. Vücudunu zehirle kapladığı için zırh refleksini rahatlıkla savaşta kullanabilirdi. Eğer bu shinobiler gerçekten de kuklacı ise yakın dövüşte onları yenebileceğini düşünüyordu. Tek başına olsaydı belki başaramazdı fakat yanında Hiyaki varken onları indirebilirlerdi... Ve eğer sırtlarında taşıdıkları şeyler kuklaları değil de, sınav parşömenleri ise... İşte o zaman sahiden harika bir gün geçirecekti.
Elini korkak alıştırmayacaktı. Shinobilerin arasına planladığı gibi dalmayı başarabilir ise hemen rakiplerinin uzuvlarına saldırarak hareketlerini kısıtlamaya ve kukla kullanımlarını zorlamaya oynayacaktı. Hiyaki'nin de benzer düşünceler ile sıvı silahlarını kullanacağını biliyordu.

毒
► Show Spoiler
- Oita Butsuo
- Ishigakure
- Posts: 320
- Joined: September 1st, 2018, 2:42 pm
Re: [4. Gün - Gündüz Safhası | Oita Butsuo - Kasumikage Teki] Göl
Chisa'nın küçük pembe bedeniyle yaptıkları gerçekten uyuşmuyor. Elemanları bir şekilde oyuna getirdi herhalde. Nasıl becerdiyse etrafını saran üç shinobiden sıyrılabilmiş. Şimdi de gölün üstünden onlara ateş topu atıyor. İlk gün Haru ve bana karşı kullandığı jutsu bu. Patlamaları seviyorum aslında ben, ne kadar yarrak gibi insan hareketi de olsa da Banno'yu Kuçikuçi'nin suratında patlattığım hareketi çerçeveleyip duvara asarım yani. Yine de 30 metre ne amına koyayım, affedersiniz. Ishichou, lütfen müdahale ediniz.
Gözlerimi Chisa'dan diğer tarafa çevirince diğer shinobileri gördüm. Kaçıyorlar. Ulan üç tane göt pembe bir kıza bulaşıyorsunuz önce sonra da götüm götüm kaçıyorsunuz, ibnelere bak. Şaka bir yana kız mız diyorum ama epey de güçlü ya Chisa. Öncekinden farklılar ama kaçanlar, sırtlarında bir şey asılı. Parşömen? Hem de iki tane? Chisa gerçekten iki tane parşömeni bu kadar kolay karşı takıma mı bıraktı yani? Tek başına olduğu için yapmış olabilir bunu ama o zaman niye kaçıp ateş topu atsın ki? Parşömenleri bu kadar kolay verdiyse o parşömenlerin gölgesinde Ryu falan vardır kesin. Ne yılandır o, ben bilmez miyim... Canım kankim benim! Parşömen değildir belki de, o ihtimali de göz önünde bulundurmak lazım. Parşömenler ağır epey, bunlar hızlı kaçabiliyor gibi duruyor. Bir ibnelikler dönüyor burada, hadi hayırlısı.
Teki epey heyecanlandı, gülücükler saçıyor Hiyaki ve bana. Ben de sırıtıyorum ister istemez, şu adamın mutluluğuna baksanıza lan! Gerçek bir kanat adamı olup dediğini en iyi şekilde yapmak düşer bana. Teki ve Hiyaki'den geri kalmayıp Chisa ve kaçakların arasında konumlanacağım hızlıca. Eğer bir yakalamaca olacaksa çok geride kalmak istemem. Chisa'yla da bağırarak iletişim kuracağım dolayısıyla. Konumlandığım hızda el sallayarak söyleyeceğim sözlerimi. Tabi bir de kocaman bir sırıtış. Teki kadar mutlu olmak istiyorum. "Merhaba Chisa! Durum nedir? Sınava devam ettiğini görmek sevindirici." Bir soralım bakalım ne durumdaymış küçük pembe dostumuz.
Ben kendimi tanıyorsam bu girdiğim hava hiç iyi bir hava değil. Fazla mutlu ve heyecanlıyım, kendimi kaybedip azıtmam yine umarım...
