[5. Gün - Gündüz Safhası] Malikane

[Kotegawa Chisa]

Bu gece yazıcam ama tam olarak ne zaman bilmiyorum.

[Kotegawa Chisa]

Parşömeni patlatacağımı düşünmedikleri için ortaya çıkmadıklarını biliyorum ama kimseyi görememek gerçekten de canımı sıkıyor... Aslında canımı sıkan şey ortalıkta başıboş bir şekilde bırakılmış olan, 'ben bir tuzağım' diye bağıran parşömen. Her ne kadar ilk tezim doğru çıkmamış olsa da hala Rena-chan'ın kuklalarından birinin içinde saklanabilme olasılığını kafamda bulunduruyorum. Hal böyle olunca almak da istemiyorum açıkçası... Ayrıca bütün bunlardan sonra kendilerini göstereceklerini düşünmüştüm. Yani üste yaptığım saldırının hedefinin onlar olmadığı bariz bir şekilde belliydi, acaba bunu anlayamadılar mı? Acaba gerçekten de parşömenleri önemsediğimi mi düşünüyorlar? Emin değilim ama umrumda da değil.

İkinci on saniyenin ardından kimse çıkmadığını gördüğümde biraz daha üzüldüm. Bu hareketlerden kimsenin kendini geliştirmek gibi bir gayesi yokmuş hissiyatı aldım. Eh~~ Kim bilir belki de haklıyımdır. Belki de buraya gelen insanların aklındaki tek şey sınavı geçmek ve Jounin olmaktır. Belki de... Belki de gerçekten de ortada sahte bir parşömen vardır... Hmm... Bak şimdi emin olamadım. Yani parşömen sahteyse ortaya çıkmamaları gayet normal olabilir. Belki de benim aklımdaki dahiyane parşömenle birlikte kaçma planını onlar uygulamıştır. Sonuçta önemli olan tek şey yedinci günün sonunda parşömenlerin üste olması. İşte o zaman bütün yaşananlar bir mantık çerçevesine oturur. Ama hala nasıl sahte parşömen bulabileceklerini çözemedim.

Neyse, fazla düşünmeye gerek yok. Sözünün erinde bir insan olduğumdan ötürü yaklaşık 10 saniye önce verdiğim sözü tutmam gerekiyor. Güle güle sayın parşömen, güle güle 15 kişiden birinin Jounin olma hayalleri.

Derin bir nefes aldıktan sonra planladığım gibi parşömeni patlatmak için harekete geçtim. Umarım bu patlamadan sonra 'düşman' olarak nitelendirebileceğimiz birileriyle karşılaşabilirim.

[GM - Naruto]

Teijo & Ryoken: Teijo, Ryoken'e hitaben ileride bir şey gördüğünü ifade edip Girigiri'yi aktifleştiriyor. 30-35 metrekarelik alan Teijo'dan yayılan elektrik akımıyla hafifçe aydınlanıyor ancak teknik tüm gölgeleri yetecek kadar güçlü değil. Bununla birlikte, Ryoken içerisi tam manasıyla aydınlık olmasa bile dışarıdan gelen ışığın oluşturduğu loşlukta gözünden kaçan bir şey olması ihtimalinin oldukça düşük olduğunu farkediyor hatırı sayılır düzeyde belirgin zekasıyla. Teijo'nun tekniği aktifleştirmesinin altında farklı bir sebep olabileceğini düşünüyor. Teijo'nun ortamı aydınlatmasından sonra, herhangi yeni bir şey gelişmiyor. Farklı bir şey görmüyorsunuz. Ryoken, Teijo'ya sözlerini sarfettikten sonra ahırdan geri çıkıp Chisa'ya dair bir iz aramak üzere hareketleniyor. Tam o esnada, binanın arka kısmından bir patlama sesi işitiyor.

Chisa: Düşünce akışın sonlandıktan sonra, bir elini göğsünün önüne getiriyor ve yumruk yaptıktan sonra işaret-orta parmaklarını kaldırıyorsun. Hemen sonrasında, parşomeni patlatmak üzere mührü aktifleştiriyorsun. Parşomen, büyük bir gümbürtüyle patlıyor ve basınçla istemsizce bir adım geri itiliyorsun. Herhangi bir zarar görmüş değilsin, ancak ayaklarının altındaki kiremitler hafifçe kayıyor ve dengeni yeniden kurmak için birkaç saniye harcaman gerekiyor. Düşmeyeceğine emin olduktan sonra patlamanın etkisiyle uçup gitmiş olan parşomenin doğrultusuna dönüyor gözlerin. Üzerinde durduğu avlu duvarından dışarı kısma doğru fırlamış ve yere düşmüş durumda. Alevler içinde yandığını görebiliyorsun ve artık kullanılamayacak durumda olduğuna aşağı yukarı eminsin.

