[7. Gün - Gündüz Safhası] Orman
- Kotegawa Chisa
- Ishigakure
- Posts: 440
- Joined: August 31st, 2018, 1:59 am
Re: [7. Gün - Gündüz Safhası] Orman
Muhteşem... Yaşadığım hissi tek bir kelimeyle anlatmam gerekirse, bu kelime kesinlikle 'muhteşem' olur. Her ne kadar bu hissi sadece birkaç saniyeliğine hissetme lütfuna erişmiş olduğum için biraz üzgün olsam da yaptıklarımdan pişman değilim. Hissettiğim acı, yaşadığım haz karşısında devede kulak kalacak seviyede. Yerde kömüre dönmüş vaziyette yatıyor, doğru düzgün hareket edemiyor olmama rağmen gerçekten de bir gram pişmanlık hissetmiyorum.
Parmaklarım kediciğin yumuşak tüylerini geçerek sıcak bedenine ulaştığında bulutların üzerinde uzanıyormuş gibi hissettim. Sıcak teni güneş gibi vücudumu ısıtırken tenimi kucaklayan tüyler... Muhteşemdi. Gerçekten de kelimelerle anlatılamayacak kadar garip bir histi. Benim yerimde Ryoken-san olsaydı belki üstün zekası sayesinde doğru kelimeleri seçerek hissettiklerini anlatabilirdi fakat ben yapabileceğimi düşünmüyorum... Aah~~ Keşke biraz daha uzun hissedebilseydim. Keşke yıldızlı bir gecede o yumuşacık tüylerin üzerinde yatabilseydim.
Yaptığım şeyin saygısızlık gibi görüldüğünün farkındayım fakat kesinlikle öyle bir amacım yoktu. Elbette onayını almadan zorla ona sarılmam biraz kabacaydı fakat yapmam gerek gibi hissettim. Olay sadece verdiğim söz değildi aslında. Her ne kadar sözlerimi bozmaktan nefret ediyor olsam da gereksiz şiddeti engelleyebileceksem sözlerimi bozmaya razıyım. Lakin içinde bulunduğum durum bu kadar basit değildi. Bugün burada Sutashika-san'a sarılmadığım takdirde yaşamamın herhangi bir anlamı olmayacağını hissettim. Ne pahasına olursa olsun yapmaya hazırdım. Elbette katanamı dostlarıma ve Ishigakure shinobilerine doğrultmak dışında. Onu kesinlikle yapmam, en kötü şartlarda olsak dahi.
Yerde kasılma nöbetleri geçirerek beklemeyi sürdürürken suratımda kocaman bir gülümseme vardı. Devasa bir yaya benzeyen ağzımı açarak, dilimi ısırmamaya özen göstererek birkaç kelam ettim. "Pes ediyorum!" Olabildiğince gür bir sesle ilettiğim mesajımın köydaşlarıma ulaşmasını arzuluyorum. Gerçi Sutashika-san dövüşe devam etmek gibi bir niyetim olmadığını çoktan fark etmiştir. Umarım Usagi-san'da vermek istediğim mesajı alır.
Parmaklarım kediciğin yumuşak tüylerini geçerek sıcak bedenine ulaştığında bulutların üzerinde uzanıyormuş gibi hissettim. Sıcak teni güneş gibi vücudumu ısıtırken tenimi kucaklayan tüyler... Muhteşemdi. Gerçekten de kelimelerle anlatılamayacak kadar garip bir histi. Benim yerimde Ryoken-san olsaydı belki üstün zekası sayesinde doğru kelimeleri seçerek hissettiklerini anlatabilirdi fakat ben yapabileceğimi düşünmüyorum... Aah~~ Keşke biraz daha uzun hissedebilseydim. Keşke yıldızlı bir gecede o yumuşacık tüylerin üzerinde yatabilseydim.
Yaptığım şeyin saygısızlık gibi görüldüğünün farkındayım fakat kesinlikle öyle bir amacım yoktu. Elbette onayını almadan zorla ona sarılmam biraz kabacaydı fakat yapmam gerek gibi hissettim. Olay sadece verdiğim söz değildi aslında. Her ne kadar sözlerimi bozmaktan nefret ediyor olsam da gereksiz şiddeti engelleyebileceksem sözlerimi bozmaya razıyım. Lakin içinde bulunduğum durum bu kadar basit değildi. Bugün burada Sutashika-san'a sarılmadığım takdirde yaşamamın herhangi bir anlamı olmayacağını hissettim. Ne pahasına olursa olsun yapmaya hazırdım. Elbette katanamı dostlarıma ve Ishigakure shinobilerine doğrultmak dışında. Onu kesinlikle yapmam, en kötü şartlarda olsak dahi.
Yerde kasılma nöbetleri geçirerek beklemeyi sürdürürken suratımda kocaman bir gülümseme vardı. Devasa bir yaya benzeyen ağzımı açarak, dilimi ısırmamaya özen göstererek birkaç kelam ettim. "Pes ediyorum!" Olabildiğince gür bir sesle ilettiğim mesajımın köydaşlarıma ulaşmasını arzuluyorum. Gerçi Sutashika-san dövüşe devam etmek gibi bir niyetim olmadığını çoktan fark etmiştir. Umarım Usagi-san'da vermek istediğim mesajı alır.
► Show Spoiler
- Kita Usagi
- Ishigakure
- Posts: 291
- Joined: September 11th, 2018, 3:23 am
Re: [7. Gün - Gündüz Safhası] Orman
Suta'nın Usagi'nin söylediklerini yapmamasının nedenini bir anlığına anlayamamıştı. Aralarında bir iletişim bozukluğu mu olmuştu? Sanmıyordu. Gayet açık bir şekilde söylemişti istediğini. Başka bir şey olmalıydı. Chisa bir şey yapmış olmalıydı. Belki bir genjutsu?Nedenini şu an tam olarak kavrayamıyordu. Lakin asıl sıkıntısının bu olmadığını da o an anlamıştı.
Chisa'nın katanası ile birlikte Suta'nın altına doğru girdiğini görmüştü. Sonrası ise muamma. Katanasını saplamaya mı çalışıyordu? Suta'nın vücudunun üst kısmını kaplayan zırhı sebebiyle belki de alttan sağlam bir darbe indirmeyi düşünmüştü. Ya da Suta'nın ağız kısmından kaçarak olası bir saldırıyı önlemeye çalışıyordu. Kafası bilinmezlikler ile dolarken artık kararını vermişti. Geri durmayacaktı.
Suta hızlıca kendisine doğru geledursun, o sırada Usagi modunu aktif etmek için el mühürlerini yapmaya başlamıştı. Her şeyi kabul edebilirdi. Lakin partnerine, can yoldaşına zarar vermeye çalışan birisini affedemezdi. Bu sebeple yeni bir plan kurmalıydı hızlıca kafasında.
