[5. Gün - Gündüz Safhası] Malikane
- Sekino Teijo
- Posts: 150
- Joined: November 7th, 2019, 8:18 pm
Re: [5. Gün - Gündüz Safhası] Malikane
Tüm uğraşlarıma rağmen Ryoken’i ikna etmeyi başaramadım. Hala cevabını bilmediğim sorular sorarak beni köşeye sıkıştırmaya devam ediyor. Sorduğu soru hakkında hiçbir fikrim olmadığı için yalan söyleyerek cevap vermem mümkün değil. Ancak durum ne kadar kötü gözükürse gözüksün endişelenmeme gerek yok. En yakın arkadaşım sayesinde bu kaotik durumdan kolayca kurtulabilirim. Buradan ayrılmak istediğini hem sözlü hem de eylemleriyle açıkça gösterdiği için Ryoken’i basit bir şekilde savuşturduktan sonra bu lanet yerden gidebilirim.
Köydaşlarım konuşmalarını bitirdikten sonra derin bir nefes alıp “Kusura bakma ama küçük oyunların için vaktim yok. İş birliği yapmak istemiyorsanız açıkça söyleyin. Hiç kimsenin vaktini harcamamıza gerek yok.” Diyeceğim. Teki kılığında Haru gibi konuşmak konusunda ne kadar başarılıyım emin değilim ama umarım dediklerim minik sohbetimizi bitirmek için yeterli olur. Sözlerimi bitirdikten sonra karşı taraf ayrılmak isterse hiçbir şey yapmayacağım. Eğer saldırmaya karar verirlerse hala bir önceki planımı kullanmayı düşünüyorum. İlk önce sis bombası attıktan sonra kaçmayı deneyeceğim. Rüzgar daha fazla şiddetlenmeden buralardan gitmek istiyorum.
Köydaşlarım konuşmalarını bitirdikten sonra derin bir nefes alıp “Kusura bakma ama küçük oyunların için vaktim yok. İş birliği yapmak istemiyorsanız açıkça söyleyin. Hiç kimsenin vaktini harcamamıza gerek yok.” Diyeceğim. Teki kılığında Haru gibi konuşmak konusunda ne kadar başarılıyım emin değilim ama umarım dediklerim minik sohbetimizi bitirmek için yeterli olur. Sözlerimi bitirdikten sonra karşı taraf ayrılmak isterse hiçbir şey yapmayacağım. Eğer saldırmaya karar verirlerse hala bir önceki planımı kullanmayı düşünüyorum. İlk önce sis bombası attıktan sonra kaçmayı deneyeceğim. Rüzgar daha fazla şiddetlenmeden buralardan gitmek istiyorum.

- Jin Ryoken
- Ishigakure
- Posts: 421
- Joined: August 31st, 2018, 5:11 am
Re: [5. Gün - Gündüz Safhası] Malikane
Karşımdaki shinobiden sorunun cevabını beklerken Chisa-chan'ın cümleleri kulağıma ilişti. Dövüşmek istediğini ve kendini geliştirmek istediğinden bahsediyordu. Sonrasında buraya neden geldiğimi hatırlattı. Doğru söylüyordu. Karşımdaki kim olduğunu tam anlayamadığım kişi de soruma cevap veremeyince, Chisa-chan'la gitmenin en mantıklı şey olacağını anladım. Kuroteki-san dövüşmek istiyorsa hala dövüşebilirim ancak daha fazlası olmaz. Üstelik kim olduğunu bile bilmediğim birisiyle iş birliği yapacak durumum yok. "Doğru söyledin. Vakit harcamaya gerek yok. İş birliği yapılmayacak. Çekilebilirsin." Karşımdaki Kuroteki-san'ın ilerleyişini bekleyeceğim bir süre. Buradan gideceğini görmek iyi olur.