[Kotegawa Chisa]

Patlamaların çıkardığı sesi, yaydığı enerjiyi çok ama çooook seviyorum! Kötü bir insan olmaya karar verseydim kesinlikle etrafı sebepsizce yakan bir kundakçı olurdum. Kundaklamayla bombacılık tamamen birbirinden farklı şeyler, bunun farkındayım fakat ben kötü birisi olsam dahi insanlara zarar veremezdim. Çocukluk dönemimde insanlardan nefret ediyordum mesela ama hiçbir zaman onlara zarar vermek aklımdan geçmedi. Bilakis onları seviyordum. Evet, nefret etmeme rağmen onları seviyordum. Aslında nefret etmemin sebebi de beni aralarına almıyor oluşlarıydı. Elbette büyükler bu konuda daha anlayışlı insanlardı fakat çocuklar acımasızdır. En ufak bir farklılığınız varsa sizinle dalga geçerler, dışlarlar. Eh~~ Yapabilecek bir şey yok hayat böyle.

Derin bir iç çektikten sonra suratıma kocaman bir gülümseme yerleşti. Hafifçe öne doğru eğilerek "Rahatladım be! Ne güzel yanıyor baksana." dedim kendi kendime. Hemen ardından da Ryoken-san ve en iyi arkadaşımın yanına dönmek için harekete geçtim. Daha doğrusu geçmeye çalıştım, zira ilk adımı attıktan sonra bir anda durdum. Aklıma patlamanın bir sinyal olduğu geldiği için onlara gitmek yerine burada beklemenin daha mantıklı olacağı geldi. Ben de tekrardan arkamı dönerek bakışlarımı parşömene çevirdim ve yanışını izlemeye başladım.

[Jin Ryoken]

Teijo-san'da farklı bir şeyler var. Ne olduğunu tam olarak çözemedim, ancak güvenebileceğim bir adam değil. Özellikle tekniğini aktifleştirdikten sonra, bunu yapmasının altında farklı bir sebep olduğuna inanıyorum. Bunu ona sorabilirim, ancak yalan söyleme ihtimali çok yüksek. Bu yüzden, şimdilik ona güvenerek bir iş yapma planını ertelemek zorundayım. Her şey buraya kadar, onu yem olarak kullanmak için rol yapıyordum lakin o da aynı şeyi planlayabilir. Geldiğinde kendini kontrol etmesi, şimdi etkinleştirdiği teknik. Farklı bir şeyler var, ancak dediğim gibi çözmesi zor. Bu yüzden, yaptığı her hareketi bu saniyeden sonra sorgulamam gerek.

Dışarı çıktığımda patlama sesini işitti kulaklarım. Sinyal. Aramızda oluşturduğumuz patlama sinyali. Chisa-chan'dan veya Teijo-san'ın takım arkadaşından gelmiş olabilir. Bu yüzden hızla koşturmaya başladım. Binanın arka tarafına doğru ilerleyeceğim, ancak temkinli olmaya çalışacağım. Zira Teijo-san arkamdayken onun takım arkadaşının yanına koşturmak mantıklı değil. Bu yüzden binanın arka tarafına hızla ilerleyeceğim, ancak Chisa-chan'ı görürsem duracağım. Yoksa sanırım güvenli bir yere ulaşana kadar küçük bir koşturma girişiminde bulunabilirim.

[Sekino Teijo]

Ryoken, Girigiri kullanmam yüzünden birazcık alınmış olabilir. Çünkü jutsumu tamamladıktan sonra kısa bir konuşma yaparak Chisa’nın yanına gitmesi gerektiğini söyledi. Ardından da ahırdan çıkarak karanlığın ortasında beni yalnız bıraktı. Uzun bir aradan sonra yalnız kaldığım için mutlu olsam da en yakın arkadaşımı kurtarmak için bir plan hazırlamam gerekiyor. Ryoken ile onu yalnız bırakamam. Ayrıca Chisa’nın çıkardığı sesler yüzünden sunalı arkadaşlarımız da her an ortaya çıkabilirler. Durumlar iyice karışmadan önce hazırlıklarımı bitirip onu Genjutsudan kurtarmam lazım.