Suta'dan herhangi bir yardım istemesi dahilinde ne tepki alacağını bilmediğinden şimdilik onu pas geçecekti. Bir anlığına odağını toplaması ona yardımcı olabilir diye düşünmüştü. Chisa'yı göremiyor oluşu bir dezavantaj olsa da, Suta'nın arkasında bir yerlerde olduğunu biliyordu. Bu sebeple Suta'nın sağ tarafından bir yay çizerek Chisa'ya ulaşabileceğini düşünüyordu. Şu an için yapacağı yegane şey de buydu.
Koşusuna başladığı sırada Chisa'nın sesini işitmişti kulaklarında. Pes ettiğini mi söylüyordu? Gerçekten mi? Usagi'nin bütün uyarılarına rağmen gitmeyip kafasına esen şeyleri yapıp, ardından pes ediyorum diyerek kurtulabileceğini mi düşünmüştü? Eğer gerçek düşüncesi buysa çok yanılıyordu.
Suta'nın sağ tarafından geçip Chisa'yı görüş açısına aldığı gibi üzerine koşacaktı. Ayakları üzerinde bir pozisyonda yakalarsa yeterince yaklaştıktan sonra elleri ile yerden destek alarak Kage Buyou tekniğini uygulayacaktı. Hemen ardından havadaki rakibinin arkasına konuşlanacaktı. Bu pozisyonda ise yapacağı şey bariz belliydi. Garou Rendan ile bu dövüşü bitirmeyi amaçlıyordu.
Olur da Chisa'yı yerde yatar bir pozisyonda yakalarsa hızını kesmeden ona doğru koşacaktı. Ardından chakra ile güçlendireceği sağ ayağı ile karın bölgesine çok sağlam bir tekme savuracaktı. En azından bir kaç metre yerde savuracak bir tekme. Sonrasında yapacağı, yapabileceği şeyleri düşünmek bile istemiyordu.
Chisa'nın katanası ile birlikte Suta'nın altına doğru girdiğini görmüştü. Sonrası ise muamma. Katanasını saplamaya mı çalışıyordu? Suta'nın vücudunun üst kısmını kaplayan zırhı sebebiyle belki de alttan sağlam bir darbe indirmeyi düşünmüştü. Ya da Suta'nın ağız kısmından kaçarak olası bir saldırıyı önlemeye çalışıyordu. Kafası bilinmezlikler ile dolarken artık kararını vermişti. Geri durmayacaktı.
Suta hızlıca kendisine doğru geledursun, o sırada Usagi modunu aktif etmek için el mühürlerini yapmaya başlamıştı. Her şeyi kabul edebilirdi. Lakin partnerine, can yoldaşına zarar vermeye çalışan birisini affedemezdi. Bu sebeple yeni bir plan kurmalıydı hızlıca kafasında.
Suta'dan herhangi bir yardım istemesi dahilinde ne tepki alacağını bilmediğinden şimdilik onu pas geçecekti. Bir anlığına odağını toplaması ona yardımcı olabilir diye düşünmüştü. Chisa'yı göremiyor oluşu bir dezavantaj olsa da, Suta'nın arkasında bir yerlerde olduğunu biliyordu. Bu sebeple Suta'nın sağ tarafından bir yay çizerek Chisa'ya ulaşabileceğini düşünüyordu. Şu an için yapacağı yegane şey de buydu.
Koşusuna başladığı sırada Chisa'nın sesini işitmişti kulaklarında. Pes ettiğini mi söylüyordu? Gerçekten mi? Usagi'nin bütün uyarılarına rağmen gitmeyip kafasına esen şeyleri yapıp, ardından pes ediyorum diyerek kurtulabileceğini mi düşünmüştü? Eğer gerçek düşüncesi buysa çok yanılıyordu.
Suta'nın sağ tarafından geçip Chisa'yı görüş açısına aldığı gibi üzerine koşacaktı. Ayakları üzerinde bir pozisyonda yakalarsa yeterince yaklaştıktan sonra elleri ile yerden destek alarak Kage Buyou tekniğini uygulayacaktı. Hemen ardından havadaki rakibinin arkasına konuşlanacaktı. Bu pozisyonda ise yapacağı şey bariz belliydi. Garou Rendan ile bu dövüşü bitirmeyi amaçlıyordu.
Olur da Chisa'yı yerde yatar bir pozisyonda yakalarsa hızını kesmeden ona doğru koşacaktı. Ardından chakra ile güçlendireceği sağ ayağı ile karın bölgesine çok sağlam bir tekme savuracaktı. En azından bir kaç metre yerde savuracak bir tekme. Sonrasında yapacağı, yapabileceği şeyleri düşünmek bile istemiyordu.
► Show Spoiler
- GM - Naruto
- Game Master
- Posts: 2856
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [7. Gün - Gündüz Safhası] Orman
Usagi, Chisa'yı yerde yatar halde bulduğu için koşusundan hız alarak ayağında chakra biriktiriyor ve hızla Chisa'nın karnının sağ kısmına okkalı bir tekme yapıştırıyor. Chisa, darbeyi aldığı anda aniden nefesi kesiliyor ve bir anlığına gözleri kararıyor. Zeminle teması kesilirken bir saniye kadar zihnini toparlamakta zorlanıyor. Usagi, attığı tekmenin ardından Chisa'nın yerden neredeyse 50 cm kadar yükseldiğini ve 3-4 metre kadar ileri savrulduğunu görüyor. Chisa, yere sert bir şekilde düştükten sonra birkaç metre daha yuvarlanıyor ve en nihayetinde toz toprak içinde kalmış bir şekilde durmayı başarıyor. Aldığı darbenin etkisiyle elektrik yüzünden kasılan kasları gevşemiş durumda. Ancak nefesini kontrol etmekte zorlanıyor.
Chisa, pes ettiğine dair cümlesini kurabildiğini biliyor. Usagi'nin bunu duyduğunun, ve buna rağmen hamleye giriştiğinin de farkında.
Usagi ve Chisa'nın arasında 5-6 metre kadar bir mesafe var. Chisa, yerde iki seksen uzanmakta ve hala nefes alış verişini toparlayabilmiş değil. Karnının sağ kısmında çok şiddetli bir sancı var. Kılıcı hala elinde. Usagi ise ayakta, ikinci bir hamle yapmaya hazır durumda. Suta da kendini toparlamış gibi. Usagi'nin yanında, sessiz bir şekilde saldırıya hazır halde beklemekte. Vücudu elektrik mavisiyle parlamakta ve yer yer minik akımlar tüyleri arasında dolaşmakta.
Chisa, pes ettiğine dair cümlesini kurabildiğini biliyor. Usagi'nin bunu duyduğunun, ve buna rağmen hamleye giriştiğinin de farkında.
