[7. Gün - Gündüz Safhası] Orman
- Kita Usagi
- Ishigakure
- Posts: 286
- Joined: September 11th, 2018, 3:23 am
Re: [7. Gün - Gündüz Safhası] Orman
Karşısındaki kunoichiye karşı kurduğu bütün cümlelerin havaya sürüldüğünü hissediyordu. Sanki söyledikleri Chisa'nın bir kulağından giriyor, diğerinden çıkıyordu. Usagi'nin söylediklerini anlamak gerçekten bu kadar zor muydu? Olamazdı çünkü takım arkadaşları ile rahatça anlaşıyordu. Durum burada yine dönüp dolaşıp karşısındaki kunoichinin anlama kapasitesine bağlanıyordu.
Sessizce, Chisa'nın laflarını bölmeden dinledi. Kurduğu her cümlede sinir kat sayısı biraz daha artıyordu. Lakin vücudunda artan bu sinire rağmen sessizce dinlemişti kunoichinin söylediklerini. Cümleleri bittiğinde kafasında bariz bir kaç düşünce oluşmuştu bile.
"Durum burada sana inanıp inanmamak değil. Önemli olan o alınbandını taşımak değil. Önemli olan o alınbandına layık işler yapmak. Burada Ishichou'nun, köyümüzün bile senden beklentileri varken sen burada gelmiş Suta'yı sevmeden gitmem diye salak salak işlere girişiyorsun. İşte bu beni gerçekten sinirlendiriyor." Cümlelerinin sonuna doğru içindeki bütün siniri köydaşına göstermek istemişti. Bu sinirle yapacağı hareketler yüzünden ileride vicdan azabı çekmek istemiyordu. Bu sebeple de Chisa'nın artık bir şeyleri anlamasını istiyordu.
"Ne yani, senin yardımına muhtaç olduğumu mu düşünüyorsun? Madem bu kadar güçlüsün, bu kadar boş vaktin var. Git alınbandını taşıdığın köyün için bir işe yara. Ama bana ve benim takımımın işine karışma. Sonuçlarına katlanmak zorunda kalırsın. Ki gitmezsen seni çıkartmanın yolunu da biliyorum. Ama bu yolu sevmeyeceksin." Cümlelerini tamamladığında artık son raddeye geldiğini anlamıştı Usagi. Daha fazla konuşmak niyeti yoktu. Karşısındaki kunoichinin önünde iki seçenek vardı. Ya buradan isteyerek gidecekti, ya da buradan zorla gidecekti. Seçme şansını Chisa'ya bırakmıştı. Bu sırada da vücudunu saldırmak için hazır bir pozisyona getirmişti. Chakrasını şimdiden yoğurmaya başlamıştı bile modunu aktif etmek için. Artık şakası yoktu. Tahammülü de kalmamıştı. Şu andan itibaren her şey Chisa'nın ağzından çıkacak kelimelere bakıyordu.
Sessizce, Chisa'nın laflarını bölmeden dinledi. Kurduğu her cümlede sinir kat sayısı biraz daha artıyordu. Lakin vücudunda artan bu sinire rağmen sessizce dinlemişti kunoichinin söylediklerini. Cümleleri bittiğinde kafasında bariz bir kaç düşünce oluşmuştu bile.
"Durum burada sana inanıp inanmamak değil. Önemli olan o alınbandını taşımak değil. Önemli olan o alınbandına layık işler yapmak. Burada Ishichou'nun, köyümüzün bile senden beklentileri varken sen burada gelmiş Suta'yı sevmeden gitmem diye salak salak işlere girişiyorsun. İşte bu beni gerçekten sinirlendiriyor." Cümlelerinin sonuna doğru içindeki bütün siniri köydaşına göstermek istemişti. Bu sinirle yapacağı hareketler yüzünden ileride vicdan azabı çekmek istemiyordu. Bu sebeple de Chisa'nın artık bir şeyleri anlamasını istiyordu.
"Ne yani, senin yardımına muhtaç olduğumu mu düşünüyorsun? Madem bu kadar güçlüsün, bu kadar boş vaktin var. Git alınbandını taşıdığın köyün için bir işe yara. Ama bana ve benim takımımın işine karışma. Sonuçlarına katlanmak zorunda kalırsın. Ki gitmezsen seni çıkartmanın yolunu da biliyorum. Ama bu yolu sevmeyeceksin." Cümlelerini tamamladığında artık son raddeye geldiğini anlamıştı Usagi. Daha fazla konuşmak niyeti yoktu. Karşısındaki kunoichinin önünde iki seçenek vardı. Ya buradan isteyerek gidecekti, ya da buradan zorla gidecekti. Seçme şansını Chisa'ya bırakmıştı. Bu sırada da vücudunu saldırmak için hazır bir pozisyona getirmişti. Chakrasını şimdiden yoğurmaya başlamıştı bile modunu aktif etmek için. Artık şakası yoktu. Tahammülü de kalmamıştı. Şu andan itibaren her şey Chisa'nın ağzından çıkacak kelimelere bakıyordu.
► Show Spoiler
- GM - Naruto
- Game Master
- Posts: 2811
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [7. Gün - Gündüz Safhası] Orman
Aranızdaki mesafe aynı. Etrafta değişen bir durum söz konusu değil.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
- Kotegawa Chisa
- Ishigakure
- Posts: 435
- Joined: August 31st, 2018, 1:59 am
Re: [7. Gün - Gündüz Safhası] Orman
Usagi-san ile katiyen anlaşabileceğimi düşünmüyorum zira kendisinin empati yeteneği pek yok gibi gözüküyor. Herhangi bir zararım olmadığını söylememe rağmen inatla bana inanmamaya ve saldırgan bir tavır almaya devam ediyor. Tamam muhabbet etmek istemiyorsun, anlayabiliyorum ama bari kediciği yolla onu azıcık seveyim. Yani ne kaybedecek ki? İki dakika tüylerine dokunucam, biraz suratımı daldırcam o kadar.
Suratımdaki ifade hiç değişmeden Usagi-san'ın konuşmasını bitirmesini bekledim. Her ne kadar bana karşı agresif davransa da suratımda kocaman bir gülümseme vardı. İçinde bulunduğumuz durumdan pek memnun değildim fakat köydaşımla iletişime geçiyor olmanın verdiği mutluluk yüzüme yansıyordu.