Chisa-chan'ın yanına doğru dikkatli adımlarla ilerlemeye başladım. Arkamın dönük olduğunu biliyorum ancak hala bir saldırıya karşı tetikte olmalıyım. Bu yüzden adımlarım dikkatli olsa bile, biraz hızlı olmalı. Kulaklarım arkamdan gelecek herhangi bir sese karşı açık olmalı. Onun dışında takım arkadaşıma güvenmekten başka çarem yok. Herhangi bir saldırıda arkamı kollayacaktır. "Tamam tamam dur sakin ol. Bu arada sana bir şey sormak istiyordum. Parşömen sesi buradan geldi, bir saldırı altında değilsen neden sinyal kullandın? Ya da bunu bir sinyal olarak mı kullandın?" diye sordum. Teijo-san'ın hala gelmemiş olması ilginç. Bizi çapraza alacaklarsa bile Chisa-chan'ın yanında olmam iyi olur. Diğer shinobinin soruma cevap vermemesi hala kuşku yaratsa bile kim olduğunu bilmediğim için çapraza alıp almayacakları konusunda emin değilim. Bu yüzden hızlıca takım arkadaşımın yanına gidip omuz omuza çarpışmak mantıklı olacak.
Chisa-chan'ın yanına doğru dikkatli adımlarla ilerlemeye başladım. Arkamın dönük olduğunu biliyorum ancak hala bir saldırıya karşı tetikte olmalıyım. Bu yüzden adımlarım dikkatli olsa bile, biraz hızlı olmalı. Kulaklarım arkamdan gelecek herhangi bir sese karşı açık olmalı. Onun dışında takım arkadaşıma güvenmekten başka çarem yok. Herhangi bir saldırıda arkamı kollayacaktır. "Tamam tamam dur sakin ol. Bu arada sana bir şey sormak istiyordum. Parşömen sesi buradan geldi, bir saldırı altında değilsen neden sinyal kullandın? Ya da bunu bir sinyal olarak mı kullandın?" diye sordum. Teijo-san'ın hala gelmemiş olması ilginç. Bizi çapraza alacaklarsa bile Chisa-chan'ın yanında olmam iyi olur. Diğer shinobinin soruma cevap vermemesi hala kuşku yaratsa bile kim olduğunu bilmediğim için çapraza alıp almayacakları konusunda emin değilim. Bu yüzden hızlıca takım arkadaşımın yanına gidip omuz omuza çarpışmak mantıklı olacak.

► Show Spoiler
- Kotegawa Chisa
- Ishigakure
- Posts: 435
- Joined: August 31st, 2018, 1:59 am
Re: [5. Gün - Gündüz Safhası] Malikane
Ryoken-san'ın sözlerime değer verdiğini görmek beni gerçekten de mutlu etti. Sonuçta arkadaş dediğin böyle yapmalı değil mi? Birbirini dinlemeli, fikirlerine ve görüşlerine saygı göstermeli. Elbette mantıksız şeyler zırlavıyorlarsa onları uyarmak gerekir fakat bunu da saygı çerçevesinde yapmalıyız. Yani ona hakaret edersek nasıl anlaşabiliriz ki? Veya saçma olduğunu düşündüğümüz düşüncelerini aşağılayarak konuşmaya başlarsak? İnsanların konuşarak çözemeyeceği hiçbir şey olmadığını düşünen birisi olarak işlerin bu şekilde ilerlemesinin doğru olduğunu düşünüyorum. Günün birinde benimle aynı fikirde olmayan birisiyle karşılaşırsam da saygı çerçevesinde tartışırız.
Kurosawa-san'ın hala neden böyle davrandığını çözemedim ama onunla daha fazla ilgilenmiyorum. Odağımı tamamen Rena-chan'ı bulmaya adadım. Onu bulduğum takdirde gerçek olan parşömenleri de bulabileceğimi düşünüyorum.
Ryoken-san'ın sorularına yanıt vermeden önce göz ucuyla Kurosawa-san'a baktım. Hemen ardından arkadaşımın kulağına doğru eğildim, ellerimi ağzıma siper ettim ve oldukça kısık bir sesle konuşmaya başladım. "Parşömeni patlattım, gerçek gibi durmuyordu." Elbette gerçek gibi durmaması sadece arkadaşımın sinirlenmesini engellemek için uydurduğum bir kılıftı. Hakikaten gerçek gibi durmuyordu ama asıl sebebim ortaya kimsenin çıkmamasıydı... Her ne kadar bunları söylesem de birkaç saniye sonra suçluluk duyguma yenik düşerek tekrardan konuşmaya başladım. "Aslında ortaya kimse çıkmadığı için biraz sinirlendim, o yüzden patlattım. Ama sana yalan söylemedim Ryoken-san, gerçekten de gerçek gibi durmuyordu. Yani ortada öylece duruyordu ve etrafında hiçbir tuzak yoktu. Bende bir tuzak olabileceğini düşünerek onu patlatmaya karar verdim." Ardından mahcup bir şekilde gözlerinin içerisine bakarak devam ettim. "Parşömeni gerçekten de istediğini biliyorum, özür dilerim kendime hakim olamadım."
