[7. Gün - Gündüz Safhası | Kasumikage Teki] Tepeler

User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts: 2811
Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [7. Gün - Gündüz Safhası | Kasumikage Teki] Tepeler

Post by GM - Naruto » August 8th, 2021, 3:36 am

Satori'nin ayağına doğru kunaiyi fırlattığın gibi harekete geçiyorsun. Satori ise, Shunshin'in ardından kendini toparlamış oluyor ve defansa geçmiş olan Hiyaki'ye doğru bir yumruk çıkaracak gibi görünüyor. Fakat kunai elini terk ettiği anda, Satori'nin daha kabaca başlamış olan sol yumruğu duruyor. Bunun yerine, sağa doğru bir adım alıyor çok seri bir şekilde. Hiyaki mecburi olarak onu önünde tutmak adına ona doğru dönüyor. Hiyaki'nin sağ omzu sana doğru bakmakta. Satori'nin sırtı binanın girişine doğru bakar konuma geliyor. Attığın kunai ise Satori'den ziyade, Hiyaki'ye isabet edecek gibi görünüyor!

Ancak partnerin son anda atılan kunaiyi fark ediyor ve ayağını havaya kaldırarak ıskalamasına sebebiyet veriyor. Bakışları hâlâ Satori'nin üzerinde. Satori, çok seri bir şekilde okkalı iki sert yumruk geçiriyor Hiyaki'nin karnına, kendi belini biraz ileri bükerek. Yumruklar çok hızlı ve çok sert bir şekilde Hiyaki'nin karnında patlıyor. Hiyaki bu esnada Satori'nin sol koluna ve sağ omzuna birer kesi atmış oluyor elindeki kunailer ile ondan bir saldırı beklediği için. Bu kesiler çok seri ve hızlı gerçekleşiyor, Hiyaki muhtemelen karşı saldırı yaparsa Satori'nin duracağını öngörmüş olduğundan bloklamak yerine saldırmayı seçmiş olmalı. Fakat Satori buna karşı durmak yerine kendi hamlelerine devam etmeyi seçmiş gibi görünüyor.

Birbirini ardı ardına takip eden iki yumruk "pat-pat" sesiyle Hiyaki'nin karnında patladıktan sonra maymun geriye bir kaç adım atarak geriliyor. Sol elindeki sudan kunaiyi yere düşürüyor bu esnada. Sen ise varmış oluyorsun Satori'ye ve yerden yukarı doğru kılıcını savuruyorsun. Şu anki yeni konumuna göre sana bakan sol omzunu kesecek gibi görünüyorsun.

Satori kendi sağına doğru bükülüyor bu hamleden kurtulmak adına, ancak yine de bir kesi atmayı başarıyorsun omzuna. Kesi basit durmuyor, ancak aşırı derin de değil. Acıttığını tahmin ediyorsun. Aşağı indirirken de benzer bir kesi atacağını hayal ediyorsun.

Ancak, kılıç göğü gösterdiği anda Satori birden düzeliyor ve sana doğru dönüyor! Suratındaki ciddiyet ve odaklanmışlık dikkatini çekiyor. Kılıcını sen indirmeye başladığında kendi sol eliyle, havadaki kılıç tutan sağ bileğini kavrıyor! Kılıç tutan elin kafa hizanda kalıyor. Satori seni bu şekilde tutarak üzerine yürüyor. Seni kolundan tutarken üzerinden ezip geçerek pestilini çıkarmak istermişçesine senin şahsi alanına adım atıyor. Tabii ki sen de geriye adım atıyorsun ancak göğüsleriniz birbirinize değecek kadar yakın. Bir kaç adım bu şekilde geriye ilerliyorsunuz. Diğer elinle bir hamle yapmayı düşünürken, Hiyaki'nin kendine geldiğini ve elindeki kunaiye elektrik yükleyip Satori'ye fıralttığını görüyorsun.

Satori bu esnada, seni boştaki eliyle belinden tutuyor ve bir kukla misali 180 derece dönüyor! Hiyaki'nin kunaisi sırtında patlıyor! Saldırının çok ani gerçekleşmesi ve nerene isabet edeceğini bilemediğinden refleksif olarak zırhını sertleştiremiyorsun ve saldırıyı tüm kuvvetiyle hissetmiş oluyorsun! Ani elektrik akımı sırtından göğsüne yayılırken minik patlamanın olduğu yerden ısı vücuduna yayılıyor. Çok feci acıtmış durumda. Sızıntı şeklinde kanadığını düşünüyorsun. Çok hafif bir uyuşukluk da mevcut sırtında. Satori'nin de az önce ona isabet eden saldırından benzer şeyleri hissettiğini anlayabiliyorsun.

Ani bir acı çığlığı atıyorsun. Hiyaki, "Teki!" diye bağırıyor ve size doğru koşmaya başladığını duyuyorsun. Bu esnada Satori, daha fazla seni tutarak risk almak istememiş olsa gerek, kolunu bırakıyor ve senin karnına bir tekme atarak kendisinden uzaklaştırıyor. Zırhın sayesinde tekme seni pek etkilememiş oluyor ve Hiyaki seni sırtından destekleyerek dengeni hemen kurmanı sağlıyor.

Satori'ye baktığında senin bileğinden kendi eline bulaşan sıvıyı anlamaya çalıştığını görüyorsun. Elini açıp kapatıyor ve sallıyor. Sıvı kısmen dağılıyor ancak elinde kalıyor. Birazdan yok olacağını biliyorsun. Bakışlarını ise bu incelemeyi yaparken eline çevirmiyor. Herhangi spesifik bir yere bakmaktan ziyade kafası karşıya konumlandırılmış. Fakat bunun bir şey ifade etmediğini biliyorsun haliyle. Ardıdan yumruklarını sıkıyor ve size doğru koşmaya başlıyor.

Satori ile aranızda 3-4 metre var ve size koşar durumda. Hiyaki hemen arkanda, sen ise onun önündesin. Dengeni sağlamış durumdasın. Aldığın hasar cidden canını sıkmış durumda. Uyuşukluk kabaca geçmiş olsa da acı çok taze. Bina solunuzda kalıyor ve uzaklığınız 5-6 metre kadar girişe.

