[5. Gün - Gündüz Safhası | Kasumikage Teki] Teçhizat Tentesi

[GM - Naruto]

Yemeğini yedikten sonra kafanda kurduğun şekilde teçhizatlarını kuşanıyor ve üsten ayrılıyorsun Teijo ile birlikte. Butsuo'yu nöbet tutması için geride bırakıyorsunuz. Bir noktada Teijo ile de yollarınız ayrılıyor.

9. Alan'ın merkezindeki kaynak alanlarına doğru ilerlemeye koyuluyorsun. Daha önce birden fazla kez aşındırdığın bu yol artık sana iyiden iyiye tanıdık gelmeye başlıyor. Sınav Çimen Ülkesi'nde olduğu için daha önce bu bölgede birden fazla görev yaptığını hatırlıyorsun, ancak özellikle sınav döneminde bu bölgeyi iyice öğrendiğini hissediyorsun.

Yolda geçen saatlerinin sıkıcılığı en nihayetinde ufukta kaynak alanlarını işaret eden ormanın başlangıcını görmenle sonlanıyor. Hızını arttırıp bir süre sonra ormana giriş yapıyorsun.

Ormanda temponu koruyorsun, ancak nispeten daha temkinli davranıyorsun. Bu şekildeki ilerleyişin de biraz zaman alıyor. Nihayetinde alana oldukça yaklaştığını farkediyorsun. Bu, sana planladığın şekilde zırhını üretip vücuduna kaplaman için bir hatırlatıcı oluyor. Deri porlarından süzülen zehir üzerinde katılaşırken Teçhizat Tentesi'ne ilerlemeye başlıyorsun. En nihayetinde alanı rahatça görebildiğin bir pozisyona ulaşıyorsun. Hala ağaçların arasındasın. Farkettiğin ilk şey, tentenin altında bağdaş kurarak oturmuş bir şeylerle uğraşan bir shinobi oluyor. Önünde büyükçe tek bir sandık var. Başka bir şey seçemiyorsun. Sırtı hafif sana dönük ancak bulunduğun konuma göre çapraz oturduğu için tam olarak arkasında değilsin. Oturduğu yerin hemen yanında, uzun ve garip şekilli metal bir silah bulunuyor shinobinin. Seni farketmiş gibi görünmüyor.

---

Shinobinin birebir görseli;

Off Topic

Pasiflik süresi 24 saattir.

Rplerinizde karakterinizin genel düşünce akışı dışında çok ekstra bir tasvir beklentimiz bulunmamakta. Tabii ki istediğiniz stilde yazabilirsiniz ancak olayların nispeten hızlı akışı için böyle bir kolaylık sağlıyoruz.

[Kasumikage Teki]

Yeni bir gün ve olası bir sürü yeni ihtimal...

Uykusundan uyandığı gibi kahvaltı yapmaya koyulmuş. Ardından esneme hareketlerine başlamıştı. Planları net olduğu için zaman kaybetmek istemiyordu. Butsuo'yu görmüştü ilk olarak. Küçük bir günaydınlaşmanın ardından plana dair son konuşmaları yapmaya başlamışlardı. O sırada yanlarına katılan Teijo'nun da konuşmaya dahil olması ile takımca sabah toplantılarını tamamlamışlardı.

Butsuo'yu nöbette bırakarak Teijo ile yola koyulmuşlardı. Bir süre beraber devam ettikleri ilerleyiş, bir noktadan sonra birbirlerine şans dileyerek ayrı yönlere dağılmıştı. Teijo Sunagakure üssüne bilgi edinmeye gidiyordu. Teki ise yeni bir ganimet elde edebilmek için kaynak alanlarına...

Artık git gel yapa yapa, ilerleyişini sürdürdüğü yolun ne kadar tanıdık hale fark etmişti o anda Teki. Bir Kusagakure'li olarak köy ve çevresi hakkında bilgisi olsa da, bu kadar spesifik bilgiye tamamen sınav sayesinde hakim olduğunu biliyordu içten içe.

Olabildiğince tempolu fakat aynı zamanda temkinli olabileceği bir hızda kaynak alanlarına doğru koşusuna devam ediyordu. Kesinlikle alana ilk varmak gibi bir gayesi olmadığından dolayı hızını, güvenliğinden geri planda tutma kararı almıştı.

