Yarım kalmış elimle birlikte ne yapacağım tamamen kafama oturdu kanım akmaya devam ederken. Bu sefer ben saldıracağım. Biliyorum, Genjutsu dışında bir şey kullanamayan birisiyim ve yanımda terleri şarıl şarıl dökülen bir takım arkadaşım var. Bu yüzden, zaman kaybetmeden ileriye doğru atıldım. Elimden akan kanı Teki-san'ın gözlerine atmak için hızla ileriye doğru salladım. Akan kanın gözlerine nasıl denk geleceğini hesaplayabileceğimin bilincindeyim. Bu yüzden kanı sallarken gözüne doğru attığım anda, kolumun bileğimin bittiği ve ön kolumun başladığı kısmıyla hızla kılıcı kıstıracağım. Evet, elimi zaten kaybettim bu yüzden kolumu kaybetmekten korkum yok. Kılıca hızla sarıldıktan sonra sağ elimle kunai çekip baldırına saplamayı deneyeceğim. Elimden geldiğince hızlı olmalı ve hızlıca ileriye atılmalıyım. Kılıcını nereye sallarsa sallasın, kolumla bir şekilde o kılıcın önüne geçeceğim. Fedakarlık yapmanın zamanı geldi.
[6. Gün - Gündüz Safhası] Terkedilmiş Kasaba
- Jin Ryoken
- Ishigakure
- Posts: 429
- Joined: August 31st, 2018, 5:11 am
Re: [6. Gün - Gündüz Safhası] Terkedilmiş Kasaba
Karşımdaki durumda hoşuma giden ve gitmeyen üç şey var. Hoşuma gitmeyen şey, pes ettiğimi söylememe rağmen karşımdaki shinobinin durmaması. Hoşuma gidense sınavdaki tek şerefsiz ben değilim. Bunu gerçekten beğendim, kendime yakın birisini görmek oldukça hoşuma gitti. Diğer hoşuma gitmeyen şey ise, Chisa-chan'ı şuanda yanımda istemem. Onun gerçekten burada olmasına ihtiyacım vardı. Onu istiyorum. Tabi cinsel anlamda değil, beni bu durumdan çekip çıkarmasını isterdim. Neyse ki geleceği yok, bu yüzden bu düşünceleri bir kenara bırakmak şimdilik en iyisi.
Yarım kalmış elimle birlikte ne yapacağım tamamen kafama oturdu kanım akmaya devam ederken. Bu sefer ben saldıracağım. Biliyorum, Genjutsu dışında bir şey kullanamayan birisiyim ve yanımda terleri şarıl şarıl dökülen bir takım arkadaşım var. Bu yüzden, zaman kaybetmeden ileriye doğru atıldım. Elimden akan kanı Teki-san'ın gözlerine atmak için hızla ileriye doğru salladım. Akan kanın gözlerine nasıl denk geleceğini hesaplayabileceğimin bilincindeyim. Bu yüzden kanı sallarken gözüne doğru attığım anda, kolumun bileğimin bittiği ve ön kolumun başladığı kısmıyla hızla kılıcı kıstıracağım. Evet, elimi zaten kaybettim bu yüzden kolumu kaybetmekten korkum yok. Kılıca hızla sarıldıktan sonra sağ elimle kunai çekip baldırına saplamayı deneyeceğim. Elimden geldiğince hızlı olmalı ve hızlıca ileriye atılmalıyım. Kılıcını nereye sallarsa sallasın, kolumla bir şekilde o kılıcın önüne geçeceğim. Fedakarlık yapmanın zamanı geldi.
Yarım kalmış elimle birlikte ne yapacağım tamamen kafama oturdu kanım akmaya devam ederken. Bu sefer ben saldıracağım. Biliyorum, Genjutsu dışında bir şey kullanamayan birisiyim ve yanımda terleri şarıl şarıl dökülen bir takım arkadaşım var. Bu yüzden, zaman kaybetmeden ileriye doğru atıldım. Elimden akan kanı Teki-san'ın gözlerine atmak için hızla ileriye doğru salladım. Akan kanın gözlerine nasıl denk geleceğini hesaplayabileceğimin bilincindeyim. Bu yüzden kanı sallarken gözüne doğru attığım anda, kolumun bileğimin bittiği ve ön kolumun başladığı kısmıyla hızla kılıcı kıstıracağım. Evet, elimi zaten kaybettim bu yüzden kolumu kaybetmekten korkum yok. Kılıca hızla sarıldıktan sonra sağ elimle kunai çekip baldırına saplamayı deneyeceğim. Elimden geldiğince hızlı olmalı ve hızlıca ileriye atılmalıyım. Kılıcını nereye sallarsa sallasın, kolumla bir şekilde o kılıcın önüne geçeceğim. Fedakarlık yapmanın zamanı geldi.
Off Topic
Ryu, Ryoken adım attığı gibi hızla Ryoken'in arkasından ileriye atılacak bütün hızıyla. Belindeki tantosunu hızla çekerken, ters bir şekilde çekecek. Tantonun demir kısmı aşağı doğru, kabzası yukarı doğru bakacak. Sonrasında Teki'nin kafasına kabzasıyla sağlam bir saldırı yapacak. Bu saldırının amacı öldürmek değil, bayıltmak olacak. O yüzden buna göre ayarlacak kendi gücünü. Maymuna karşı tehlikede olduğunu bildiği için, Ryoken'i önüne almaya çalışacak. Eğer tek bir vuruşta Teki'yi bayıltamaz ise, bayıltana kadar vuracak. Saldırıları hızlı ve yeterli güçte olacak.

► Show Spoiler
- Kotegawa Chisa
- Ishigakure
- Posts: 440
- Joined: August 31st, 2018, 1:59 am
Re: [6. Gün - Gündüz Safhası] Terkedilmiş Kasaba
Aklım mantığım almıyor, nasıl? Nasıl olurda shurikeni çeviremem? Bugüne kadar öğrendiğim bütün bilgiler boşuna mıydı? Yoksa bir shurikeni çeviremeyecek kadar aciz bir shinobi miyim? Yapmam gereken şeyin oldukça basit olduğunu bilmeme rağmen neden çeviremediğimi anlayamadım açıkçası. Sadece iki kısmına tırnaklarımı dayayacak, boşta olan parmağımla kenarına vuracak ve çevireceğim. Elbette tırnağıma sürtündüğünden ötürü biraz döndükten sonra duracaktır fakat... Aslında orta kısmında bir çıkıntı olsa rahatlıkla çevirebilir. Hmm... Babamla hala konuşuyor olsaydım bunu yapmasını sağlayabilirdim. Bence iyi para kazanılabilecek bir iş. Yani benim gibi sıkılan fakat sıkıntısını gideremeyen tonlarca insan var. Böyle insanlar için kısa süreliğine bir uğraş olabilir bu icat. Çocuklar da kullanacağı için keskin olmayan bir versiyonunu satışa çıkarabilirler. Hmmmmmmm... Acaba ben mi satmaya çalışsam? Ürünü yaptırdıktan sonra birkaç tüccar aracılığıyla satışa sunarak kolaylıkla zengin olabilirim. Zengin olursam daha güzel bir evde, daha güzel eşyalarla, daha güzel kıyafetlerle birlikte yaşayabilirim... Hayır Chisa! Sen shinobisin, bunun gibi dahiyane iş fikirlerini emekli olduktan sonra düşünmelisin. Ishigakure'ye döndükten sonra 'Emekli Olduktan Sonra Yapılacaklar' başlıklı bir deftere not al.
Stres Shurikeni adını verdiğim mükemmel icadımın aslında pekte mükemmel olmadığını fark ettiğim anda daha da mükemmel bir zaman geçirme yolu aklıma geldi. Elimi bir kez daha ekipman çantama götürdüm ve bir kunai çıkardım. Bu sefer kunainin delik olan kısmına parmaklarımdan birini geçirmeyi deneyeceğim. Özellikle tam oturan parmağımı yerleştirecek veeeeeee çevireceğim! Evet, çevireceğim! Bu sefer başarılı olacağıma inanıyorum. Başarılı olacak ve sıkıntımı birazcık da olsa azaltacağım!