Herkesin aldığı hasarları düşündüğünde, savaşın artık ciddi bir noktaya geldiğini anlayabiliyorsun. 'Hamle deneme ve rakibi tanıma' safhasını çoktan aşmış konumdasınız. Satori'nin hamleleri git gide daha da ciddileşiyor ve açık bulma şansın azalıyor. Bu, Satori'nin kendi bedenine olan umursamazlığıyla birleştiğinde önünde sana koşan bir kunoichiden ziyade önündeki herşeyi yıkıp geçen ve bayır aşağı yuvarlanan bir kaya olduğunu hayal ediyorsun, her bir taşa çarptığında kendisinden de bir şeyler kopuyor ancak çarptığı şey tuzla buz oluyor. Hiyaki'nin de aldığı hasarlarla yorulmaya başladığını biliyorsun. Halihazırda Satori'nin -eğer dönerse- kendi üssüne dönünce alacağı medikal yardımla bu yaralardan eser kalmayacağını, senin ise aldığın yaralarla baş başa gece safhasına ilerleyeceğini düşününce durumun ciddiyeti git gide artıyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Kasumikage Teki
Kusagakure
Kusagakure
Posts: 398
Joined: October 22nd, 2018, 2:54 am
Künye:

Re: [7. Gün - Gündüz Safhası | Kasumikage Teki] Tepeler

Post by Kasumikage Teki » August 8th, 2021, 10:26 pm

Durumun ciddiyetini vücudunun her noktasında hissediyordu artık Teki. Acıyla sızlayan burnunda, yaralı omzunda, vurulmuş sırtında, yorulmuş deri porlarında ve susuz kalmış bedeninde... Nakada'nın hayvani saldırılarına karşı başarısız denemeler yapmıştı. Hiyaki ile ayrı düştükten sonra tekrar toparlanamamışlar ve hasar üstüne hasar almışlardı. Şimdi ise Nakada tekrar üstlerine doğru koşuyordu ve Teki geri adım atacak anı çoktan kaçırmıştı. Pes edemezdi, etmemeliydi... Sınavın son gününde ellerindeki tek parşömeni kaptırmayı kendine yediremezdi. Butsuo ve Teijo'nun teçhizat alanındaki parşömeni kapıp kapamayacağını bilmiyordu. Bu yüzden de tüm gücü ile ellerindeki tek parşömeni korumalıydı. Takımdan jounin olacak kişi kendisi olur mu bilmiyordu ancak takımından en az bir kişinin jounin olmasını istiyordu.

Burnu, omzu ve sırtından yayılan acı dalgaları vücudunu iyice zorlamaya başlamıştı. Nakada'nın da bolca yara aldığının farkındaydı ancak kadın durmak bilmiyordu. Yüksek ihtimalle Urata-san'ın medikal yeteneklerine güvendiği için kendisine bu kadar umursamaz davranıyordu ancak garip gelmişti bu tavır Teki'ye. Zira bu dövüşün ardından üssüne güvenle dönebileceğinden emin olmalıydı bu tür davranışlar sergilemesi için. Kaşları çatılmıştı. Hafife alınmak istemiyordu ve an itibari ile artık daha da sinirliydi.

Nakada'nın hızını bir nebze bile olsa yavaşlatmaları gerekiyordu. Önceden tam verim alamamış olduklarını bilse de tekrar Mizuame Nabara kullanmaları gerektiğini düşünüyordu Teki. Canavar kadının jutsuya tamamen yakalanmayacağını bilse de en azından ivmesini veya hızını biraz kaybedebileceğini düşünmüştü Teki. Bakışlarını Nakada'dan ayırmadan ortağına "Şurup!" demiş ve ayaklarında topladığı çakra ile geriye doğru zıplamıştı. Hiyaki'nin de geriye doğru çekileceğini biliyordu. Bulundukları konumdan Mizuame Nabara kullanmasının anlamsız olacağını bilmeliydi Altın Maymun. Ayakları toprak zeminden ayrıldığı gibi Kitsune'yi hızla kınına geri yerleştirecek ve el mühürlerine başlayacaktı Teki. Çakra rezervinin sıkıntılı olduğunu bilse de artık elini korkak alıştırmaması gerektiğini yeterinde anlamıştı. El mühürlerini bitirdiği gibi Bousen no Jutsu'yu aktive ederek keskin su dalgasını Nakada'ya doğru püskürtmeye başlayacaktı. Kadının iki geleceği olduğunu düşünüyordu. Birinci ihtimalde Mizuame Nabara'ya yakalanacak ve aynı sınavın ilk günü olduğu gibi bacaklarındaki insan üstü gücü kullanarak biraz hız kaybetse de, ilerleyişine devam edecekti. Fakat bu anlık hız kaybı Teki'nin onu vurması için yeterli aralığı yaratabilirdi. İkinci ihtimalde ise Mizuame Nabara'dan kaçınmak için zeminle temasını kesecek ve havaya sıçrayacaktı. Bu durumda da Teki için açık hedef haline gelecekti.

Nakada'nın uzuvlarını aşırı esnek bir şekilde kullanarak saldırılardan kaçabildiği çok net tecrübelemişti Teki. Bu yüzden saldırısını direkt olarak kadının vücuduna hedefleyecekti. Göğsüne, çekinmeden ve ciddi zarar verme amacı ile. Kadının yapacağı harekete göre keskin su dalgasının gidiş yolunu değiştirebileceğini biliyordu Teki. Bu yüzden de hamlesine daha güvenir olmuştu. Hiyaki'nin de Mizuame Nabara kullandıktan sonra zamanı kalır ise oluşturacağı sıvı silahları Nakada'ya fırlatıp, kadının düşünme ve hamle yapma zamanını kısıtlayabileceğini umuyordu. Artık daha fazla yara almak istemiyordu Teki. Nakada'nın sahip olduğu canavar formu bir şekilde yenebilmesi gerekiyordu artık. En azından fıçıya sakladıkları tuzaktan kurtulabilmesini engelleyebilecek kadar yormalıydı kadını.
Image
► Show Spoiler
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts: 2811
Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [7. Gün - Gündüz Safhası | Kasumikage Teki] Tepeler

Post by GM - Naruto » August 9th, 2021, 12:14 am

Hiyaki'ye komutunu verdiğin anda, her ikiniz de ayaklarınıza chakra toplayıp geriye doğru sıçrıyorsunuz. Bu sıçrayış, sizi yaklaşık 8-10 metre geriye doğru fırlatıyor. Hiyaki hafif sağ arka çapraza yönelirken, sen hafif sol arka çapraza yönelmiş oluyorsun. Bir yandan her ikiniz de el mührü yapıyorsunuz. Tepeden bakıldığında Hiyaki ve sen Y harfinin üst uçlarında, Satori ise alt ucunda konumlanmış halde. Hiyaki'yle aranızda 3-4 metre var. Satori ise ikinize de 7'şer metre uzaklıkta.