Konuşmamı bitirdikten sonra Ryoken-san'ın cevabını bekledim. Hemen ardından da tekrardan kısık, sadece onun duyabileceği bir ses tonunda konuşmaya başladım. "Ryoken-san, Ryoken-san, sarı takım ortada gözükmüyor, parşömenlerle birlikte üsten ayrılmış olabilirler. Sonuçta bunlar salak değil, bugün buraya iki takımın geleceğini biliyorlardı. Sahte parşömeni yem olarak bırakıp gitmiş olabilirler. Aslında bu parşömenlerle birlikte üsten ayrılma muhabbeti benim de aklıma gelmişti dün gece, sonuçta onları dışarı çıkaramayacağımıza dair bir kural yok." Konuşmamın bu kısmında duraksadım. Kısa bir süre sonra da biraz tereddütlü bir ses tonuyla devam ettim. "Biraz riskli olduğu için buna başvurmak istemiyordum ama bir planım var. Gece burada kalmaya ne dersin? Sonuçta geceleri üs bölgelerinde olmamız gerektiğini söylemişlerdi, hangi üste olacağımızdan bahsetmemişlerdi. Bu sayede gerçek parşömenleri alabilir ve Rena-chan'ın kuklalarıyla dövüşebilirim."
Ryoken-san'ın teklifimi kabul edip etmeyeceğini bilmiyorum çünkü çok riskli bir plan. Duyduklarımı yanlış anlamış olma ihtimalim mevcut ama bence alınmaya değer bir risk. Sonuçta ortada iki parşömen ve Rena-chan ile dövüşmek var.
Kurosawa-san'ın hala neden böyle davrandığını çözemedim ama onunla daha fazla ilgilenmiyorum. Odağımı tamamen Rena-chan'ı bulmaya adadım. Onu bulduğum takdirde gerçek olan parşömenleri de bulabileceğimi düşünüyorum.
Ryoken-san'ın sorularına yanıt vermeden önce göz ucuyla Kurosawa-san'a baktım. Hemen ardından arkadaşımın kulağına doğru eğildim, ellerimi ağzıma siper ettim ve oldukça kısık bir sesle konuşmaya başladım. "Parşömeni patlattım, gerçek gibi durmuyordu." Elbette gerçek gibi durmaması sadece arkadaşımın sinirlenmesini engellemek için uydurduğum bir kılıftı. Hakikaten gerçek gibi durmuyordu ama asıl sebebim ortaya kimsenin çıkmamasıydı... Her ne kadar bunları söylesem de birkaç saniye sonra suçluluk duyguma yenik düşerek tekrardan konuşmaya başladım. "Aslında ortaya kimse çıkmadığı için biraz sinirlendim, o yüzden patlattım. Ama sana yalan söylemedim Ryoken-san, gerçekten de gerçek gibi durmuyordu. Yani ortada öylece duruyordu ve etrafında hiçbir tuzak yoktu. Bende bir tuzak olabileceğini düşünerek onu patlatmaya karar verdim." Ardından mahcup bir şekilde gözlerinin içerisine bakarak devam ettim. "Parşömeni gerçekten de istediğini biliyorum, özür dilerim kendime hakim olamadım."
