Ryoken'den onayı almam güzel oldu. Ama şaşkınlığımın diğer söylemek istediklerime engel olması hiç de güzel olmadı. Adamın parmakları geri çıkmış lan! Bir de dün hayal meyal gördüğüm kolunun nasıl bir şey olduğunu şimdi anlıyorum, kangren olmuş gibi. Kapkara, ceset gibi bir şey. Ne iş lan bu kol, korkmadım dersem yalan söylemiş olurum. Neyse, şimdi bunu düşünmeye zaman yok hemen söyleyeceklerimi söylemeliyim.
"Hey bekleyin biraz, daha size söylemem gereken şeyler var." dedim Ryu'yu kaçırdıktan sonra. Artık tek dinleyicim Ryoken. "Teki ve Teijo da burada. Yani beş kişilik bir savaş takımıyız. Ben onlardan erken geldiğim için şu an neredeler bilmiyorum ama tahminen bizim üs tarafındaki ağaçların arasında bir yerde saklanıyorlar. Ortadaki mekanizmayı da iyice bir inceledim kimse yokken. Kalın bir metal top onun üstünde de geriye sayan bir sayaç var. Çözülecek bir bulmaca olduğunu sanmıyorum. Büyük ihtimalle parşömen o topun içinde." dedim hızlıca.
"Kolunu ilk defa ayık kafayla görüyorum, epey ilginç bir şeye benziyor. Parmakların geri geldiğine göre sadece görüntüden ibaret de değil. Senin adına çok sevindim. Dürüst olmak gerekirse yine de parmaklarının geri çıkması dünün intikamını almak istersen diye beni epey korkuttu. Şaka yapıyorum, ama bir yandan da gerçek. Ehehehe..." Son kısımda biraz saçmaladım, ama gerçekten sadece dürüst olmaya çalışıyorum. Ryoken'in parmaklarının geri gelmiş olması üstümdeki sorumluluk hissini epeyce hafifletti açıkçası. Bu yüzden duyduğum sempati belki bir tık azaldı ama hala oldukça pozitifim Turuncu Takım'a karşı. Yine de son sözlerimi iyice sıvayayım. "Yine de artık beraber çalışmak için anlaştık, size güveniyorum." Gerçekten de öyle, savaş sırasında ikisine de sırtımı dönerim. Hem sınav başından beri hep ben insanları kandırdım, pusu kurdum. Kendi ilacımın tadına bakarım olmadı bu sefer. Yine de bu tadımı bu kadar kritik bir anda yapmayı tercih etmezdim. Son olarak da ne yapmalıyız hakkında bir şeyler diyeceğim. "Şu anlık beklemek daha faydalı olur bence. Hem eğer birisi ormandaki potansiyel düşmanlara yem olacaksa ben daha iyi bir seçenek olabilirim. Epey dayanıklı sayılırım. Böylece sen de güvenli bir mesafeden sihrini sergileyebilirsin." Sanırım sınav başından beri Ryoken'in üstünde genjutsu kullanmadığı bir ben kalmışımdır. Bu şekilde devam etmesini diliyorum.
[7. Gün - Gündüz Safhası | Oita Butsuo] Teçhizat Tentesi
- Oita Butsuo
- Ishigakure
- Posts: 320
- Joined: September 1st, 2018, 2:42 pm
- GM - Naruto
- Game Master
- Posts: 2811
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [7. Gün - Gündüz Safhası | Oita Butsuo] Teçhizat Tentesi
Ryoken, kolu hakkında yorumlarını dinlerken hafifçe gülümsüyor. "Şuanda intikamdan çok, çalıdan bir anda üzerime uçmadığına seviniyorum Butsuo-san. Elimin yarısını geri kazanmak iyi oldu." Ardından cümlenin devamını dinliyor. Söyleyeceğin şeyler bittiğinde, kendi konuşmaya başlıyor sana cevap vermek için.