Havada süzülürken iki kanada ayrılmış olmanız, Satori'yi bir karar vermek zorunda bırakmış gibi görünüyor. Başını hızlı bir şekilde sağa ve sola çevirdiğini görüyorsunuz minik hareketlerle. Bunun görüşüne bir katkısı olduğunu düşünmüyorsun, refleksif bir hareket gibi. Ayaklarınız yere değdiği anda, ikiniz de el mühürlerini bitirmek üzere oluyorsunuz. Satori ise kararını çoktan vermiş gibi gözüküyor. Yapışkan sıvı Hiyaki'nin ağzından fırlayıp Satori'yle arasındaki mesafeyi kaplarken kunoichi havaya ve ileri doğru sıçrıyor. Sağ tekmesi öne doğru açılıyor Satori'nin havada süzülürken. Hiyaki yapışkan sıvıyı tükürmeyi bitirdiği anda ise, tekme maymunun göğsünde patlıyor.

Patlayan tek şey, bu tekme olmuyor. Hiyaki'nin darbenin etkisiyle hafif bir sis bulutu eşliğinde kaybolduğunu görüyorsun. Satori hala havadayken ise, jet hızıyla püskürtmeye başlıyorsun tazyikli suyu hiç çekinmeden. Rakibin bu saldırıya hazırlıksız yakalanıyor. Sırtının sağ üst çaprazından belinin sol alt kısmına derin bir kesi açıyorsun Satori'nin. Rakibinin sırtından boydan boya kan fışkırırken kunoichi dengesini kaybediyor ve yalpalayarak iniş yapıyor zemine. İleri doğru birkaç adım atıp dengesini sağlamaya çalışıyor. Sen ise, tazyikli suyu yeniden ona doğru yöneltmeye başlamış haldesin kafanı çevirerek. Takribi bir saniye sonra, yeniden vuracağını biliyorsun. Aranızda Satori'nin ileri doğru sendelemesi de sayılırsa 5 metre kadar bir mesafe var.

Kafanı hızla soldan sağa çevirerek Satori'nin göğüs hizasından bir daha geçirmeye hazırlanıyorsun tazyikli suyu. Rakibin üst vücudunu öne doğru eğerek saldırından kurtulmayı başarıyor. Sen ise, tazyikli su kunoichinin sol omzunun biraz dış hizasına geldiğinde bu kez kafanı aşağı doğru yönelterek sağ üstten sol alta doğru çapraz bir şekilde savuruyorsun suyu. Satori, sol bacağından da güç alarak omzu ve sırtı geride olacak şekilde sol arka tarafına doğru sıçrayarak havada vücudunu kendi etrafında döndürmeye başlıyor. Vücudu yere paralelken 360 derece dönüyor kendi etrafında. Bu esnada tazyikli su vücudunun altından kayıp geçiyor ona temas etmeden. Suratı yere bakarken sol ayağıyla zemine temas ediyor ve yere çöküyor. Az önce gövdesinin olduğu yere savurduğun tazyikli su yine ıskalamış oluyor. Kafanı direkt olarak aşağı doğru savurup yerdeki Satori'yi vurmak üzere hareketleniyorsun. Rakibin ise kendi sağına, senin soluna doğru yuvarlanmaya başlıyor hızla. Aranızdaki mesafe azalmış değil. Satori sana yaklaşamıyor gibi görünüyor şimdilik. Muhtemelen yuvarlanması bittiğinde yeni bir hamle deneyecek. Tekniğin halen aktif.

Nefesin derinleşmeye başlıyor. Salgıladığın vücut zehrine bolca ter karıştığının farkındasın.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Kasumikage Teki
Kusagakure
Kusagakure
Posts: 398
Joined: October 22nd, 2018, 2:54 am
Künye:

Re: [7. Gün - Gündüz Safhası | Kasumikage Teki] Tepeler

Post by Kasumikage Teki » August 9th, 2021, 9:44 pm

Altın Maymun ile hamlelerini gerçekleştirmişler ve sonunda Nakada'ya hatrı sayılır bir yara açmayı başarmışlardı. Her ne kadar Hiyaki'nin Mizuame Nabara'sı pek işe yaramamış olsa da, ortağının kendisine kazandırdığı açıklık ile ağzından püskürttüğü tazyikli suyu Nakada'nın vücudu ile buluşturabilmişti Teki.

Her ne kadar Hiyaki, aldığı tekme darbesi sonucu ortamı ve savaşı terk etmek zorunda kalsa da, sonuçtan memnundu Teki. Ağzından püskürttüğü su çevreye kanlar sıçratarak Nakada'nın sırt ve omzuna derin bir kesik atmıştı. Sonunda derin bir hasar verebilmişti rakibine. Kendisinin ya da kadının dövüşe ne kadar dayanabileceğinden emin değildi ancak artık ayakları yere daha sağlam basıyordu Teki'nin. İlk darbeden aldığı güçle tekniğine devam etmişti. Fakat hedefini başarılı bir şekilde vurmaya devam edememişti. Nakada yine çevik ve garip hareketler yaparak, Bousen'den gelen darbelerden sıyrılmaya başlamıştı. Gerilmişti Teki. Karşısındaki kadının sahip olduğu hayvani gücün bilincindeydi ve yine kaşları çatılmıştı. Çakra durumunun farkındaydı ve vücudu adeta içinde bulunduğu durumu daha da belirtmek için Teki'ye bir çok işaret yolluyordu.

Nefesinin derinleşmeye başladığını ve derisinden klan zehri gibi bolca ter salgıladığını çok net bir şekilde hissedebiliyordu. Sınavın önceki günlerindeki gibi görece daha rahat hissetmiyordu artık kendini. Sınavın ilk gününde olduğu gibi sadece vücudundaki morluklarla uğraşmayacaktı. Hem çakra azlığı, hem de susamaya başlayan vücudu ile ya bu dövüşü galip bitirecekti, ya da takımının elde edebildiği tek parşömeni Nakada'ya teslim edecekti.