Gözlerimi Chisa'dan diğer tarafa çevirince diğer shinobileri gördüm. Kaçıyorlar. Ulan üç tane göt pembe bir kıza bulaşıyorsunuz önce sonra da götüm götüm kaçıyorsunuz, ibnelere bak. Şaka bir yana kız mız diyorum ama epey de güçlü ya Chisa. Öncekinden farklılar ama kaçanlar, sırtlarında bir şey asılı. Parşömen? Hem de iki tane? Chisa gerçekten iki tane parşömeni bu kadar kolay karşı takıma mı bıraktı yani? Tek başına olduğu için yapmış olabilir bunu ama o zaman niye kaçıp ateş topu atsın ki? Parşömenleri bu kadar kolay verdiyse o parşömenlerin gölgesinde Ryu falan vardır kesin. Ne yılandır o, ben bilmez miyim... Canım kankim benim! Parşömen değildir belki de, o ihtimali de göz önünde bulundurmak lazım. Parşömenler ağır epey, bunlar hızlı kaçabiliyor gibi duruyor. Bir ibnelikler dönüyor burada, hadi hayırlısı.
Teki epey heyecanlandı, gülücükler saçıyor Hiyaki ve bana. Ben de sırıtıyorum ister istemez, şu adamın mutluluğuna baksanıza lan! Gerçek bir kanat adamı olup dediğini en iyi şekilde yapmak düşer bana. Teki ve Hiyaki'den geri kalmayıp Chisa ve kaçakların arasında konumlanacağım hızlıca. Eğer bir yakalamaca olacaksa çok geride kalmak istemem. Chisa'yla da bağırarak iletişim kuracağım dolayısıyla. Konumlandığım hızda el sallayarak söyleyeceğim sözlerimi. Tabi bir de kocaman bir sırıtış. Teki kadar mutlu olmak istiyorum. "Merhaba Chisa! Durum nedir? Sınava devam ettiğini görmek sevindirici." Bir soralım bakalım ne durumdaymış küçük pembe dostumuz.
Ben kendimi tanıyorsam bu girdiğim hava hiç iyi bir hava değil. Fazla mutlu ve heyecanlıyım, kendimi kaybedip azıtmam yine umarım...
- GM - Naruto
- Game Master
- Posts: 2811
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [4. Gün - Gündüz Safhası | Oita Butsuo - Kasumikage Teki] Göl
Teki: Hiyaki ile harekete geçiyorsunuz. Shunshin ile sizden kısmen aksi yöne hareketlenen üçlüye doğru yaklaşıyorsunuz. Mesafenin uzunluğu sebebiyle iyi bir efor sarf ediyorsunuz Hiyaki ile ancak çok kısa bir sürede varmış oluyorsunuz. Üçlünün arasına daldığınızda, harekete geçmek için hazırlanıyorsunuz.
Bir kadın ve iki erkek Shinobi'nin ortasındasınız. İki erkek Shinobi'nin sırtında sınav parşömeni mevcut. Kadın ise sırtında büyükçe bir kutu taşıyor. Siz aralarında bittiğinizde şaşkınlıkla anlık olarak duruyor ve bir adım geriye alıyorlar. Siz, Shunshin ile ortama daldığınız için anlık olarak kendinizi toparlıyorsunuz saldırılarınıza geçmeden önce. Bu anlık vakit kaybı, zaten adrenalin seviyesi yüksek olan diğer üçlünün de sizin gelişinize hızlı adapte olmasını sağlıyor.
Silahını sana en yakın olan, kadına doğru savuruyorsun koluna zarar vermek için. Kılıcın hala geriye adım atma aşamasında olan kunoichi'ye ilerlerken aranıza birden elinde bir kusarigama tutan shinobi giriyor. Shinobi sağ elinde tuttuğu kusarigamasını kullanarak kılıcını blokluyor zorlanarak, son anda bunu yaptığı için postürü çok bozuk bir şekilde. Kusarigamasından çıkan bir zincirin beline doğru gittiğini görüyorsun.