"Düşündüğüm birkaç ihtimal var Butsuo-san. Benim kolum, gördüğün gibi normal bir kol değil. O topu tutan zinciri kırabilirim. Topu buralarda saklanarak açmayı deneyebiliriz. Sayacın ne işe yaradığını bilmiyor olmamız zaman öldürmekle aynı şeye çıkıyor. Ancak beklemekte mantıklı bir seçenek. Birinin gelip gelmeyeceğini bilmiyoruz. Düşüncelerim doğrultusunda, buraya Mor Takımdan bir kişi gelebilir veya kimse gelmeyebilir. Yeşil Takımı ise sınav başından beri görmediğim için, hiçbir fikrim yok. Yani onların buraya gelme ihtimali var. Sayı olarak her türlü üstün gelebileceğimiz bir durumda olacağız diye düşünüyorum. Sayaç en son baktığında ne gösteriyordu? Hareketlerimizi sayaca göre yönlendirmemiz gerek. Geç kalmamak en iyisi, üstelik sayaç sıfıra vurduğunda ne yapacağını bilmiyorken."
Düşünceli bir ifadeyle sözlerini sonlandırıyor Ryoken. Tam Ryoken sessizleşmişken, Ryu gölgelerin arasından beliriyor. "Buraya bakındım. Kimsenin olmadığından eminim, ancak daha uzakta varlar mı bilmiyorum. Ancak şimdilik güvendeyiz."
Aranızdaki sohbet bu şekilde sonlanmış oluyor. Ancak ekstra bir şey yapmanıza fırsat kalmadan üçünüzün birden dikkatini çeken bir şey oluyor. Sizin uzağınızdaki bir noktadan, ağaçların arasından bir shinobi beliriyor ve boş alanda ilerlemeye başlıyor. Elleri ceplerinde, yürüyüşü oldukça sakin. Yüzünde meraklı bir ifade var ve bakışlarını alanın ortasındaki garip düzeneğe dikmiş durumda. Sırtında, uzunca bir silaha benzeyen garip bir aygıt görüyorsunuz shinobinin.
Shinobi, alanda kimsenin olmayışının da etkisiyle aheste aheste yürüyerek piramit benzeri düzeneğe ulaşıyor. Ara ara kafasını sağa sola çevirdiğini ve birilerinin gelip gelmediğini kontrol ettiğini görebiliyorsunuz. Sizi farketmiş gibi görünmüyor. Piramidin çevresinde bir tur atıyor, ardından kürenin üzerindeki kırmızımsı parlayan yazının önünde dikelerek oraya bakmaya başlıyor.
"Düşündüğüm birkaç ihtimal var Butsuo-san. Benim kolum, gördüğün gibi normal bir kol değil. O topu tutan zinciri kırabilirim. Topu buralarda saklanarak açmayı deneyebiliriz. Sayacın ne işe yaradığını bilmiyor olmamız zaman öldürmekle aynı şeye çıkıyor. Ancak beklemekte mantıklı bir seçenek. Birinin gelip gelmeyeceğini bilmiyoruz. Düşüncelerim doğrultusunda, buraya Mor Takımdan bir kişi gelebilir veya kimse gelmeyebilir. Yeşil Takımı ise sınav başından beri görmediğim için, hiçbir fikrim yok. Yani onların buraya gelme ihtimali var. Sayı olarak her türlü üstün gelebileceğimiz bir durumda olacağız diye düşünüyorum. Sayaç en son baktığında ne gösteriyordu? Hareketlerimizi sayaca göre yönlendirmemiz gerek. Geç kalmamak en iyisi, üstelik sayaç sıfıra vurduğunda ne yapacağını bilmiyorken."
Düşünceli bir ifadeyle sözlerini sonlandırıyor Ryoken. Tam Ryoken sessizleşmişken, Ryu gölgelerin arasından beliriyor. "Buraya bakındım. Kimsenin olmadığından eminim, ancak daha uzakta varlar mı bilmiyorum. Ancak şimdilik güvendeyiz."