Usagi-san her an saldırabilecekmiş gibi gözükmesine rağmen duruşumu hiç bozmadım. Birkaç saniye boyunca gözlerinin içine baktıktan sonra kısa bir kahkaha attım ve konuşmaya başladım. "Ne güçlü olduğumu, ne de yardımıma muhtaç olduğunuzu iddia ettim. Bu sınava katılan shinobiler arasındaki en vasat kişi olduğumun zaten bilincindeyim." Kısa bir ara verdim. "Sözlerimin ve düşüncelerimin seni iğrendirdiğinin, öfkelendirdiğinin farkındayım fakat ben böyle bir insanım. Sadece bir rütbe için Ishigakure shinobilerine zarar vermek gibi bir niyetim yok. Jounin olsam dahi hayatımda bir şeyin değişeceğini düşünmüyorum. Amaçlarım değişmeyecek, yaptıklarım değişmeyecek, yapacaklarım değişmeyecek. Sadece Chuunin yerine Jounin olarak hitap edileceğim." Tekrardan kısa bir ara verdim. "Bunlar benim düşüncelerim, elbette katılmadığın noktalar vardır. Zira aynı şekilde düşünseydik bu durumda olmazdık. Eğer sakıncası yoksa neden Jounin olmak istediğini bana anlatabilir misin?" Konuşmamı bitirdikten sonra gözlerimi kapatarak üzerime gelebilecek bir darbeyi beklemeye başladım. "Usagi-san direkt vurmak gibi bir düşüncen varsa fazla sert vurmazsan sevinirim. Dün Butsuo-san'ın yumruğundan sonra canım çok yanmıştı, bir daha o kadar acı çekmek istemiyorum."
Suratımdaki ifade hiç değişmeden Usagi-san'ın konuşmasını bitirmesini bekledim. Her ne kadar bana karşı agresif davransa da suratımda kocaman bir gülümseme vardı. İçinde bulunduğumuz durumdan pek memnun değildim fakat köydaşımla iletişime geçiyor olmanın verdiği mutluluk yüzüme yansıyordu.
Usagi-san her an saldırabilecekmiş gibi gözükmesine rağmen duruşumu hiç bozmadım. Birkaç saniye boyunca gözlerinin içine baktıktan sonra kısa bir kahkaha attım ve konuşmaya başladım. "Ne güçlü olduğumu, ne de yardımıma muhtaç olduğunuzu iddia ettim. Bu sınava katılan shinobiler arasındaki en vasat kişi olduğumun zaten bilincindeyim." Kısa bir ara verdim. "Sözlerimin ve düşüncelerimin seni iğrendirdiğinin, öfkelendirdiğinin farkındayım fakat ben böyle bir insanım. Sadece bir rütbe için Ishigakure shinobilerine zarar vermek gibi bir niyetim yok. Jounin olsam dahi hayatımda bir şeyin değişeceğini düşünmüyorum. Amaçlarım değişmeyecek, yaptıklarım değişmeyecek, yapacaklarım değişmeyecek. Sadece Chuunin yerine Jounin olarak hitap edileceğim." Tekrardan kısa bir ara verdim. "Bunlar benim düşüncelerim, elbette katılmadığın noktalar vardır. Zira aynı şekilde düşünseydik bu durumda olmazdık. Eğer sakıncası yoksa neden Jounin olmak istediğini bana anlatabilir misin?" Konuşmamı bitirdikten sonra gözlerimi kapatarak üzerime gelebilecek bir darbeyi beklemeye başladım. "Usagi-san direkt vurmak gibi bir düşüncen varsa fazla sert vurmazsan sevinirim. Dün Butsuo-san'ın yumruğundan sonra canım çok yanmıştı, bir daha o kadar acı çekmek istemiyorum."

- Kita Usagi
- Ishigakure
- Posts: 286
- Joined: September 11th, 2018, 3:23 am
Re: [7. Gün - Gündüz Safhası] Orman
Chisa'nın verdiği cevaplar üzerine düşünmeye başlamıştı. Karşısındaki kız gerçekten Usagi'nin dediklerini anlamıyordu. Usagi Ishigakure dedikçe Chisa ben diyordu. Bu durum da Usagi'nin artık kendisini tutmayacağı noktaya getirmişti. Sırf köydaşı olduğu için bir şeyleri anlatmaya, açıklamaya devam etmek istese de bunun hiçbir işe yaramayacağının da bilincindeydi. Yarayacak olsa şimdiye kadar çoktan yarardı. Artık sözler ile anlaşamayacakları netti.
Neden Jounin olmak istediğini sormuştu Chisa. Gerçekten neden Jounin olmak istiyordu ki? İtibar mı? Güç mü? Para mı? Aslında Jounin olmak istemiyordu. Jouninlik sadece bir isimden başka bir şey değildi. Usagi'nin burada bulunma amacı köyünün şanını bir nebze de olsa ileriye taşıyabilmekti. Büyük köyler ile işbirliği içinde yapılan bir organizasyonda köyünün adını duyurabilmek istiyordu. Sandıkları kadar güçsüz olmadıklarını göstermek istiyordu. Bunu bir nebze de olsa başarmıştı. Ne var ki Usagi'nin köyüne kazandırdığı itibarı, Chisa aşağıya çekmeye çalışıyor gibiydi. Usagi'nin burada oturup boş muhabbet etmekten tam olarak anladığı buydu. Bu durum ise şimdiye kadar çektiği zorlukları çiğniyordu.
Chisa gözlerini kapatıp ilk kelimesini dudaklarından döktüğü anda Usagi çoktan hamlesini yapmaya başlamıştı. Mizurappa için gerekli el mühürlerini yapıp direkt Chisa'yı hedef alacaktı. Öldürmek, ya da kalıcı hasar vermek gibi bir düşüncesi yoktu. Suta ile konuştuğu planı işleme dökecekti direkt olarak. Karşısındaki kişi her ne kadar hiçbir şey yapmayacağını söylemiş olsa da, onun da bir itibarı vardı. En azından Ishigakure alınbandını taşıyordu. O alınbandının bir hakkı vardı. O hakkı da verecekti Usagi.