Aniden pörtleyen gözleri ile "HAYIR!" diye haykırmıştı içinden. Pes edebileceği zamanı geride bırakmıştı çoktan. Suna'lı shinobinin tek bir Kage Bunshin'i ile aşırı zaman kaybettiğinde hissettiği ezikliği ya da Ryoken'i yenebilmek için değerli bolasını kullandıktan sonra elde ettiği parşömenin sahte çıktığı an hissettiği utancı ve siniri bir kez daha hissetmek istemiyordu. Bir noktada tekrar Butsuo ve Teijo ile buluştuğunda onlara parşömeni kaybettiğini söylemek istemiyordu. Bu yüzden de vücudunu ve tüm benliğini sonuna kadar zorlaması gerekiyordu. Bousen'i durdurmak belki de daha mantıklı seçim gibi dursa da, bunu yapamazdı Teki. Nakada'nın tekrardan üstüne çullanması durumunda ne yapabileceğini bilmiyordu. Kyousui no Yoroi'ye daha fazla güvenemezdi. Bir noktada vücudu tamamen susuz kalacağı için tamamen açık hedefe dönüşecekti. Bu yüzden de devam etmeliydi tazyikli suyu püskürtmeye. Daha fazla zarar vermeliydi Nakada'ya. Kendine yaklaştırmamalıydı.

Kafasını Nakada'nın yuvarlandığı yöne, yani sola doğru döndürürken aynı zamanda Mizuame Nabara ile oluşmuş şurup birikintisini aralarına alabilmek için konumunu değiştirmeye başlayacaktı. Bu hareketi ile aynı zamanda Nakada'nın, Bousen'den kaçışını da zorlaştırmak istiyordu çünkü tazyikli suyun gidiş açısı iki boyutlu olarak değişecek ve kadını köşeye sıkıştıracaktı. Tekrar en büyük ve geniş hedef bölgesi olarak kunoichinin vücudunu hedef alacaktı. Aldığı kunai ve su darbeleri ile iyice yaralanan kadının üstündeki yükü daha da arttırmak istiyordu.

Konumlanmasını tamamen bitirdiğinde Nakada'yı tekrar vurmuş ya da vurmamış olması Teki için bir değişikliğe sebep olmayacak ve şurubu aralarına aldığı gibi Bousen'i sonlandıracak ve var gücü ile uzandığı patlayıcı parşömeni elinde tutmaya başlayacaktı. Nakada'nın vücuduna değer vermediğini anlamıştı geçen dakikalar boyunca. Kendisi de rakibinin aldığı yaraları umursamayacaktı. Gerekirse parşömeni kadına yapıştırabilmek için hazırda bekleyecekti. Daha fazla ninjutsu kullanamazdı. Hiyaki artık yoktu ve klan gücüne de bel bağlamayı bırakması gerekiyordu. Riaru kuvvetleri ile savaşırkenki cephe ortağı Kuma'yı hatırlamıştı. Genç adamın ölümüne sebep olan patlayıcı parşömeni elinde tutuyordu ve aynı şekilde birilerinin hayatını kaybetmesine sebep olabilecek olmanın anlık gerginliği ile dolmuştu vücudu. Pes etmeyecek ve gerekli riskleri alacaktı Teki.

Köyüne, evine jounin olmadan dönemezdi. Bu utanca dayanabileceğini düşünmüyordu.
Image
► Show Spoiler
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts: 2811
Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [7. Gün - Gündüz Safhası | Kasumikage Teki] Tepeler

Post by GM - Naruto » August 11th, 2021, 2:41 am

Kafanı Satori'nin yuvarlandığı yöne, sola doğru çevirirken bir yandan vücudunu da hareket ettirmeye başlıyorsun aynı yöne. Teknik olarak, kafanın duruş açısı çok da değişmemiş oluyor vücudunun da hareketlenmesiyle birlikte. Satori hızla hareket ettiği için Bousen'den vücudunu genel manada korumayı başarıyor, ancak sen de istediğin şekilde konumlanabiliyorsun bu süreçte. Kunoichi yuvarlanmayı bitirdiğinde hızla vücudunu toplayıp yukarı doğru sıçrıyor. Tazyikli su Satori'nin ayakları altından hızla kayıp geçiyor ve toprak zemine bir kesi atıyor. Bu hareketinden hemen sonra, planladığın noktaya getirmiş oluyorsun mücadeleyi.

Tekniğini kesiyorsun, Satori ise aşağı yukarı aynı zamanda sıçrayışını sonlandırıp yere iniyor ve sana doğru adımlıyor hızını kesmeden. Gelgelelim, ilk adımını attığı yer Mizuame Nabara'nın sınırları içerisinde yer almakta. Neye bastığını ilk adımda farketmemiş olsa gerek, ikinci adımını da atıyor ilk adımının önüne. Ve iki ayağı birden yapışkan sıvının üzerine yerleşmiş oluyor. Arkada kalan ayağını ileri doğru atmaya çalıştığını görüyorsun, başaramıyor. Satori'nin bu sıvıya bilinçli bir şekilde girmeyeceğinin farkındasın onu tanıyabildiğin kadarıyla. Bu sebeple yapışkan sıvıyı görüp görmediğiyle alakalı bir soru işareti beliriyor kafanda. Yine de, tekniğinle ikinci kez karşılaştığı için göremiyor olsa bile kafasında bir şeyler oluşmuş olmalı.