Aranızdaki sohbet bu şekilde sonlanmış oluyor. Ancak ekstra bir şey yapmanıza fırsat kalmadan üçünüzün birden dikkatini çeken bir şey oluyor. Sizin uzağınızdaki bir noktadan, ağaçların arasından bir shinobi beliriyor ve boş alanda ilerlemeye başlıyor. Elleri ceplerinde, yürüyüşü oldukça sakin. Yüzünde meraklı bir ifade var ve bakışlarını alanın ortasındaki garip düzeneğe dikmiş durumda. Sırtında, uzunca bir silaha benzeyen garip bir aygıt görüyorsunuz shinobinin.
Shinobi, alanda kimsenin olmayışının da etkisiyle aheste aheste yürüyerek piramit benzeri düzeneğe ulaşıyor. Ara ara kafasını sağa sola çevirdiğini ve birilerinin gelip gelmediğini kontrol ettiğini görebiliyorsunuz. Sizi farketmiş gibi görünmüyor. Piramidin çevresinde bir tur atıyor, ardından kürenin üzerindeki kırmızımsı parlayan yazının önünde dikelerek oraya bakmaya başlıyor.

Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
- Oita Butsuo
- Ishigakure
- Posts: 320
- Joined: September 1st, 2018, 2:42 pm
Re: [7. Gün - Gündüz Safhası | Oita Butsuo] Teçhizat Tentesi
Önce Ryoken'i dinledim sesimi çıkarmadan. Üstüne uçmamamın onu bu kadar sevindirmesi beni de sevindirdi. Birbirimizden korkmamız iyi bir şey, demek ki herkes birbirinin gücüne saygı duyuyor. Benim kafam eh meh çalışır ama duyduğuma göre Ryoken zehirmiş, o da bu şekilde düşünüyorsa güçlüyüz demektir. Güçlüyüz güçlü olmasına ama ortaya kimse çıkmazsa yine birbirimize girdiğimizle kalırız. O yüzden umarım birileri ortaya çıkar da ortaklığımız bir işe yarar. Yoksa Ryoken'in üstüne uçmadığıma pişman olacağım. Şakaaaa!
Ryoken'in sözlerine kafamı olmaz anlamında sağa sola sallayarak karşılık veriyordum ki Ryu çıkageldi. Dediğine göre etraf temizmiş. Ryu'nun beni bölmesinden sonra ağzımı da açacaktım ki bir de ne olsun, tahminimce Ryobe olan enayi ortaya çıktı. Sağa sola bakınarak ortaya çıkıp mekanizmayı incelemeye başladı. Şimdi beş kişi senin amına koysak Ryobe, nasıl olur, he? Hazır dün bizi de kandırdınız, neden yapmayalım böyle bir şeyi? Cevap veriyorum, Nakada Satori'nin gazabından korkarız da ondan. Şaka, amına koyduk bile. Sesimi biraz daha kısarak ve daha da hızlı konuşarak "Top çok ağır, zinciri koparsan bile fayda etmez. Ben geldiğimde yaklaşık iki saat vardı, tekrar ağaçlıklara döndüğümde de bir buçuk saat. Siz gelene kadar kafamdan takip edebildiğim kadarıyla bir kırk dakika daha geçti, ama sonra odağımı kaybettim. Ne kadar kaldı ben de bilmiyorum." diye önce planı hakkındaki fikrimi belirttim. Ardından da zaten her türlü yeniden gözden geçirmemizi gerekli kılacak etmene değildim. "Mor Takım'dan Ryobe sanırım bu. Elindeki sopadan elektrik atıyormuş bildiğime göre ama hiç kendim görmedim. Bu şekilde ortaya çıktığına göre diğer Mor Takım üyeleri de burada olabilir. Bence Ryu benim gölgeme saklansın ve ben ortaya çıkayım ya da beklemeye devam edelim. Ortaya çıkabilecek diğer takımları yemlemek önceliğimiz olsun derim. Herkes savaşsın en son ortaya çıkalım diyebilirler. Gizli kalıp en son ortaya çıktıklarına onları inandırabilirsek epey avantajlı bir konumda başlarız dövüşe." Sözlerimi sonuna kadar dinlediklerinden emin olacağım bu sefer. Geçen sefer olduğu gibi ben bir şeyler diyecekken harekete falan geçmelerine izin vermeyeceğim. Acelemiz yok, Ryobe parşömeni alsa bile kaçacağı bir yer yok. HAYIR VAR! IŞINLANMA KUNAİSİ ONDA OLABİLİR.