El mühürlerini bitirip ağzından su kütlesini göndereceği anda seslenecekti partnerine. "SUTA!" Önceden konuştukları plana uyacağını biliyordu partnerinin. Bu sebeple Suta geleceği anda su kütlesini göndermeyi kesecekti. Ardından Suta'nın gelişi ile de olacakları izlemeye başlayacaktı.
Neden Jounin olmak istediğini sormuştu Chisa. Gerçekten neden Jounin olmak istiyordu ki? İtibar mı? Güç mü? Para mı? Aslında Jounin olmak istemiyordu. Jouninlik sadece bir isimden başka bir şey değildi. Usagi'nin burada bulunma amacı köyünün şanını bir nebze de olsa ileriye taşıyabilmekti. Büyük köyler ile işbirliği içinde yapılan bir organizasyonda köyünün adını duyurabilmek istiyordu. Sandıkları kadar güçsüz olmadıklarını göstermek istiyordu. Bunu bir nebze de olsa başarmıştı. Ne var ki Usagi'nin köyüne kazandırdığı itibarı, Chisa aşağıya çekmeye çalışıyor gibiydi. Usagi'nin burada oturup boş muhabbet etmekten tam olarak anladığı buydu. Bu durum ise şimdiye kadar çektiği zorlukları çiğniyordu.
Chisa gözlerini kapatıp ilk kelimesini dudaklarından döktüğü anda Usagi çoktan hamlesini yapmaya başlamıştı. Mizurappa için gerekli el mühürlerini yapıp direkt Chisa'yı hedef alacaktı. Öldürmek, ya da kalıcı hasar vermek gibi bir düşüncesi yoktu. Suta ile konuştuğu planı işleme dökecekti direkt olarak. Karşısındaki kişi her ne kadar hiçbir şey yapmayacağını söylemiş olsa da, onun da bir itibarı vardı. En azından Ishigakure alınbandını taşıyordu. O alınbandının bir hakkı vardı. O hakkı da verecekti Usagi.
El mühürlerini bitirip ağzından su kütlesini göndereceği anda seslenecekti partnerine. "SUTA!" Önceden konuştukları plana uyacağını biliyordu partnerinin. Bu sebeple Suta geleceği anda su kütlesini göndermeyi kesecekti. Ardından Suta'nın gelişi ile de olacakları izlemeye başlayacaktı.
► Show Spoiler
- GM - Naruto
- Game Master
- Posts: 2811
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [7. Gün - Gündüz Safhası] Orman
Chisa uzun tiradını bitirdikten sonra gözlerini kapatıyor, ancak gözlerini kapattıktan sonra cümlesinin ilk kelimesini ettiği anda karşısındaki Usagi'nin vücudunda bir chakra akımı hissetmeye başlıyor. Meishou-dou yetenekleri sayesinde Chisa'nın açık olan algısı, menzilin bitiş noktasında olmasına rağmen Usagi'yi hissedebilmesine yardımcı oluyor. Usagi'nin bir tekniğe hazırlanıyor olduğunu kavrayabiliyor kolaylıkla. Cümlesini sürdürmeye ve hiç bir şey yapmamaya kararlıysa bir tekniğin net olarak açık hedefi olacağının farkında.
Off Topic
Bu tur yalnızca Chisa yazacak.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
- Kotegawa Chisa
- Ishigakure
- Posts: 435
- Joined: August 31st, 2018, 1:59 am
Re: [7. Gün - Gündüz Safhası] Orman
Hayal kırıklığına uğradığımı belirtmeden yoluma devam etmek istemiyorum. Gerçekten de Usagi-san ile konuşup neler düşündüğünü öğrenmek isterdim. Neden Jounin olmak istiyor? Köyü için mi? Şöhret için mi? Para için mi? Yoksa bunlarla alakasız fakat kendisi için önemli olan bir nedenden ötürü mü? Bu sorularımın cevabını almayı başarabilseydim belki de ufkumun genişlediğini hissedebilecektim. Lakin ne yazık ki, Usagi-san'ın böyle bir niyeti olmadığını öğrendim. Kendini bana detaylıca, anlayabileceğim şekilde açıklamak yerine saldırmayı tercih etti. Üstelik ona işlerin basit yoldan ilerleyebileceğini söylememe rağmen Ninjutsu kullanmayı tercih etti. Yani ne olurdu ki beş dakika otursak, sohbet etsek, birbirimizi anlamaya çalışsak? Ama bütün suçu da ona yüklememem gerekiyor, ne de olsa üslerine habersiz bir şekilde gelen kişi benim. Demek ki sözlerim yeteri kadar ikna edici değilmiş. Demek ki herhangi bir sorun çıkartmaya niyetim olmadığını karşı tarafa yeteri kadar iyi bir şekilde ifade edememişim. Yani aslında ettiğimi düşünüyorum fakat başarılı olamamam aslında yeterli olmadığını gösterir.
Usagi-san'ın yaptığı jutsuya göz göre göre yakalanmak gibi bir niyetim yok. Henüz buradaki amacımı gerçekleştirmedim, gerçekleştirmeden de gitmeyeceğim. Usagi-san ortaya çıktığında Sutashika-san'ın etrafta dolandığını fark etmiştim eminim ki çalılarda bir yerde saklanıyor ve bana saldırmak için fırsat kolluyordur. Eğer isteklerimi gerçekleştirmek istiyorsam biraz kurnaz davranmam gerekiyor.
Üzerime doğru gelen jutsudan sıyrılmak için hızlıca ayağa kalkacak ve koşmaya başlayacağım. Amacım Usagi-san'ı merkeze alacak bir dairenin etrafında koşarak saldırısını atlatmak. Henüz nasıl bir jutsu kullanacağını veya hangi elementlere sahip olduğunu bilmediğimden ötürü aşırı temkinli olmam gerekiyor. Eğer koşarak atlamayacağımı düşündüğüm bir jutsuyla karşılaşırsam stilimin tek savunma maksatlı öğretisi olan, katanayı kınından yarısına kadar çıkarma tekniğini kullanacağım. Her ne kadar basit bir teknik gibi görünse de aslında oldukça işe yarıyor. Yani ilk öğrendiğim zaman "Bu ne işime yarayacak ki?" demiştim fakat geeeeeeerçekten de çok etkili. Bugüne kadar beni bir çok durumdan kurtardı. Ya da alacağım hasarın azalmasına vesile oldu.