Hiyaki ise ortama vardığı gibi sarı saçlı olan üçüncü shinobiye doğru saldırıya geçiyor. Hızlıca denediği bir kaç kesi hamlesinden zorla kaçan shinobi, omzuna ince bir kesi alıyor Hiyaki'den. Ciddi olmayan bir yara gibi görünüyor bu.
Sen kılıcını tekrar harekete geçirdiğin anda kızın kusarigamalı shinobinin omzuna dokunduğunu görüyorsun. Dokunduğu gibi, alanı bir sis kaplıyor! Bir sis bombasından çıktığı belli olan bu sis etrafa tamamen yayıldığı anda, kılıcının önündeki basınç yok oluyor. Hiyaki'nin sesini duyuyorsun: "Teki!!" Sisin içinde kaldığınız anda başına bir şey geldiğini düşünmüş gibi, sesindeki aciliyet kendisinden ziyade senin için.
Butsuo: Göle doğru koşturmaya başlıyorsun Chisa ile üçlü arasındaki bir mesafeye konuşlanmak için. Sen bu harekete geçtiğinde Chisa'nın üçlüden aksi yöne koşmaya başladığını görüyorsun. Seni pozisyona geçerken o da senden uzaklaşmaya başlıyor, sen de arayı çok açmamak için düz koşmak yerine Chisa'ya doğru çapraz koşuyorsun. Chisa ve üçlü arasındaki hizaya geldiğinde, Teki ile olan göz kontağın kopuyor zira evlerin arasındaki bir duvar onu görmeni engelliyor. Son gördüğünde, ortama girmiş ve silahlarını savurmuşlardı. Chisa'ya bağırıyorsun.
Üçlünün birebir görünümü:
Bir kadın ve iki erkek Shinobi'nin ortasındasınız. İki erkek Shinobi'nin sırtında sınav parşömeni mevcut. Kadın ise sırtında büyükçe bir kutu taşıyor. Siz aralarında bittiğinizde şaşkınlıkla anlık olarak duruyor ve bir adım geriye alıyorlar. Siz, Shunshin ile ortama daldığınız için anlık olarak kendinizi toparlıyorsunuz saldırılarınıza geçmeden önce. Bu anlık vakit kaybı, zaten adrenalin seviyesi yüksek olan diğer üçlünün de sizin gelişinize hızlı adapte olmasını sağlıyor.
Silahını sana en yakın olan, kadına doğru savuruyorsun koluna zarar vermek için. Kılıcın hala geriye adım atma aşamasında olan kunoichi'ye ilerlerken aranıza birden elinde bir kusarigama tutan shinobi giriyor. Shinobi sağ elinde tuttuğu kusarigamasını kullanarak kılıcını blokluyor zorlanarak, son anda bunu yaptığı için postürü çok bozuk bir şekilde. Kusarigamasından çıkan bir zincirin beline doğru gittiğini görüyorsun.
Hiyaki ise ortama vardığı gibi sarı saçlı olan üçüncü shinobiye doğru saldırıya geçiyor. Hızlıca denediği bir kaç kesi hamlesinden zorla kaçan shinobi, omzuna ince bir kesi alıyor Hiyaki'den. Ciddi olmayan bir yara gibi görünüyor bu.
Sen kılıcını tekrar harekete geçirdiğin anda kızın kusarigamalı shinobinin omzuna dokunduğunu görüyorsun. Dokunduğu gibi, alanı bir sis kaplıyor! Bir sis bombasından çıktığı belli olan bu sis etrafa tamamen yayıldığı anda, kılıcının önündeki basınç yok oluyor. Hiyaki'nin sesini duyuyorsun: "Teki!!" Sisin içinde kaldığınız anda başına bir şey geldiğini düşünmüş gibi, sesindeki aciliyet kendisinden ziyade senin için.