Konuşmamı bitirdikten sonra Ryoken-san'ın cevabını bekledim. Hemen ardından da tekrardan kısık, sadece onun duyabileceği bir ses tonunda konuşmaya başladım. "Ryoken-san, Ryoken-san, sarı takım ortada gözükmüyor, parşömenlerle birlikte üsten ayrılmış olabilirler. Sonuçta bunlar salak değil, bugün buraya iki takımın geleceğini biliyorlardı. Sahte parşömeni yem olarak bırakıp gitmiş olabilirler. Aslında bu parşömenlerle birlikte üsten ayrılma muhabbeti benim de aklıma gelmişti dün gece, sonuçta onları dışarı çıkaramayacağımıza dair bir kural yok." Konuşmamın bu kısmında duraksadım. Kısa bir süre sonra da biraz tereddütlü bir ses tonuyla devam ettim. "Biraz riskli olduğu için buna başvurmak istemiyordum ama bir planım var. Gece burada kalmaya ne dersin? Sonuçta geceleri üs bölgelerinde olmamız gerektiğini söylemişlerdi, hangi üste olacağımızdan bahsetmemişlerdi. Bu sayede gerçek parşömenleri alabilir ve Rena-chan'ın kuklalarıyla dövüşebilirim."
Ryoken-san'ın teklifimi kabul edip etmeyeceğini bilmiyorum çünkü çok riskli bir plan. Duyduklarımı yanlış anlamış olma ihtimalim mevcut ama bence alınmaya değer bir risk. Sonuçta ortada iki parşömen ve Rena-chan ile dövüşmek var.

- GM - Naruto
- Game Master
- Posts: 2811
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [5. Gün - Gündüz Safhası] Malikane
Teijo karşıdan herhangi bir saldırı gelmediğini farkettiği için sis bombası atma planını uygulamıyor. Ryoken'in Chisa'ya doğru ilerleyişini izliyor. İkili aralarında konuşmaya başlıyorlar. Kimsenin kendisiyle herhangi bir işi kalmamış gibi görünüyor. Dilerse arkasını dönüp üssü terkedebilir.
Ryoken Chisa'nın yanına gittikten sonra ikili aralarında konuşmaya başlıyorlar. Ryoken, Chisa'nın cümlelerini bitirmesini bekledikten sonra sınav kurallarını kafasından geçiriyor. Oldukça iyi sayılabilecek analitik kapasitesi sebebiyle Chisa'nın söyledikleri pek mantıklı gelmiyor kulağına. Kuralların ifade ediliş şeklinden Chisa'nın söylediği cümlelerin etrafında dönme fikri ilk bakışta mantıklı gibi olsa da niyetin bu olmadığı ve gece kalınması için kastedilen üssün herkesin kendi takım üssü olduğuna emin. Bununla birlikte gece bu üste yakalanmaları halinde kolaylıkla diskalifiye olabileceklerini farkediyor Ryoken.
Ryoken Chisa'nın yanına gittikten sonra ikili aralarında konuşmaya başlıyorlar. Ryoken, Chisa'nın cümlelerini bitirmesini bekledikten sonra sınav kurallarını kafasından geçiriyor. Oldukça iyi sayılabilecek analitik kapasitesi sebebiyle Chisa'nın söyledikleri pek mantıklı gelmiyor kulağına. Kuralların ifade ediliş şeklinden Chisa'nın söylediği cümlelerin etrafında dönme fikri ilk bakışta mantıklı gibi olsa da niyetin bu olmadığı ve gece kalınması için kastedilen üssün herkesin kendi takım üssü olduğuna emin. Bununla birlikte gece bu üste yakalanmaları halinde kolaylıkla diskalifiye olabileceklerini farkediyor Ryoken.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
- Sekino Teijo
- Posts: 150
- Joined: November 7th, 2019, 8:18 pm
Re: [5. Gün - Gündüz Safhası] Malikane
Ryoken, kesin bir şekilde iş birliği teklifimi reddettikten sonra Chisa’nın yanına giderek onunla konuşmaya başladı. Ne konuştuklarını merak etsem de benim için aldıkları özel önlemler yüzünden hiçbir şey duyamıyorum. Sohbetten dışlandığım için biraz kırgın hissetsem de sonunda benimle ilgilenmeyi bıraktıkları için mutluyum. Bu arada patlama olmasına rağmen hala ortada kimseler olmadığı için üssün boş olduğundan neredeyse eminim. Zaten detaylı aramalarıma rağmen parşömende bulamadığım için artık burada yapacak bir şeyim kalmadı. Bu yüzden üssüme geri dönmeye karar verdim.