Aslında bu yaptığım biraz riskli bir hareket fakat rakibim hakkındaki bilgisizliğim burada bana dezavantaj oluşturuyor. Usagi-san bana nazaran çok daha avantajlı bir konumda. Kurosawa-san ile iki gün karşılaşmamızın sonucunda bir çok bilgi elde etmeyi başarmışlardır. Öncelikle ilk günden zaten hangi elemente sahip olduğumu ve hangi stili kullandığımı biliyorlar. Genjutsu kullandığıma dair bir fikirleri olmasa gerek, bunu avantajıma kullanabilirim.
Şimdilik planım Usagi-san'ı dairenin merkezine alarak ormanın başladığı bölgeye yakın fakat içerisinden çıkabilecek olan Sutashika-san'a tepki verebileceğim bir mesafede koşuma devam etmek. Amacım Sutashika-san'ın ortaya çıkmasını sağlamak aslında, sonrasında ne yapacağımı çoktan aklımda kurdum bile. Eğer her şey planladığım gibi gelişirse günün sonunda yumuşak tüylere kafasını daldıracak olan kişi ben olacağım!
Usagi-san'ın yaptığı jutsuya göz göre göre yakalanmak gibi bir niyetim yok. Henüz buradaki amacımı gerçekleştirmedim, gerçekleştirmeden de gitmeyeceğim. Usagi-san ortaya çıktığında Sutashika-san'ın etrafta dolandığını fark etmiştim eminim ki çalılarda bir yerde saklanıyor ve bana saldırmak için fırsat kolluyordur. Eğer isteklerimi gerçekleştirmek istiyorsam biraz kurnaz davranmam gerekiyor.
Üzerime doğru gelen jutsudan sıyrılmak için hızlıca ayağa kalkacak ve koşmaya başlayacağım. Amacım Usagi-san'ı merkeze alacak bir dairenin etrafında koşarak saldırısını atlatmak. Henüz nasıl bir jutsu kullanacağını veya hangi elementlere sahip olduğunu bilmediğimden ötürü aşırı temkinli olmam gerekiyor. Eğer koşarak atlamayacağımı düşündüğüm bir jutsuyla karşılaşırsam stilimin tek savunma maksatlı öğretisi olan, katanayı kınından yarısına kadar çıkarma tekniğini kullanacağım. Her ne kadar basit bir teknik gibi görünse de aslında oldukça işe yarıyor. Yani ilk öğrendiğim zaman "Bu ne işime yarayacak ki?" demiştim fakat geeeeeeerçekten de çok etkili. Bugüne kadar beni bir çok durumdan kurtardı. Ya da alacağım hasarın azalmasına vesile oldu.
Aslında bu yaptığım biraz riskli bir hareket fakat rakibim hakkındaki bilgisizliğim burada bana dezavantaj oluşturuyor. Usagi-san bana nazaran çok daha avantajlı bir konumda. Kurosawa-san ile iki gün karşılaşmamızın sonucunda bir çok bilgi elde etmeyi başarmışlardır. Öncelikle ilk günden zaten hangi elemente sahip olduğumu ve hangi stili kullandığımı biliyorlar. Genjutsu kullandığıma dair bir fikirleri olmasa gerek, bunu avantajıma kullanabilirim.
Şimdilik planım Usagi-san'ı dairenin merkezine alarak ormanın başladığı bölgeye yakın fakat içerisinden çıkabilecek olan Sutashika-san'a tepki verebileceğim bir mesafede koşuma devam etmek. Amacım Sutashika-san'ın ortaya çıkmasını sağlamak aslında, sonrasında ne yapacağımı çoktan aklımda kurdum bile. Eğer her şey planladığım gibi gelişirse günün sonunda yumuşak tüylere kafasını daldıracak olan kişi ben olacağım!

- GM - Naruto
- Game Master
- Posts: 2811
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [7. Gün - Gündüz Safhası] Orman
Chisa, rakibinin vücudundaki chakra akımını hissetmeye başladığı anda ayağa kalkmak için hareketleniyor. Ayaklandığı gibi, Usagi el mühürlerini bitirip derin bir nefes almaya başlıyor. Chisa, Usagi'yi merkeze alan bir çember şeklinde koşmak için kendine göre sağ, Usagi'ye göre sol tarafa doğru bir adım alıyor. Tam bu esnada, Usagi tekniğini püskürtmeye başlayacakken partnerinin ismini haykırıyor. Kelimesinin bitişiyle birlikte de ağzından tazyikli su fışkırmaya başlıyor. Chisa, ikinci adımını atıp üçüncüye geçerken tazyikli su kütlesi hafif geride kalmış olan sol omzunu ve kolunu vuruyor. Üçüncü adımını aldığı sağ ayağı üzerinde birkaç kez sekiyor Chisa vücudunun sol kısmı basınçla hafifçe geriye doğru fırlarken.
Chisa aldığı darbenin etkisiyle dengesini anca kurarken, Suta hızla fırlıyor ağaç ve çalıların arasından. Chisa yıkılmış ağaçların oluşturduğu boşluk alanda olduğu için ağaçlarla arasındaki mesafe nispeten fazla. Suta, Chisa'yla arasındaki mesafeyi kapatmak için hızla birkaç adım attıktan sonra havaya, Chisa'ya doğru sıçrıyor. Chisa bu esnada dengesini tamamen sağlamış ve defansif postüre geçmiş oluyor. Chisa'nın vücudunun sol kısmı tekniğin etkisiyle hafifçe geriye itildiği için Suta'nın geldiği yer Chisa'nın sağ önü, yani sağ omzunun baktığı doğrultu oluyor. Chisa, direkt olarak üzerine fırlayan devasa pantere karşılık verebilmek için refleksif olarak katanasını kınından yarım şekilde çıkarıyor ve savunmaya geçiyor pantere dönerken. Ağzı açık bir şekilde fırlayan panter, kınından çıkmış olan katanayı aniden ısırıyor ve katanayı kilitliyor. Chisa bir anlığına katanayı kurtarmak için hamle yapıyor, ancak başarılı olamıyor. Kılıç Suta'nın dişleri arasında bir milim bile oynamıyor.