Stres Shurikeni adını verdiğim mükemmel icadımın aslında pekte mükemmel olmadığını fark ettiğim anda daha da mükemmel bir zaman geçirme yolu aklıma geldi. Elimi bir kez daha ekipman çantama götürdüm ve bir kunai çıkardım. Bu sefer kunainin delik olan kısmına parmaklarımdan birini geçirmeyi deneyeceğim. Özellikle tam oturan parmağımı yerleştirecek veeeeeee çevireceğim! Evet, çevireceğim! Bu sefer başarılı olacağıma inanıyorum. Başarılı olacak ve sıkıntımı birazcık da olsa azaltacağım!
► Show Spoiler
- GM - Naruto
- Game Master
- Posts: 2856
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [6. Gün - Gündüz Safhası] Terkedilmiş Kasaba
Ryu & Ryoken & Teki: Teki, maymuna doğru bağırdıktan sonra hedefini Ryu'ya çeviriyor ve ona doğru atılıyor. Karşı karşıya geliyorlar, Ryu bu esnada tantousunu çekmiş oluyor. Yere paralel bir kesme hamlesi deniyor soldan sağa. Ryu da ileri atıldığı için saldırının menzili içerisinde kalmış oluyor, bundan kaçmak adına belini geriye doğru veriyor ve kılıcın onu kesmeden geçmesine izin vermek için hazırlanıyor.
Teki saldırıya hazırlanırken aynı anda Teki'ye göre solda duran Ryoken elini Teki'nin suratına doğru savuruyor. Zeki birisi olduğundan kabaca nasıl elini savurursa kan bulaştıracağını bildiğinden kısmen başarılı oluyor. Çevikliği de ona yardımcı olmuş oluyor. Teki'nin suratına bir miktar kan bulaşıyor; ancak gözünde takılı olan gözlük sebebiyle bunun bir etkisi pek olmuyor. Teki hamlesine standart olarak devam etmekte. Gözlüğünün sol tarafına kan bulaşıp görüşünü biraz kesse de hamlesini yapmasını engellemiyor.
Ryoken elini Teki'nin kılıcının olduğu noktaya doğru atıyor ancak Teki'nin hamlesi çoktan başladığı için kılıca yetişemiyor. Zaten halihazırda hareket eden bir kılıcın önüne kolunu atsaydı bileğinden itibaren elini kaybedeceğini gayet iyi anlayabiliyor.
Hiyaki bu esnada Kai hamlesini bitirip harekete geçiyor ve Teki'nin arkasından bir kaç adım atıp Ryoken'in önünde bitiyor. Elindeki sudan oluşma kunailerle ona doğru birer kesi hamlesi deniyor. Önce sol eliyle sağdan sola, ardından hiç beklemeden sağ eliyle de soldan sağa birer yatay hamle deniyor. Ryoken bir adım geriye alıyor, bu hamlelerden birini sol koluyla karşılıyor, diğeri ise göğsüne isabet ediyor. Bu esnada kunaisini çekmiş oluyor maymun bir başka hamleye hazırlanırken, ancak maymunun göz bebeklerinin tekrar ufaldığını fark ediyor anlık olarak.
Teki, önündeki asıl tehdit olan Ryu'ya odaklanıyor. Ryu elindeki tantouyu ters çevirmiş bir şekilde Teki'nin kafasına doğru kendine göre sağdan sola, Teki'ye göre soldan sağa sallıyor. Amacı kabzasını Teki'nin kafasına geçirmek. Teki, Ryoken ve Hiyaki'ye çarpmamak adına onlardan uzağa, kendi sağına doğru bir adım alıyor. Bu esnada bu hamleden kurtulsa da Ryu'nun eli ve kabzanın ucu Teki'ye göre kafasının sol tarafını göz hizasından sıyırarak geçiyor. Bu sıyırış Teki'nin derisinde aniden oluşan zırhı parçalıyor ancak hasar vermiyor.
Bu çarpma gerçekleşirken Teki çoktan kılıcını ileriye doğru, Ryu'ya bir saplama hamlesi yapmak adına hareketlendirmiş oluyor. Ryu'nun belinin sol tarafına, boşluğundan ziyade bacağına daha yakın bir noktaya hızlı bir saplama hamlesi yapıyor. Bu saplama hamlesi isabet ediyor ve Ryu'nun suratı tekrar ekşiyor. Teki ve Ryu, silahlarına tekrar bir kuvvet uygulamak adına kendilerine doğru çekmiş durumdalar ve karşılıklı bakışıyorlar.
Ryu, aldığı saplama hamlesinin acısını kafasından atmak adına yutkunuyor ve elini tekrar kaldırıyor. Hiç beklemeden bu sefer Teki'ye göre soldan sağa doğru yere paralel bir şekilde, kabzayı Teki'nin kafasına çivi gibi çakmak adına başka bir hamle yapıyor çevikliğini kullanarak. Teki bu esnada kafasını sağ omzuna yapıştıracak kadar eğiyor ve belini de biraz büküyor kurtulmak adına, ancak yine de Ryu bu yorgun haliyle bile onun çevikliğine yetişebilmiş gibi görünüyor. Buna ayrıca bir de Teki'nin gözlüğüne bulaşan kanın sol gözünün görüşünü kapattığı hususu eklenince, yarım yamalak bir şekilde isabet etmiş oluyor kabza. Bir açıyla isabet ettiği, Ryu'nun muhtemelen yorgun olması ve zırhın sertleşmesi sebepleriyle bu Teki'nin beklediği kadar acıtmıyor. Teki'nin odağı yerine olduğundan tahmin ettiğinden daha iyi savunmuş oluyor saldırıyı. Yine de yok sayabileceği kadar da hafif bir hasar değil bu. Aniden sertleşen zırh tekrar parçalanarak yok oluyor. Porlardan yeni sıvı salgılamaya başlıyor Teki.
Teki kendine göre Ryu'nun sağına, belinin üst kısmına doğru başka bir saplama hamlesi deniyor rakibinin bir diğer hamlesine hazırlanmasını fırsat bilerek. Yere paralel bir şekilde kılıcını ileriye doğru ittiriyor ve Ryu'nun ona göre solda kalan göğsünün alt kısmına isabet ettiriyor kılıcını. Ryu'nun tekrar yüzü ekşiyor bir sonraki saldırısına hazırlanırken. Teki kılıcını geri çekiyor. Ryu ve Teki'nin bakışları kesişiyor.
Chisa: Kunaiyi çevirerek stres atma planın işe yaramışa benziyor. Az biraz ayağındaki acıyı unutuyorsun ancak ani ve rastgele bir zonklama aldığın hasarı tekrar hatırlatıyor. İyiden iyiye morardığını, şiştiğini ve ısındığını fark ediyorsun yaranın.
Teki: Kafana aldığın hasarlar muhtemelen zırhın olmasaydı seni epey etkileyecek gibiydi. Ancak şu an kısmen yok sayabiliyorsun onları. Yine de böyle devam ederse, yani halihazırda kafana aldığın elektrik hasarıyla beraber kafana darbe almayı sürdürürsen anlık olarak dezavantaja düşüp rakibine açık verme şansın var. Belki de o elektrik akımı saldırısını almamış olsaydın bu tarz hamleler seni pek ırgalamayacaktı tam kuvvetiyle hissetmediğin sürece. Ancak şu an durum biraz daha karışık. Buna rağmen rakibinin yorgun olduğunu görebiliyorsun. Bu bağlamda saldırılarından aldığın hasarın kısmen düşük olmasının sebebi bu olabilir. Yine de bir Shigure zanaatkârı olarak küçük hasarların ne kadar hızlı biriktiğini bizzat bilen bir savaşçısın.
Sol gözünün görüşü gözlüğündeki kan lekesi sebebiyle kısıtlı. Elinle bir silmen gerekiyor gibi görünüyor görüşünü düzeltmek için. Tek gözle savaşabileceğini biliyorsun. Yine de o taraflardan gelebilecek bir saldırıya normalden bir tık daha açık gibisin. Özellikle iki darbe almış olman kafanın sol tarafındaki sıvıyı zırha çevirip yok olmasına sebebiyet vermiş durumda. Sıvı salgılıyorsun ama hemen bu açıklık kapanmayacak gibi; kabaca bir avuç kadarlık bir alan açık olduğundan az çok bir yarım saniye kadar süreceğini tahmin ediyorsun bunun.
Ryu: Aldığın iki saplama hamlesi canını bayağı bir yakıyor. İkisi de neredeyse eşit miktarlarda canını sıkmakta. Hareketini kısıtlamıyor veya derinlemesine kanamıyor fakat iyiden iyiye zihnine yük biniyor. Bir tık daha performansın düşüşe geçiyor. Rakibine vurduğun yerlerdeki zırh parçalanıp dökülürken derisini seçiyorsun. Derinin üzerindeki porlardan tekrar bu balçığımsı sıvı çıkmaya başlıyor.