Alana yeterince yaklaştığını fark ettiği anda durarak derisinin altındaki özel hücrelerini harekete geçirmiş ve derisinin her noktasından zehir salgılamıştı. Oluşan çakra Teki'nin çakrası ile etkileşime geçtiği gibi katılaşmaya başlayarak ince bir zırh tabakasına dönüşmüştü. Kuşandığı zehir zırhı ile ilerleyişine bir süre daha devam ettikten sonra, artık eski dostu Teçhizat Tentesi'ni tekrar görmeyi başarmıştı.

Bu sefer Hiyaki'yi çağırma konusunda zamanlama hatası yapmadığı için çok daha rahat hissediyordu. Geçen sefer Mor Takım üyeleri ile karşılaştığında Hiyaki'yi çağırma şansı olmadığı için çok köşeye sıkıştığını hissetmişti. Her ne kadar zarar görmeden ve kazançlı bir şekilde günü kapatmış olsa da, benzer bir durumda kalmak istemiyordu.

Komik bir denk gelişle sınavın 5. gününde kendi kendine içinde olduğu meydan okumayı tamamlamıştı. Tentenin altında bağdaş kurarak oturan shinobiyi sınavın bu anına kadar daha önce görmemişti. Sadece Mor Takım'ın 3. üyesini hakkında bilgisi olmadığını bildiği için artık resmi olarak sınav alanındaki herkesi bir şekilde biliyordu. Şimdi bu adamdan elde edeceği bilgiler ile herkesin dövüş stili hakkında fikir sahibi olabilmeyi başarabilirdi.

Büyükçe bir sandık ile uğraşıyordu shinobi. Teki yüzündeki ince gülümsemeyi silmişti artık. Bir an Shunshin ile adamın yanında belirip, silahını çalmayı denemek geçmişti aklından. Fakat bu riski almaya cesaret edebileceğini düşünmüyordu. Nakada'nın takımındaki birisine bu şekilde saldırmayacaktı.

Bir süre daha yerinde bekleyerek izleyecekti shinobiyi. Sandık ile neler yapacağını görmek istiyordu. İlgi çekici bir şey olmaması durumunda ise direkt Hiyaki'yi çağıracak ve sağ ve soldan adama doğru biraz yaklaşacaklar ve Teki konuşmayı başlatacaktı.

"Selamlar. Nakasa-san ve Urata-san nasıllar? Bir süredir görüşmüyoruz. Ben Teki bu arada."

[GM - Naruto]

Shinobi oturduğu yerde, elinde bir aletle uğraşıyor gibi gözüküyor. Arkasında olman sebebiyle ne yaptığını tam olarak çözemiyorsun. Ancak elindeki aletle biraz uğraştıktan sonra önündeki sandığa uzanıyor ve bir şeyler deniyor. Herhangi bir şey olmadığını farkettiğinde ise eski konumunu alıp aletle uğraşmaya devam ediyor. Sanki aleti doğru bir pozisyona getirebildiğinde sandığı açmayı başarabilecekmiş gibi bir algıya kapılıyorsun. Bunu en az 15-20 kere tekrar ediyor shinobi. Ve her seferinde başarısız olarak yeniden aletle uğraşmaya koyuluyor.

Etrafta başka bir hareketlilik sezmediğin ve olayların gidişatının muhtemelen çok değişmeyeceğini öngördüğün için harekete geçmeye karar veriyorsun. Parmağını ısırarak hafifçe kanattıktan sonra zemine basıyorsun elini. Hafif bir sis bulutu ve 'pof' sesi eşliğinde dostun yanında belirirken tentenin altında bir hareketlilik seziyorsun. Gizliliğini, shinobinin duyma mesafesinden çıkmadan teknik uygulayarak bozmuş olduğunu tam o anda farkediyorsun.

Shinobi, muhtemelen uyguladığın teknik sonucunda çıkan sesi farketmiş olacak ki, seri bir şekilde ayaklanıp az önce yanında durmakta olan cihazı eline alıyor ve senin bulunduğun doğrultuya doğru hedef alıyor. Henüz saldıracak gibi değil, ancak ani bir hareketinde ne yapabileceği konusunda fikir üretemiyorsun. Haliyle, Hiyaki'yle birlikte shinobiye arkadan yaklaşma planın da ister istemez suya düşüyor. Hiyaki yanında, tentenin altında durmakta olan shinobiyle göz göze geliyorsunuz. Sen, alanın sınırındaki ağaçlıkların 1-2 metre iç kısmındasın. Shinobiyle aranızda takribi 15-20 metre var.