Chisa, sol eliyle kını tutuyor bel hizasında. Sağ eliyle kabzasından tuttuğu katana sol aşağıdan sağ yukarı doğru ilerliyor. Sağ eli Chisa'nın boyun hizasında. Katana, Chisa'nın gövdesinin önünde çapraz bir şekilde durmakta. Suta'nın başı Chisa'ya göre hafif sola eğik, çenesi katananın Chisa'ya göre sağında.
Suta'nın ortaya çıkışıyla birlikte Usagi tekniğini sonlandırıyor ve Suta'nın ağzı Chisa'nın kılıcıyla buluştuğu anda yeni bir hamle için hazır hale geliyor.
Chisa çember oluşturacak şekilde koşmaya başladığı için Usagi'yle Chisa'nın arasında hala 10 metre kadar bir mesafe var. Usagi, Chisa'nın sol omzu doğrultusunda bulunuyor. Suta vahşi bir şekilde hırlamakta. Sırt kısmında canlı elektrik patlamaları oluşmaya başlıyor panterin. Chisa, Suta'yla göz göze geldiğinde panterin gözlerinin elektrik mavisi şeklinde parlamaya başladığını görüyor. Panterin vücudunda kuvvetli bir chakra hareketi de seziyor Chisa.
Ortamdaki herkes birbirini görebiliyor.
Chisa aldığı darbenin etkisiyle dengesini anca kurarken, Suta hızla fırlıyor ağaç ve çalıların arasından. Chisa yıkılmış ağaçların oluşturduğu boşluk alanda olduğu için ağaçlarla arasındaki mesafe nispeten fazla. Suta, Chisa'yla arasındaki mesafeyi kapatmak için hızla birkaç adım attıktan sonra havaya, Chisa'ya doğru sıçrıyor. Chisa bu esnada dengesini tamamen sağlamış ve defansif postüre geçmiş oluyor. Chisa'nın vücudunun sol kısmı tekniğin etkisiyle hafifçe geriye itildiği için Suta'nın geldiği yer Chisa'nın sağ önü, yani sağ omzunun baktığı doğrultu oluyor. Chisa, direkt olarak üzerine fırlayan devasa pantere karşılık verebilmek için refleksif olarak katanasını kınından yarım şekilde çıkarıyor ve savunmaya geçiyor pantere dönerken. Ağzı açık bir şekilde fırlayan panter, kınından çıkmış olan katanayı aniden ısırıyor ve katanayı kilitliyor. Chisa bir anlığına katanayı kurtarmak için hamle yapıyor, ancak başarılı olamıyor. Kılıç Suta'nın dişleri arasında bir milim bile oynamıyor.
Chisa, sol eliyle kını tutuyor bel hizasında. Sağ eliyle kabzasından tuttuğu katana sol aşağıdan sağ yukarı doğru ilerliyor. Sağ eli Chisa'nın boyun hizasında. Katana, Chisa'nın gövdesinin önünde çapraz bir şekilde durmakta. Suta'nın başı Chisa'ya göre hafif sola eğik, çenesi katananın Chisa'ya göre sağında.
Suta'nın ortaya çıkışıyla birlikte Usagi tekniğini sonlandırıyor ve Suta'nın ağzı Chisa'nın kılıcıyla buluştuğu anda yeni bir hamle için hazır hale geliyor.
Chisa çember oluşturacak şekilde koşmaya başladığı için Usagi'yle Chisa'nın arasında hala 10 metre kadar bir mesafe var. Usagi, Chisa'nın sol omzu doğrultusunda bulunuyor. Suta vahşi bir şekilde hırlamakta. Sırt kısmında canlı elektrik patlamaları oluşmaya başlıyor panterin. Chisa, Suta'yla göz göze geldiğinde panterin gözlerinin elektrik mavisi şeklinde parlamaya başladığını görüyor. Panterin vücudunda kuvvetli bir chakra hareketi de seziyor Chisa.
Ortamdaki herkes birbirini görebiliyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
- Kotegawa Chisa
- Ishigakure
- Posts: 435
- Joined: August 31st, 2018, 1:59 am
Re: [7. Gün - Gündüz Safhası] Orman
Omzuma isabet eden tazyikli suyun ardından Usagi-san'ın beni gerçekten de yaralamak gibi bir niyeti olmadığını anladım. Her ne kadar sinirli gözüküyor olsa da karşısındaki kişinin bir Ishigakure shinobisi olduğunun bilincinde ve bir sınav uğruna beni ağır bir şekilde yaralamak gibi bir niyeti yok, en azından şimdilik. Hareketlerinden, sözlerinden ve vücut dilinden anladığım kadarıyla Usagi-san şu anda aşırı derecede öfkeli. Hissettiği bu öfkenin nedeninin benim düşüncelerim ve eylemlerim olduğunun da bilincindeyim. Pes ettiğim ve üstünlüğünü kabul ettiğim takdirde öfkesinin yatışacağını düşünüyorum. Yatışmasa dahi bana zarar vermeyecektir, anladığım kadarıyla kendisi kötü kalpli bir insan değil. Sadece biraz öfke problemleri var.
Dengemi sağladığım esnada ormanın içerisinden çıkan Sutashika-san'ı gördüğüm anda gözlerim parıldamaya başladı. Neredeyse her şey planladığım gibi gerçekleştiği için de mutluydum fakat mutluluğum asıl sebebi Sutashika-san ile karşılaşmamdı. Elbette ona da zarar vermek gibi bir niyetim yok, o da bir Ishigakure shinobisi.
Sutashika-san'ın üzerime atıldığını gördüğüm anda katanamı kınından yarısına kadar çekerek kendimi savundum. Tatlış kedicik dişlerini katanama kitledi, çekmeye çalıştım fakat başarısız oldum. Yine de her şey hala planıma göre gidiyor. Aslında tam olarak istediğim mesafedeyim. Eğer bana uzaktan saldırmayı tercih etseydi onu sevme şansını yakalayamayabilirdim.