Ryoken: Kan akışı devam ediyor. Derin bir nefes veriyorsun ve üşüyorsun. Kan kaybını hissetmeye başlıyorsun. Sağ elinin ve ayak parmak uçlarında odaklanıyor bu üşüme özellikle ve ortamdan kaynaklı olmadığını biliyorsun. Bu üşüme çok minimal, yeni yeni başlıyor gibi. Şimdilik bir sıkıntı yok ancak semptomlar ufukta görünmeye başlamış durumda.
Önündeki maymunun göz bebekleri ufalmış ve şok olmuş durumda, sana doğru baksa da seni görmüyor gibi. Bununla beraber ellerini savurmaya başlayacak gibi görünüyor senin olduğun yöne doğru.
Ryoken ve Hiyaki karşı karşıya. Ryoken'in solunda, 2 metre yanında Ryu durmakta. Ryu'nun karşısında da Teki duruyor. Teki'nin solunda Hiyaki mevcut. Onların arası da kabaca 2 metre.
Chisa'nın yeri değişmemiş durumda.
Mizuame Nabara yok olup gidiyor bu esnada. Olması gerektiğinden daha az fırlatıldığı için erken yok olmuş gibi görünüyor.
Teki saldırıya hazırlanırken aynı anda Teki'ye göre solda duran Ryoken elini Teki'nin suratına doğru savuruyor. Zeki birisi olduğundan kabaca nasıl elini savurursa kan bulaştıracağını bildiğinden kısmen başarılı oluyor. Çevikliği de ona yardımcı olmuş oluyor. Teki'nin suratına bir miktar kan bulaşıyor; ancak gözünde takılı olan gözlük sebebiyle bunun bir etkisi pek olmuyor. Teki hamlesine standart olarak devam etmekte. Gözlüğünün sol tarafına kan bulaşıp görüşünü biraz kesse de hamlesini yapmasını engellemiyor.
Ryoken elini Teki'nin kılıcının olduğu noktaya doğru atıyor ancak Teki'nin hamlesi çoktan başladığı için kılıca yetişemiyor. Zaten halihazırda hareket eden bir kılıcın önüne kolunu atsaydı bileğinden itibaren elini kaybedeceğini gayet iyi anlayabiliyor.
Hiyaki bu esnada Kai hamlesini bitirip harekete geçiyor ve Teki'nin arkasından bir kaç adım atıp Ryoken'in önünde bitiyor. Elindeki sudan oluşma kunailerle ona doğru birer kesi hamlesi deniyor. Önce sol eliyle sağdan sola, ardından hiç beklemeden sağ eliyle de soldan sağa birer yatay hamle deniyor. Ryoken bir adım geriye alıyor, bu hamlelerden birini sol koluyla karşılıyor, diğeri ise göğsüne isabet ediyor. Bu esnada kunaisini çekmiş oluyor maymun bir başka hamleye hazırlanırken, ancak maymunun göz bebeklerinin tekrar ufaldığını fark ediyor anlık olarak.
Teki, önündeki asıl tehdit olan Ryu'ya odaklanıyor. Ryu elindeki tantouyu ters çevirmiş bir şekilde Teki'nin kafasına doğru kendine göre sağdan sola, Teki'ye göre soldan sağa sallıyor. Amacı kabzasını Teki'nin kafasına geçirmek. Teki, Ryoken ve Hiyaki'ye çarpmamak adına onlardan uzağa, kendi sağına doğru bir adım alıyor. Bu esnada bu hamleden kurtulsa da Ryu'nun eli ve kabzanın ucu Teki'ye göre kafasının sol tarafını göz hizasından sıyırarak geçiyor. Bu sıyırış Teki'nin derisinde aniden oluşan zırhı parçalıyor ancak hasar vermiyor.
Bu çarpma gerçekleşirken Teki çoktan kılıcını ileriye doğru, Ryu'ya bir saplama hamlesi yapmak adına hareketlendirmiş oluyor. Ryu'nun belinin sol tarafına, boşluğundan ziyade bacağına daha yakın bir noktaya hızlı bir saplama hamlesi yapıyor. Bu saplama hamlesi isabet ediyor ve Ryu'nun suratı tekrar ekşiyor. Teki ve Ryu, silahlarına tekrar bir kuvvet uygulamak adına kendilerine doğru çekmiş durumdalar ve karşılıklı bakışıyorlar.
Ryu, aldığı saplama hamlesinin acısını kafasından atmak adına yutkunuyor ve elini tekrar kaldırıyor. Hiç beklemeden bu sefer Teki'ye göre soldan sağa doğru yere paralel bir şekilde, kabzayı Teki'nin kafasına çivi gibi çakmak adına başka bir hamle yapıyor çevikliğini kullanarak. Teki bu esnada kafasını sağ omzuna yapıştıracak kadar eğiyor ve belini de biraz büküyor kurtulmak adına, ancak yine de Ryu bu yorgun haliyle bile onun çevikliğine yetişebilmiş gibi görünüyor. Buna ayrıca bir de Teki'nin gözlüğüne bulaşan kanın sol gözünün görüşünü kapattığı hususu eklenince, yarım yamalak bir şekilde isabet etmiş oluyor kabza. Bir açıyla isabet ettiği, Ryu'nun muhtemelen yorgun olması ve zırhın sertleşmesi sebepleriyle bu Teki'nin beklediği kadar acıtmıyor. Teki'nin odağı yerine olduğundan tahmin ettiğinden daha iyi savunmuş oluyor saldırıyı. Yine de yok sayabileceği kadar da hafif bir hasar değil bu. Aniden sertleşen zırh tekrar parçalanarak yok oluyor. Porlardan yeni sıvı salgılamaya başlıyor Teki.
Teki kendine göre Ryu'nun sağına, belinin üst kısmına doğru başka bir saplama hamlesi deniyor rakibinin bir diğer hamlesine hazırlanmasını fırsat bilerek. Yere paralel bir şekilde kılıcını ileriye doğru ittiriyor ve Ryu'nun ona göre solda kalan göğsünün alt kısmına isabet ettiriyor kılıcını. Ryu'nun tekrar yüzü ekşiyor bir sonraki saldırısına hazırlanırken. Teki kılıcını geri çekiyor. Ryu ve Teki'nin bakışları kesişiyor.
Chisa: Kunaiyi çevirerek stres atma planın işe yaramışa benziyor. Az biraz ayağındaki acıyı unutuyorsun ancak ani ve rastgele bir zonklama aldığın hasarı tekrar hatırlatıyor. İyiden iyiye morardığını, şiştiğini ve ısındığını fark ediyorsun yaranın.
Teki: Kafana aldığın hasarlar muhtemelen zırhın olmasaydı seni epey etkileyecek gibiydi. Ancak şu an kısmen yok sayabiliyorsun onları. Yine de böyle devam ederse, yani halihazırda kafana aldığın elektrik hasarıyla beraber kafana darbe almayı sürdürürsen anlık olarak dezavantaja düşüp rakibine açık verme şansın var. Belki de o elektrik akımı saldırısını almamış olsaydın bu tarz hamleler seni pek ırgalamayacaktı tam kuvvetiyle hissetmediğin sürece. Ancak şu an durum biraz daha karışık. Buna rağmen rakibinin yorgun olduğunu görebiliyorsun. Bu bağlamda saldırılarından aldığın hasarın kısmen düşük olmasının sebebi bu olabilir. Yine de bir Shigure zanaatkârı olarak küçük hasarların ne kadar hızlı biriktiğini bizzat bilen bir savaşçısın.
Sol gözünün görüşü gözlüğündeki kan lekesi sebebiyle kısıtlı. Elinle bir silmen gerekiyor gibi görünüyor görüşünü düzeltmek için. Tek gözle savaşabileceğini biliyorsun. Yine de o taraflardan gelebilecek bir saldırıya normalden bir tık daha açık gibisin. Özellikle iki darbe almış olman kafanın sol tarafındaki sıvıyı zırha çevirip yok olmasına sebebiyet vermiş durumda. Sıvı salgılıyorsun ama hemen bu açıklık kapanmayacak gibi; kabaca bir avuç kadarlık bir alan açık olduğundan az çok bir yarım saniye kadar süreceğini tahmin ediyorsun bunun.
