Hoş değildi bu, burada dikkat çekmeden kalmanın yollarını ararken delinin tekine denk gelmek şanssızlığımızın tescilli belgesi olabilirdi. Kim bu kadar küfür kıyamete rağmen daha burada kalmak isterdi ki? Normal bir davranış olarak herkes rahatsız olmamızı ve çekip gitmemizi bekleyecekti şimdi. Ben de, mecburen böyle yapmak için hareketlendim. Kalabalığın yanından geçip gitmek için arabamı yönelttim. Köyden çıkıp sakin bir yerde Iori'yi bezdirene kadar somurtup sızlanacak, ardından da buraya nasıl geri döneceğimizi düşünecektim.
Lakin Iori şanslı günündeydi herhalde ki, kalabalığın içerisinde gelişen bir başka olay şimdilik buradan ayrılmamızı engellemişti.
Birini bıçakladılar. Ama bakın cidden diyorum bayağı bayağı bıçakladılar. Böyle gözümüzün önünde tak çıkar yaptılar adama, o kadar insanın içine. Şlik-şlak. Tabi bu sinsi saldırıdan önce bize sövüp sayan adamın "Bir durun la." moduna girmiş olması da biraz engellemişti gitmemi ama asıl beni buraya bağlayan olay bu muazzam hainlik olmuştu. Bizimle konuşup deli dayıyı zaptetmeye çalışan çocuk, ne bok yemeye yaptı bilmiyorum, adamın tekini bıçakladı kaçıverdi ya la! Göz ucuyla Iori'ye bir baktım "N'oluyor amına koyayım." dercesine, sonra geri kalabalığa döndüm. Bıçaklanan adam en güzelinden saçmalıyor, etrafındaki kalabalık da "Bravo kral iyi saçmaladın." dercesine bir ciddiyetle onu dinliyor, onaylıyorlardı. İşin daha da sıkıntılı tarafı bıçağı yiyen adam iyi kan kaybediyordu. Az daha başı boş kalırsa performansını yarıda kesmek zorunda kalacak, bir süreliğine servis dışı kalacaktı. Müdahele etmem gerekliydi.
Gerekliydi de, muhteşem muazzam yüksek seviyede bilgili Medic-nin kimliğimle müdahele edersem pek hoş olmayacaktı. Geri kalabalığın toplamda bir beyin bile etmeyen kapasiteleriyle yaptıklarıma pek anlam veremeyeceklerini de düşünüyordum fakat, tedbiri elden bırakmamak, biraz da deliyle deli olmak lazımdı. "Dayı bayılırsın öyle!" diye bağırarak arabadan geri indim. "Beni de böyle bıçaklamışlardı geçenlerde. Alacak verecek meselesi yüzünden." diye kalabalığın arasına girdim. Bir yandan elimle kolumla "Bir dağılın da nefes alsın adam." dercesine hareket yaparak kalabalığı dağıtmaya çalışıyor, adama yanaşmaya çalışıyordum. "Aha böyle aynı senin gibi bıraktılar beni yolun ortasında sonra. Hayır bıçaklıyorsunuz, bari bir doktora götürün değil mi ama!" diye onay beklercesine adamın suratına baktım bir iki saniye. Sonra bıçaklandığı bacağındaki pantolon kısımlarını yarayı iyice açacak şekilde yırtmaya başladım. Hem yarayı iyice görecek, hem de bacağı bağlamalık bez yaratacaktım kendime böylelikle. "Mecbur böyle yaptım ben de. Bıçakladıkları yerin üstünden sıkıcaaa..." diyip göstere göstere, sakince yaranın üstünden, yaraya denk gelmeyecek şekilde bağlamaya başladım. "Bağladım. Böyle sürüne sürüne doktora kendim gittim sonra."
Sorunsuz bir şekilde, götüme başıma bıçak falan yemeden adama müdahele edebildiysem geri doğrulacak "Ama senin sürünmene gerek yok. Biz seni arabayla götürürüz doktora." diyecektim. Ardından kalabalığa dönerek "Var mı buralarda doktor?" diye soracak, bir cevap bekleyecektim.