Aranızda yaklaşık 5-6 metre var. Mizuame Nabara'nın sınırları bir metre kadar önünde başlıyor. Satori yapışkan sıvının içinde. Elini hızla ekipman çantana götürüyorsun ve patlayıcı parşomeni alıyorsun. Satori'nin tüm vücudunun, özellikle bacak kaslarının şiddetli bir şekilde kasıldığını ve şiştiğini görüyorsun. Satori'nin özellikle baldır ve uyluk kasları belirginleşmeye, bacakları üzerinde çizgiler belirmeye başlıyor. Yapışkan sıvının titremeye başladığını görüyorsun. Rakibinin ilk gün saf gücüyle Mizuame Nabara'dan kurtulabildiğini biliyorsun. Bunu yeniden yapabileceğini de. Rakibinin ayaklarının minimal bir süre de olsa tamamen sabit kalacağının farkındasın. Harekete hazır haldesin.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Kasumikage Teki
Kusagakure
Kusagakure
Posts: 398
Joined: October 22nd, 2018, 2:54 am
Künye:

Re: [7. Gün - Gündüz Safhası | Kasumikage Teki] Tepeler

Post by Kasumikage Teki » August 12th, 2021, 12:43 am

Belki Bousen'i biraz daha kullanabilseydi Nakada'yı tekrar vurabilecekti ancak bu ihtimali düşünmeye zaman bile harcamaması gerektiğini biliyordu. Nakada'ya dilediği gibi o ikinci darbeyi vuramamış olsa da, hem kendi konumunu dilediği gibi değiştirmiş, hem de garip bir şekilde Nakada'nın Mizuame Nabara'ya yakalanmasını sağlamıştı. Şaşırmıştı olanlar karşısında. Nakada'nın böyle saçma bir şekilde şuruba basacağı aklının ucundan dahi geçmezdi. Canavar kadının da insani bazı zayıflıkları olduğunu görebilmek içini rahatlatmıştı. Kendine güveni bir tık daha artmış. Karşısındaki kişinin de bir insan olduğunun bilincine varmıştı. Bu dövüşü kazanabilirdi. Kazanmalıydı da...

Nakada'nın şuruba yakalanmayıp, direkt olarak üstüne saldıracağını düşündüğü için çantasından sadece bir patlayıcı parşömen çıkarmıştı. Fakat kadının yere sabitlenmesi ile hamle ve düşünce yapısını hızlı bir şekilde değiştirmesi gerekiyordu Teki'nin. Aralarındaki 5-6 metrelik mesafe, oluşacak patlamadan Teki'nin etkilenmemesi için yeterli gibi duruyordu. Bu yüzden aklındakileri eyleme dökerek hızlıca harekete geçmeliydi. Kadının bacak kaslarındaki şişme ve kasılmaları net bir şekilde görebiliyordu. Aynı ilk gün gerçekleşenlerin tekrarlanacağını anlaması için çok akıllı olmasına gerek yoktu. Nakada'nın pek zorlanmadan kendini yapışkan zeminden ayırabileceğini biliyordu. Fakat ne olursa olsun bunu yapmak için Teki'ye küçük bir hamle hakkı tanıyacaktı kadın. Başka şansı yoktu.

Patlayıcı parşömen tutan elini hızlıca tekrar shinobi çantasına sokmuştu Teki. Çantasında bir adet kunaisi kaldığını biliyordu. Eli, kunai ile temas ettiği anda parşömeni üstüne yapıştırabilmek için var gücü ile sıkacaktı küçük demir silahı. Sonrasında ise tüm gücü ile Nakada'nın vücuduna doğru savuracaktı patlayıcı kunaiyi. Rakibinin patlayıcı parşömenden haberdar olup olmadığını bilmiyordu. Gerek de yoktu bunu bilmesine. Zira yere sabitlenmiş olduğu için hamlesi kısıtlanmış olacaktı kadının. Sağ, sol ya da yukarı doğru hamle yapabilirdi fakat Teki için fark etmiyordu bu durum. Kunaisini savurduğu gibi tüm dikkatiyle silahın havadaki yolculuğunu izleyecekti. Kunai, Nakada'nın yakınına geldiği anda ise el mührünü yaparak patlatacaktı mühürlü kağıdı. Bir yandan hafif bir tedirginlik duyuyordu hamlesinden dolayı fakat bu onu durdurmayacaktı. Sadece Nakada'nın çok ağır bir yara almasını istemiyordu. Fakat bu da durdurmayacaktı Teki'yi. Soğuk kanlılıkla kadına zarar vermek için ateşleyecekti fitili. Nakada'dan gelecek yeni saldırılara karşı eskisi kadar başarılı bir savunma yapmasının artık mümkün olmadığını biliyordu. Geri adım atamaz ya da pes edemezdi.

Nakada'yı bu hamle ile de durduramaz ise başının derde gireceğini biliyordu. Kunai havayı keserek ilerlerken her saniye günler sürüyormuş gibi geliyordu Teki'ye.
Image
► Show Spoiler
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts: 2811
Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [7. Gün - Gündüz Safhası | Kasumikage Teki] Tepeler

Post by GM - Naruto » August 14th, 2021, 12:35 am

Son kunaine patlayıcı parşömeni seri bir şekilde yapıştırdıktan sonra Satori'ye doğru fırlatıyorsun. Ayaklarına, önüne doğru değil. Yanına da değil. Üzerine veya kaçış yönüne de değil. Direkt olarak göğsüne, verebileceğin maksimum hasarı vermek adına atıyorsun. Kunai elinden çıkıyor, havada ilerliyor dümdüz bir şekilde. Satori anlık olarak kafasını kaldırıyor yaptığın şeyi farketmişçesine ve hareketlerini daha da şiddetlendiriyor. Çenesini kastığını farkediyorsun. Bir ayağını kurtarıyor, ona chakra veriyor ve suyun üzerine koyuyor. Ancak diğerini çıkaramadan kunai Satori'ye varmış oluyor.

Satori, ellerini önünde "X" şekline getiriyor ve belini bükerek kafasını ellerinin birleştiği yere denk getiriyor. Kendi kafasını böylece patlamadan maksimum seviyede siper etmeye çalışmış oluyor. Kunai büyük bir patlama ile yok olurken, Satori bu patlamanın içerisinde kalıyor. Bir an sonra, havadaki alevler yok olduğunda dumanın arasından geriye doğru bir kaç metre fırladığını görüyorsun kunoichinin.

Yere iki seksen uzanıyor Satori. Derin bir nefes alıyorsun. Burnundan sızan kanı siliyorsun bu esnada. Yerde yatan rakibinin saçları birbirine geçmiş, kıyafetinin uzun olan sağ kolunun kumaşı parçalanmış. Bir saniye geçiyor.

Ayağa kalkıyorsun. Derin bir nefes veriyorsun. Satori'nin iki kolunda da yanık izleri oluşmuş durumda. Yer yer derin yaralar da görmektesin, ancak bu yaralardan kan sızmıyor. Suratını seçemiyorsun saçlarından. İki saniye geçiyor.