Ryu: Aldığın iki saplama hamlesi canını bayağı bir yakıyor. İkisi de neredeyse eşit miktarlarda canını sıkmakta. Hareketini kısıtlamıyor veya derinlemesine kanamıyor fakat iyiden iyiye zihnine yük biniyor. Bir tık daha performansın düşüşe geçiyor. Rakibine vurduğun yerlerdeki zırh parçalanıp dökülürken derisini seçiyorsun. Derinin üzerindeki porlardan tekrar bu balçığımsı sıvı çıkmaya başlıyor.
Ryoken: Kan akışı devam ediyor. Derin bir nefes veriyorsun ve üşüyorsun. Kan kaybını hissetmeye başlıyorsun. Sağ elinin ve ayak parmak uçlarında odaklanıyor bu üşüme özellikle ve ortamdan kaynaklı olmadığını biliyorsun. Bu üşüme çok minimal, yeni yeni başlıyor gibi. Şimdilik bir sıkıntı yok ancak semptomlar ufukta görünmeye başlamış durumda.
Önündeki maymunun göz bebekleri ufalmış ve şok olmuş durumda, sana doğru baksa da seni görmüyor gibi. Bununla beraber ellerini savurmaya başlayacak gibi görünüyor senin olduğun yöne doğru.
Ryoken ve Hiyaki karşı karşıya. Ryoken'in solunda, 2 metre yanında Ryu durmakta. Ryu'nun karşısında da Teki duruyor. Teki'nin solunda Hiyaki mevcut. Onların arası da kabaca 2 metre.
Chisa'nın yeri değişmemiş durumda.
Mizuame Nabara yok olup gidiyor bu esnada. Olması gerektiğinden daha az fırlatıldığı için erken yok olmuş gibi görünüyor.
Off Topic
Bir önceki tur Teki'nin gözlüğü yok sayılarak yazılmıştı. Düzenlenip tekrar yollandı. Karışıklık için kusura bakmayınız.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
- Jin Ryoken
- Ishigakure
- Posts: 429
- Joined: August 31st, 2018, 5:11 am
Re: [6. Gün - Gündüz Safhası] Terkedilmiş Kasaba
Taktiğim kısmen işe yaradı ancak devamı pek hoş olmadı. Ryu-san'ın istediklerini yapamaması her şeyi suya düşürdü. Tamam, Ryu-san'a hala güveniyorum ve çok güçlü bir shinobi ancak şuan bir çöpten farksız durumdayım. Küçük bir velet nasıl dövüşüyorsa öyle dövüşüyorum. Üstelik, bolayı çıkarmadığım sürece her türlü ölü bir shinobiyim bu vakitten sonra. Yapacak bir şey yok, en azından Ryu-san'ın gitmesi iyi olur. Yine de, her türlü bir şekilde öleceğim kanısı zihnime işliyor. Bu zihnime işleyen durum kanımın daha fazla kaynamasına sebep oldu. Zira artık iyiden iyiye risk alabilecek durumdayım.
Maymunun beni görmediğini düşünüyorum, yapacağı saldırı bile muhtemelen rastgele bir şey olacak. Ellerini savuracağı için, kaçmak kolay olacaktır. Boyumuz yaklaşık aynı, bu yüzden kollarının ulaşabileceği yerleri tahmin edebiliyorum. Benden uzun olsaydı kesinlikle çok daha zorlu olabilirdi bu iş. Bu yüzden hızla geri çekileceğim. Ryu-san az biraz daha oyalayabilirse Teki-san'ı, en azından çakrama geri kavuşabilirim. Bu yüzden geri çekildiği gibi sol dizimi yere koyup sağ ayağımdaki bolayı çıkartmaya çalışacağım kalan baş parmağım ve diğer elimle. Bu sırada gözüm bir yandan maymunun üzerinde olacak. Bu bolayı çıkartmanın çok zor olacağını düşünmüyorum, ayağıma tamamen dolanmış olması ihtimali bulunuyor. Eğer durum böyleyse, büyük ihtimalaz biraz uğraşmayla çıkacaktır. Tek elimle kullanabileceğim jutsumu kullanabilsem bile iyi bir durumda olabiliriz.
Maymunun beni görmediğini düşünüyorum, yapacağı saldırı bile muhtemelen rastgele bir şey olacak. Ellerini savuracağı için, kaçmak kolay olacaktır. Boyumuz yaklaşık aynı, bu yüzden kollarının ulaşabileceği yerleri tahmin edebiliyorum. Benden uzun olsaydı kesinlikle çok daha zorlu olabilirdi bu iş. Bu yüzden hızla geri çekileceğim. Ryu-san az biraz daha oyalayabilirse Teki-san'ı, en azından çakrama geri kavuşabilirim. Bu yüzden geri çekildiği gibi sol dizimi yere koyup sağ ayağımdaki bolayı çıkartmaya çalışacağım kalan baş parmağım ve diğer elimle. Bu sırada gözüm bir yandan maymunun üzerinde olacak. Bu bolayı çıkartmanın çok zor olacağını düşünmüyorum, ayağıma tamamen dolanmış olması ihtimali bulunuyor. Eğer durum böyleyse, büyük ihtimalaz biraz uğraşmayla çıkacaktır. Tek elimle kullanabileceğim jutsumu kullanabilsem bile iyi bir durumda olabiliriz.
Off Topic
Ryu, tantosunun keskin kısmını hızlı bir hareketle çevirdiği gibi tüm hızıyla Teki'nin koluna kesik atacak. Stilinin getirdiği avantajı kullanmaya çalışarak, kılıcı tuttuğu ön kolun kaslarını kesmeye çalışacak. Ardından hızlı bir şekilde, tantosunun kabzasının alt kısmını gördüğü o açık deriye vurmaya çalışacak. Darbenin sertliği tekrardan rakibini bayıltacak derecede olacak. Eğer, bunu başaramazsa bu sefer diğer kolundaki kasları kesmek için hızlı bir kesme saldırısına başlayacak. Önce ön kolunu, ardından bileğini kesecek.

► Show Spoiler
- Kotegawa Chisa
- Ishigakure
- Posts: 440
- Joined: August 31st, 2018, 1:59 am
Re: [6. Gün - Gündüz Safhası] Terkedilmiş Kasaba
Çocukken acı, tatlı, ekşi, sıcak, soğuk gibi kavramların insanın zihninde oluştuğunu düşünüyordum. Eğer kendime yeteri kadar yalan söyleyebilirsem bu saydığım olayları hissetmeyebileceğimi düşünmüştüm. Bu yüzden acı yemekler yemiş, acı olmadığını düşünmüş ve acıyı hissetmemeye çalışmıştım. Kış aylarında kısa kollu bir tişört ve şortla dışarıya çıkmış ve soğuğu hissetmemeye çalışmıştım. Şimdi de bacağımdaki ağrıyı hissetmemeye çalışıyorum. Bunu yapmak için kendime bacağımda bir ağrı olmadığını söylüyor ve bu söylediğim yalana inanmaya çalışıyorum... Ama acıyor ya! Çocukken dediğim de zaten 5-6 yaşlarındayken yaptığım şeylerdi. O yaşta böyle ahmakça düşünmem tamamen normal olmasına rağmen bu yaşa gelip bunu denemiş olmam büyük ahmaklık. Butsuo-san ne vurmuş ama! Böyle bir yumruk atmasını beklemiyordum ki ama ben! Teknik uygulayacağını bilsem katanamı elimden hiç bırakmadan kafasına geçirirdim. Herhalde benim chakramı yoğurduğumu hissederek böyle bir harekete girişti. Tch~~ Şu lanet olası sensörler. Her şeyi önceden sezebiliyorlar, bir de bununla hava atarmışçasına hareket ediyorlar. Hayır saçma yani, bir insan neden bu stilde ilerlemeye karar verir ki? Kouken-dou ve Gemmei-dou kesinlikle daha işlevsel stiller. Birinde çevrende kaç insan olduğunu görüyor, diğerinde ise düşmanını tanıyorsun. Ki bence ikisi de dövüş esnasında çok ama çok etkili şeyler.... Eee~~ bu kadar laf ettin sen de aynı stilde kendini geliştirmeye çalışıyorsun diyeceksiniz. Hemen cevabını vereyim efenim, ben tamamen havalı olmak için bu stilde kendimi geliştiriyorum. Kendimi yeteri kadar geliştirebilirsem ve sadece chakra hareketlerini değil, menzilimdeki her şeyi hissedebilmeye başlarsam yere katanamla bir daire çizip düşmanlarıma "Bu çizgiyi geçtiğin anda işini bitiririm" demek istiyorum! Butsuo-san ne yapacak? Zaten yumruklarıyla dövüşüyor. Onun yerine rakiplerini tanımasına olanak sağlayan Gemmei-dou'da ustalaşmayı tercih etseydi daha fazla şey yapabilirdi!