Usagi ve Chisa'nın arasında 5-6 metre kadar bir mesafe var. Chisa, yerde iki seksen uzanmakta ve hala nefes alış verişini toparlayabilmiş değil. Karnının sağ kısmında çok şiddetli bir sancı var. Kılıcı hala elinde. Usagi ise ayakta, ikinci bir hamle yapmaya hazır durumda. Suta da kendini toparlamış gibi. Usagi'nin yanında, sessiz bir şekilde saldırıya hazır halde beklemekte. Vücudu elektrik mavisiyle parlamakta ve yer yer minik akımlar tüyleri arasında dolaşmakta.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
- Kotegawa Chisa
- Ishigakure
- Posts: 440
- Joined: August 31st, 2018, 1:59 am
Re: [7. Gün - Gündüz Safhası] Orman
Karın boşluğuma yediğim tekmeyle birlikte havada süzülürken köydaşımın suratındaki öfke dolu ifadeyi gördüm. Teslim olduğumu belirtmeme rağmen bana sert bir şekilde vurması ve bakışlarındaki öfkenin yoğunluğundan ötürü korkmadan edemedim. Bundan sonra ne yapacak? Tekrardan saldıracak mı? Saldırırsa ne kadar şiddetli olacak? Gibi düşünceler aklımdan geçerken havada süzülüşümü sona erdirerek toprakla temas ettim. Yerde bir top misali yuvarlanmamı sürdürürken derin bir nefes vererek içimdeki korkuyu attım ve sakinleşmeyi başardım. Düşüncelerimin yanlış olduğunu tam olarak bu anda anladım. Her ne kadar bana saldırmış olsa da köydaşımın bir sebebi olabileceğinin farkına vardım ve ona güvenmeye karar verdim.
Elimdeki katanayı yere bıraktıktan sonra ellerimi havaya kaldırarak tekrardan ağzımı açtım. Bu sefer suratımda acı dolu bir gülümseme vardı. "Pes ediyorum." Her ne kadar kısa bir süreliğine iliklerime kadar korkuyu hissetmiş olsam da hala birkaç saniye öncesinde hissettiğim yumuşak tüylerin yarattığı mutluluk üzerimdeydi. Sırıtmadan edemiyordum ve bu halimden de pek şikayetçi değildim.
Aslında uzun bir konuşma yapmak istiyordum fakat konuştukça göğsümün sıkıştığını hissediyorum. Kendimi toparlamak için birkaç saniyeye ihtiyacım olacak gibi gözüküyor. Ondan sonra uzun konuşmamı yapabilirim, umarım.
Usagi-san'ın bana saldırabileceğini biliyorum, zira kendisi şu anda aşırı derecede sinirli. Kendimi savunmaya veya saldırısından kaçınmaya çalıştığım takdirde daha da sinirleneceğini biliyorum. Zaten bu söylediklerimi gerçekleştirebileceğimi de düşünmüyorum. Herhangi bir hasar almasaydım beeeeeeeelki kaçabilirdim fakat aldığım hasarlardan sonra zaten imkansız hale geldi.
Ortada kaçmamı gerektirecek bir sebebin bulunduğunu da düşünmüyorum. Her ne kadar köydaşım şu an bir öfke buhranının ortasında olsa dahi kısa süre içerisinde kendisine gelecektir. Ha, diyelim ki gelmedi... O zaman umarım bir ya da iki kere daha vurmayı tercih eder. Canının yanmasından zevk alan bir insan değilim, o yüzden umarım bir an önce kendisine gelerek mantıklı bir şekilde düşünebilmeye başlar.
Elimdeki katanayı yere bıraktıktan sonra ellerimi havaya kaldırarak tekrardan ağzımı açtım. Bu sefer suratımda acı dolu bir gülümseme vardı. "Pes ediyorum." Her ne kadar kısa bir süreliğine iliklerime kadar korkuyu hissetmiş olsam da hala birkaç saniye öncesinde hissettiğim yumuşak tüylerin yarattığı mutluluk üzerimdeydi. Sırıtmadan edemiyordum ve bu halimden de pek şikayetçi değildim.
Aslında uzun bir konuşma yapmak istiyordum fakat konuştukça göğsümün sıkıştığını hissediyorum. Kendimi toparlamak için birkaç saniyeye ihtiyacım olacak gibi gözüküyor. Ondan sonra uzun konuşmamı yapabilirim, umarım.
Usagi-san'ın bana saldırabileceğini biliyorum, zira kendisi şu anda aşırı derecede sinirli. Kendimi savunmaya veya saldırısından kaçınmaya çalıştığım takdirde daha da sinirleneceğini biliyorum. Zaten bu söylediklerimi gerçekleştirebileceğimi de düşünmüyorum. Herhangi bir hasar almasaydım beeeeeeeelki kaçabilirdim fakat aldığım hasarlardan sonra zaten imkansız hale geldi.
Ortada kaçmamı gerektirecek bir sebebin bulunduğunu da düşünmüyorum. Her ne kadar köydaşım şu an bir öfke buhranının ortasında olsa dahi kısa süre içerisinde kendisine gelecektir. Ha, diyelim ki gelmedi... O zaman umarım bir ya da iki kere daha vurmayı tercih eder. Canının yanmasından zevk alan bir insan değilim, o yüzden umarım bir an önce kendisine gelerek mantıklı bir şekilde düşünebilmeye başlar.
► Show Spoiler
- Kita Usagi
- Ishigakure
- Posts: 291
- Joined: September 11th, 2018, 3:23 am
Re: [7. Gün - Gündüz Safhası] Orman
Yerde uzanmakta olan rakibine attığı tekmenin tam oturduğunu biliyordu. Ayağında hissetmişti o tekmenin ağırlığını. Bu bir. Diye geçirdi içinden. Devamı gelecekti. Ciddi anlamda pes ederek kurtulacağını mı düşünmüştü? Usagi'nin kafasında dolaşan düşünce hala buydu. Niye gitmemişti ki? Burada durarak neyi elde etmeyi amaçlamıştı? Ciddi anlamda takım arkadaşlarına ve köyüne bu kadar mı değer vermiyordu? Hem bu kadar bencil olmayı nasıl başarabiliyordu? Takım arkadaşlarına hiç mi değer vermiyordu? Belli ki vermiyordu. Bu kadar bencil olup, dışarıya bunu yansıtmaması takdire şayan bir özellikti. Bu özelliği kullanarak Usagi'yi de bir anlığına kandırmayı başarmıştı. Yine de bu yaptığı bir hataydı. Bu hata ise bu sınavda yaptığı son hata olacaktı. Ishigakure'yi bu denli kötü temsil etmesine izin vermeyecekti. O alınbandını Usagi de taşıyordu ve koruması gereken bir namı vardı.