Ryoken, ahırdan ayrılır ayrılmaz bir patlama sesi duydum. Açıkçası patlamanın zamanlaması çok manidar. Ryoken’in bir şeyler planladığını biliyordum ama bu kadar erken harekete geçeceğini düşünmemiştim. Anlaşılan sarı şeytan dışarı çıkar çıkmaz bir şeyler yaparak ortalığı karıştırmaya başladı. Hala daha gölgesinde birinin olup olmadığını bilmediğim için temkinli davranmak istiyorum ama bunun için vaktim yok gibi gözüküyor. Acele edip en yakın arkadaşımın yanına gitmem lazım. Bağırdığı zaman az çok nerede olduğunu tahmin ettiğim için en kısa sürede yanına ulaşabileceğimi düşünüyorum ama öncelikle kısa bir hazırlık yapmam lazım.

Ryoken’in uzaklaştığından emin olduktan sonra hızlıca Henge no Jutsu uygulayarak takım arkadaşım Teki’ye dönüşmeye çalışacağım. Jutsumu başarı ile tamamlayabilirsem vakit kaybetmeden patlamanın olduğu yere doğru gideceğim.

[GM - Naruto]

Chisa: Duvardan aşağı doğru, artık kullanılamaz hale gelmiş olan parşomenin cayır cayır yanmakta olduğu yere bakıyorsun. Malikanenin arka duvarının konumlandırılmış olduğu toprak zemin 1-2 metre kadar uzandıktan sonra diklemesine yukarı doğru ilerlemeye başlıyor. Malikanenin büyükçe bir tepenin sırtına kurulduğunu halihazırda biliyorsunuz. Buraya ilk geldiğinizde gördüğünüz tepenin zirvesine ilerliyor olmalı bu dik kayalık. Başta takım arkadaşının yanına hareketlenmek istesen de, sonradan aranızdaki sinyalin bu olduğunu hatırlayarak kararından vazgeçiyor ve beklemeye koyuluyorsun.

Ryoken: Ahırdan çıkmanla birlikte, patlama sesinin geldiği yönü kafanda tayin ediyor ve hızla oraya harekete geçiyorsun. Muhtemelen malikanenin çevresinden dolaşmak daha uzun süreceği için, ayaklarına yönlendirdiğin chakrayla yukarı doğru zıplıyor ve dik duvarda attığın bir adımdan sonra çatıya ulaşıyorsun. Buradan, malikanenin şekli şemali daha net bir şekilde görülebilir hale geliyor gözlerinde. Giriş kapısının tabanda yer aldığı bir U şekli. U'nun ortasında kalan boşluk kısmında da Teijo'yu ilk gördüğünüz avlu yer almakta. Bir adım atıyorsun çatının üzerinde, ancak kiremitlerin kayganlığı ister istemez duraklamana sebep oluyor. Ayaklarına chakra vermenin bu problemi çözmene yardımcı olmayacağı aşikar, çünkü chakra verdiğin ayaklarınla çatıdaki kiremitlere sabit bir şekilde tutunsan bile kiremitlerin kendileri alttaki zeminden kaymaya meyilli olduğu için dengeni iyi kurman gerekmekte. Sen U'nun yukarı uzanan sol çizgisinin alt kısmındasın. Chisa'nın ise sağ çizginin uç kısmında olduğunu görebiliyorsun. Yüzünde kocaman bir gülümsemeyle binanın arka kısmına, aşağı doğru bakmakta.

Teijo: Ryoken'in yanından ayrılmasıyla birlikte kimsenin seni görmediğine aşağı yukarı emin olduğun bir pozisyonda buluyorsun kendini. Devamında, planını gerçekleştiriyor ve Henge ile takım arkadaşın Kasumikage Teki'nin görünümüne bürünüyorsun. Sınavın başından beri beraber olduğunuz için bunu nispeten kolaylıkla yapabiliyorsun. Pektabii, Chisa ve Ryoken'in Teki'yi senin kadar iyi tanımadığını düşünmen de bu konuda bir avantaj yaratıyor senin için. Sağına soluna bakınıp bir şeyi yanlış yapmadığına emin olduktan sonra ahırın dışına çıkıyor ve Ryoken'i takip etmek üzere harekete geçiyorsun. İlk anda gözüne çarpmıyor köydaşın. Ancak Chisa'nın sesinin binanın arkasından geldiğini biliyorsun. Bununla birlikte binanın üst kısmından, muhtemelen çatıdan kiremitlerin çatırdama sesleri geliyor. Ryoken'in muhtemelen kısa yoldan ilerlemeyi tercih ettiğini düşündüğün için, binanın çatısına sıçrıyorsun ayaklarına chakra biriktirerek.