Üçüncü saniyede ise, Satori'nin hızlıca ayağa kalktığını görüyorsun. Adrenalin vücudunu terk ederken birden bu işlem tersine dönüyor, soğuyan terin tekrar ısınıyor ve kalp atışların tekrar hızlanıyor. Satori iki elini de yere koyarak destek alıyor ve ayağa dikeliyor. Ayağa kalkarken ise gözlerini kapatan alınbandının kayıp yere düştüğünü görüyorsun. Kumaşının sol tarafı yırtılmış.

Satori sana ilk adımını attığında alınbandı yer ile temas etmiş oluyor ve Satori'nin suratını ilk defa alınbantsız görmüş oluyorsun. Gözleri kapalı, ancak kaşları ve elmacık kemiklerinin arasında kalan alan tamamen dağlanmış ve et birbirine kaynamış durumda. Göz kapaklarını seçemiyorsun. Kirpikleri ise yok. Yer yer deforme olan ve girinti, çıkıntılarla dolu olan bu yara, az önce göğsünün önünde patlayan kunai tarafından oluşturulan yaralardan çok da farklı değil gibi. Sadece bu yaralar epey eski.

Satori'nin sana doğru attığı ikinci adım ilkinden daha hızlı oluyor. Koşmaya başlamayacak gibi görünüyor ancak çok derin bir nefes alıyor sana yürürken. Öyle ki, göğsünün şiştiğini görüyorsun. Bir an sonra bu nefesi derinlemesine geri veriyor. Ellerini kanatacak kadar sıktığını seçebiliyorsun. Ancak surat ifadesinde seçebildiğin bir nefret veya öfke göremiyorsun. Daha çok garip bir hırs bürümüş gibi.

"Hadi." diyor yürürken. "Daha fazlasını yapabilirsin."

Saçları düşen alın bandı ile beraber tamamen açılmış, yer yer yanmış bir biçimde. Kısmen toplu ve savaşırken yoluna çıkmayan saçları bu sefer etrafta esen rüzgârla tamamen özgürce sallanmaktalar.

Satori ile aranızda 5-6 metre mevcut. Mizuame Nabara şurubu yok olmuş durumda. Açıklıktasınız. Üzerine hızlı bir tempo ile yürümekte. Sen ise git gide yorulmaya başlamış durumdasın ancak performansın hâlâ düşmüş değil. Bir kaç dakika önceki durumunla benzer bir noktadasın; eğer tekrar hasar alırsan bunu vücudun kaldırmayacak. Fakat devam edebilecek gibi görünüyorsun. Satori'nin aldığı yaralara bakınca hâlâ yürüyor oluşu seni biraz şaşırtıyor ancak. Yine de, üstünlüğü anlık olarak yakalamış olsan da tek bir hatanı beklediğini biliyorsun yenilginin.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Kasumikage Teki
Kusagakure
Kusagakure
Posts: 398
Joined: October 22nd, 2018, 2:54 am
Künye:

Re: [7. Gün - Gündüz Safhası | Kasumikage Teki] Tepeler

Post by Kasumikage Teki » August 14th, 2021, 4:22 pm

Oluşan patlama öncesinde Nakada'nın savunma amacı ile kollarını siper edişini görebilmişti. İçi rahatlamıştı bu hareket karşısında. Her ne kadar rakibini yenmek istiyor olsa da, kesinlikle onu canından etmek istemiyordu Teki. Bu sınava birisini öldürmek için değil, kendisi gibi yetenekli shinobiler ile kapışıp, jounin olmak için gelmişti. Fakat Nakada'nın geçen süre boyunca vücuduna ne kadar yüklendiğini görmesi yüzünden hamlesini yaparken bir korku hissetmeyi engelleyememişti.

Patlama sonrasında Nakada'nın bir kaç metre geriye savrulması ve sonrasında yerde yatmaya başlaması ile büyük bir rahatlama kaplamıştı içini. Dövüşü kazanmıştı. Nakada her ne kadar ağzına sıçmış olsa da, sonunda başarmış ve onu yenmişti. Derin bir nefes verirken vücudundaki adrenalinin azalmaya başladığını fark ediyordu yavaş yavaş.

"Umarım ölmemişsindir Nakada-san."

Yerde yatan kunoichiye bakmaktaydı halen. Vücudunda yer yer oluşan yeni yaraları gözlemleyebiliyordu kadının. Kendi vücudu da çok farklı durumda değildi. Ağrımayan bölgesi yoktu adeta. Sınavın ilk günü Nakada'nın darbeleri ile oluşan morluklardan çok daha farklıydı yaraları. 7 günün birikmişliği tüm vücuduna saldırıyordu adeta. Zihnen ve bedenen...

Ne olur ne olmaz Nakada'yı hareketsiz kılabilmek için shinobi çantasındaki misinayı kullanarak bağlayacaktı kadını. Üssüne geri dönmesini istemiyordu. Urata-san tarafından iyileştirilmesi durumunda bir daha parşömeni çalmayı dener ise bu sefer zorlanmadan başarılı olacağını biliyordu rakibinin. Kadını yenmişti ve bu durumun bozulmasını istemiyordu.

Toplam 3 saniye kadar süren bu rahat anın ardından Nakada'nın tekrar ayağa kalktığını görmesi ile gözleri pörtlemişti Teki'nin. Şaşkınlığı beynini yok edecek kadar yoğun olsa da, ne ağzı açılabilmiş ne de bir kelime söyleyebilmişti. İnsanlıktan çıkmış haldeki rakibine şaşkın şaşkın bakmaya devam ederken ilk defa Nakada'nın suratını görmüştü. Bunca zamandır kör olduğunu bildiği rakibinin suratını hiç hayal etmemişti Teki. Gözlerinin olmaması ihtimalini düşünmüştü illaki ancak dağlanmış bir üst surat görmeyi kesinlikle beklemiyordu. Az önce vücudunu terk etmeye başlayan adrenalin aynı hızla tüm benliğine dolmaya başlamıştı tekrar. Şaşkındı fakat korkuyordu da...

"Dur artık..."