Son sürat koşmaya başlayacaktı tekrardan rakibine. Yerdeki rakibine sağlam bir tekme daha atacaktı. İlk attığı tekmenin birebir kopyası olacaktı bu tekme de. Rakibine tekmesini indirdiği gibi anlatacaktı derdini. "PES Mİ EDİYORSUN! CİDDEN! O UYARILARI DİNLEMEYİP PES EDİYORUM DİYEREK KURTULACAĞINI MI SANDIN!" Aslında soru sormuyordu. Sadece ne kadar saçma bir düşüncede olduğunu duymasını istemişti. Tabi, yerde yuvarlanırken duyamaması durumuna çözüm olarak da bağırmayı seçmişti. Dışarıdan bakıldığında belki havalı duruyor olabilirdi. Belki de öyle hissetmeliydi. Şu an sakin olsa havalı olabilirdi lakin içinde dolaşan tek duygunun öfke olması işleri değiştiriyordu. Durmak istemiyordu.
Cümlesinin yarısında tekrardan ona doğru koşmaya başlayacaktı. Dibine kadar girecek ve bir tekme daha savuracaktı. Şimdilik amacı rakibini bayıltmaktı. Bayıltana kadar tekmelemek. Gerekirse akşama kadar sıkılmadan tekmeleyebilirdi. Hem güzel bir stres atma yöntemi sayılırdı. Küçük kızları tekmelemek.
Son sürat koşmaya başlayacaktı tekrardan rakibine. Yerdeki rakibine sağlam bir tekme daha atacaktı. İlk attığı tekmenin birebir kopyası olacaktı bu tekme de. Rakibine tekmesini indirdiği gibi anlatacaktı derdini. "PES Mİ EDİYORSUN! CİDDEN! O UYARILARI DİNLEMEYİP PES EDİYORUM DİYEREK KURTULACAĞINI MI SANDIN!" Aslında soru sormuyordu. Sadece ne kadar saçma bir düşüncede olduğunu duymasını istemişti. Tabi, yerde yuvarlanırken duyamaması durumuna çözüm olarak da bağırmayı seçmişti. Dışarıdan bakıldığında belki havalı duruyor olabilirdi. Belki de öyle hissetmeliydi. Şu an sakin olsa havalı olabilirdi lakin içinde dolaşan tek duygunun öfke olması işleri değiştiriyordu. Durmak istemiyordu.
Cümlesinin yarısında tekrardan ona doğru koşmaya başlayacaktı. Dibine kadar girecek ve bir tekme daha savuracaktı. Şimdilik amacı rakibini bayıltmaktı. Bayıltana kadar tekmelemek. Gerekirse akşama kadar sıkılmadan tekmeleyebilirdi. Hem güzel bir stres atma yöntemi sayılırdı. Küçük kızları tekmelemek.
► Show Spoiler
- GM - Naruto
- Game Master
- Posts: 2856
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [7. Gün - Gündüz Safhası] Orman
Chisa, ikinci kez pes ettiğini belirtiyor. Ancak durmaya niyeti olmayan Usagi, sıkı bir koşu kopararak aradaki mesafeyi yine hızla kapatıyor ve ilk attığı tekmenin birebir aynısı olacak şekilde bir darbe daha patlatıyor Chisa'nın karnının sağ kısmına. Chakrayla yüklenmiş ayak gövdesiyle buluştuğu anda az öncekinden belki daha bile şiddetli bir acı hissediyor Chisa. Gözleri bir anlığına yine kararıyor ve az öncekine benzer şekilde vücudu havalanıyor geriye doğru. Ancak uçuşu bu kez daha kısa sürüyor Chisa'nın çünkü yere düşmesine fırsat kalmadan sırtı yanmış ve kararmış ağaçlardan birine çarpıyor. Bu kez, sert bir zemine çarptığı için sürüklenmeyen, momentumunu ise aniden kaybettiği için canı daha fazla acıyan Chisa yere kapaklanıyor tekrardan.
Cümlesini bitirmeyi beklemeden yeniden harekete geçen Usagi ağaca çarpıp yere yıkılmış olan Chisa'nın dibinde bitiyor yeniden. Yeni bir darbe hissediyor vücudunda Chisa. Bu kez daha önceki ikisinin aksine karnının sağ kısmına değil, göğsünün sol kısmına yiyor tekmeyi. Usagi, vurmayı sürdürüyor. Chisa'nın arkasında artık bir yüzey olduğu için her tekmeyle geri savrulmak yerine ağaca çarpıyor Chisa'nın vücudu. Yanmış ağaç sallanıyor ve çatırdıyor. Hala gövdeye bağlı kalmayı başaran birkaç daldan küller saçılıyor zemine.
Chisa'nın bilinci açık, ancak gövdesinin muhtelif yerlerinde çok yaygın şiddetli ağrılar mevcut.
Suta, Usagi'nin birkaç adım arkasında beklemekte. Artık üzerinde elektrik akımları dolaşmıyor. Parlak mavi renk kaybolmuş halde.
Cümlesini bitirmeyi beklemeden yeniden harekete geçen Usagi ağaca çarpıp yere yıkılmış olan Chisa'nın dibinde bitiyor yeniden. Yeni bir darbe hissediyor vücudunda Chisa. Bu kez daha önceki ikisinin aksine karnının sağ kısmına değil, göğsünün sol kısmına yiyor tekmeyi. Usagi, vurmayı sürdürüyor. Chisa'nın arkasında artık bir yüzey olduğu için her tekmeyle geri savrulmak yerine ağaca çarpıyor Chisa'nın vücudu. Yanmış ağaç sallanıyor ve çatırdıyor. Hala gövdeye bağlı kalmayı başaran birkaç daldan küller saçılıyor zemine.
Chisa'nın bilinci açık, ancak gövdesinin muhtelif yerlerinde çok yaygın şiddetli ağrılar mevcut.
Suta, Usagi'nin birkaç adım arkasında beklemekte. Artık üzerinde elektrik akımları dolaşmıyor. Parlak mavi renk kaybolmuş halde.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
- Kita Usagi
- Ishigakure
- Posts: 291
- Joined: September 11th, 2018, 3:23 am
Re: [7. Gün - Gündüz Safhası] Orman
Tekmelerini bir bir devam ettirirken Chisa'nın daha fazla uzaklaşamıyor oluşu, Usagi'nin zaman kaybetmesini engellemişti. Darbe üstüne darbe indirirken, yapabileceği şeyleri de düşünmeye fırsatı olmuştu. Hareket etmeden Usagi'nin darbelerini yiyen Chisa'yı bacağından tutup üssün dışına fırlatabilirdi. Ama bu onun için çok hafif bir ceza olurdu. Daha farklı bir ceza vermesi gerekiyordu. Başkalarının istemediği şeyleri yapmanın ne kadar kötü bir şey olduğunu bilmesi gerekiyordu. Belki bir iki parmağını kopartabilirdi? Bir daha herhangi bir teknik yapamayacak olması, belki de onun yaptığı şeyin ne kadar yanlış olduğunu fark etmesini sağlardı. Bu da çok canice olurdu.