Butsuo: Göle doğru koşturmaya başlıyorsun Chisa ile üçlü arasındaki bir mesafeye konuşlanmak için. Sen bu harekete geçtiğinde Chisa'nın üçlüden aksi yöne koşmaya başladığını görüyorsun. Seni pozisyona geçerken o da senden uzaklaşmaya başlıyor, sen de arayı çok açmamak için düz koşmak yerine Chisa'ya doğru çapraz koşuyorsun. Chisa ve üçlü arasındaki hizaya geldiğinde, Teki ile olan göz kontağın kopuyor zira evlerin arasındaki bir duvar onu görmeni engelliyor. Son gördüğünde, ortama girmiş ve silahlarını savurmuşlardı. Chisa'ya bağırıyorsun.
Üçlünün birebir görünümü:
Off Topic
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
- Kasumikage Teki
- Kusagakure
- Posts: 398
- Joined: October 22nd, 2018, 2:54 am
Re: [4. Gün - Gündüz Safhası | Oita Butsuo - Kasumikage Teki] Göl
Pekala... işler tam da planladığı gibi ilerlememişti Teki'nin. Fakat yine de havalı bir giriş yapma şansı olmuştu.
Hiyaki ile Sunagakure takımının arasına Shunshin ile dalmayı başarmışlardı. Hızlıca atağa geçerek, rakiplerine zarar verebileceğini düşünse de, bunu başaramamıştı. rakiplerini kısmen hafife aldığı gerçeğini o anda fark etmişti. Ortalarında belirdiği anda Sunagakure shinobilerine dikkatli bir bakış atmıştı öncelikli olarak. bir kadın ve iki erkek... Kadının sırtında taşıdığı büyük kutu onun kuklacı olduğunu kanıtlıyor gibiydi. Zira başka mantıklı bir açıklama bulamıyordu böyle bir yükle gezmek için. Diğer iki shinobi ise... İkisi de sınav parşömeni taşıyordu...
Turuncu Takım üssünde bir parşömen bulacaklarından %100 emindi Teki. Yaptıkları hesaplamalara göre kesinlikle bir parşömene sahip olamlıydılar. Fakat 2. parşömen? Bu tamamen bonus olmuştu. Eğer Sunagakure Takım'ından 2 parşömeni de çalmayı başarırlar ise harika bir şekilde rahatlayacaklardı. Ya da en büyük hedef tahtasına dönüşeceklerdi...
kuklacı olduğundan emin olduğu kadını ilk hedef olarak belirlemişti kendisine. Kukla kullanıcıları hakkındaki tahmin ve bilgileri doğru ise yakın dövüşte en berbat kişinin bu kadın olması gerekiyordu. Kitsune kana aç bir şekilde hedefine ilerlerken birden arayan giren Kusarigama da Teki'nin teorisini güçlendirmişti. Kuklacının takım arkadaşlarından biri tarafından korunması ile güçsüz hedefi elinden kaçırdığını hissetmişti.
Kalan son shinobiyi Hiyaki kendisine rakip olarak seçmişti Teki diğer ikili ile kapışmaya başlarken. Ortağına güvendiği için sadece karşısındakilere odaklanacaktı. Tekrar saldırmak için Kitsune'yi harekete geçirmeye hazırlanırken kuklacı kızın, kusarigamalı shinobinin omzuna dokunduğu fark etmişti... Sonrasında ise her yer bir sis bulutu ile kaplanmıştı.
Anında Hiyaki'nin kendine seslendiğini duymuştu sis yüzünden görüşü engellendiğinde. Hızlı düşünmesi gerekiyordu. Kılıcını bloklayan kusarigamanın basıncı sisin yayılması ile yok olmuştu. Görüşündeki düşüş yüzünden bir yandan hasar almamaya da çalışması gerekiyordu artık. Saldırının nereden geleceğini bilmediği için zırh refleksine güvenemezdi. Bu sebeple önceden salgılamış olduğu zehri manuel olarak zırhlaştıracaktı hızlıca. Zehrine çakra aktarmaya başladığı anda ise Kitsune'yi yere saplayarak el mühürlerine başlayacaktı. Uzun zamandır kullanmadığı Bousen no Jutsu ile ek bir koruma kazandırmaya çalışacaktı kendisine. El mühürlerini bitirip ağzından su püskürtmeye başlamadan "Hiyaki zıpla!" diyerek ortağını uyaracak ve tekniği aktif ederek çevresinde bir tur dönecekti. Rakiplerini göremediği için spesifik bir nişan alma şansı yoktu. Bu sebeple de az önce kuklacı kızı son gördüğü yerden başlayarak çevresinde bir tur atacaktı. Vücudunu zırhına emanet ederek saldıracaktı. Bir yandan da Bousen'in sisi biraz olsun dağıtmasını umacaktı.