Chisa: Takım arkadaşını beklemeye başlamanın üzerinden çok zaman geçmeden, çatının senin tam zıttında kalan diğer ucunda Ryoken beliriyor. Senin çatıya ilk çıktığında karşılaştığın problemle karşılaşmış olsa gerek, dengesini sağlamak için bir saniye harcadıktan sonra o da seni farkedip temkinli bir şekilde yürümeye başlıyor yanına gelmek üzere. Yolu aşağı yukarı yarılamışken, az önce Ryoken'in yukarı sıçramış olduğu yerde bugün hiç karşılaşmamış olduğun siyah saçlı bir shinobi beliriyor.

Ryoken: Temkinli bir şekilde adımlayarak çatıda ilerlemeye koyuluyorsun Chisa'nın yanına ulaşmak üzere. Ayaklarının altındaki zemin her an kaymaya hazır gibi göründüğünden normalde olacağından oldukça yavaş hareket etmek durumunda kalıyorsun. Chisa'nın bakışlarının seni geçip arkanda bir şeye odaklanmasıyla arkandan senin çıkardıklarına çok benzer çatırtılar duyman bir oluyor. İstemsizce kafanı çevirip, Teijo'nun burada olduğunu söylediği ancak ilk defa karşılaştığınız shinobiyi görüyorsun.

---

---

Teijo: Çatıya sıçramanla birlikte, Ryoken'in de Chisa'nın da burada olduğunu farkediyorsun. Kiremitlerle döşenmiş zemine adım atıyorsun ve ayaklarının altındaki kiremitler hafifçe çatırdayarak kaymaya başlıyor. Hareket etmesi oldukça zor bir zemin gibi görünüyor burası. Aradan hatrı sayılır bir süre geçmesine rağmen Ryoken'in hala Chisa'nın yanına ulaşamamış olduğunu da buna bağlıyorsun istemsizce. Dengeni kurmayı başardıktan sonra, iki Ishi'li shinobinin de bakışlarının sana -yani Teki'ye- yönelmiş olduğunu görüyorsun.

[Jin Ryoken]

Hızlı bir şekilde ahırdan çıkıp, sesin geldiği yöne doğru atladım. Çatıya doğru atlayışımın ardından, malikaneyi daha net bir şekilde görebilmeye başladım. U şeklindeki malikanenin ortasında Teijo'yu gördüğümüz avlu vardı. Bense sol alt taraftaydım. Kiremitlerin kayganlığı durmama sebep olurken, etrafıma bakınmaya başladım. Chisa-chan, sağ uç tarafta duruyordu. Buradan oraya gitmem zor olabilirdi. Yüzünde kocaman bir gülümsemeyle beklerken, şaşırmıştım. Parşömeni bulmuş muydu? Birileriyle savaşmıyor muydu?

Chisa-chan'ın yanına ilerlemeye başladım yavaş yavaş ancak bu duruşumu bozan bir şey oldu. Teijo-san'ın bahsettiği, ancak görmediğimiz o şahıs. Gelmesine şaşırmadım, beni şaşırtan başka bir şey vardı. Teijo-san ve arkadaşı burada düşmancıl bir tavır sergiliyor. Önce Teijo-san'ın attığı gereksiz Girigiri, kendini en başta bana karşı kontrol etmesi ve şimdi sinyal gelmesine rağmen benimle birlikte gelmemesi. Takım arkadaşı bizden hızlı bir şekilde geldi, özellikle Teijo-san'dan. Oysa ben buraya zıplayarak çıkmıştım. Bizi izliyordu. Sinyalden farklı şeyler dönüyor burada. Nasıl Teijo-san'dan hızlı gelebildi? Hayır hayır zaten bunu istediler. Teijo-san farklı bir yerden çıkacak. Bunu avantajıma kullanacağım. Burada dostane bir durum döndüğüne karşın inancım yok artık. İkisi de bizi tuzağa düşürmek istiyor. Chisa-chan gülümsediğine göre, parşömeni bulmuş olmalı. Parşömeni bulduğu anda, takım arkadaşı bu taraftan geldi. Arkamdan gelmeyen Teijo-san ise, bizi çapraz ateşe alacaklar. Üstelik kısmen üç kişi olmaları onların avantajına.