Tam o anda, aklına güzel bir fikir gelmişti. Biraz önceki planının aynısı, sadece araya bir kaç ufak ekleme yapacaktı. Sadece köye geri dönene kadar. Köye döndükten sonra geri verecekti Chisa'dan aldığı şeyi.
Ağaca yaslanmakta olan Chisa'nın tam çenesine şiddetli bir tekme darbesi indirecekti. Aşağıdan yukarı doğru savuracaktı bu sefer. Acıdan bayılabileceğini düşünüyordu. Amacı da buydu zaten. Bayıltmak. Fazlası değil. Bu tekmeden sonra bayılırsa yapacağı şey belliydi. Katanasını ve kınını belinden söküp alacaktı. Ardından katananın kınını Suta'nın zırhına sabitleyip, kılıcı da yerleştirdikten sonra Suta'dan gitmesini isteyecekti.
Ha eğer olur da bayılmazsa. Bayılana kadar vurmaya devam edecekti. Sonuçta bir diğer amacı da Chisa'yı bayıltıp, sınav sonuna kadar rehin almaktı.
Tam o anda, aklına güzel bir fikir gelmişti. Biraz önceki planının aynısı, sadece araya bir kaç ufak ekleme yapacaktı. Sadece köye geri dönene kadar. Köye döndükten sonra geri verecekti Chisa'dan aldığı şeyi.
Ağaca yaslanmakta olan Chisa'nın tam çenesine şiddetli bir tekme darbesi indirecekti. Aşağıdan yukarı doğru savuracaktı bu sefer. Acıdan bayılabileceğini düşünüyordu. Amacı da buydu zaten. Bayıltmak. Fazlası değil. Bu tekmeden sonra bayılırsa yapacağı şey belliydi. Katanasını ve kınını belinden söküp alacaktı. Ardından katananın kınını Suta'nın zırhına sabitleyip, kılıcı da yerleştirdikten sonra Suta'dan gitmesini isteyecekti.
Ha eğer olur da bayılmazsa. Bayılana kadar vurmaya devam edecekti. Sonuçta bir diğer amacı da Chisa'yı bayıltıp, sınav sonuna kadar rehin almaktı.
► Show Spoiler
- Kotegawa Chisa
- Ishigakure
- Posts: 440
- Joined: August 31st, 2018, 1:59 am
Re: [7. Gün - Gündüz Safhası] Orman
Usagi-san'ın attığı her tekmeyle birlikte onun öfkesinin büyüklüğünü daha da iyi anlayabiliyordum. Hal böyle olunca onu bu kadar öfkelendirecek ne yaptığımı düşünmeden edemedim lakin hissettiğim acının büyüklüğü o kadar fazlaydı ki doğru düzgün düşünemiyordum. Normal şartlar altında dahi anlamakta zorluk çektiğim bu insanı, özellikle böyle bir durum içerisindeyken nasıl anlayabilirdim ki?
Her ne kadar aldığım darbeler, dün Butsuo-san'ın attığı yumrukla kıyaslanamayacak olsa dahi canımı acıtıyordu. Ardı arkası kesilmez tekmeleri karın boşluğumda hissettiğim her seferde bilincim gidiyormuş gibi hissediyor fakat kısa bir sürede kendime gelebiliyordum. Bu durum birkaç kez tekrarlandıktan sonra saldırmam gerektiğini düşündüm. Bir plan dahi yaptım; ilk olarak kaşlarımı çatarak Rakumei'yi uygulayacak, sonrasında oluşan açıklıktan faydalanarak modumu aktifleştirecek ve katanamla kalbini deşecektim. Tam planımı gerçekleştireceğim sırada aklıma dün yaşananlar geldi ve sakinleşmeyi başardım. Gerçekten de Butsuo-san'ı kestiğim anda çok kötü hissetmiştim... Aslında ilk gün de çok kötü hissetmiştim fakat dünkü kadar hissetmemiştim. Neden? Neden ikisi arasında bir fark vardı? Butsuo-san'ı daha iyi tanımaya başladığım için mi? Bilmiyorum.
Butsuo-san gerçekten de Jounin olmayı hak eden bir insandı. İçinde bulunduğumuz durumda beni yenebilecek olmasına rağmen bilerek yumruğunun hedefini şaşırtmış ve bana kalıcı bir hasar vermeyeceğinden emin olmuştu. Lakin Usagi-san öyle değil, Jounin olmayı hak etmiyor. İki kere pes ettiğimi söylememe rağmen bana sert darbeler indirmiş, sonrasında da tekmelemeye devam etmişti. Hala da durmak gibi bir niyeti yok gibi gözüküyor. Jounin olmak için henüz toy, benim gibi. Elbette karar verici merci ben değilim fakat Usagi-san'ın Jounin olduğunu görmek istemiyorum.
Hal böyle olunca büyük bir ikilemin ortasında kaldım. Bir yandan köydaşıma saldırmak istemiyor, bir yandan da onun Jounin olmasını istemiyordum. Aldığım her darbeyle birlikte dün ettiğim yemini kendime hatırlatıyordum. Galibiyete giden yolu görüyor olmama rağmen bunu yapıyordum. Peki ne için? Usagi-san'ın öfkesini üzerimde atması için mi? Önemsiz bir sınav uğruna sakatlanmak için mi? Hayır, tamamen kendime verdiğim sözü tutmak uğruna bunu yapıyordum. Tamamen verdiğim sözden ötürü Jounin olmayı hak etmeyen birisinin Jounin oluşunu izleyeceğim... Gerçekten de buna değer mi? Sözlerini bozmayan bir insan olduğumu biliyorum fakat gerçekten de Usagi-san için değer mi? Hayır... Bu yanlış. Usagi-san gibi toy bir shinobinin Jounin olduğunu görmek istemiyorum. Yetenek bakımından eksik birisi olmadığı her halinden belli oluyor fakat mental olarak eksik birisi. Jounin olmanın getireceği sorumlulukları kaldırabilecek bir kişiliğe sahip olduğunu düşünmüyorum. Daha önceden de dediğim gibi karar verici merci ben değilim, bunları düşünmemem gerekir fakat... Fakat düşünmeden edemiyorum. Onun yerine Ryoken-san, Ryu-san, Teijo-san, Butsuo-san, Kasumikage-san, Koshiro-san, Toshiyuki-san, Rena-chan gibi isimlerin bu rütbeyi hak ettiğini düşünüyorum.