Kediciğin vücudunda dolaşan kuvvetli chakra hareketini sezdiğim anda planlarımda değişiklik yapmam gerektiğini fark ettim. Kediciğin sırt kısmında ortaya çıkan patlamalar, planladığım gibi sırtına çıkmama engel oluyordu. Vücudunun diğer kısmında da bu tarz elektrik akımlarının dolaşıp dolaşmadığına dair herhangi bir fikrim olmamasına rağmen bu riski almaya hazırım. Vücudunda dolaşan elektrik akımından ötürü çarpıldığım takdirde bayağı bir canımın yanacağını biliyorum... Biliyorum bilmesine ama kendime nasıl engel olabilirim ki? Hayatımda ilk defa bu kadar yumuşak görünümlü, tatlı ve büyük bir kedicik görüyorum. Benim gibi bir hayvan sever için kesinlikle dokunulması, sevilmesi gereken bir hayvan Sutashika-san!
Öncelikle kaşlarımı çatarak Rakumei no Jutsu'yu, Sutashika-san üzerinde uygulayacağım. Sadece bir anlığına da olsa kediciğin durmasına neden olacak. İşte o anda da planımı uygulamaya koyacağım.
Öncelikle katanamı Sutashika-san'ın ağzından çekmeyi deneyeceğim. Başarısız olursam zorlamayacak, katanamı bırakacak ve planıma devam edeceğim... Planımın ikinci aşamasında ise kıvrak bir şekilde Sutashika-san'ın altına girecek ve göbek bölgesine sarılmaya çalışacağım. Sarılamayacağımı düşünürsem de kafamı o yumuşacık tüylerin arasına daldırmakla yetineceğim! Büyük ihtimalle elektrik çarpıntısı falan yaşayacağım ama buna değer! Değecek!
Peki şimdi bütün bunları yapacağımı söyledim, Usagi-san boş duracak mıdır? Hayır elbette durmayacak fakat bana yetişebileceğini düşünmüyorum. Aramızdaki mesafe hala 10 metre yani ben Sutashika-san'ın tüylerine suratımı daldırana kadar yetişemeyecektir. Haa~~ Sonrasında elbette gelecek buraya. O anda iki elimi yukarıya kaldırarak pes ettiğimi ileteceğim köydaşıma. Elektrik çarpıntısı yaşarsam da kendime geldiğimde yüksek bir sesle pes ettiğimi belirteceğim. Gerçi bu ikinci durum çarpıntının şiddetine göre değişiklik gösterebilecek bir şey. Eğer dayanabileceğim bir seviyedeyse kısa bir süreliğine de olsa o yumuşacık tüylere sarılacağım.
Dengemi sağladığım esnada ormanın içerisinden çıkan Sutashika-san'ı gördüğüm anda gözlerim parıldamaya başladı. Neredeyse her şey planladığım gibi gerçekleştiği için de mutluydum fakat mutluluğum asıl sebebi Sutashika-san ile karşılaşmamdı. Elbette ona da zarar vermek gibi bir niyetim yok, o da bir Ishigakure shinobisi.
Sutashika-san'ın üzerime atıldığını gördüğüm anda katanamı kınından yarısına kadar çekerek kendimi savundum. Tatlış kedicik dişlerini katanama kitledi, çekmeye çalıştım fakat başarısız oldum. Yine de her şey hala planıma göre gidiyor. Aslında tam olarak istediğim mesafedeyim. Eğer bana uzaktan saldırmayı tercih etseydi onu sevme şansını yakalayamayabilirdim.
Kediciğin vücudunda dolaşan kuvvetli chakra hareketini sezdiğim anda planlarımda değişiklik yapmam gerektiğini fark ettim. Kediciğin sırt kısmında ortaya çıkan patlamalar, planladığım gibi sırtına çıkmama engel oluyordu. Vücudunun diğer kısmında da bu tarz elektrik akımlarının dolaşıp dolaşmadığına dair herhangi bir fikrim olmamasına rağmen bu riski almaya hazırım. Vücudunda dolaşan elektrik akımından ötürü çarpıldığım takdirde bayağı bir canımın yanacağını biliyorum... Biliyorum bilmesine ama kendime nasıl engel olabilirim ki? Hayatımda ilk defa bu kadar yumuşak görünümlü, tatlı ve büyük bir kedicik görüyorum. Benim gibi bir hayvan sever için kesinlikle dokunulması, sevilmesi gereken bir hayvan Sutashika-san!
Öncelikle kaşlarımı çatarak Rakumei no Jutsu'yu, Sutashika-san üzerinde uygulayacağım. Sadece bir anlığına da olsa kediciğin durmasına neden olacak. İşte o anda da planımı uygulamaya koyacağım.
Öncelikle katanamı Sutashika-san'ın ağzından çekmeyi deneyeceğim. Başarısız olursam zorlamayacak, katanamı bırakacak ve planıma devam edeceğim... Planımın ikinci aşamasında ise kıvrak bir şekilde Sutashika-san'ın altına girecek ve göbek bölgesine sarılmaya çalışacağım. Sarılamayacağımı düşünürsem de kafamı o yumuşacık tüylerin arasına daldırmakla yetineceğim! Büyük ihtimalle elektrik çarpıntısı falan yaşayacağım ama buna değer! Değecek!
Peki şimdi bütün bunları yapacağımı söyledim, Usagi-san boş duracak mıdır? Hayır elbette durmayacak fakat bana yetişebileceğini düşünmüyorum. Aramızdaki mesafe hala 10 metre yani ben Sutashika-san'ın tüylerine suratımı daldırana kadar yetişemeyecektir. Haa~~ Sonrasında elbette gelecek buraya. O anda iki elimi yukarıya kaldırarak pes ettiğimi ileteceğim köydaşıma. Elektrik çarpıntısı yaşarsam da kendime geldiğimde yüksek bir sesle pes ettiğimi belirteceğim. Gerçi bu ikinci durum çarpıntının şiddetine göre değişiklik gösterebilecek bir şey. Eğer dayanabileceğim bir seviyedeyse kısa bir süreliğine de olsa o yumuşacık tüylere sarılacağım.