Aah~~ Hayıflanmanın manası yok. Her ne kadar Butsuo-san'ı kesmiş olsam da gerçek bir dövüşte olduğumuz takdirde kaybeden tarafın ben olacağımı biliyorum... Butsuo-san'ı kestim değil mi? Evet, kestim. Ben. Bir Ishigakure shinobisini. Kestim. Evet ben yaptım...
Burnumu hafifçe çekerek gözyaşlarımı tutmak için suratımı bir kez daha kastım. Siper ettiğim elimi hafifçe kaldırarak gözlerimdeki yaşları almaya çalıştım fakat pek başarılı olamadım. Tam o anda bir kez daha Butsuo-san'ı kestiğim aklımdan geçti ve gözyaşlarım bir kez daha akmaya başladı. Kendimi kastığımdan ötürü suratımda garip bir ifade vardı ama bunu düşünecek durumda değildim. Bir süre sonra da zaten kendimi kasmayı bırakarak gözyaşlarımın akmasına izin vermeye karar verdim.
Aah~~ Hayıflanmanın manası yok. Her ne kadar Butsuo-san'ı kesmiş olsam da gerçek bir dövüşte olduğumuz takdirde kaybeden tarafın ben olacağımı biliyorum... Butsuo-san'ı kestim değil mi? Evet, kestim. Ben. Bir Ishigakure shinobisini. Kestim. Evet ben yaptım...
Burnumu hafifçe çekerek gözyaşlarımı tutmak için suratımı bir kez daha kastım. Siper ettiğim elimi hafifçe kaldırarak gözlerimdeki yaşları almaya çalıştım fakat pek başarılı olamadım. Tam o anda bir kez daha Butsuo-san'ı kestiğim aklımdan geçti ve gözyaşlarım bir kez daha akmaya başladı. Kendimi kastığımdan ötürü suratımda garip bir ifade vardı ama bunu düşünecek durumda değildim. Bir süre sonra da zaten kendimi kasmayı bırakarak gözyaşlarımın akmasına izin vermeye karar verdim.
► Show Spoiler
- Kasumikage Teki
- Kusagakure
- Posts: 403
- Joined: October 22nd, 2018, 2:54 am
Re: [6. Gün - Gündüz Safhası] Terkedilmiş Kasaba
Rakibine yara vermeye devam ediyordu Teki. Kitsune'yi her sallayışı ile Ryu'nun vücudunda yeni kesikler açılmasına sebep oluyordu. Aynı şekilde Ryu da içinde bulunduğu konum ve duruma rağmen saldırılarına devam ediyor ve Teki'ye darbe indirmeyi sürdürüyordu. Kyousui no Yoroi'nin kendisine sağladığı defansa rağmen darbelerin etkisini hissediyordu Teki. Dövüşü kazanmayı başarabilirdi. Ancak henüz kendini kazanan olarak görmüyordu.
Ortağının da aynı şekilde Ryoken'le olan dövüşüne devam ettiğinin farkındaydı. Toprak zemine bir göz attığında Ryoken'in kopan eli yüzünden akan kanı rahatlıkla görebiliyordu. Bu şekilde devam etmeleri durumunda sarışın shinobinin hayatının tehlikeye girebileceğinden emindi artık.
Birden bir sızı kaplamıştı tüm vücudunu. Bir kaç dakika önce Teki'nin canını almaya çalışan kişinin şu anda ölme riski vardı. Peki Teki'nin gerçekten istediği bu muydu? Evet, çok sinirlenmişti. Fakat bu tepkiyi vermesine sebep olacak eylemi şu anda başkasına yapması bunu kabul edilebilir kılabilir miydi?
Köy yönetimi tarafından yollandığı bir görevde, rakibini öldürecek olsa böyle hissetmeyebilirdi. Fakat şu anda karşısındaki kişi bir kaçak ya da suçlu değildi. Kendisi gibi köyüne hizmet eden ve köyünün geleceği için çalışmış, jounin sınavına katılmaya hak kazanmış bir shinobiydi. Köyünde bekleyen arkadaşları, köyü için yapacağı görevler olan...
Sakuma'nın yerine koymuştu Ryoken'i... Hatta hayır! Rei'nin yerine koymuştu. Bizzat kendi takım arkadaşını bir görevde kaybetmişti Teki. Şimdi başka birisinin arkadaşına bunu yapabilir miydi? Kendi yaşadaığı acıları, sadece bir sınav için başkasına yaşatabilir miydi?
Önce geriye doğru sıçrayarak rakipleri ile arasını açacak ve Ryu'ya doğru doğrultmuş olduğu Kitsune'yi biraz aşağı indirerek ve sol eli ile Kai mührü yapıp, Hiyaki'yi geri yollayacaktı. Artık dövüşe devam etmek için bir isteği kalmamıştı. Bir sınav uğruna meslektaşının ölümüne sebep olmak istemiyordu.
Hiyaki'yi yollamayı başardığı gibi "Durun!" diyecekti sakince gözlüğünü silerken. Ortağının ortamdan ayrılması ile gerilimi azaltabileceğini düşünmüştü. Saldırı postürünü bozmayacaktı. Eğer sözü sonrası Ryoken ve Ryu'dan bir hamle gelmez ise Kitsune'yi kınına yerleştirerek sözlerine başlayacaktı.
"Şimdi durmamız lazım işte."
Ryoken'e doğru dönüp shinobi çantasını işaret ederek, "Kunai ile bolayı kesemezsin ama uğraşırsan çıkacaktır. Ryu-san, istersen yardımcı ol. Ayrıca o eli sarmanız lazım." diyecek ve bir elini Kitsune'nin üstünde tutarak, sakin adımlarla Nakada'nın bulunduğu konuma yürümeye başlayacaktı.
"Nakada-san! Ryoken çok fazla kan kaybetti. Urata-san'ın yardım etme şansı olabilir mi? Ona göre burada bir süre bekleyebilirler."
Ortağının da aynı şekilde Ryoken'le olan dövüşüne devam ettiğinin farkındaydı. Toprak zemine bir göz attığında Ryoken'in kopan eli yüzünden akan kanı rahatlıkla görebiliyordu. Bu şekilde devam etmeleri durumunda sarışın shinobinin hayatının tehlikeye girebileceğinden emindi artık.
Birden bir sızı kaplamıştı tüm vücudunu. Bir kaç dakika önce Teki'nin canını almaya çalışan kişinin şu anda ölme riski vardı. Peki Teki'nin gerçekten istediği bu muydu? Evet, çok sinirlenmişti. Fakat bu tepkiyi vermesine sebep olacak eylemi şu anda başkasına yapması bunu kabul edilebilir kılabilir miydi?
Köy yönetimi tarafından yollandığı bir görevde, rakibini öldürecek olsa böyle hissetmeyebilirdi. Fakat şu anda karşısındaki kişi bir kaçak ya da suçlu değildi. Kendisi gibi köyüne hizmet eden ve köyünün geleceği için çalışmış, jounin sınavına katılmaya hak kazanmış bir shinobiydi. Köyünde bekleyen arkadaşları, köyü için yapacağı görevler olan...
Sakuma'nın yerine koymuştu Ryoken'i... Hatta hayır! Rei'nin yerine koymuştu. Bizzat kendi takım arkadaşını bir görevde kaybetmişti Teki. Şimdi başka birisinin arkadaşına bunu yapabilir miydi? Kendi yaşadaığı acıları, sadece bir sınav için başkasına yaşatabilir miydi?
Önce geriye doğru sıçrayarak rakipleri ile arasını açacak ve Ryu'ya doğru doğrultmuş olduğu Kitsune'yi biraz aşağı indirerek ve sol eli ile Kai mührü yapıp, Hiyaki'yi geri yollayacaktı. Artık dövüşe devam etmek için bir isteği kalmamıştı. Bir sınav uğruna meslektaşının ölümüne sebep olmak istemiyordu.