"BİZ BOLAYI ALDIĞIMIZ GÜN MOR TAKIM IŞINLANMALARINI SAĞLAYAN BİR EKİPMAN ALMIŞTI ALANDAN! PARŞÖMENE DEĞDİĞİ AN IŞINLANABİLİR. RYU GÖLGEME GİR DE ŞU İBNEYİ DÖVELİM!" Yemlemekse yemlemek, ortaya çıkacak olan çıkar artık. Eğer Ryu gölgeme girerse son hız Ryobe'ye koşmaya başlayacağım. Onunla laflamaya vaktim olmayabilir. Eğer küre açılır da parşömene temas ederse her şey boşa gider. Koşarken iki shuriken atarak onu küreden uzaklaştırmak ilk hedefim olacak. Ardından küreyle arasında bir pozisyon almak istiyorum. Konuşacak olursak ondan sonra konuşuruz. Hatta amacıma ulaşırsam "Kunaiye falan gerek yok Ryobe-san, ben tek yumrukta seni üssünüze ışınlayabilirim." diye çöp konuşmalara da başlayayım. Ehehehehe, mizah şov.
Ryoken'in sözlerine kafamı olmaz anlamında sağa sola sallayarak karşılık veriyordum ki Ryu çıkageldi. Dediğine göre etraf temizmiş. Ryu'nun beni bölmesinden sonra ağzımı da açacaktım ki bir de ne olsun, tahminimce Ryobe olan enayi ortaya çıktı. Sağa sola bakınarak ortaya çıkıp mekanizmayı incelemeye başladı. Şimdi beş kişi senin amına koysak Ryobe, nasıl olur, he? Hazır dün bizi de kandırdınız, neden yapmayalım böyle bir şeyi? Cevap veriyorum, Nakada Satori'nin gazabından korkarız da ondan. Şaka, amına koyduk bile. Sesimi biraz daha kısarak ve daha da hızlı konuşarak "Top çok ağır, zinciri koparsan bile fayda etmez. Ben geldiğimde yaklaşık iki saat vardı, tekrar ağaçlıklara döndüğümde de bir buçuk saat. Siz gelene kadar kafamdan takip edebildiğim kadarıyla bir kırk dakika daha geçti, ama sonra odağımı kaybettim. Ne kadar kaldı ben de bilmiyorum." diye önce planı hakkındaki fikrimi belirttim. Ardından da zaten her türlü yeniden gözden geçirmemizi gerekli kılacak etmene değildim. "Mor Takım'dan Ryobe sanırım bu. Elindeki sopadan elektrik atıyormuş bildiğime göre ama hiç kendim görmedim. Bu şekilde ortaya çıktığına göre diğer Mor Takım üyeleri de burada olabilir. Bence Ryu benim gölgeme saklansın ve ben ortaya çıkayım ya da beklemeye devam edelim. Ortaya çıkabilecek diğer takımları yemlemek önceliğimiz olsun derim. Herkes savaşsın en son ortaya çıkalım diyebilirler. Gizli kalıp en son ortaya çıktıklarına onları inandırabilirsek epey avantajlı bir konumda başlarız dövüşe." Sözlerimi sonuna kadar dinlediklerinden emin olacağım bu sefer. Geçen sefer olduğu gibi ben bir şeyler diyecekken harekete falan geçmelerine izin vermeyeceğim. Acelemiz yok, Ryobe parşömeni alsa bile kaçacağı bir yer yok. HAYIR VAR! IŞINLANMA KUNAİSİ ONDA OLABİLİR.