- Kita Usagi
- Ishigakure
- Posts: 286
- Joined: September 11th, 2018, 3:23 am
Re: [7. Gün - Gündüz Safhası] Orman
Chisa'nın gözleri kapalıyken, Usagi el mühürlerine başladığı anda hareketlenip koşmaya başlaması kafasında tek bir soru işareti bırakmamıştı. Yalan söylüyordu. Şimdiye kadar söylediği her şeyin bir yalandan ibaret olup olmadığını da test etmesini sağlamıştı bu durum. Chisa ise bu testten kalmıştı. Chisa'nın yalan söylediğini anladığı anda halihazırda Usagi'nin vücudunu alevlendiren sinirleri bir kat daha arttırmıştı. Artık canına tak etmişti Chisa'nın buradaki varlığı. Bir an önce işini bitirmek istiyordu rakibinin. Bunun için ise aklında güzel bir plan oluşmuştu bile.
Yakın dövüşe girebilecek pozisyona gelebilirse dövüşü bitirebilirdi. Ne var ki şu an halihazırda yakın dövüş pozisyonunda olan birisi vardı. "SOL OMUZ!" Partnerinin buradaki mesajı alıp Usagi'nin önceden ıslattığı sol omzuna şiddetli bir elektrik darbesi indireceğini düşünüyordu. Halihazırda açık olan zırhı, ona gerekli zamanı ve hızı sağlamalıydı. Partnerine seslenirken aynı anda da koşusuna başlayacaktı. İlk adımını ileriye atarken saç tokasını çıkartıp Chisa'nın sol bacak hizasına doğru fırlatacaktı. Metal saç tokası elinden çıktığı anda kafasında Chisa ile yakın dövüşte yapacağı hareketleri kafasında kurmaya başlamıştı.
Olur da Suta'nın hamleleri başarısız olursa yapacağı şey belliydi. Suta bu hamlelerinden bir sonuç alamasa bile Usagi'nin yeterince yaklaşması için zaman kazandırabilirdi. Usagi ise bu kıymetli vaktin hakkını vermek için elinden gelebilecek yegane şeyi yapacaktı. Taijutsu. Rakibine yeterince yaklaştığı vakit elleri ile yerden destek alarak takla atacaktı. Ayakları tam olarak Chisa'nın kafa hizasına geldiğinde elleri ile kendisini ileriye ittirerek Chisa'nın çenesine sağlam bir tekme indirecekti. Bu tekme ile Kage Buyou tekniğini tamamlayabilmeyi umuyordu. Planının devamını ise rakibinin havadaki görüntüsüne bakarak karar vermeyi düşünüyordu. Ya da o anki sinir seviyesine göre.
Yakın dövüşe girebilecek pozisyona gelebilirse dövüşü bitirebilirdi. Ne var ki şu an halihazırda yakın dövüş pozisyonunda olan birisi vardı. "SOL OMUZ!" Partnerinin buradaki mesajı alıp Usagi'nin önceden ıslattığı sol omzuna şiddetli bir elektrik darbesi indireceğini düşünüyordu. Halihazırda açık olan zırhı, ona gerekli zamanı ve hızı sağlamalıydı. Partnerine seslenirken aynı anda da koşusuna başlayacaktı. İlk adımını ileriye atarken saç tokasını çıkartıp Chisa'nın sol bacak hizasına doğru fırlatacaktı. Metal saç tokası elinden çıktığı anda kafasında Chisa ile yakın dövüşte yapacağı hareketleri kafasında kurmaya başlamıştı.
Olur da Suta'nın hamleleri başarısız olursa yapacağı şey belliydi. Suta bu hamlelerinden bir sonuç alamasa bile Usagi'nin yeterince yaklaşması için zaman kazandırabilirdi. Usagi ise bu kıymetli vaktin hakkını vermek için elinden gelebilecek yegane şeyi yapacaktı. Taijutsu. Rakibine yeterince yaklaştığı vakit elleri ile yerden destek alarak takla atacaktı. Ayakları tam olarak Chisa'nın kafa hizasına geldiğinde elleri ile kendisini ileriye ittirerek Chisa'nın çenesine sağlam bir tekme indirecekti. Bu tekme ile Kage Buyou tekniğini tamamlayabilmeyi umuyordu. Planının devamını ise rakibinin havadaki görüntüsüne bakarak karar vermeyi düşünüyordu. Ya da o anki sinir seviyesine göre.
► Show Spoiler
- GM - Naruto
- Game Master
- Posts: 2811
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [7. Gün - Gündüz Safhası] Orman
Chisa, kaşlarını çatarak gözlerini Suta'ya dikiyor ve Rakumei no Jutsu'yu aktifleştiriyor. Panterin gözleri büyüyüp hırıltısı aniden derin bir nefes çekişle sonlanıyor. Chisa tekniğin başarıyla sonuçlandığını ve panterin korkuyla ağzının gevşediğini hissediyor. Ses çıkarmadan, bir adım geriliyor panter. Chisa da katanasını kurtarmış oluyor bu sayede. Tam bu esnada Usagi'nin 'sol omuz' komutu Chisa'nın kulaklarına ulaşıyor. Suta ise, duyduysa bile bir tepki vermiyor.
Chisa, kolladığı fırsatla karşılaştığı anda vücudunu eğip ileri doğru atılıyor panterin altına girmek adına. Panter, bir adım daha geriliyor Chisa'dan kaçmak için. Ancak Chisa daha hızlı. İleri doğru atılıp panterin ön bacakları arasına dalarken sol bacağının arka kısmında ani ve keskin bir acı hissediyor. Usagi, koşmaya başladıktan hemen sonra fırlattığı saç tokasının gerilemekte olan Suta'ya doğru dalış yapan Chisa'nın sol arka bacağını kestiğini görüyor.