Kendisine doğru adımlamaya başlamış rakibine bakıyordu. Bakışlarını başka yöne çevirmesi mümkün bile değildi. Bunca darbeye, vücuduna aldığı bunca yaraya rağmen halen devam ediyordu canavar kadın.

"Dursana!"

Kadının, Urata'ya duyduğu güvene şaşırıyordu. Takım arkadaşının onu iyileştirecek kadar kabiliyetli olduğunun Teki de farkındaydı fakat bu kabiliyetin sınırları olduğunu da biliyordu. Ölmesi durumunda en yetenekli medic-nin'in bile bir çaresi kalmayacaktı. Nakada'nın da bunu bilincinde olduğunu düşünüyordu fakat anlam veremiyordu hareketlerine. Kendisine karşı bu kadar düşüncesiz olması canını çok sıkmıştı Teki'nin. Karşısındaki kunoichinin büyük yeteneklere sahip, köyü için ışık gibi aydınlık bir geleceğe sebebiyet verebilecek birisi olduğunun farkındaydı. Buna rağmen sahip olduğu düşüncesizlik karışık duygulara sokmuştu Teki'yi. Korkmuyordu artık. O duygu yok olmuştu bile. Şaşkınlığı devam ediyordu ancak yeni bir arkadaş belirmişti yanında. Sinirliydi de artık. Nakada'nın kendine karşı aşırı düşüncesiz davranıyor oluşu çok kızdırmıştı Teki'yi.

"Lütfen dur!"

Durumu çok parlak olmasa da halen dövüşe devam edebileceğini biliyordu Teki. Sınavın önceki 6 gününe kıyasla olduğu en kötü formundaydı fakat bu bile yenilmesi için yeterli değildi. Hoş, Nakada'dan alacağı bir darbe bile zihnini anında kapatabilirdi. Bu yüzden de önlemini almalı ve kendisini korumayı başarmalıydı. Çakra durumu için yapabileceği bir şey yoktu. En azından vücudundaki susuzluğu giderebilirdi.

Gözlerini Nakada'dan ayırmadan, ayaklarında çakra toplayarak hızla geriye doğru sıçrayacaktı. Bunu yaparken de eş zamanlı olarak matarasına uzanıp henüz yere inmeden dikmeye başlayacaktı suyu, hayatı buna bağlıymışçasına. 2-3 yudum su içmesi yeterli olur diye düşünüyordu. Zira çok su içmesi durumunda da harekete bağlı olarak negatif etkiler yaşayabilirdi. Sonrasında ise matarayı zaman kaybetmemek için elinden bırakarak son bir umutla seslenecekti rakibine.

"Nakada-san lütfen dur. Halini görmüyor musun? Bir noktada Urata-san'ın bile seni iyileştiremeyeceği bir hale gireceksin. Bu kadar düşüncesiz olmak sana yakışmıyor. Bundan çok daha iyisin!"

Sözlerine başladığı gibi klan zehrini bir kez daha salgılayacaktı tüm vücudundan. Nakada'nın kendisini dinleyip dinlemeyeceğinden emin değildi. Bu yüzden organik zırhını kas refleksi ile kullanabilmek için zehrini hazır etmeliydi. Nakada'ya saldırması durumunda yenileceğini biliyordu. Bu yüzden Suiseiki'ye güvenerek vücudunu esnetecek ve gelecek saldırılardan korunmaya çalışacaktı. Önceden bu hamle ile Nakada'nın açığını yakalayabildiğini biliyordu. Bu sefer de denemek zorundaydı. Daha fazla darbe almadan rakibine saldıracak açıklıkları bulması gerekiyordu. Kadının sınırına dayandığını net bir şekilde görebiliyordu. Sakin ve sabırlı bir şekilde son saldırılarını yapması ve kendini savunması şart olmuştu.
Image
► Show Spoiler
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts: 2811
Joined: August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [7. Gün - Gündüz Safhası | Kasumikage Teki] Tepeler

Post by GM - Naruto » August 16th, 2021, 12:55 am

Geriye sıçrıyor ve yere inmeden hemen önce matarandan bir kaç yudum su içiyorsun. Ardından mataranı yere bırakıyorsun vakit kaybetmemek adına. Bu içtiğin bir kaç yudum su seni sakinleştirse de pek yetmişe benzemiyor. Sınırlarını zorlayabilecek bir konumdasın ama bu içtiğin bir kaç damla sudan ziyade bıçak kemiğe dayandığı için olacak gibi görünüyor. Zehrini salgılamaya başlıyorsun tekrardan.

Mataranı yere bıraktığın gibi laflarını ediyorsun. Karşındaki rakibin ise adımlarını epey hızlandırmış ancak hâlâ koşar halde değil. Senin lafların bittiği gibi, o da sana karşılık veriyor. "Az önce suratımda parşömen patlatıp şimdi de bana acımaya başladığını söyleme, seni doğduğuna pişman ederim. Ne kadar ileri gidebildiğini göster. Hadi!" Satori'nin ses tonunda ilk defa bir sinir, can sıkıntısı ve rahatsızlık hissediyorsun, ancak sınırlı empati yeteneklerin daha fazlasını çözebilmene imkân sunmuyor.

Satori laflarını bitirdiği anda dibine varmış oluyor kabaca, bir kaç adımı kalmış oluyor. Sen kendini dizginleyip vücudunu gelebilecek her türlü saldırıyı karşılamak adına gevşetmiş oluyorsun. Satori dibinde bittiği gibi sert bir yumruk çıkarıyor sol eliyle, ardından onu geri çekerken sağ elini savuruyor. Vücudunu yumruğun aksi yönüne doğru büküp ilk yumruktan kurtulurken diğerinden de elinle hafifçe Satori'nin diğer yumruğunun iç kısmına vurarak yönünü değiştirerek sıyrılıyorsun. Bu esnada Satori çok ani bir şekilde sol ayağı ile bir diz çıkartıyor karnına doğru. İki elini de uçkurunun önünde birleştirip diz daha havalanmaya kabaca yeni başlamışken blokluyor ve geriye doğru bu momentum ile hareket etmeye bırakıyorsun kendini. O esnada bir de kafa atmaya çalışıyor rakibin, ancak bundan da kafanı geriye çekerek kurtuluyorsun.