Hiyaki'nin de yukarı zıpladığı gibi sisi dağıtmak için bir şeyler düşüneceğini umuyordu. Tam emin olmasa da, oluşturacağı bir fuuma shuriken'i patlatarak sisi dağıtabilir miydi diye geçiriyordu içinden.
"Butsuo gelene kadar tutsak yeter. Sonrasında daha adil bir şekilde indirebiliriz şunları..."
Hiyaki ile Sunagakure takımının arasına Shunshin ile dalmayı başarmışlardı. Hızlıca atağa geçerek, rakiplerine zarar verebileceğini düşünse de, bunu başaramamıştı. rakiplerini kısmen hafife aldığı gerçeğini o anda fark etmişti. Ortalarında belirdiği anda Sunagakure shinobilerine dikkatli bir bakış atmıştı öncelikli olarak. bir kadın ve iki erkek... Kadının sırtında taşıdığı büyük kutu onun kuklacı olduğunu kanıtlıyor gibiydi. Zira başka mantıklı bir açıklama bulamıyordu böyle bir yükle gezmek için. Diğer iki shinobi ise... İkisi de sınav parşömeni taşıyordu...
Turuncu Takım üssünde bir parşömen bulacaklarından %100 emindi Teki. Yaptıkları hesaplamalara göre kesinlikle bir parşömene sahip olamlıydılar. Fakat 2. parşömen? Bu tamamen bonus olmuştu. Eğer Sunagakure Takım'ından 2 parşömeni de çalmayı başarırlar ise harika bir şekilde rahatlayacaklardı. Ya da en büyük hedef tahtasına dönüşeceklerdi...
kuklacı olduğundan emin olduğu kadını ilk hedef olarak belirlemişti kendisine. Kukla kullanıcıları hakkındaki tahmin ve bilgileri doğru ise yakın dövüşte en berbat kişinin bu kadın olması gerekiyordu. Kitsune kana aç bir şekilde hedefine ilerlerken birden arayan giren Kusarigama da Teki'nin teorisini güçlendirmişti. Kuklacının takım arkadaşlarından biri tarafından korunması ile güçsüz hedefi elinden kaçırdığını hissetmişti.
Kalan son shinobiyi Hiyaki kendisine rakip olarak seçmişti Teki diğer ikili ile kapışmaya başlarken. Ortağına güvendiği için sadece karşısındakilere odaklanacaktı. Tekrar saldırmak için Kitsune'yi harekete geçirmeye hazırlanırken kuklacı kızın, kusarigamalı shinobinin omzuna dokunduğu fark etmişti... Sonrasında ise her yer bir sis bulutu ile kaplanmıştı.
Anında Hiyaki'nin kendine seslendiğini duymuştu sis yüzünden görüşü engellendiğinde. Hızlı düşünmesi gerekiyordu. Kılıcını bloklayan kusarigamanın basıncı sisin yayılması ile yok olmuştu. Görüşündeki düşüş yüzünden bir yandan hasar almamaya da çalışması gerekiyordu artık. Saldırının nereden geleceğini bilmediği için zırh refleksine güvenemezdi. Bu sebeple önceden salgılamış olduğu zehri manuel olarak zırhlaştıracaktı hızlıca. Zehrine çakra aktarmaya başladığı anda ise Kitsune'yi yere saplayarak el mühürlerine başlayacaktı. Uzun zamandır kullanmadığı Bousen no Jutsu ile ek bir koruma kazandırmaya çalışacaktı kendisine. El mühürlerini bitirip ağzından su püskürtmeye başlamadan "Hiyaki zıpla!" diyerek ortağını uyaracak ve tekniği aktif ederek çevresinde bir tur dönecekti. Rakiplerini göremediği için spesifik bir nişan alma şansı yoktu. Bu sebeple de az önce kuklacı kızı son gördüğü yerden başlayarak çevresinde bir tur atacaktı. Vücudunu zırhına emanet ederek saldıracaktı. Bir yandan da Bousen'in sisi biraz olsun dağıtmasını umacaktı.