[Kasumikage Teki]

Hiyaki'yi çağırması ile gizliliğini de sonlandırmış olmuştu Teki. Tentenin altındaki shinobinin, yanında durmakta olan silahını kavrayıp, kısmen savaş pozisyonuna geçtiğini fark etmesi ile de hareketlerine bir tık daha dikkat etmeye başlamıştı.

Öncelikle iki elini yukarı kaldırarak bir tehdit olmadığını karşısındaki kişiye açıklamaya çalışacaktı. Hiyaki'nin şaşırma ihtimaline karşı da ortağına dönerek "Huyuna gidelim. Nakada-san'ın takımından." demişti.

Ağaçların arasından çıkacaktı ilk olarak. Ellerini aşağıya indirmeden. Yeni tanıştığı shinobinin kendisine görüp, duyabileceği bir uzaklığa vardığı anda da lafa girecekti sakince.

"Selamlar shinobi-san. Nakada-san ve Urata-san'ın takımından olmalısın. Ben Teki. Kusagakure shinobisiyim. Bir süredir olayı çözemedin gibi duruyor. Dilersen beraber deneyebiliriz."

Ellerini halen hava tutmaya devam edecekti. Elemanın anlamsız bir saldırı yapacağını düşünmüyordu fakat yine de temkinli olmaya da özen gösterecekti. Hiyaki'nin de arkadan onları izlerken kendini hazırlayacağını biliyordu. Biraz da ona güveniyordu aslında...

"Yok illa savaşalım dersen o da uygun. Ben öncelikli olarak barışçıl yol izlemeyi seviyorum."

[GM - Naruto]

"Haaa." diyor shinobi senin sözlerini duyduktan sonra. Yüzünde hafif sinsi bir sırıtış beliriyor ancak dövüş pozisyonunu bozmuyor. "Meşhur Teki-san sensin. Senin sayende gayet iyi bir sınav geçiriyoruz. Verdiğin bilgiler test edebildiğimiz kadarıyla doğru çıktı. Bu kadarının doğru çıkmasını beklemiyorduk açıkçası." Sırıtışı büyüyor: "Gerçi beyaz saçlı kız baya sinirli gibi görünüyordu, ona bir açıklama borcun olacak ama olsun..."

Dediği şeyleri kavrayabilmen adına birkaç saniyeliğine sessizliğini koruyor. Bu esnada teklifini değerlendiriyor olduğunu tahmin edebiliyorsun. Birkaç saniyenin sonunda: "Bana uyar." diyor. "Canımı sıktı bu zımbırtı." Ardından gözleri senin arkana, ağaçların arasına doğru kilitleniyor: "Ama tüylü dostumuzun görebileceğim bir yerde durmasını istiyorum. Önlem açısından yani..." Hafifçe sırıtıyor tekrardan: "Senin benim gibi elleri olduğuna göre, bize yardım bile edebilir. Veya geri gönderebilirsin. Tercih senin." Silahını indiriyor ve sırtına asıyor: "Ryobe ben bu arada." Sana doğru birkaç adım atıyor ve elini sıkmak üzere sana doğru uzatıyor.

[Kasumikage Teki]

Meşhur Teki-san...

İçi kıpır kıpır olmuştu rakibinden böyle bir söz duyduğunda. İstemsizce mutlu olmuştu övüldüğü için. şu sınav sayesinde tanıştığı insanları sıralayacak olsa Butsuo ve Teijo'dan sonra en sevdiği kişilerin Mor Takım üyeleri olduğuna emindi Teki. hoş, adının Ryobe olduğunu öğrendiği shinobi ile yeni tanışmıştı ama içi ısınmıştı adama. Nakada ve Urata da çok saygı duyulası kişiliklerdi. Nakada sayesinde hem Suiseiki hem de Kyousui No Yoroi konusunda sınırlarını görmeyi başarmış. Urata sayesinde ise gelecekte yönelme planları olduğu medikal ninja dalına dair sağlam bilgiler kazanmıştı. Ryobe ile de saygı çerçevesi içinde bir ilişki yürütmeye çalışacaktı.