Karşımdaki ikili sohbet etmeye devam ederken temkinli bir şekilde çıktığım çatıdan inerek uzaklaşmaya çalışacağım. Beni göremeyeceklerini düşündüğüm konuma geldikten sonra jutsumu iptal ederek üssüme doğru son hızda ilerlemeye başlayacağım.
Karşımdaki ikili sohbet etmeye devam ederken temkinli bir şekilde çıktığım çatıdan inerek uzaklaşmaya çalışacağım. Beni göremeyeceklerini düşündüğüm konuma geldikten sonra jutsumu iptal ederek üssüme doğru son hızda ilerlemeye başlayacağım.

- Jin Ryoken
- Ishigakure
- Posts: 421
- Joined: August 31st, 2018, 5:11 am
Re: [5. Gün - Gündüz Safhası] Malikane
Karşımdaki shinobiden dövüşmek istediğinde dair bir izlenim alamadan Chisa-chan'ın yanına geldim. Chisa-chan, kulağıma eğilip parşömeni patlattığını söylediğinde şaşırdım. Neden böyle bir şey yaptığını anlayamadım. Başta gerçek olmadığı için patlattığını söylese dahi, sonrasında kimse çıkmadığı için sinirlendiğini ve bunun tuzak olduğunu söyledi. Evet, parşömeni gerçekten istiyordum ancak ikinci bir şansımız daha var. En azından, onların olan parşömeni patlatmış olup, diğerini alıp gidebiliriz. Tek istediğim, benden alınanı geri almak, başka bir isteğim yok.
"Sırtlarına alıp gidebilirler ancak büyük bir efor isteyecektir. Yani bunu yapsa yapsa ya o zincirli çocuk ya da çakma sarışın yapar. Birde tüm gün onunla gezmek, kulağa biraz zor geliyor açıkçası. Ama olabilir mi, olabilir. Yine de bir tanesini patlatman pek hoş olmamış. Yanlış hatırlamıyorsam yarısından fazlası zarar gören bir parşömen geçersiz sayılıyordu."
Kontrol edip etmemeyi düşünürken, Chisa-chan'ın diğer sözlerini dinlemeye başladım. Açıkçası, başta mantıklı gelen bir şey söyledi. Bir üsten çıkmıyor, başkasının üssünde kalıyorduk. Yapılabilecek iyi bir plandı aslında, ancak üzerine düşünmem gerekti. Bize söyledikleri çıkmamamız gereken üs, kendi üssümüz olmalıydı. Yani başkasının üssünde yakalanmamız durumunda, bizi anında diskalifiye ederlerdi. Burada beklersek, dövüştüğümüz anda güvenlik tarafından görülürüz. Eğer hiç yakalanmayacak olsaydık bu plana tamam diyebilirdim ancak Sarı Takım'la arkadaş gibi oturmamız pek mümkün olmayacaktır. Yani bu plan, anında diskalifiye olmamızla eşit.
"Kurallarda belirttikleri üs kendi üssümüz olmalı Chisa-chan. Yani burada gece yakalandığımız anda diskalifiye oluruz. Sanırım kendini geliştirmek için 2 günün daha var ve bunları çöpe atmak istemezsin. Planını beğenmiştim ancak kurallar işte. Senin patlattığın parşömeni kontrol etmek istiyorum izninle. Geçerli sayılmayacak kadar kötü bir durumdaysa hemen ikinciyi arayabiliriz."
Dedim. Ardından parşömenin yerini göstermesi için bekledim. Parşömeni kontrol etmek istiyorum her ihtimale karşı.
"Sırtlarına alıp gidebilirler ancak büyük bir efor isteyecektir. Yani bunu yapsa yapsa ya o zincirli çocuk ya da çakma sarışın yapar. Birde tüm gün onunla gezmek, kulağa biraz zor geliyor açıkçası. Ama olabilir mi, olabilir. Yine de bir tanesini patlatman pek hoş olmamış. Yanlış hatırlamıyorsam yarısından fazlası zarar gören bir parşömen geçersiz sayılıyordu."