Hiyaki'nin de yukarı zıpladığı gibi sisi dağıtmak için bir şeyler düşüneceğini umuyordu. Tam emin olmasa da, oluşturacağı bir fuuma shuriken'i patlatarak sisi dağıtabilir miydi diye geçiriyordu içinden.
"Butsuo gelene kadar tutsak yeter. Sonrasında daha adil bir şekilde indirebiliriz şunları..."

毒
► Show Spoiler
- GM - Naruto
- Game Master
- Posts: 2811
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [4. Gün - Gündüz Safhası | Oita Butsuo - Kasumikage Teki] Göl
Kitsune'yi yere sapladığın gibi el mühürlerine başlıyorsun. Bu aşamada çoktan zırhın sertleşmiş oluyor bile. Sisin içerisinde el mühürlerine başladıktan kısa bir süre sonra, çevreniz birden kararmaya başlıyor. Sen zaten kısa olan el mühürlerinin sonuncusuna geldiğinde bir "DONK!" sesi ile çevreniz tamamen kararıyor. Tahminlerine göre, bir toprak kubbenin içerisinde hapis kaldınız. Ninshuu yeteneklerin ile hızlıca durumu analiz ettiğinde bu tekniğin Dorou Doumu olduğunu anlıyorsun.
El mühürlerini iptal ediyor ve Hiyaki'ye seslenmiyorsun. Hiyaki, tekrar "Teki?!" diye bağırıyor, bu sefer bayağı tedirgin. Çevrenizi kaplayan sis bulutu kubbenin içinde oluşunuz sebebi ile dağılmayacak gibi görünüyor. Burada haddinizden fazla kalmanız halinde nefesle alakalı problemler yaşayabileceğinizi öngörebiliyorsun.
El mühürlerini iptal ediyor ve Hiyaki'ye seslenmiyorsun. Hiyaki, tekrar "Teki?!" diye bağırıyor, bu sefer bayağı tedirgin. Çevrenizi kaplayan sis bulutu kubbenin içinde oluşunuz sebebi ile dağılmayacak gibi görünüyor. Burada haddinizden fazla kalmanız halinde nefesle alakalı problemler yaşayabileceğinizi öngörebiliyorsun.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
- Kasumikage Teki
- Kusagakure
- Posts: 398
- Joined: October 22nd, 2018, 2:54 am
Re: [4. Gün - Gündüz Safhası | Oita Butsuo - Kasumikage Teki] Göl
Hamlesini gerçekleştirememişti bile. Bir yandan sis yüzünden görüşünü kaybetmişken, aynı anda rakiplerini de bulmaya çalışıyordu. Klan zehri çoktan vücudunun çevresinde bir zırh yaratmış olduğu için savunmasını pek kafaya takmıyordu. Tek istediği Bousen ile rakiplerine zarar verebilmek ve belki de sisten kurtulabilmekti. Fakat bunu başaramamıştı...
Aniden duyduğu tok bir DONK! sesi ile çevresinin kararmaya başladığı fark etmişti Teki. Karanlık... Vücudunun ansızın gerilmeye başladığı hissetmişti anında. Kalp atışları hızlanmış ve inceden terlemeye başlamıştı. En azından rakiplerinden en az birinin doton kullanıcısı olduğunu anlayabilmişti böylece. Çünkü bu tekniği biliyordu. Şu anda Hiyaki ile mahsur kaldıkları toprak kubbenin Dorou Doumu sayesinde oluştuğunu anlayabilmişti.