Hiyaki'yi yollamayı başardığı gibi "Durun!" diyecekti sakince gözlüğünü silerken. Ortağının ortamdan ayrılması ile gerilimi azaltabileceğini düşünmüştü. Saldırı postürünü bozmayacaktı. Eğer sözü sonrası Ryoken ve Ryu'dan bir hamle gelmez ise Kitsune'yi kınına yerleştirerek sözlerine başlayacaktı.
"Şimdi durmamız lazım işte."
Ryoken'e doğru dönüp shinobi çantasını işaret ederek, "Kunai ile bolayı kesemezsin ama uğraşırsan çıkacaktır. Ryu-san, istersen yardımcı ol. Ayrıca o eli sarmanız lazım." diyecek ve bir elini Kitsune'nin üstünde tutarak, sakin adımlarla Nakada'nın bulunduğu konuma yürümeye başlayacaktı.
"Nakada-san! Ryoken çok fazla kan kaybetti. Urata-san'ın yardım etme şansı olabilir mi? Ona göre burada bir süre bekleyebilirler."

毒
► Show Spoiler
- GM - Naruto
- Game Master
- Posts: 2856
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [6. Gün - Gündüz Safhası] Terkedilmiş Kasaba
Chisa: Göz yaşların yanaklarından aşağıya doğru akmaya başlıyor. Damla damla başlarken burnunu çekiyorsun, gözlerini iyice sıkıyorsun çıkmalarını engellemek için. Çok uğraşsan da, resmen gözlerini patlatacak kadar baskı da uygulasan durmuyorlar. Damlalar birleşiyor ve çizgi şeklinde süzülmeye başlıyorlar göz pınarlarından. Ellerini götürüyorsun gözüne. Hem silmek, hem de bastırırsan belki durur diye. Ağzın sanki çok ekşi bir limon tatmışsın gibi buruşuk ve çarpık duruyor. Suratını istemsizce kasıyorsun. Tüm bunlara rağmen hüngür hüngür ağlamayı kesemiyorsun. Gözyaşların ellerinin arasından akıyor yanaklarını takip ederek ve çenende birikiyorlar. Bir süre sonra damlamaya başlayan gözyaşların Butsuo'nun gökyüzüne bakan sol şakağına düşmeye başlıyorlar.
Butsuo ise tüm bunlardan habersiz huzurla uyuyor gibi görünüyor. Sen ise artık göz yaşlarını tutmuyor ve akmalarına izin veriyorsun kontrolsüzce.
Ryu & Ryoken & Teki: Ryoken geriye atılırken Hiyaki kunailerini geriye bir adım atarak rastgele bir biçimde sallamaya başlıyor. Teki ise, geriye sıçrıyor Ryu'dan uzaklaşmak adına. Ryu, elinde tantouyu çevirdiği gibi sallamayı düşünüyor ancak rakibinin geri çekildiğini fark edince bir hamle yapmaktan vazgeçiyor amacı rastgele bir hasar vermek olmadığı için.
Ryoken sağlam elini bolaya attığı gibi maymun yok oluyor. Teki, o sırada konuşmaya başlıyor. Teki konuşurken Ryoken bolanın üçte birini çözmüş oluyor neredeyse. Tek elli olması epey işlerini zorlaştırıyor gibi. Fakat Teki'nin temkinli bir şekilde gözlerini çok da onlardan çekmeden evin ön tarafına doğru hareketlenmesi ile bulduğu zaman aralığında bolayı kurtarıyor ayağından.
Ryoken, chakrasını tekrar hissediyor bolayı kurtardığında. Ryu, bu esnada Ryoken'in yanına geliyor. Yerdeki bola bir kaç saniye sonra toza dönüşüyor ve yok oluyor.
Teki ise evin ön tarafına varmış oluyor bu esnada Satori'ye bağırarak.
Teki & Chisa: Satori, Teki'nin laflarını duyduğu gibi bulunduğu çatıdan yere atlıyor ve evin içerisine giriyor. 5-6 saniye sonra ise evden elinde bir çanta ile çıkıp koşmaya başlıyor oraya doğru. Chisa ise bu esnada ağlamakla meşgul. Evin ön tarafında bulunan Teki, Chisa'yı Butsuo'nun başında hüngür hüngür ağlarken görüyor.
Ryu & Ryoken: İkiniz de derin nefes alıyorsunuz. Ryu epey yorgun düşmüş durumda. Aldığı hasarlar ve chakrasını sıfırlaması, üstüne de açlık sebebiyle sıfır noktasına 5 kala bir konumda. Ryoken chakrasına tekrar sahip olduğu için kendini yenilenmiş gibi hissetmekte fakat uzuvlarındaki üşüme artmaya başlıyor ufak ufak. Hâlâ his parmaklara odaklı.
Ryoken bu esnada yerdeki elinin parçasına baktığında, siyah jölemsi bir sıvıya dönüştüğünü görüyor sargıların arasında. Onu sağlam eliyle almaya çalıştığında toprağa dökülüyor parçalanarak. Elinde kanlı ve parçalanmış sargı bezi kalıyor sadece.
Ryu normal olarak hareket edebilir, sadece yapacağı herhangi bir savaş hamlesinin istediği kadar etkili olamayacağını biliyor. Chakrası çok azaldığından teknik kullanmaya kalkarsa bilincinde gelgitler olacağının da farkında. Fiziksel ve zihinsel olarak epey yorgun olsa da normal aktiviteler yapabilecek konumda.
Butsuo ise tüm bunlardan habersiz huzurla uyuyor gibi görünüyor. Sen ise artık göz yaşlarını tutmuyor ve akmalarına izin veriyorsun kontrolsüzce.
Ryu & Ryoken & Teki: Ryoken geriye atılırken Hiyaki kunailerini geriye bir adım atarak rastgele bir biçimde sallamaya başlıyor. Teki ise, geriye sıçrıyor Ryu'dan uzaklaşmak adına. Ryu, elinde tantouyu çevirdiği gibi sallamayı düşünüyor ancak rakibinin geri çekildiğini fark edince bir hamle yapmaktan vazgeçiyor amacı rastgele bir hasar vermek olmadığı için.
Ryoken sağlam elini bolaya attığı gibi maymun yok oluyor. Teki, o sırada konuşmaya başlıyor. Teki konuşurken Ryoken bolanın üçte birini çözmüş oluyor neredeyse. Tek elli olması epey işlerini zorlaştırıyor gibi. Fakat Teki'nin temkinli bir şekilde gözlerini çok da onlardan çekmeden evin ön tarafına doğru hareketlenmesi ile bulduğu zaman aralığında bolayı kurtarıyor ayağından.
Ryoken, chakrasını tekrar hissediyor bolayı kurtardığında. Ryu, bu esnada Ryoken'in yanına geliyor. Yerdeki bola bir kaç saniye sonra toza dönüşüyor ve yok oluyor.
Teki ise evin ön tarafına varmış oluyor bu esnada Satori'ye bağırarak.
Teki & Chisa: Satori, Teki'nin laflarını duyduğu gibi bulunduğu çatıdan yere atlıyor ve evin içerisine giriyor. 5-6 saniye sonra ise evden elinde bir çanta ile çıkıp koşmaya başlıyor oraya doğru. Chisa ise bu esnada ağlamakla meşgul. Evin ön tarafında bulunan Teki, Chisa'yı Butsuo'nun başında hüngür hüngür ağlarken görüyor.
Ryu & Ryoken: İkiniz de derin nefes alıyorsunuz. Ryu epey yorgun düşmüş durumda. Aldığı hasarlar ve chakrasını sıfırlaması, üstüne de açlık sebebiyle sıfır noktasına 5 kala bir konumda. Ryoken chakrasına tekrar sahip olduğu için kendini yenilenmiş gibi hissetmekte fakat uzuvlarındaki üşüme artmaya başlıyor ufak ufak. Hâlâ his parmaklara odaklı.
Ryoken bu esnada yerdeki elinin parçasına baktığında, siyah jölemsi bir sıvıya dönüştüğünü görüyor sargıların arasında. Onu sağlam eliyle almaya çalıştığında toprağa dökülüyor parçalanarak. Elinde kanlı ve parçalanmış sargı bezi kalıyor sadece.
Ryu normal olarak hareket edebilir, sadece yapacağı herhangi bir savaş hamlesinin istediği kadar etkili olamayacağını biliyor. Chakrası çok azaldığından teknik kullanmaya kalkarsa bilincinde gelgitler olacağının da farkında. Fiziksel ve zihinsel olarak epey yorgun olsa da normal aktiviteler yapabilecek konumda.