Bir adım geriye alıyorsun postürünü düzeltmek adına ancak rakibin durmuyor. Tekrar içeriye doğru adımlıyor ve tam göğsüne sert bir yumruk denemesi gerçekleştiriyor. Bundan sıyrılman biraz zor oluyor zira duruşunu tam anlamıyla toparlamış değilsin. Ellerini önünde birleştiriyorsun avuç içinle yumruğu karşılamak adına ancak yumruk o kadar şiddetli ki, ellerinin dış kısmı göğsüne değecek kadar geriye ittiriliyorlar. Ellerin göğsün ve Satori'nin sağ yumruğu arasında kilitlenmişken bunu fırsat bilen rakibin boştaki elini senin sağ boşluğuna savuruyor ve isabet ettiriyor. Zırhın bu hamlenin bir kısmını absorbe etse de dişlerini sıkmaktan kendini alıkoyamıyorsun. Tekrar geriye bir adım alıyorsun.

Satori her bir adımında seni daha çok geriye itmekte. Alan geniş ve boş olduğu için ve genelde dönerek saldırılardan kaçtığın için sırtın herhangi bir şekilde bir duvara gelmeyecek gibi görünüyor. Ancak az önce yediğin yumrukla beraber epey terlemiş durumdasın. Terin zehrinle karışıyor. Performansın gram gram düşmeye başlıyor. Yakın dövüşte rakibine üstün gelemeyeceğinin kesinlikle bilincindesin. Rakibinin vücudunda kesikler, yanıklar ve minik delikler olsa da hâlâ performansında bir sorun yokmuş gibi hareket edebiliyor. Bunu kendini kasarak mı yapıyor yoksa gerçekten mi öyle bir fikrin yok. Ancak dövüşün en azından senin için sonlarına yaklaştığını fark edebiliyorsun. Dayanma gücün azalıyor her ne kadar formu ve kondisyonu iyi bir shinobi olsan da. Performansını düşüren ilk hasarı aldın ve her bir hasarın artık seni daha çok etkileyeceğini biliyorsun. Rakibinin senin ve karşılaşmanın üzerinde tam hakimiyet sağlaması an meselesi gibi görünüyor.

Satori'nin yaralarını daha yakından görme fırsatın oluyor bu esnada. Yaralar ciddi, yani en azından verdikleri acı ciddi olmalı. Onun da epey terlediğini ve nefesinin kısmen düzensiz olduğunu fark ediyorsun. Her bir hamlesinde savrulan saçları yüzündeki yarayı net görmene engel olsa da ara ara suratının geri kalanı ile yekpare bir et parçasıyla birleşen kapalı göz kapaklarını seçebiliyorsun. Her zamanki ciddi yüz ifadesi mevcut.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Kasumikage Teki
Kusagakure
Kusagakure
Posts: 398
Joined: October 22nd, 2018, 2:54 am
Künye:

Re: [7. Gün - Gündüz Safhası | Kasumikage Teki] Tepeler

Post by Kasumikage Teki » August 16th, 2021, 10:15 pm

Sözlerinin Nakada'yı sinirlendireceğini hiç ama hiç düşünmemişti Teki. Haklıydı da kadın... Daha saniyeler önce suratında bir parşömen patlatmıştı Teki rakibinin. Birisi bunu kendine yapmış olsaydı ne kadar sinirleneceğini tahmin bile edemiyordu. Nakada da haklı olarak sinirlenmiş ve Teki'ye tekrar baskı kurmaya başlamıştı hiç zaman kaybetmeden.

Her ne kadar ilk saldırılardan kendini korumayı başarmış olsa da, çok dayanamamıştı ve Nakada'dan bir darbe daha almıştı. Eş zamanlı olarak hem ciğerlerinden hava hem de derisinin altından ter fışkırmıştı adeta. Daha fazla dayanabileceğini düşünmüyordu artık. En azından bilincini kaybetmemesi gerekiyordu. Bu sayede son bir deneme yapabilirdi en azından.

Nakada'nın iki saldırısının arasında bir kez daha ayaklarında çakra toplayarak geri fırlatacaktı kendini. Aralarında yeteri kadar mesafe olduğundan emin olduğunda ise ellerini havaya kaldırarak konuşmaya başlayacaktı.

"Yeter dedim! Pes ediyorum. Dövüşmemizin artık bir anlamı yok. Sabah oluşturduğum 2 Kage Bunshin yüzünden zaten çakram üçe bölünmüş durumda. Bu seni üzer mi yoksa mutlu mu eder bilmiyorum ama benim tam potansiyelim ile dövüşmediğini bilmeni isterim. İkimiz de yeterince yara aldık. Bundan sonrası anlamsız. Saçma bir inat uğruna geleceğimizden olmayalım." Yüzü ekşimişti. Kısmen pişman olmuştu Kage Bunshin'lerini oluşturduğu için. Şu anki durumunu düşündüğünde tam potansiyeline sahip olsaydı kesinlikle Nakada'yı yeneceğini düşünüyordu. "Az önce dediklerim için de özür dilerim. Amacım seni kırmak ya da gücendirmek değildi. Ancak sen durmasan bile ben duracağım. Parşömen üs binasının içindeki fıçıların birinde. En son Teijo-san yerleştirdiği için hangisinde olduğunu gerçekten hatırlamıyorum."

Nakada'nın yalanlara kanmayacağını biliyordu. Bizzat Urata-san da desteklemişti bu durumu sınavın 2. ya da 3. gününde. Bu yüzden doğruları konuşacak fakat saklaması gereken kısımları da saklayacaktı Teki. Az önceki yakın dövüşleri sırasında Nakada'nın yaralarını yakından inceleme şansı olmuştu. Kadının pek hali kalmadığından emindi. Fıçıya kurdukları tuzak mekanizması tarafından yakalanması durumunda onu etkisiz hale getirebileceğini düşünüyordu. "Umarım gelecekte bir gün doğru şartlar altında tekrar dövüşme şansımız olur. Şahsen her ne kadar reddetsen de, beni eğitmen için darlamaya devam edeceğim seni şimdiden uyarmak isterim." Bakışlarını kaçırmıştı istemsizce. "Patlama için de ayrıca gerçekten özür dilerim. Kenara sıkışmıştım. Bazen çok korkutucu oluyorsun..."
Image
► Show Spoiler
Locked

Return to “Mavi Takım Özel Alanı”