Ne yapacağımı gayet iyi biliyorum. Sakince gülümsedim önce. Şimdi rol yapmanın tam zamanı. Dostane bir tavırla seslendim, "Sanırım takım arkadaşın sinyali duymadı?" yan yana olduğumuzu bilmesine gerek yok. Eğer bizi izlemiyorsa bilmiyordur. Yanımda olduğunu bildiğini cümlelerinden anladığım anda Shibou no Jutsu kullanacağım. Lakin, bir ihtimal daha var. Bana verdiği cevap bu ihtimali elerse, işte o zaman yirmi saniye daha bekleyeceğim. Teijo-san'ın buraya gelmemesi durumda, Shibou no Jutsu kullanacağım. Birini rehin almak yapabileceğim en iyi şey. Tekniğimi her iki ihtimalde de sonuna kadar açık tutacağım. Onu etkilendiğim anda yanına gitmem gerek. Sadece, bana sadece belli et. Sana gerçek gösteriyi yaşatacağım.

[Sekino Teijo]

Yalnız kaldığımdan emin olduktan sonra Henge kullanarak takım arkadaşımın kılığına büründüm. Bu jutsuyu akademide öğrenmeme rağmen sınav başlamadan önce hiç kullanmamıştım. Sınav sayesinde akademide öğrendiğim temel yetenekleri yeniden kullanarak bunların ne kadar önemli olduğunu fark ettim. Kendimi daha çok taijutsu konusunda eğittiğim için bu tarz temel yetenekler beklemediğim anlarda çok fazla işime yarıyor. Sadece bunları kullanırken çok fazla tecrübem olmadığı için bir hata yapar mıyım diye endişeleniyorum. Ancak endişelenmeme rağmen şimdiye kadar herhangi bir sorun yaşamadım. Anlaşılan kendime biraz daha güvenmem gerekiyor. Ayrıca galiba katana dışında ninjutsu konusunda da oldukça yetenekli birisiyim. Tek denemede mükemmele yakın bir Teki olduğuma göre bunun başka bir mantıklı açıklaması yok. Köye döndükten sonra en yakın arkadaşımla dövüş pratiklerimden sonra kullanacağım daha fazla jutsu öğrenmem lazım. Yeni fark ettiğim bu yeteneğimin boş yere harcanmasına izin veremem.

Dışarı çıkmadan önce üstümü son bir kez kontrol edip her şeyi doğru yaptığımdan emin olduktan sonra ahırı terk ettim. Ryoken, beklediğim gibi çoktan gözden kaybolmuştu. Chisa’nın nerede olduğunu az çok bildiğim için onun yanına gitmek için harekete geçmeye karar verdiğim zaman çatıdan gelen sesleri fark ettim. Bu çatırdama sesleri büyük ihtimalle sarı şeytanın en kısa yoldan kurbanının yanına gitmek için seçtiği yoldu. Bende vakit kaybetmeden chakramı ayağımda toplayarak çatıya çıktım.

Çatıya çıktıktan sonra karşımda tanıdık yüzlerle karşılaştım. Anlaşılan Henge yaparak vakit kaybetmeme rağmen zamanında yetişmeyi başarabildim. Çünkü Ryoken hala Chisa’nın yanına ulaşamamış. Artık bende burada olduğum için aklında nasıl bir plan varsa gerçekleştirmeden önce iki defa düşünmesi gerekecek. Şu anki tek sorun ise Ryoken’in konum olarak en yakın arkadaşıma benden çok daha yakın olması. Çatının zemini oldukça kötü olduğu için ani bir hareket yaparsa zamanında yetişebileceğimi sanmıyorum. Aradaki boşluğu bir şekilde zaman kazanarak kapatmam gerekiyor. Şanslıyım ki sarı şeytan konuşma başlattığı için bu konuda çok fazla zorluk çekmeyeceğim. Öncelikle bir yandan zeminde dengemi kaybetmeden dikkatli bir şekilde yavaş yavaş onlara doğru ilerleyip bir yandan da Ryoken’e cevap vererek “Selamlar. İkiniz hakkında çok şey duymuştum. Anlaşılan benim kim olduğumu biliyorsunuz. Takım arkadaşım büyük ihtimalle sinyali duydu. Ancak kendisi temkinli biri olduğu için şu anda bir karar vermesi gerekiyor. Bu patlama bir sinyal mi? yoksa bir tuzak mı? Bu sorunun cevabını bulduktan sonra burayı gelecektir.” Diyeceğim. Az kaldı en yakın arkadaşım dayan yanına geliyorum.

[Kotegawa Chisa]

En geç 1 gibi yollamış olurum.