Off Topic
Birbirinizi boğazlamayı bir kenarı bıraktığınızı farz ediyoruz. Arena modu kapatılmıştır.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
- Kasumikage Teki
- Kusagakure
- Posts: 403
- Joined: October 22nd, 2018, 2:54 am
Re: [6. Gün - Gündüz Safhası] Terkedilmiş Kasaba
Nakada'nın elinde bir medikal çanta ile kendilerine doğru koşmakta olduğunu gördüğünde bir rahatlama kaplamıştı içini. Kunoichi'nin dilerse hepsini yenebileceğini biliyordu Teki. Butsuo zaten baygın haldeydi. Ryoken ve Ryu'nun savaşacak pek hali olduğunu düşünmüyordu. Kendisini ayakta tutan tek şey ise bir darbe daha almamış olmasıydı adeta.
"Ryoken-san kötü yaralandı. Ryu-san ile beraber şuralar." Eliyle az önce geldiği konumu işaret etmişti. "Sana da iş çıkardık durduk yere ama güzel bir gösteri olmuştur diye umuyorum." Nakada'nın kör olduğunu biliyordu ama tecrübelerine dayanarak savaşı onun da net bir şekilde "izlediğini" düşünüyordu.
Bakışlarını yerde yatmakta olan Butsuo ve başında ağlamakta olan Chisa'ya çevirdiği anda gözleri açılmış ve korkuyla dolmuştu. Bir an için Butsuo'nun öldüğünü düşünmüştü ama takım arkadaşının nefes alabildiğini görebiliyordu. Bu sebeple Chisa'nın kendi acısına ağladığını düşünmeye başlamıştı.
"Chisa-san... Oita-san'ı uyandırabilir misin?" diye seslenmişti pembe kunoichiye. Vücudundaki adrenalin yavaş yavaş azalmaya başlarken, omzundaki kunainin acısını da daha net hissetmeye başlamıştı Teki. Sol eli ile kunaiyi tutup, saplandığı yerden çıkardığı gibi sağ elinden salgıladığı zehri yarasına sürecek ve çakra aktararak yapay bir kabuk oluşturacaktı. Nakada-san'da hem Ryoken hem de kendisine yetecek kadar medikal malzeme olup olmadığını bilmiyordu, bu sebeple kendi önlemini alacaktı ilk olarak. Sonrasında da tekrar Nakada'ya doğru dönerek aklındaki en büyük soruyu soracaktı kunoichiye.
"Eee Nakada-san, komik bir soru olacak ama parşömeni halen vermek istiyor musun yoksa denersek hepimiz dayak mı yiyeceğiz?" Suratında istemsizce bir gülümseme oluşmuştu. Nakada'dan gelecek tepkiyi çok merak etmekteydi.
"Ryoken-san kötü yaralandı. Ryu-san ile beraber şuralar." Eliyle az önce geldiği konumu işaret etmişti. "Sana da iş çıkardık durduk yere ama güzel bir gösteri olmuştur diye umuyorum." Nakada'nın kör olduğunu biliyordu ama tecrübelerine dayanarak savaşı onun da net bir şekilde "izlediğini" düşünüyordu.
Bakışlarını yerde yatmakta olan Butsuo ve başında ağlamakta olan Chisa'ya çevirdiği anda gözleri açılmış ve korkuyla dolmuştu. Bir an için Butsuo'nun öldüğünü düşünmüştü ama takım arkadaşının nefes alabildiğini görebiliyordu. Bu sebeple Chisa'nın kendi acısına ağladığını düşünmeye başlamıştı.
"Chisa-san... Oita-san'ı uyandırabilir misin?" diye seslenmişti pembe kunoichiye. Vücudundaki adrenalin yavaş yavaş azalmaya başlarken, omzundaki kunainin acısını da daha net hissetmeye başlamıştı Teki. Sol eli ile kunaiyi tutup, saplandığı yerden çıkardığı gibi sağ elinden salgıladığı zehri yarasına sürecek ve çakra aktararak yapay bir kabuk oluşturacaktı. Nakada-san'da hem Ryoken hem de kendisine yetecek kadar medikal malzeme olup olmadığını bilmiyordu, bu sebeple kendi önlemini alacaktı ilk olarak. Sonrasında da tekrar Nakada'ya doğru dönerek aklındaki en büyük soruyu soracaktı kunoichiye.
"Eee Nakada-san, komik bir soru olacak ama parşömeni halen vermek istiyor musun yoksa denersek hepimiz dayak mı yiyeceğiz?" Suratında istemsizce bir gülümseme oluşmuştu. Nakada'dan gelecek tepkiyi çok merak etmekteydi.

毒
► Show Spoiler
- Jin Ryoken
- Ishigakure
- Posts: 429
- Joined: August 31st, 2018, 5:11 am
Re: [6. Gün - Gündüz Safhası] Terkedilmiş Kasaba
Tam da ölümü kabullenip, olabildiğince riskli hamleler almaya odaklanmıştım. Teki-san'ın pes etmeme izin vermeyip bir anda dövüşü bitirmesi ilginçti oldukça. Teki-san çok uzaklaşmadan, bolamı çözmeye devam ederken "Kunai için kusura bakma." dedim. O anda yapabileceğim başka bir saldırı aklıma gelseydi kesinlikle yapardım sanırım. İnsan öldürmek konusunda seçim yapmayan birisi olsam dahi bu sınavda böyle bir şeye kalkışmanın anlamı yok. Elimi yerinden koparmış olması önemini yitiriyor bir yandan. Aslında önemini yitirmesinin sebebini, elimi geri takabileceğimi düşünmem olarak yorumlayabilirim.
Çakramı tekrardan hissetmeye başladığımda yenilenmiş gibi hissettim kendimi. Tekrardan özüme dönmüştüm. Bu sınav, bana hangi konularda nasıl bir eksiğim olduğunu çok iyi bir şekilde gösterdi. Kan kaybı yüzünden üşümem de artmaya başlamışken, hızlı bir şekilde çakra yönlendirmem gerektiğini düşünüyordum. Ancak ondan önce, kopan elimi geriye almalıydım. Ama alamadım. Kopan elimin parçası, yerde jöleye dönüşürken elime aldığım anda parçalanarak toprağa döküldü. Elimde ise kanlı bir sargı bezi kaldı sadece. Elimde duran kanlı sargı bezine bakarken, tekrardan kafamda canlandı bu kolu almak için yaptığım şeyler. Bu kol için kurban ettiğim o bir sürü insan gözlerimin önüne geldi tekrardan. Sargı bezine bakarken duyduğum tek pişmanlık, kılıca elimi atmak oldu.
Sağ elimle sol kolumdaki bütün sargıyı çıkarmaya başladım Ryu-san'a bakarken. "Gene aynı durumdayız değil mi? Bu sefer gitmediğin bir durum." Ryu-san'ın keskin bakışlarına karşılık aynı keskinlikle cevap veriyordu gözlerim. Bana bir yanıt vermeyeceğini düşündüğüm için, tekrardan söze daldım. "O durumdan tek farkımız bir şeylerin farkında olmamız herhalde. Bu sefer yanımda olman iyi oldu." diyerek tamamladım cümlelerimi. Ryu-san'ın yorgun olduğunu görebiliyordum, içten içe iki düşman olarak birbirimize destek olmuştuk limitlerimize kadar. Ben, elimi feda etmişken o da kendini uç noktalarına kadar zorlamıştı. "Senden bir şey rica edeceğim. Kanını." diyerek tekrardan söze daldım sessizliği bozarak. Ryu-san'ın "Kan? Anlayamadım?" Demesine karşılık, tekrar söze girdim. "Bu kola çakramı vereceğim. Kanama duracaktır. Ancak elimin kendiliğinden tekrar çıkacağını zannetmiyorum. Bu kolla birbirimizi henüz yeni tanıyoruz. Belki de iyileşme süreci yaşanabilir. Bilemiyorum. Yaşanmayacağını düşünsem dahi, kolu senin şuanda açık yaralarından akan kanla besleyeceğim. Belki bir ihtimal bir şeyler değişebilir, değişmediği takdirde gördüğün gibi dört parmağı olmayan bir shinobi olarak yoluma devam edeceğim." dedikten sonra koluma çakra aktarmaya başladım.