"Memnun oldum Ryobe-san."

Potansiyel rakibi silahını indirmiş ve sırtına asmıştı. O anda Teki kalkanlarını indirmişti aslında. Çünkü bir bakıma Ryobe'ye güvenmek istiyordu. Diğer yandan da arkasındaki ortağına güveniyordu. Ters bir durumda aksiyon alıp, Teki'yi kurtarabilirdi altın maymun. Ryobe'nin elini sıkmak için kendi elini ileri götürmeye başlamıştı aynı zamanda konuşmaya başlarken.

"Ahahah! Haru-san mı? O halde gece biletinizi Yeşil Takım'a gitmek için kullandığınızı varsayabiliriz sanırım. Ona bir açıklama borcum oldu kesinlikle."

Sorunsuz bir el sıkışma merasimi yaşamaları durumunda Hiyaki'ye seslenecekti. "Ooooii! Hiyaki sorun yok gelebilirsin. Nakada-san'ın takım arkadaşı."

Sonrasında da iki elini yana açarak tekrar Ryobe ile konuşacaktı.

"Eee Ryobe-san? Tentede durum nedir? Bu arada Yeşiller en son bizim parşömeni çalmışlardı. Geri alabildiniz mi bari?"

Ağız aramaktan zarar gelmeyeceğini düşünüyordu.

[GM - Naruto]

Sözlerine karşı hafifçe sırıtıyor yeniden Ryobe. El sıkışıyorsunuz. Sağlam ve güçlü bir şekilde elini kavrıyor shinobi, dik duruşuna ve fiziğine yakışır bir şekilde. Hiyaki'yi çağırıp devamında Yeşil Takım'la alakalı sorunu soruyorsun. Sırıtışını bozmadan yanıtlıyor Ryobe: "Onlara gitmedik, ama kime gittiğimizi söylemem. Hehe." Hedeflerinin kim olduğunu öğrenemesen de, size gelmediklerine aşağı yukarı emin olduğun için en azından iki takıma kadar indirgeyebiliyorsun aldığın cevapla.

Hiyaki yanınıza ulaşıyor. Bu esnada Ryobe tentenin merkezine doğru ilerleyip az önce oturduğu yerde durmakta olan minik bir çanağı gösteriyor: "Üzerinde tek bir kilit girişi olan bir sandık var. On tane de anahtar var. Her bir anahtarın üzerinde 10 farklı diş var ve bu dişler anahtar gövdesinin üzerinde 360 dereceyi 10'ar derecelik açılarla dönebilecek şekilde ayarlanmış. Sanırım doğru anahtarla doğru kombinasyonu bulmamız gerekiyor. Kanser yani."

Derin bir nefes çekiyor ve hüzünlü bir şekilde kaseye bakıyor: "Bir tanesini eledim, ancak hala 9 tane var. Belki beraber çalışırsak işler hızlanır." Size doğru dönüyor: "Ancak şimdiden anlaşalım. Birebir paylaşmaya tamamım. Ama her iki tarafın da karşının aldığı şeyin ne olduğunu görmek isterim. Ödülleri aldıktan sonra, kimin neyi alacağına karar vermek için yeniden konuşuruz. Uyar mı?"

[Kasumikage Teki]

İlk etapta Ryobe'den bilgi almayı başaramamıştı. En azından tam istediği şekilde... Karşısındaki shinobinin sözüne güvenecek olursa eğer, Mor Takım'ın gece biletini Haru'lara gitmek için kullanmadığı üstünden ilerlemesi gerekiyordu düşüncelerinde. Bu durumda Yeşil Takım ile gündüz vakti görüşmüş olmaları gerekecekti.

Aklında birden sıkıcı düşünceler dolanmaya başlamıştı Teki'nin. Eğer Mor Takım gece biletini Yeşil Takım için kullanmadıysa, dün gece Sunagakure Takım'ına bir ziyarette bulunmuş ve onların parşömenlerini almış olabilirlerdi. Teijo'yu tamamen amaçsız bir göreve yollamış olma ihtimalini düşünüyordu Teki. Bu durumda sınavın sonuna bu kadar az zaman kalmışken çok vakit kaybetmiş olabilirlerdi.