Chisa, hedefine tamamen odaklanmış olduğu için acıyı bir anlığına yoksayıyor ve kendisini panterin altında buluveriyor. Kendini öne doğru fırlatmış olduğu için dizlerinin üzerinde kayıyor ve üst vücudunu hafifçe geriye doğru eğiyor. Bir an sonra, her iki koluyla birden devasa panterin karnına sarılmış, kafasını ise göbek kısmına gömmüş oluyor. Yumuşak bir his kaplıyor her yanını bir anlığına. Katana, Chisa'nın sağ elinde güvenli bir şekilde panterin karın bölgesinden dışarı doğru bakmakta. Hayvana temas etmiyor.
Usagi, Chisa'nın panterin altına girdiğini görüyor ancak tam olarak ne yaptığını seçemiyor. Panterin kendisinin görmediği kısmında kaldığı için Chisa'nın katanasını görüş açısında değil. Aradaki mesafeyi 5-6 metreye kadar düşürmüş durumda.
Chisa pantere sarılıp yüzünü tüylerin arasına gömdüğü gibi bir anlık yumuşaklığı hissediyor, hemen sonra ise müthiş bir acı saplanıyor zihnine. B Tüm vücudu yüksek elektrik enerjisiyle dolarken acıdan gözleri kararıyor ve tüm vücudu kasılıp kalıyor. Suta, kurtulmak için geriye doğru hızlı birkaç adım daha alıyor. Chisa'nın vücudu kasılı durumda olduğu için panteri istemsizce tutmayı sürdürüyor alttan. Suta, en nihayetinde kendi sağına, yani Usagi'nin yönüne doğru sıçrıyor ve Chisa'dan kurtulmayı başarıyor. Chisa, kart bir et parçası gibi yere düşüyor sırtının üzerine. Dizleri kırık biçimde durduğundan ayakları kalçasının altında kalıyor. Bilinci açık, ancak tüm vücudu kasılı durumda. Elindeki katanasını bile bırakamıyor bu kasılmalar sebebiyle. Devasa panterin üzerinden çekildiğini ve temasından kurtulduğunu yalnızca gözüyle gördüğü için anlayabiliyor. Hissetme duyusu tamamen uyuşmuş halde. Bu sebeple şu anlık acı hissetmese de sağlam sayılabilecek bir hasar aldığının farkında. Sol omzunu ve kolunu kaplayan su ise ısıyla buharlaşmış durumda.
Usagi'nin gördüğü şey ise, Suta'nın korkuyla birkaç adım geri çekildikten sonra kendine doğru sıçraması. Panterin devasa vücudu sebebiyle Chisa'nın son durumunu göremiyor. Panterle arasında bir metre var, Chisa ise panterin arkasında kalmakta ve takribi olarak Suta'dan iki, Usagi'den üç metre uzakta.
Chisa, hem vücudunun konumu hem de kasılmalarının ara ara olsa bile devam edişi sebebiyle tam verimle hareket edemeyecek.
Chisa, kolladığı fırsatla karşılaştığı anda vücudunu eğip ileri doğru atılıyor panterin altına girmek adına. Panter, bir adım daha geriliyor Chisa'dan kaçmak için. Ancak Chisa daha hızlı. İleri doğru atılıp panterin ön bacakları arasına dalarken sol bacağının arka kısmında ani ve keskin bir acı hissediyor. Usagi, koşmaya başladıktan hemen sonra fırlattığı saç tokasının gerilemekte olan Suta'ya doğru dalış yapan Chisa'nın sol arka bacağını kestiğini görüyor.
Chisa, hedefine tamamen odaklanmış olduğu için acıyı bir anlığına yoksayıyor ve kendisini panterin altında buluveriyor. Kendini öne doğru fırlatmış olduğu için dizlerinin üzerinde kayıyor ve üst vücudunu hafifçe geriye doğru eğiyor. Bir an sonra, her iki koluyla birden devasa panterin karnına sarılmış, kafasını ise göbek kısmına gömmüş oluyor. Yumuşak bir his kaplıyor her yanını bir anlığına. Katana, Chisa'nın sağ elinde güvenli bir şekilde panterin karın bölgesinden dışarı doğru bakmakta. Hayvana temas etmiyor.
Usagi, Chisa'nın panterin altına girdiğini görüyor ancak tam olarak ne yaptığını seçemiyor. Panterin kendisinin görmediği kısmında kaldığı için Chisa'nın katanasını görüş açısında değil. Aradaki mesafeyi 5-6 metreye kadar düşürmüş durumda.
Chisa pantere sarılıp yüzünü tüylerin arasına gömdüğü gibi bir anlık yumuşaklığı hissediyor, hemen sonra ise müthiş bir acı saplanıyor zihnine. B Tüm vücudu yüksek elektrik enerjisiyle dolarken acıdan gözleri kararıyor ve tüm vücudu kasılıp kalıyor. Suta, kurtulmak için geriye doğru hızlı birkaç adım daha alıyor. Chisa'nın vücudu kasılı durumda olduğu için panteri istemsizce tutmayı sürdürüyor alttan. Suta, en nihayetinde kendi sağına, yani Usagi'nin yönüne doğru sıçrıyor ve Chisa'dan kurtulmayı başarıyor. Chisa, kart bir et parçası gibi yere düşüyor sırtının üzerine. Dizleri kırık biçimde durduğundan ayakları kalçasının altında kalıyor. Bilinci açık, ancak tüm vücudu kasılı durumda. Elindeki katanasını bile bırakamıyor bu kasılmalar sebebiyle. Devasa panterin üzerinden çekildiğini ve temasından kurtulduğunu yalnızca gözüyle gördüğü için anlayabiliyor. Hissetme duyusu tamamen uyuşmuş halde. Bu sebeple şu anlık acı hissetmese de sağlam sayılabilecek bir hasar aldığının farkında. Sol omzunu ve kolunu kaplayan su ise ısıyla buharlaşmış durumda.
Usagi'nin gördüğü şey ise, Suta'nın korkuyla birkaç adım geri çekildikten sonra kendine doğru sıçraması. Panterin devasa vücudu sebebiyle Chisa'nın son durumunu göremiyor. Panterle arasında bir metre var, Chisa ise panterin arkasında kalmakta ve takribi olarak Suta'dan iki, Usagi'den üç metre uzakta.
Chisa, hem vücudunun konumu hem de kasılmalarının ara ara olsa bile devam edişi sebebiyle tam verimle hareket edemeyecek.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.