Benliğini karanlığa teslim etmek istemiyordu. Özellikle 2 parşömen alabilme şansı olan böylesi bir günde bu rezilliğe katlanamazdı kesinlikle. Resfleksif bir şekilde hızlıca shinobi çantasındaki fenerine uzanmış ve çevreyi biraz aydınlatmaya ihtiyaç duyarak açmıştı fenerini. Diğer eli ile az önce yere sapladığı Kitsune'yi kavramıştı hızlıca. Feneri önünü aydınlatacak şekilde ağzına götürmüş ve dişleri ile sıkıca ısırarak sabitlemişti.
"Hiyaki buradayım. Sesime doğru gel ve çabuk bana sırtını ver. Eleman bu kubbeyi bir yerden çakrası ile destekliyor. Sen arka tarafa doğru saldır. Sağ, sol ve ön bende. Hızlıca yok etmemiz lazım bu sikik şeyi. Sınavın ortasında karanlık korkusu ile uğraşamam..."
Hiyaki'nin arka tarafa nasıl bir saldırı yapacağını bilmiyordu ancak Teki hızlıca tekniği için Kitsune'ye odaklanmaya başlamıştı. Yeteri kadar çakra yoğurduktan sonra Shigure Kenjutsu; Hadan ile ön, sağ ve sol tarafına doğru birer çakra dalgası yollayacaktı. Kubbeyi yok edememe ihtimali olsa da, en azından rakibinin ne yönde olduğunu kubbenin yenilenme hızından anlayabilmeyi umuyordu bir şekilde. Eğer işler yolunda giderse kubbeden kurtulabilebilirlerdi.
"Butsuo ve umalım ki pembe kız buraya gelene kadar ayakta kalmalıyız ortak. Havalı girişimiz boşa gitmesin."
Aniden duyduğu tok bir DONK! sesi ile çevresinin kararmaya başladığı fark etmişti Teki. Karanlık... Vücudunun ansızın gerilmeye başladığı hissetmişti anında. Kalp atışları hızlanmış ve inceden terlemeye başlamıştı. En azından rakiplerinden en az birinin doton kullanıcısı olduğunu anlayabilmişti böylece. Çünkü bu tekniği biliyordu. Şu anda Hiyaki ile mahsur kaldıkları toprak kubbenin Dorou Doumu sayesinde oluştuğunu anlayabilmişti.
Benliğini karanlığa teslim etmek istemiyordu. Özellikle 2 parşömen alabilme şansı olan böylesi bir günde bu rezilliğe katlanamazdı kesinlikle. Resfleksif bir şekilde hızlıca shinobi çantasındaki fenerine uzanmış ve çevreyi biraz aydınlatmaya ihtiyaç duyarak açmıştı fenerini. Diğer eli ile az önce yere sapladığı Kitsune'yi kavramıştı hızlıca. Feneri önünü aydınlatacak şekilde ağzına götürmüş ve dişleri ile sıkıca ısırarak sabitlemişti.
"Hiyaki buradayım. Sesime doğru gel ve çabuk bana sırtını ver. Eleman bu kubbeyi bir yerden çakrası ile destekliyor. Sen arka tarafa doğru saldır. Sağ, sol ve ön bende. Hızlıca yok etmemiz lazım bu sikik şeyi. Sınavın ortasında karanlık korkusu ile uğraşamam..."
Hiyaki'nin arka tarafa nasıl bir saldırı yapacağını bilmiyordu ancak Teki hızlıca tekniği için Kitsune'ye odaklanmaya başlamıştı. Yeteri kadar çakra yoğurduktan sonra Shigure Kenjutsu; Hadan ile ön, sağ ve sol tarafına doğru birer çakra dalgası yollayacaktı. Kubbeyi yok edememe ihtimali olsa da, en azından rakibinin ne yönde olduğunu kubbenin yenilenme hızından anlayabilmeyi umuyordu bir şekilde. Eğer işler yolunda giderse kubbeden kurtulabilebilirlerdi.
"Butsuo ve umalım ki pembe kız buraya gelene kadar ayakta kalmalıyız ortak. Havalı girişimiz boşa gitmesin."

毒
► Show Spoiler