"BİZ BOLAYI ALDIĞIMIZ GÜN MOR TAKIM IŞINLANMALARINI SAĞLAYAN BİR EKİPMAN ALMIŞTI ALANDAN! PARŞÖMENE DEĞDİĞİ AN IŞINLANABİLİR. RYU GÖLGEME GİR DE ŞU İBNEYİ DÖVELİM!" Yemlemekse yemlemek, ortaya çıkacak olan çıkar artık. Eğer Ryu gölgeme girerse son hız Ryobe'ye koşmaya başlayacağım. Onunla laflamaya vaktim olmayabilir. Eğer küre açılır da parşömene temas ederse her şey boşa gider. Koşarken iki shuriken atarak onu küreden uzaklaştırmak ilk hedefim olacak. Ardından küreyle arasında bir pozisyon almak istiyorum. Konuşacak olursak ondan sonra konuşuruz. Hatta amacıma ulaşırsam "Kunaiye falan gerek yok Ryobe-san, ben tek yumrukta seni üssünüze ışınlayabilirim." diye çöp konuşmalara da başlayayım. Ehehehehe, mizah şov.
- GM - Naruto
- Game Master
- Posts: 2811
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [7. Gün - Gündüz Safhası | Oita Butsuo] Teçhizat Tentesi
Butsuo, Ryu gölgesiyle bir olduğu anda hızla açıklık alana doğru fırlayıp Ryobe'ye doğru koşmaya başlıyor. Elini shuriken çıkartmak adına ekipman çantasına atıyor lakin shurikeni kalmadığını hatırlıyor o anda. Yine de halihazırdaki koşusunu bırakmaya niyetli değil. Bir yandan hızla koşarken, diğer yandan ise bağırmakta: "Kunaiye falan gerek yok Ryobe-san, ben tek yumrukta seni üssünüze ışınlayabilirim!" Ryobe, hızla geriye doğru sıçrıyor ve sırtındaki silaha uzanıyor Butsuo'nun aniden ortaya çıkışıyla birlikte. İkili arasında 15 metre kadar bir mesafe var. Ryobe, yere indiği gibi sırtındaki silahı çekmiş ve kendisine doğru koşuyor olan Butsuo'ya doğrultmuş durumda. Yüzünde hafif bir sırıtış beliriyor siyahi shinobinin: "Sen kimdin yakışıklı?"
Off Topic
Bizim yaptığımız ekipman sayısı takibine göre shurikenleriniz bitmiş durumda. Sayımla alakalı bir hata olduğunu düşünüyorsanız, bizlerle iletişime geçebilirsiniz.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
- Oita Butsuo
- Ishigakure
- Posts: 320
- Joined: September 1st, 2018, 2:42 pm
Re: [7. Gün - Gündüz Safhası | Oita Butsuo] Teçhizat Tentesi
Hah! Korktu kara kızan. Hem de shuriken atamamış olmama rağmen. Normalde her görevde köy cebimize geri koyuyordu kullandığımız ekipmanları. Tam alışamadım bu yeni duruma, zaten artık alışacak zamanım da alışmama gerek de kalmadı. Yine de elimi ekipman çantama götürünce hatırlamam kötü oldu biraz, Ryobe anlamamıştır umarım ekipmanlarımın azaldığını. Anlasa da çok da fifi, yanımda Ryu da varken yenilmez sayılırım bence. En azından öyle hissediyorum. Yine de gereksiz yere hasar almak istemem. Kimseyi hafife almamak lazım. Ryobe'nin raiton kullandığını söylemişti daha önce Teki, benim dotonumla ters bir eşleşme. Pek bir doton tekniği kullandığımdan da değil ama Domu'yu direkt etkisiz kılması üzücü. Darbe almadan bu işi halletmeye çalışmak daha mantıklı. Tabii işler o yönde gelişirse, şimdilik konuşmak daha mantıklı sanırım. En azından o saldırıp şu silahının nasıl çalıştığını gösterene kadar.