Kararımı verdim, kendimle çelişecek olsam dahi Usagi-san'ın Jounin olmasını engellemem gerekiyor. O yüzden planımı uygulamaya koymam gerekiyor. İlk olarak Rakumei no Jutsu'yu uygulayacağım. Birkaç saniyeliğine duraksayacaktır, o esnada modumu aktifleştirecek ve elimdeki katanayı Usagi-san'ın göğsüne, yani kalbine doğru saplayacağım. Oturduğum yerden bunu başarabileceğimi düşünmüyorum, büyük ihtimalle jutsuyu kullandığım anda Usagi-san istemsizce geriye doğru birkaç adım atacaktır. Bu yüzden vücudumu ve onun bir parçası olan katanamı Usagi-san'ın sırtından çıkacak biçimde ileriye iteceğim. Olurda hedefimi ıskalarsam katanamı sapladığım bölgeden aşağıya doğru bütün gücümle indireceğim, bu onun bilincini kaybetmesi için yeterli olacaktır.
Sutashika-san, Usagi-san'ın hemen birkaç adım arkasında bekliyor. Her ne kadar saldırıya hazır gibi görünmese de bir hayvanın içgüdülerini hafife almamak gerekiyor... Açıkçası ona karşı da bir önlem almak isterdim fakat yapabileceğim bir şey yok. Burada büyük bir risk alıyorum. Planımda ufacık bir aksaklık olduğu takdirde hayatımı dahi kaybedebilirim. Yine de Usagi-san gibi birisinin, onca aday arasından Jounin olduğunu görmek istemiyorum.
Her ne kadar aldığım darbeler, dün Butsuo-san'ın attığı yumrukla kıyaslanamayacak olsa dahi canımı acıtıyordu. Ardı arkası kesilmez tekmeleri karın boşluğumda hissettiğim her seferde bilincim gidiyormuş gibi hissediyor fakat kısa bir sürede kendime gelebiliyordum. Bu durum birkaç kez tekrarlandıktan sonra saldırmam gerektiğini düşündüm. Bir plan dahi yaptım; ilk olarak kaşlarımı çatarak Rakumei'yi uygulayacak, sonrasında oluşan açıklıktan faydalanarak modumu aktifleştirecek ve katanamla kalbini deşecektim. Tam planımı gerçekleştireceğim sırada aklıma dün yaşananlar geldi ve sakinleşmeyi başardım. Gerçekten de Butsuo-san'ı kestiğim anda çok kötü hissetmiştim... Aslında ilk gün de çok kötü hissetmiştim fakat dünkü kadar hissetmemiştim. Neden? Neden ikisi arasında bir fark vardı? Butsuo-san'ı daha iyi tanımaya başladığım için mi? Bilmiyorum.
Butsuo-san gerçekten de Jounin olmayı hak eden bir insandı. İçinde bulunduğumuz durumda beni yenebilecek olmasına rağmen bilerek yumruğunun hedefini şaşırtmış ve bana kalıcı bir hasar vermeyeceğinden emin olmuştu. Lakin Usagi-san öyle değil, Jounin olmayı hak etmiyor. İki kere pes ettiğimi söylememe rağmen bana sert darbeler indirmiş, sonrasında da tekmelemeye devam etmişti. Hala da durmak gibi bir niyeti yok gibi gözüküyor. Jounin olmak için henüz toy, benim gibi. Elbette karar verici merci ben değilim fakat Usagi-san'ın Jounin olduğunu görmek istemiyorum.
Hal böyle olunca büyük bir ikilemin ortasında kaldım. Bir yandan köydaşıma saldırmak istemiyor, bir yandan da onun Jounin olmasını istemiyordum. Aldığım her darbeyle birlikte dün ettiğim yemini kendime hatırlatıyordum. Galibiyete giden yolu görüyor olmama rağmen bunu yapıyordum. Peki ne için? Usagi-san'ın öfkesini üzerimde atması için mi? Önemsiz bir sınav uğruna sakatlanmak için mi? Hayır, tamamen kendime verdiğim sözü tutmak uğruna bunu yapıyordum. Tamamen verdiğim sözden ötürü Jounin olmayı hak etmeyen birisinin Jounin oluşunu izleyeceğim... Gerçekten de buna değer mi? Sözlerini bozmayan bir insan olduğumu biliyorum fakat gerçekten de Usagi-san için değer mi? Hayır... Bu yanlış. Usagi-san gibi toy bir shinobinin Jounin olduğunu görmek istemiyorum. Yetenek bakımından eksik birisi olmadığı her halinden belli oluyor fakat mental olarak eksik birisi. Jounin olmanın getireceği sorumlulukları kaldırabilecek bir kişiliğe sahip olduğunu düşünmüyorum. Daha önceden de dediğim gibi karar verici merci ben değilim, bunları düşünmemem gerekir fakat... Fakat düşünmeden edemiyorum. Onun yerine Ryoken-san, Ryu-san, Teijo-san, Butsuo-san, Kasumikage-san, Koshiro-san, Toshiyuki-san, Rena-chan gibi isimlerin bu rütbeyi hak ettiğini düşünüyorum.
Kararımı verdim, kendimle çelişecek olsam dahi Usagi-san'ın Jounin olmasını engellemem gerekiyor. O yüzden planımı uygulamaya koymam gerekiyor. İlk olarak Rakumei no Jutsu'yu uygulayacağım. Birkaç saniyeliğine duraksayacaktır, o esnada modumu aktifleştirecek ve elimdeki katanayı Usagi-san'ın göğsüne, yani kalbine doğru saplayacağım. Oturduğum yerden bunu başarabileceğimi düşünmüyorum, büyük ihtimalle jutsuyu kullandığım anda Usagi-san istemsizce geriye doğru birkaç adım atacaktır. Bu yüzden vücudumu ve onun bir parçası olan katanamı Usagi-san'ın sırtından çıkacak biçimde ileriye iteceğim. Olurda hedefimi ıskalarsam katanamı sapladığım bölgeden aşağıya doğru bütün gücümle indireceğim, bu onun bilincini kaybetmesi için yeterli olacaktır.
Sutashika-san, Usagi-san'ın hemen birkaç adım arkasında bekliyor. Her ne kadar saldırıya hazır gibi görünmese de bir hayvanın içgüdülerini hafife almamak gerekiyor... Açıkçası ona karşı da bir önlem almak isterdim fakat yapabileceğim bir şey yok. Burada büyük bir risk alıyorum. Planımda ufacık bir aksaklık olduğu takdirde hayatımı dahi kaybedebilirim. Yine de Usagi-san gibi birisinin, onca aday arasından Jounin olduğunu görmek istemiyorum.