Ryobe'nin teçhizat tentesineki sandık hakkında edindiği bilgileri dinliyordu sakince. Aynı geçen sefer olduğu gibi yine saçma sapan bir mekanizma ile uğraşacaklardı. Belki de sınavın bu bölgesi savaşa değil, işbirliğini ön planda tutmak için hazırlanmıştı. Zira, bu tarz komplike mekanizmaları çözerken bir yandan nasıl savaşacaklarını aklında canlandıramıyordu.

Yeni edindiği arkadaşı, Teki'ye ödülleri nasıl bölüşmeleri gerektiğine dair açıklamalar da yaparak konuşmasını sonlandırmıştı. Farklı bir şey düşünmüyordu zaten Teki. En azından şimdilik. Geçen sefer sayısal üstünlük kendisinde olmadığı için pek anlaşma yapabilecek durumda olmamıştı. Fakat bu sefer sayısal üstünlüğe sahipti.

"Ben de aynı şekilde düşünüyorum Ryobe-san. Fakat mümkünse bu sefer ilk seçmek isterim. Önceki sefer seçimi senin takımın yapmıştı."

Sorusuna alacağı cevap, izleyeceği yolu değiştirmeyecekti fakat kendisini güvene almak istemişti. En azından geçen sefer ki gibi duruma razı olmayacağını biraz olsun belli etmek istemişti.

[GM - Naruto]

"Dün dündür, bugün bugündür Teki-san." Hafifçe gülüyor Ryobe ve sandığın önüne oturarak anahtarlardan birini alıyor, elinde kurcalamaya başlıyor. Birkaç metre uzakta, muhtemelen her olasılığı denenmiş ve işe yaramadığına kanaat getirilmiş bir başka anahtar çimenlerin üzerinde durmakta. Kasenin içinde 8 anahtar daha seçebiliyorsun: "Hazineleri görelim de bir, kimin neyi alacağına o zaman karar veririz." Başka bir şey söylemiyor ve elindeki anahtarı sandığa sokup çevirmeye çalışıyor. Başarısızlıkla sonuçlanıyor denemesi.

Ryobe anahtarı delikten geri çekip yeniden uğraşmaya başlarken Hiyaki sana bakıyor, sen Hiyaki'ye bakıyorsun. Ryobe işine odaklanmış gibi görünüyor, oturup oturmama kararı elinizde.

[Kasumikage Teki]

Ryobe'den "kısmen" pozitif bir cevap alması ile yeni arkadaşının tekrar işinin başına dönüşünü izlemişti Teki. Hiyak ile ne yapacaklarına tam karar vermemiş oldukları için boş boş birbirlerine bakıyorlardı. Teçhizat Tentesi'ndeki önceki macerası geldi aklına Teki'nin direkt olarak. Urata-san ile hazineye ulaşmayı denerlerken Nakada-san çevrede nöbet tutmuş ve kendilerini olası tehlikelerden korumaya çalışmıştı. Bu sefer de bu rolü birisinin alması gerekecekti haliyle.

"Hiyaki istersen çevreyi turla. Ne olur ne olmaz dikkatli olalım." demişti altın maymuna. Bu sayede bir nebze daha güvende hissedebilirlerdi. Ardından Ryobe'nin kenara ayırdığı işe yaramayan anahtara takılmıştı gözleri. İstemsizce önce ona bakmak istemişti. En azından şeklini görmek için. Sonrasında da Ryobe'nin yanına giderek diğer anahtarları incelemeye başlayacaktı. Beraber çalışırlar ise sandığı daha kısa sürede açabilirlerdi.

Geçen sefer Urata ile hoş bir muhabbet geçirdiği için de, yine laflayabileceği bir konu açmaya çalışacaktı. Güne bunu planlayarak gelmediği için aklına gelen ilk muhabbeti açmaya çalışacaktı.

"Eee Ryobe-san, kullandığın silaha benzer bir şeyi daha önce hiç görmedim. Büyük ihtimalle bana gücünü açıklamayacaksındır ama gerçekten silahının ne işe yaradığını çok merak ediyorum."