Ellerimi havaya kaldırıp sırıtarak baktım ben de Ryobe'ye. Beden dilimle ona vermek istediğim şu anlık dövüşmeye başlamayacağıma dair mesajını alır umarım. "Tahmin etmeye çalışmak istemez misin tatlı çocuk?" diyeceğim göz ucuyla çabucak sayaca göz atarken. Ne kadar süre kaldığını görsem yeter, fazlasını istemiyorum. Ayrıca gözlerimi de ayıramam şu an Ryobe'den uzun süre. Eğer hala saldırmamış olursa da ellerimi indirmeden ona doğru yavaşça adımlayarak konuşmayı sürdüreceğim. "Bir ipucu vereyim. Takım arkadaşın Satori-san'la daha önce karşılaştım ama Kei-san'ı hiç görme şansım olmadı." Sırıtmaya da devam edeceğim tabii. Hatta göz de kırpacağım. Şekil de bir oğlan şaka maka. Amacım aramızda 10 metre mesafe bırakmak. Sensör yeteneklerimi efektif kullanabileceğim bir menzil şimdilik benim için yeterli olacaktır. Zaten her türlü yakın mesafeye girmem gerektiği için mesafeyi kısaltmak benim işime gelir. Onun için de daha rahat vurabileceği bir hedef olacağım için avantaj, ona daha yakın olduğum için dezavantajlı olacak bir durum. Silahını bana doğrultmuşken buna izin vermek istemeyebilir tabi, ben yine de şansımı zorlayacağım. Eninde sonunda dövüşmek zorunda kalacağız, ilk saldırıyı onun yapması bana onun hakkında daha fazla şey öğrenme şansı verecektir. Mesela o elektrikli sopa nasıl çalışıyor, ne kadar çakra yiyor, kaç saniye durmadan saldırı yapabiliyor gibi şeyler. Eğer saldırırsa tekrar bakacağım duruma. Zaten açıklık bir alandayız koşarak veya kürenin arkasına saklanmaya çalışarak saldırısından kurtulmayı deneyebilirim gerekirse. Saldırırsa değerlendireceğim bu ihtimalleri.
Ellerimi havaya kaldırıp sırıtarak baktım ben de Ryobe'ye. Beden dilimle ona vermek istediğim şu anlık dövüşmeye başlamayacağıma dair mesajını alır umarım. "Tahmin etmeye çalışmak istemez misin tatlı çocuk?" diyeceğim göz ucuyla çabucak sayaca göz atarken. Ne kadar süre kaldığını görsem yeter, fazlasını istemiyorum. Ayrıca gözlerimi de ayıramam şu an Ryobe'den uzun süre. Eğer hala saldırmamış olursa da ellerimi indirmeden ona doğru yavaşça adımlayarak konuşmayı sürdüreceğim. "Bir ipucu vereyim. Takım arkadaşın Satori-san'la daha önce karşılaştım ama Kei-san'ı hiç görme şansım olmadı." Sırıtmaya da devam edeceğim tabii. Hatta göz de kırpacağım. Şekil de bir oğlan şaka maka. Amacım aramızda 10 metre mesafe bırakmak. Sensör yeteneklerimi efektif kullanabileceğim bir menzil şimdilik benim için yeterli olacaktır. Zaten her türlü yakın mesafeye girmem gerektiği için mesafeyi kısaltmak benim işime gelir. Onun için de daha rahat vurabileceği bir hedef olacağım için avantaj, ona daha yakın olduğum için dezavantajlı olacak bir durum. Silahını bana doğrultmuşken buna izin vermek istemeyebilir tabi, ben yine de şansımı zorlayacağım. Eninde sonunda dövüşmek zorunda kalacağız, ilk saldırıyı onun yapması bana onun hakkında daha fazla şey öğrenme şansı verecektir. Mesela o elektrikli sopa nasıl çalışıyor, ne kadar çakra yiyor, kaç saniye durmadan saldırı yapabiliyor gibi şeyler. Eğer saldırırsa tekrar bakacağım duruma. Zaten açıklık bir alandayız koşarak veya kürenin arkasına saklanmaya çalışarak saldırısından kurtulmayı deneyebilirim gerekirse. Saldırırsa değerlendireceğim bu ihtimalleri.
- GM - Naruto
- Game Master
- Posts: 2811
- Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [7. Gün - Gündüz Safhası | Oita Butsuo] Teçhizat Tentesi
Göz ucuyla sayaca baktığında, 00:33:27 sayısının kırmızı kırmızı parladığını görüyorsun.
Buradan devam
: viewtopic.php?f=110&p=8870#p8870
Buradan devam

Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.