► Show Spoiler
- GM - Naruto
- Game Master
- Posts: 2856
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [7. Gün - Gündüz Safhası] Orman
Usagi ayağını Chisa'nın çenesine sağlam bir tekme çıkarmak için aşağıdan yukarı savurmaya başlıyor. Tam bu esnada ise Chisa Rakumei'yi aktif etmiş oluyor. Usagi'nin içinde Chisa'ya dair ani ve şiddetli bir korku belirirken istemsizce tekmesini durduruyor ve hala havada olan ayağını gerisingeri çekerek bir adım arkaya alıyor. İçindeki ürperti istemsizce yapmasına sebep oluyor bunu. Aynı anda, bu korku Usagi'nin her iki kolunu da hafifçe yukarı kaldırıp refleksif olarak bir saldırı karşılayacakmış gibi kafa ve göğüs bölgesini korumasına da sebep oluyor. Usagi, bir adım daha gerilemeye hazırlanırken Chisa özel yeteneğini aktif hale getirmiş oluyor. Oturduğu yerde, kılıcını Usagi'nin göğüs hizasına doğru bir saplama hamlesiyle savuruyor.
Chisa'nın uyguladığı tekniğin rakiplerin donup kalmasına sebep olmasından ziyade içlerini korku doldurup kaçmaya meyillenmelerine sebep oluşu nedeniyle Usagi defansif bir tavra bürünüyor. Geriye çekilip kollarını kendini korumak için kaldırması sebebiyle Chisa'nın saplama hamlesi Usagi'nin göğsüne ulaşmıyor. Bunun yerine sol kolunun el bileği ve dirseği arasına saplanıyor kılıç.
Usagi, kolunda hissettiği şiddetli ve ani acıyla tekniğin etkisinden kurtulurken hafifçe inliyor. Tam bu esnada ise, Usagi'nin arkasından devasa bir şey Chisa'ya doğru fırlıyor. Chisa, katanasını aşağı doğru itmeye fırsat bulamadan katanayı tutan kol, devasa bir ağız tarafından kapılıyor. Chisa bu hızlı hareket karşısında herhangi bir hamle yapmaya fırsat bulamıyor. Suta, Chisa'nın kolunu kaptığı gibi hızla boynunu hareket ettirip Chisa'nın katana tutan elini düz bir doğrultuda savuruyor ve doğal olarak katanayı Usagi'den ayırıyor. Aynı hamlede, Chisa'nın kılıcı Usagi'den ayrıldığı anda Chisa'yı sola doğru fırlatıyor panter. Chisa, birkaç metre fırladıktan sonra yere temas ediyor ancak bu kez iki seksen yığılmak yerine dizleri üzerinde kalmayı başarıyor. Kılıcı tuttuğu elini yere dik konumda tutarak katanasını bir baston olarak kullanıp kendisini sabitlemeyi başarıyor. Gördüğü ilk şey, panterin hırlayarak kendisine doğru koşturmaya başladığı. Bir an sonra hayvanın dibinde bitmiş olacağını biliyor Chisa.
Öncekilerin aksine, Chisa dövüşü tamamen bırakmış olmadığı için nispeten daha hazır durumda harekete geçmeye. Suta'yla arasında yaklaşık 2 metre, Usagi'yle arasında ise 4 metre var. Usagi korku hissini atmış durumda, ancak sol kolunda sağlam bir acı var. Koluna baktığında herhangi bir yara görmüyor Usagi, ancak kılıcın az önce saplanmış olduğuna emin. Acısını hala hissedebiliyor. Chisa yerde her iki dizi üzerinde durmakta. Kılıcı tutan kolunda diş izlerini görebiliyor. Hafif hafif kan sızmakta yaralardan. Suta'nın yegane amacı Usagi'nin daha fazla zarar görmesini engellemek adına Chisa'yı uzaklaştırmak olduğu için şiddetli bir şekilde ısırmamış olduğunu farkedebiliyor Chisa. Göğsünün sol tarafın ağırlıklı olmak üzere vücudunda yaygın şiddetli bir sancı mevcut. Bu, dövüş potansiyelini şu an için çok etkilemeyecek olsa da formunun çok hızlı düşüşe geçebileceğini biliyor. Kılıcının sivri ucu toprak zeminde, kılıç ise dik bir şekilde durmakta. Suta, Chisa'nın üzerine koşmakta. Usagi ise Suta'nın arkasında, ayakta duruyor.
Chisa'nın uyguladığı tekniğin rakiplerin donup kalmasına sebep olmasından ziyade içlerini korku doldurup kaçmaya meyillenmelerine sebep oluşu nedeniyle Usagi defansif bir tavra bürünüyor. Geriye çekilip kollarını kendini korumak için kaldırması sebebiyle Chisa'nın saplama hamlesi Usagi'nin göğsüne ulaşmıyor. Bunun yerine sol kolunun el bileği ve dirseği arasına saplanıyor kılıç.
Usagi, kolunda hissettiği şiddetli ve ani acıyla tekniğin etkisinden kurtulurken hafifçe inliyor. Tam bu esnada ise, Usagi'nin arkasından devasa bir şey Chisa'ya doğru fırlıyor. Chisa, katanasını aşağı doğru itmeye fırsat bulamadan katanayı tutan kol, devasa bir ağız tarafından kapılıyor. Chisa bu hızlı hareket karşısında herhangi bir hamle yapmaya fırsat bulamıyor. Suta, Chisa'nın kolunu kaptığı gibi hızla boynunu hareket ettirip Chisa'nın katana tutan elini düz bir doğrultuda savuruyor ve doğal olarak katanayı Usagi'den ayırıyor. Aynı hamlede, Chisa'nın kılıcı Usagi'den ayrıldığı anda Chisa'yı sola doğru fırlatıyor panter. Chisa, birkaç metre fırladıktan sonra yere temas ediyor ancak bu kez iki seksen yığılmak yerine dizleri üzerinde kalmayı başarıyor. Kılıcı tuttuğu elini yere dik konumda tutarak katanasını bir baston olarak kullanıp kendisini sabitlemeyi başarıyor. Gördüğü ilk şey, panterin hırlayarak kendisine doğru koşturmaya başladığı. Bir an sonra hayvanın dibinde bitmiş olacağını biliyor Chisa.