Kolumda dediğim gibi, bir anda dört parmağımın çıkmasını beklemiyorum ancak kan paktı yapmış olmam beni düşünmeye zorluyor. Belki bir ihtimal, bu kolun kendini tekrardan tamir etmesi sağlanabilir. Biliyorum, çok düşük bir ihtimal ancak denemem gerekiyor. Bu yüzden Ryu-san'a yaklaştırdım çakramı aktarırken. Sağ elimin işaret ve orta parmağıyla açık yaralarından akan kanı alıp süreceğim kolumun üstüne onu zorlamadan. Umarım işe yarar, yoksa tekrardan zor bir yola girmek zorunda kalacağım. Hatta, Gennosuke ile tekrardan görüşmek zorunda bile kalabilirim. Ki, bu istemediğim tek şey sanırım.
Out: Ryu için bir cümle girdim ancak konuştuğunu falan yazmış durumdayım, Ryoken için tur attığımdan kısa bir turun yeterli olduğunu düşündüm. Aynı zamanda Uğurcan'ın karakteri konuşturma, oynatma şekli farklı olduğundan ve pek taklit edemediğimden konuşma turlarını çok giremedim. Bu sebeple bir cümlelik tur girmiş bulunmaktayım, bir uyarı olursa düzenleyebilirim.
Çakramı tekrardan hissetmeye başladığımda yenilenmiş gibi hissettim kendimi. Tekrardan özüme dönmüştüm. Bu sınav, bana hangi konularda nasıl bir eksiğim olduğunu çok iyi bir şekilde gösterdi. Kan kaybı yüzünden üşümem de artmaya başlamışken, hızlı bir şekilde çakra yönlendirmem gerektiğini düşünüyordum. Ancak ondan önce, kopan elimi geriye almalıydım. Ama alamadım. Kopan elimin parçası, yerde jöleye dönüşürken elime aldığım anda parçalanarak toprağa döküldü. Elimde ise kanlı bir sargı bezi kaldı sadece. Elimde duran kanlı sargı bezine bakarken, tekrardan kafamda canlandı bu kolu almak için yaptığım şeyler. Bu kol için kurban ettiğim o bir sürü insan gözlerimin önüne geldi tekrardan. Sargı bezine bakarken duyduğum tek pişmanlık, kılıca elimi atmak oldu.
Sağ elimle sol kolumdaki bütün sargıyı çıkarmaya başladım Ryu-san'a bakarken. "Gene aynı durumdayız değil mi? Bu sefer gitmediğin bir durum." Ryu-san'ın keskin bakışlarına karşılık aynı keskinlikle cevap veriyordu gözlerim. Bana bir yanıt vermeyeceğini düşündüğüm için, tekrardan söze daldım. "O durumdan tek farkımız bir şeylerin farkında olmamız herhalde. Bu sefer yanımda olman iyi oldu." diyerek tamamladım cümlelerimi. Ryu-san'ın yorgun olduğunu görebiliyordum, içten içe iki düşman olarak birbirimize destek olmuştuk limitlerimize kadar. Ben, elimi feda etmişken o da kendini uç noktalarına kadar zorlamıştı. "Senden bir şey rica edeceğim. Kanını." diyerek tekrardan söze daldım sessizliği bozarak. Ryu-san'ın "Kan? Anlayamadım?" Demesine karşılık, tekrar söze girdim. "Bu kola çakramı vereceğim. Kanama duracaktır. Ancak elimin kendiliğinden tekrar çıkacağını zannetmiyorum. Bu kolla birbirimizi henüz yeni tanıyoruz. Belki de iyileşme süreci yaşanabilir. Bilemiyorum. Yaşanmayacağını düşünsem dahi, kolu senin şuanda açık yaralarından akan kanla besleyeceğim. Belki bir ihtimal bir şeyler değişebilir, değişmediği takdirde gördüğün gibi dört parmağı olmayan bir shinobi olarak yoluma devam edeceğim." dedikten sonra koluma çakra aktarmaya başladım.
Kolumda dediğim gibi, bir anda dört parmağımın çıkmasını beklemiyorum ancak kan paktı yapmış olmam beni düşünmeye zorluyor. Belki bir ihtimal, bu kolun kendini tekrardan tamir etmesi sağlanabilir. Biliyorum, çok düşük bir ihtimal ancak denemem gerekiyor. Bu yüzden Ryu-san'a yaklaştırdım çakramı aktarırken. Sağ elimin işaret ve orta parmağıyla açık yaralarından akan kanı alıp süreceğim kolumun üstüne onu zorlamadan. Umarım işe yarar, yoksa tekrardan zor bir yola girmek zorunda kalacağım. Hatta, Gennosuke ile tekrardan görüşmek zorunda bile kalabilirim. Ki, bu istemediğim tek şey sanırım.
Off Topic
Ryu, şimdilik sakin bir şekilde Ryoken'in koluna kan sürmesini bekleyecek.

► Show Spoiler
- Kotegawa Chisa
- Ishigakure
- Posts: 440
- Joined: August 31st, 2018, 1:59 am
Re: [6. Gün - Gündüz Safhası] Terkedilmiş Kasaba
Yanaklarımdan süzülen gözyaşları eşliğinde öncelikle Kasumikage-san'ın sesini duydum, hemen akabinde de siluetini seçebilir hale geldim. Dövüşün bittiğinin habercisi olan bu görüntü içimi bir rahatlık kaplamasına vesile olmuştu. Yine de bu his pek uzun süre varlığını koruyamadı. Garip duygular içerisinde olan kalbim ve onları işlemekte zorluk çeken beynim, Kasumikage-san'ın sözlerini geç olsa da anlayabilmeyi başarmıştı. Fakat anlamama rağmen ona karşı bir öfke hissetmedim. Evet arkadaşımı kötü bir şekilde yaralamıştı fakat daha da ileriye gitmemişti. Bakışlarını bana çevirdiğinde hala ağlamakla meşguldüm, Butsuo-san'ı uyandırmamı söylediğinde de başımı hafifçe sallayarak "Hıhı" demekle yetindim. İki elimi hızlıca yana doğru açtım ve aynı hızla Butsuo-san'ın yanaklarına vurdum. Sert bir şekilde vurduğumun farkındaydım fakat onu ayıltmak için bunun gerekli olduğunu biliyordum. Kafamı hafifçe eğdim, gözlerimi bilinçsiz bir şekilde yerde yatan Butsuo-san'ın gözlerine kilitledim. "Butsuo-san! Uyan!" dedim.
Butsuo-san uyandıktan sonra ilk olarak ondan özür dilemeyi düşünüyorum. İçinde bulunduğum durumdan ötürü dogeza yapmam pek mümkün olmadığından ötürü direkt bir şekilde özür dileyeceğim. "Butsuo-san! Seni kestiğim için çok, çok, çok, çok, çoooook ama çooook özür dilerim!" Gerçekten de içten dilediğim bu özür belki de kalbimdeki acının biraz daha yumuşamasına vesile olacaktır.
Butsuo-san ile özür dileme faslını bitirdikten sonra da katanamdan destek alarak ayağa kalkacak ve arkadaşlarımın yanına gideceğim. Ne kadar kötü bir durumda olduklarını bilmiyorum ve bu beni gerçekten de meraklandırıyor. Ryoken-san'ın sesini hayal meyal duyabildiğimden ötürü pek bir sıkıntısı olduğunu düşünmüyorum ama kendim görmem gerekiyor. Ne de olsa Kasumikage-san kötü yaralandığını söyledi.
Butsuo-san uyandıktan sonra ilk olarak ondan özür dilemeyi düşünüyorum. İçinde bulunduğum durumdan ötürü dogeza yapmam pek mümkün olmadığından ötürü direkt bir şekilde özür dileyeceğim. "Butsuo-san! Seni kestiğim için çok, çok, çok, çok, çoooook ama çooook özür dilerim!" Gerçekten de içten dilediğim bu özür belki de kalbimdeki acının biraz daha yumuşamasına vesile olacaktır.
Butsuo-san ile özür dileme faslını bitirdikten sonra da katanamdan destek alarak ayağa kalkacak ve arkadaşlarımın yanına gideceğim. Ne kadar kötü bir durumda olduklarını bilmiyorum ve bu beni gerçekten de meraklandırıyor. Ryoken-san'ın sesini hayal meyal duyabildiğimden ötürü pek bir sıkıntısı olduğunu düşünmüyorum ama kendim görmem gerekiyor. Ne de olsa Kasumikage-san kötü yaralandığını söyledi.
► Show Spoiler