Kontrol edip etmemeyi düşünürken, Chisa-chan'ın diğer sözlerini dinlemeye başladım. Açıkçası, başta mantıklı gelen bir şey söyledi. Bir üsten çıkmıyor, başkasının üssünde kalıyorduk. Yapılabilecek iyi bir plandı aslında, ancak üzerine düşünmem gerekti. Bize söyledikleri çıkmamamız gereken üs, kendi üssümüz olmalıydı. Yani başkasının üssünde yakalanmamız durumunda, bizi anında diskalifiye ederlerdi. Burada beklersek, dövüştüğümüz anda güvenlik tarafından görülürüz. Eğer hiç yakalanmayacak olsaydık bu plana tamam diyebilirdim ancak Sarı Takım'la arkadaş gibi oturmamız pek mümkün olmayacaktır. Yani bu plan, anında diskalifiye olmamızla eşit.
"Kurallarda belirttikleri üs kendi üssümüz olmalı Chisa-chan. Yani burada gece yakalandığımız anda diskalifiye oluruz. Sanırım kendini geliştirmek için 2 günün daha var ve bunları çöpe atmak istemezsin. Planını beğenmiştim ancak kurallar işte. Senin patlattığın parşömeni kontrol etmek istiyorum izninle. Geçerli sayılmayacak kadar kötü bir durumdaysa hemen ikinciyi arayabiliriz."
Dedim. Ardından parşömenin yerini göstermesi için bekledim. Parşömeni kontrol etmek istiyorum her ihtimale karşı.

► Show Spoiler
- Kotegawa Chisa
- Ishigakure
- Posts: 435
- Joined: August 31st, 2018, 1:59 am
Re: [5. Gün - Gündüz Safhası] Malikane
Gece ilerleyen saatlerde yazmaya çalışıcam ama yazamayabilirim. En kötü ihtimalle yarın öğlen olmadan yollarım.

- Kotegawa Chisa
- Ishigakure
- Posts: 435
- Joined: August 31st, 2018, 1:59 am
Re: [5. Gün - Gündüz Safhası] Malikane
Parşömenlerle birlikte gezmenin efor gerektiren bir iş olduğunun farkındayım fakat mümkün mü? Kesinlikle. Özellikle iki takımın buraya geleceklerinden emin olduklarını da göz önüne alırsak gayet mümkün. Yani geçen gün parşömenlerle birlikte teçhizat tentesine gitseydik parşömenleri kaybetmemiş olurduk değil mi? Gerçi mor takıma da kaptırabilirdik.
İkinci konu hakkındaki düşüncelerimi de aktardıktan sonra dinlemeye koyuldum. Dinledim, dinledim, dinledim ve en sonunda Ryoken-san'a hak verdim. Zaten önceden de dediğim gibi işe yarayacağından pek emin değildim, sonuçta yapacağımız şey kuralları bükmek olacaktı. Ki bu durumun da pek hoş karşılanacağını düşünmüyorum.
Ryoken-san parşömene bakmak istediğinde kafamla onu onayladım ve peşine düştüm. Onunla birlikte parşömeni inceledikten sonra malikanenin iç kısmına girerek gizli bir odayı aramayı planlıyorum. Sonuçta malikanelerin özelliği gizli odalar değil midir?
İkinci konu hakkındaki düşüncelerimi de aktardıktan sonra dinlemeye koyuldum. Dinledim, dinledim, dinledim ve en sonunda Ryoken-san'a hak verdim. Zaten önceden de dediğim gibi işe yarayacağından pek emin değildim, sonuçta yapacağımız şey kuralları bükmek olacaktı. Ki bu durumun da pek hoş karşılanacağını düşünmüyorum.
Ryoken-san parşömene bakmak istediğinde kafamla onu onayladım ve peşine düştüm. Onunla birlikte parşömeni inceledikten sonra malikanenin iç kısmına girerek gizli bir odayı aramayı planlıyorum. Sonuçta malikanelerin özelliği gizli odalar değil midir?

- GM - Naruto
- Game Master
- Posts: 2811
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [5. Gün - Gündüz Safhası] Malikane
Teijo: Çatıdan aşağı inip kimsenin seni takip etmediğine emin olduktan sonra Henge'yi bozup orijinal formuna dönüyor ve üssüne gitmek üzere ortamdan ayrılıyosun.
-Konu Sonu
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.