Öncekilerin aksine, Chisa dövüşü tamamen bırakmış olmadığı için nispeten daha hazır durumda harekete geçmeye. Suta'yla arasında yaklaşık 2 metre, Usagi'yle arasında ise 4 metre var. Usagi korku hissini atmış durumda, ancak sol kolunda sağlam bir acı var. Koluna baktığında herhangi bir yara görmüyor Usagi, ancak kılıcın az önce saplanmış olduğuna emin. Acısını hala hissedebiliyor. Chisa yerde her iki dizi üzerinde durmakta. Kılıcı tutan kolunda diş izlerini görebiliyor. Hafif hafif kan sızmakta yaralardan. Suta'nın yegane amacı Usagi'nin daha fazla zarar görmesini engellemek adına Chisa'yı uzaklaştırmak olduğu için şiddetli bir şekilde ısırmamış olduğunu farkedebiliyor Chisa. Göğsünün sol tarafın ağırlıklı olmak üzere vücudunda yaygın şiddetli bir sancı mevcut. Bu, dövüş potansiyelini şu an için çok etkilemeyecek olsa da formunun çok hızlı düşüşe geçebileceğini biliyor. Kılıcının sivri ucu toprak zeminde, kılıç ise dik bir şekilde durmakta. Suta, Chisa'nın üzerine koşmakta. Usagi ise Suta'nın arkasında, ayakta duruyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
- Kotegawa Chisa
- Ishigakure
- Posts: 440
- Joined: August 31st, 2018, 1:59 am
Re: [7. Gün - Gündüz Safhası] Orman
Elimde tuttuğum katana Usagi-san'ın tenine temas ettiği anda hiçbir şey hissetmeyeceğimi düşünmüştüm, yanılmışım. Onun ekşiyen suratını gördüğüm anda bugün yediğim tekmelerin acısından onlarca kat daha büyük olan bir acı göğsüme saplandı. Daha önce defalarca hissettiğim bu hissin ne olduğunu gayet net biliyorum. Uzun zamandır böyle bir mental bozukluğum olduğunu bilmeme rağmen her seferinde üstesinden gelebileceğimi düşünerek aptallık ediyorum. Ne kadar zaman geçerse geçsin ne hissettiğim bu acıya alışacağım, ne de mental bozukluğuma bir çare bulabileceğim... Benim sıkıntım zarar verdiğim insanlarla empati yapıyor olmam. Özellikle katanamı kullanırken bu sıkıntıyı yaşıyorum. İstemsiz bir şekilde canlarının ne kadar yandığını tespit ediyor ve on katı daha fazlasını vücudumda hissediyorum. Başka köyden insanlarla veya suçlularla durum tam olarak böyle değil fakat değer verdiğim insanlara zarar verdiğimde tam olarak böyle oluyor. Her ne kadar katanamı savurmadan önce Usagi-san'ın değer verdiğim bir insan olmadığını, olamayacağını düşünüyor olsam da bilinçaltımda hala onu değerli bir köydaş olarak görüyormuşum... Aslında bunun kendim de farkındaydım sadece görmemezlikten gelmek istiyordum. Eğer görmemezlikten gelemeseydim katanamı ona doğrultamayacak ve Jounin olmasına izin vermem gerekecekti. Bunu istemiyorum. Bir gram dahi istemiyorum.
Katanamı aşağıya doğru çekmeye çalıştığım vakit Sutashika-san'ın dişlerini kolumda hissettim. Daha önceden de dediğim gibi bir yırtıcıdan her daim korkulması gerekir, böyle bir şey yapacağını biliyordum. Dişleri gördüğüm anda dövüşü kaybettiğimi düşünmeye başlamıştım fakat Sutashika-san, partnerinin aksine oldukça insaflı birisi çıktı. Sadece hafif bir şekilde ısırarak beni kenara fırlatmayı tercih etti.
Kendimi toparlayarak ayaklarımın üstünde durmayı başardığım anda ise Sutashika-san'ın üzerime doğru geldiğini fark ettim. Şimdiki halimle saldırısından sıyrılmak gibi bir şey yapamam, vücudumun buna izin vereceğini sanmıyorum. Ayrıca ona zarar vermek de istemiyorum, bana bu kadar merhametli davranan bir hayvana saldırmayacağım. Benim tek derdim Usagi-san ile, Sutashika-san'a zarar vermek gibi bir niyetim yok.
Katanamı yere paralel bir şekilde tutarak bir ucundan elimle destekleyeceğim. Amacım Sutashika-san'ın saldırısını fazla bir zarar almadan karşılamak. Sonrasında tekrardan Rakumei no Jutsu'yu üzerinde kullanacağım, bu sefer etkisi az olacaktır fakat uzun bir süre kazanmaya ihtiyacım yok.
Jutsumu kullandıktan hemen sonra katananın uç kısmını tuttuğum elimi belimdeki ekipman çantasına atarak bir sis bombası çıkaracağım. Sis bombasını yere fırlatacak ve geriye doğru sıçrayarak Sutashika-san'dan uzaklaşacağım. Sonrasında da elimde tuttuğum katanamı kınına tekrardan sokacak ve çevreme odaklanacağım. Duyacağım bir ses, alacağım bir koku veya sensör yeteneklerimle hissettiğim bir şey harekete geçmeme neden olan şey olacak.
Katanamı aşağıya doğru çekmeye çalıştığım vakit Sutashika-san'ın dişlerini kolumda hissettim. Daha önceden de dediğim gibi bir yırtıcıdan her daim korkulması gerekir, böyle bir şey yapacağını biliyordum. Dişleri gördüğüm anda dövüşü kaybettiğimi düşünmeye başlamıştım fakat Sutashika-san, partnerinin aksine oldukça insaflı birisi çıktı. Sadece hafif bir şekilde ısırarak beni kenara fırlatmayı tercih etti.
Kendimi toparlayarak ayaklarımın üstünde durmayı başardığım anda ise Sutashika-san'ın üzerime doğru geldiğini fark ettim. Şimdiki halimle saldırısından sıyrılmak gibi bir şey yapamam, vücudumun buna izin vereceğini sanmıyorum. Ayrıca ona zarar vermek de istemiyorum, bana bu kadar merhametli davranan bir hayvana saldırmayacağım. Benim tek derdim Usagi-san ile, Sutashika-san'a zarar vermek gibi bir niyetim yok.
Katanamı yere paralel bir şekilde tutarak bir ucundan elimle destekleyeceğim. Amacım Sutashika-san'ın saldırısını fazla bir zarar almadan karşılamak. Sonrasında tekrardan Rakumei no Jutsu'yu üzerinde kullanacağım, bu sefer etkisi az olacaktır fakat uzun bir süre kazanmaya ihtiyacım yok.
Jutsumu kullandıktan hemen sonra katananın uç kısmını tuttuğum elimi belimdeki ekipman çantasına atarak bir sis bombası çıkaracağım. Sis bombasını yere fırlatacak ve geriye doğru sıçrayarak Sutashika-san'dan uzaklaşacağım. Sonrasında da elimde tuttuğum katanamı kınına tekrardan sokacak ve çevreme odaklanacağım. Duyacağım bir ses, alacağım bir koku veya sensör yeteneklerimle hissettiğim bir şey harekete geçmeme neden olan şey olacak.
► Show Spoiler